Kuveyt’te yeni medya düzenleme yasası siyasette hareketlenmelere neden oldu

Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)
Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)
TT

Kuveyt’te yeni medya düzenleme yasası siyasette hareketlenmelere neden oldu

Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)
Kuveyt Enformasyon Bakanı Abdurrahman Beddah el-Muteyri. (KUNA)

Kuveyt'te hükümet yeni medya düzenleme yasasını meclise sunmaya hazırlanıyor. Bazı milletvekilleri bunu, özgürlükleri kısıtlayıcı, medyayı tahakküm altına alan ve ifade özgürlüğüne yönelik cezaların alanını genişleten bir yasa olarak görüyor.

Enformasyon Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni medya düzenleme yasasının taslağı, ilgili tüm resmi prosedürlerin tamamlanması ve tüm not ve önerilerin alınması için ilgili devlet kurumlarına sunuldu. Yasa tasarısı önceki toplantıda komite üyeleriyle mutabakata varıldığı gibi önümüzdeki ekim ayı başında Ulusal Meclis Eğitim Komitesine havale edilmek üzere Ulusal Meclis'e sevk edilmeye hazırlanıyor.

Henüz onaylanmayan yeni yasanın, milletvekillerini de eleştiren vatandaşlara yönelik ağır cezalar öngördüğü öğrenildi. Yeni yasa aynı zamanda yayın, yayım, görsel ve işitsel medyaya ilişkin mevcut yasalarda öngörülen hapis ve mali para cezalarının artırılmasını ve elektronik medyanın düzenlenmesini öngörüyor.

Kuveyt İlerleme Hareketi, basın ve yayın kanununda, görsel-işitsel medya kanununda ve elektronik medya düzenleme kanununda yer alanların ötesinde yeni yasada ‘medyanın kontrolü, vesayeti ve kısıtlanması’ kapsamının genişletildiğini belirtti. Hareket bu vesayet ve kısıtlamaların sinemalar, halka açık partiler ve otel salonlarında müzik çalınması da dahil olmak üzere tüm alanları kapsayacağını kaydetti.

Yasa milletvekillerine yanlış söz veya eylem atfetmeyi yasaklamak ve özel hayatlarını etkilememek bahanesiyle siyasi ve medya eleştirilerine karşı abartılı bir dokunulmazlık öngörüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yayınlanması yasaklanan konular arasında ‘toplumun ahlakını bozan ve ekonomik duruma olan güveni sarsıcı’ gibi somut olarak tanımlanması zor, muğlak ifadeler yer aldı. Yasa yayın, yayım, görsel ve işitsel medya ile elektronik medyanın düzenlenmesine ilişkin mevcut yasalarda yer alan hapis cezası sayılarının ve mali para cezalarının miktarlarının artırılmasını öngörüyor.

Enformasyon Bakanlığı: Anayasal ve yasal çerçeveleri takip edeceğiz

Enformasyon Bakanlığı dün yaptığı açıklamada medyanın özgürlükler düzeyinin yükseltilmesine ve Kuveyt medyasının gelişimini garanti altına alacak şekilde düzenlenmesine ilişkin yasa tasarısı ile ilgili tüm anayasal ve yasal çerçeveleri takip etme kararlılığına vurgu yaptı. Bakanlık, yaptığı basın açıklamasında, yakın zamanda hazırladığı medya düzenlemesine ilişkin yasa tasarısı hakkında gündeme getirilen hususlara dikkat çekti. Enformasyon Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni medya düzenleme yasasının taslağı, ilgili tüm resmi prosedürlerin tamamlanması ve tüm not ve önerilerin alınması için ilgili devlet kurumlarına sunuldu. Yasa tasarısı önceki toplantıda komite üyeleriyle mutabakata varıldığı gibi önümüzdeki ekim ayı başında Ulusal Meclis Eğitim Komitesi’ne havale edilmek üzere Ulusal Meclis'e sevk edilmeye hazırlanıyor. Bakanlık, Kuveyt medyasına hizmet eden ve özgürlükleri destekleyen konularda yasama ve yürütme makamlarıyla ortak iş birliği ve sürekli koordinasyona vurgu yaptı.

Parlamento reddi

Yeni yasanın gündeme gelmesinin ardından bazı Kuveytli milletvekilleri, yasayı anayasanın ve bireysel özgürlüklerin ihlali olarak tanımlayarak ilga çağrısında bulundu.

Kuveytli Milletvekili Dr.Hasan Cevher, hükümetin liderlerin atanmasını düzenleyen, kamu parasını koruyan, gelir kaynaklarını çeşitlendiren, kamu özgürlüklerini destekleyen, çalışanların ve emeklilerin maaşlarının artırılmasını öngören yasalarla dolu yasa haritasını reddettiğini ve eylem programında bile yer almayan ‘Özgürlüklerin Bastırılması Yasası’na yöneldiğini söyledi.

Cevher, “Bu, Kuveyt halkının teveccühünün karşılığı mı? İktidar siyasi olarak kendi kendini bitirmeye başladı” diye konuştu.

Kuveytli Milletvekili Dr. Mübarek et-Taşa ise şunları söyledi:

“Herkesin yeni bir sayfa açılması, halk katılımının ve kamuoyu üzerindeki denetiminin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğu bir dönemde popüler sansürü kısıtlayan ve cezaları sıkılaştıran bir hükümet yasa tasarısının hazırlandığını duyuyoruz. Bu tür kötü niyetli uygulamaları kabul edemeyiz.”

Fotoğraf Altı: Milletvekillerinin bazıları, yeni medya düzenleme yasa tasarısına karşı. (Şarku'l Avsat)
Milletvekillerinin bazıları, yeni medya düzenleme yasa tasarısına karşı. (Şarku'l Avsat)

Milletvekili Dr. Cenan Buşehri yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Daha önce medya yasası ile ilgili Enformasyon Bakanı ile görüştüm. Yasanın daha fazla özgürlükler için olması gerektiğini vurguladım. Biz kaosun savunucusu ya da insanların onuruna saldırının destekçisi değiliz, ancak hükümetin medyayı düzenleme projesi hakkında yayınlananlar, eğer doğruysa, medyanın özgürlüklerini geliştirme, örgütleme ve destekleme kavramıyla çelişiyor. Bunu Enformasyon Bakanı kardeşime tüm içtenliğimle söylüyorum; yasa taslağını yayınlanmış şekliyle sunmanız, ki bu sizin anayasal hakkınızdır, demokrasinin özüne aykırıdır ve siyasi geleceğinizin sonudur.”

Milletvekili Mutab er-Rasan da şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yerel gazetelerde yayınlanan bilgiler doğruysa bu, siyasi bir dönekliktir ve özgürlüklerin kısıtlanması yönündeki kabul edilemez kötü yaklaşımın devamıdır. Kamu özgürlükleri tartışılamaz bir kırmızı çizgidir. Özgürlükleri ve farklı görüşleri destekleyeceğiz."

Milletvekili Saud el-Asfur’un açıklaması ise şöyle oldu:

“Yayın, medya ve siber suç yasalarındaki esnek ve belirtilmemiş ifadeler nedeniyle Kuveyt halkının yaşadığı zorlu deneyimleri dikkate almayan herhangi bir yasa, reddedilmeye mahkum bir yasadır. Düşünce özgürlüğünü kısıtlayan kötü yasalar nedeniyle Kuveyt gençliğinin hayatından yıllar kaybedildi. Bu yasaların herhangi bir şekilde çoğaltılması kabul edilemez. Bir görüşe katılsak da katılmasak da kimse görüşü nedeniyle hapis cezası alamaz.”

Milletvekili Hani Şems, mevcut görsel-işitsel yasanın daha fazla özgürlük sağlayacak şekilde değiştirilmesi çağrısında bulundu. Şems konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

“Medyayı düzenleme bahanesiyle, ağızları susturacak, vatandaşların düşüncelerini ifade etme haklarını kısıtlayacak ve onları hapse atacak her yasa tasarısını ve teklifini reddediyoruz.”

Milletvekili Hamed el-Medlec, X (eski adıyla Twitter) platformundaki bir paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Medya düzenleme yasasıyla ilgili iddiaların kabul edilmesi kesinlikle mümkün değil. Yolsuzluk yapan veya kusurları olan kişileri eleştirmek konusunda kamuoyunu korkutmak için hazırlanan bu ağızları susturma yetkisini kabul etmeyeceğiz. Siyasi eleştiriyi istemeyen evinde otursun.”

Milletvekili Davud Marifi de "Keyfi kanunlar yoluyla anayasanın maddelerine zarar verilmesini kabul etmeyeceğiz" dedi.

Marifi Başbakana hitaben şunları söyledi:

"Halkla çatışmanın başlangıcı, onların özgürlüklerinin yasallaşmasıdır. Halkın iradesiyle sizden önceki hükümet başkanları gitti, halk isterse siz de gidersiniz."

Milletvekili Abdullah Fahd ise X platformundan şu paylaşımı yaptı:

"Biz milletvekilleri olarak anayasa ve kurumlarda özgürlükleri kısıtlayan yasalar çıkarmaya gelmedik ve bu bağlamda sunulan her yasa tamamen reddedilir. Biz önce anayasayı koruyacağımıza ve halkın özgürlüklerini savunacağımıza yemin ettik ve bu nedenle hükümeti medyayı düzenleyen yasayı çıkarmaya çalışmaması konusunda uyarıyoruz."

Milletvekili Cerrah el-Fevzan’ın açıklaması da şöyle oldu:

“Hükümetin siyasi gidişatı düzeltmesi ve son on yılda Kuveytli gençlerin ülkeyi terk etmesine neden olan her şeyi değiştirmesi gerekirdi. Özgürlük yasalarından herhangi bir geri adım veya bu yönde bir vurgu kesinlikle reddedilir ve bireysel özgürlüklerin ihlali işbirliğini koparmanın ilk adımıdır.”

Milletvekili Muhelhel el-Mudaf da yeni yasaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Yeni medyayı düzenleme yasası anayasaya ve ilkelerine, içeriklerine ve maddelerine karşı bir darbedir. Bu, Kuveyt ve halkının iyiliğini istemeyen ve kasıtlı olarak özgürlükleri düzenlemeyi, özgürlükleri suç saymakla karıştıran kişilerin işidir.”

Milletvekili Usame ez-Zeyd’in X platformunda yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Herkese düşünce özgürlüğünü ve bunu sözlü, yazılı veya başka şekilde ifade etme ve yayınlama hakkını garanti eden anayasanın 36’ıncı maddesine ve Uluslararası Sözleşme'nin 19’uncu maddesine dayanarak söylüyorum; herkes dışarıdan müdahale olmaksızın ve onurlu Kuveyt halkıyla yapılan yemin ve sözleşmeye uygun olarak bir düşünceye sahip olma hakkını taşır. Özgürlükleri kısıtlamayı amaçlayan her türlü yasayı prensip olarak reddediyoruz. Daha fazla hakkın onaylanması ve özgürlükleri kısıtlayan yasaların, özellikle de bireylerin özgürlüklerini kısıtlayan yasaların ve müebbet hapis cezalarının kaldırılması yönünde çaba göstermeye devam edeceğiz.”

Milletvekili Hamed el-Ulyan, hükümetin medya düzenlemesine ilişkin sunacağı yasa tasarısının ‘mevcut haliyle kesin bir şekilde reddedileceğini’ söyledi.

Ulyan açıklamasında "Milletvekili olarak özgürlükleri desteklemek, insanların düşüncelerini ifade etme hakkını korumak ve bireyleri kısıtlayan yasaları kaldırmak için geldik" ifadesini kullandı.

Milletvekili Şuayp Şaban’ın değerlendirmesi ise şöyle oldu:

“İfade ve kamu özgürlüklerini ve doğuştan gelen insani ve anayasal hakları kısıtlama ve ağızları susturmaya yönelik her türlü girişimle kararlı bir şekilde yüzleşeceğiz. Yapıcı eleştiri gelişimin temelidir ve reddedilmesi ilerlemeyi engeller. Tüm mevzuatın özgürlükleri destekleyen anayasal çerçevelere uyması gerekir.”



BAE'nin yasağı ABD'yi harekete geçirdi: Ortadoğu'daki birliklerin yeri değiştirildi

Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
TT

BAE'nin yasağı ABD'yi harekete geçirdi: Ortadoğu'daki birliklerin yeri değiştirildi

Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)
Katar'daki El Udeid üssü, ABD Hava Kuvvetleri'nin bölgesel komuta merkezine ev sahipliği yapıyor (ABD Ulusal Hava Muhafızları)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), ABD'nin Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) bazı savaş jetleri ve drone'larını Katar'a taşıdığını yazdı. 

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen ABD'li yetkililer, Amerika ordusunun Abu Dabi'deki El Dafra üssünde yer alan jet ve drone'larını, Katar'daki El Udedi üssüne naklettiğini belirtti.

BAE, ABD'nin ülkedeki üssü kullanarak Irak ve Yemen'deki İran destekli gruplara saldırı düzenlemesine izin verilmeyeceğini şubatta açıklamıştı. 

WSJ, ABD'nin bunun üzerine savaş jetleri, keşif uçakları ve drone'ları Katar'ın başkenti Doha'ya 40 kilometre mesafedeki üsse taşıdığını aktardı. 

Haberde, Abu Dabi yönetiminin "ABD'nin askeri operasyonlarına destek verdiği için, İran'ın fonladığı gruplardan gelebilecek misillemelerden çekindiği" savunuldu.

Adının açıklanmasını istemeyen BAE'li bir yetkili, "Irak ve Yemen'deki hedeflere yönelik saldırı görevlerine kısıtlamalar getirildi. Bu kısıtlamalar kendimizi koruma ihtiyacımızdan kaynaklanıyor" dedi. 

Yemen'deki Husiler, Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından patlak veren Gazze savaşında İsrail'e karşı Hamas'ı destekliyor. Bu doğrultuda grup Batılı ülkelerin yanı sıra İsrail'e ait gemilere 31 Ekim'den beri saldırılar düzenliyor. 

ABD Kongresi'ne bağlı araştırma komitesinin 1 Mayıs'ta paylaştığı bilgilere göre İran destekli Husiler, toplamda en az 100 gemiye saldırdı. Amerikan ordusuysa Ortadoğu'daki üslerden kaldırdığı drone'larla misilleme yapmıştı. Husiler, bu saldırılarda en az 34 kayıp verdiklerini bildirmişti.

Diğer yandan haberde, ABD'nin misillemelerinin Husileri durdurmaya yetmediğine dikkat çekildi. 

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines, perşembe günkü açıklamasında Husiler'in "çok sayıda drone ve farklı silah sistemleri üretmeyi sürdürdüğünü, bu konuda özellikle İran'dan destek aldıklarını" söylemişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Stars and Stripes


Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi
TT

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

Kral Selman ve Veliaht Prens, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan’ın ölümü nedeniyle BAE Başkanı'na başsağlığı diledi

İki Kutsal Caminin Sorumlusu Kral Salman bin Abdulaziz, Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölümü üzerine Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'a başsağlığı ve taziye mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında, "Şeyh Tahnun bin Muhammed Al Nahyan'ın ölüm haberini öğrendik- Allah ona merhamet etsin- Majestelerine ve merhumun ailesine en derin ve samimi dileklerimizi gönderiyoruz. Allah'tan onu engin rahmet ve mağfiretiyle kuşatmasını, geniş bahçelerinde barındırmasını ve sizi her türlü kötülükten korumasını niyaz ederiz. Biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz."

Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Salman da Şeyh Muhammed bin Zayed'e başsağlığı ve taziye telgrafı gönderdi. Veliaht Prens mesajında:

 "Şeyh Tahnun bin Muhammed El Nahyan'ın ölüm haberini aldım- Allah ona rahmet etsin- Majesteleri ve merhumun ailesine başsağlığı dileklerimi ve en içten taziyelerimi gönderiyorum. Yüce Allah onu geniş rahmet ve mağfiretiyle kuşatsın, geniş bahçelerinde barındırsın ve sizi her türlü zarardan korusun. O, işiten ve cevap verendir.


Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Faysal bin Ferhan, Al-Burhan ve Hamideti ile Sudan'daki gelişmeleri görüştü

 Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Prens Faysal bin Ferhan, Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Muhammad Hamdan Daklu (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün (Çarşamba), Orgeneral Abdülfettah Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Mohamed Hamdan Daklu (Hamideti) ile Sudan’da mevcut durumdaki son gelişmeleri ve bunların halk üzerindeki yansımalarını ele aldı.

Suudi Dışişleri Bakanı, Al-Burhan ve Hamideti ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Sudan ve halkını daha fazla yıkımdan ve zor insani koşulların daha da kötüleşmesinden korumak için çalışmanın önemini vurguladı. Halkın çıkarlarını ön planda tutmak, devlet kurumlarını, ülkeyi korumak ve güvenliği sağlamak için çatışmanın durdurulmasının önemini vurguladı.

 


Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan ve Meksika dışişleri bakanları Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)
Prens Faysal bin Ferhan ( Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı) Meksika Dışişleri Bakanı Alicia Barcena Ibarra ile Gazze Şeridi ve çevresindeki son gelişmeleri görüştü.

Prens Faysal bin Ferhan'ın Bakan Ibarra ile yaptığı telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve ortak işbirliğinin çeşitli yönlerini ele aldı.


Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Türk ve Fransız mevkidaşlarıyla Gazze'deki gelişmeleri görüştü

Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı, Türk mevkidaşı ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, dün (Pazartesi) Türk mevkidaşı Hakan Fidan ve Fransız Stephane Sejourne ile Gazze Şeridi ve çevresinde yaşanan gelişmeler ile bu konuda yapılan çalışmalar başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren konuları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan ve Bakan Fidan, iki devletli çözümün uygulanmasına ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik çabaları desteklemek amacıyla düzenlenen koordinasyon toplantısının oturum aralarında Riyad'da yaptıkları görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile ikili ilişkileri çeşitli alanlarda güçlendirmenin ve geliştirmenin yollarını değerlendirdi.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi ve adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir
TT

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu'nun Altın Jübile töreni çerçevesinde düzenlenen Enerji Güvenliği, Geleceği ve Sürdürülebilir Kalkınma başlıklı diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle ilgili sorumlulukların paylaştırılması konusundaki söylemlerde bazı ikiyüzlülükler olduğunu söyledi.

Asıl meselenin Paris Anlaşması'nın yorumlanmasında ve iklim değişikliğiyle ülkeler arasında adil ve eşit bir şekilde nasıl başa çıkılacağında yattığını ifade eden Abdulaziz bin Selman, iklim değişikliği tartışmasının COP27'de daha gerçekçi bir hal aldığını belirtti.

Petrol üreticisi ülkelerin iklim etkilerini ulusal haklarıyla dengelediklerini ifade eden Abdulaziz bin Selman, “Hükümetlerin gelecek nesillerin büyümesini sağlamak gibi ahlaki bir sorumluluğu var” ifadesini kullandı.


Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
TT

Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)

Başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi olmak üzere, Gazze'deki durum ve Filistin meselesinin güçlü bir şekilde gündeme geldiği Riyad'da dün (Pazartesi) Suudi Arabistan ve ABD'nin güvenlik anlaşmasına ‘son rötuşları’ yapmaya yakın oldukları bildirildi.

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılan Blinken ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve ABD'nin bir güvenlik anlaşmasına varmaya yakın olduğunu açıkladı.

Bin Ferhan, ABD ile güvenlik anlaşması müzakerelerine ilişkin olarak “ABD ile ikili anlaşmaları tamamlamaya çok yakınız. Çalışmaların çoğu zaten yapıldı. Filistin cephesinde olması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin ana hatlarına sahibiz” ifadelerini kullandı.

Blinken ise aynı konuda, “Geçtiğimiz aylarda, hatta 7 Ekim'den önce bile kapsamlı çalışmalar yaptık. Herhangi bir anlaşmanın Filistin kısmına odaklanmak istiyoruz. Sanırım neredeyse tamamlandı” şeklinde konuştu.

Bin Ferhan, Filistin konusunda, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes ve bir Filistin devletinin kurulması için ‘güvenilir ve geri dönülmez bir yol’ çağrısında bulunan Suudi pozisyonunu vurgularken, Blinken Hamas'a ‘masadaki cömert İsrail teklifini’ kabul etmesi çağrısında bulundu. Blinken, “İsrail ve bölge ülkeleri arasında normalleşme yolunda ilerleyebilmek için Gazze Şeridi'ndeki krizi sona erdirmeli ve Filistin devletinin kurulması için bir yol belirlemeliyiz” dedi.

Bu arada Riyad üç önemli toplantıya sahne oldu: Bir Arap-Amerikan toplantısı, bir Arap-İslam-Avrupa toplantısı ve bir Körfez-Amerikan toplantısı. İlk iki toplantıda Gazze'deki durum, ateşkes ihtiyacı ve Refah'ta bir İsrail operasyonu uyarısı ele alınırken, üçüncü toplantıda Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğü tartışıldı.

Blinken, ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer konusunun ele alınması ve Husi saldırılarının üzerine gidilmesi’ gerektiğini vurgulayarak “Kızıldeniz'de kargo gemilerinin hedef alınması küresel ekonomiyi etkiliyor” dedi.


Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, ülkesinin enerji sistemlerini ekonomik olarak yönetmeye ve iklim değişikliği kavramları doğrultusunda bunları parasal değere ve çevreye faydalı hale dönüştürmeye odaklandığını vurguladı. Bakan bin Selman, Suudi Arabistan’ın 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramını benimsediğini ve 2020 yılında G20'ye ev sahipliği yaptığı sırada bu kavrama uygun hareket ettiğini söyledi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısının oturum aralarında düzenlenen ‘Uluslararası Ortaklıklarla Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanma Alanındaki Yeniliklerin Teşvik Edilmesi’ başlıklı panelde konuşan Prens bin Selman, Suudi Arabistan’da elektriğin en düşük maliyetle üretildiğini ve rekabetçi fiyatlarla sunulduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan hükümetinin bu alanda çeşitli programları ve projeleri olduğunu belirten Enerji Bakanı, ülkeye yatırımları çekecek bir hamleyle elektrik üretiminin maliyetini düşürme ve rekabet gücünü koruma yönünde adımlar atıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan hükümetinin enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlama konusunda kararlı olduğunun altını çizen Prens bin Selman, ülkesinin bu yolda ilerleme kaydettiğini ve enerjinin DNA’sı haline gelen bir sistem kurmayı başardığını söyledi.

Enerji Bakanlığının bu sistemi kurma hedeflerine ulaşmak için Ekonomi ve Planlama Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte çalıştığını ifade eden Enerji Bakanı, bu alanda katma değer sağlayan tüm kurumlarla iş birliği yapabileceklerini belirtti.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından 2011 yılında başlatılan enerji verimliliği programına değinen Prens bin Selman, söz konusu sistemin ülkenin hedeflerine ulaşmak için benzersiz hale geldiğini belirterek, ülkesinin döngüsel karbon ekonomisine doğru daha ileri adımlar atmak için herkesin iş birliğine açık olduğunu vurguladı.

Karbondioksitin atılmasının daha fazla karbondioksit üreteceğini ve geri dönüşüm konseptinde bunun daha faydalı başka kullanımlarla değerlendirilebileceğini açıklayan Bakan bin Selman, Suudi Arabistan Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin hedeflerinin de bununla uyumlu olduğunu belirtti. Enerji Bakanı, tüm bu hedeflerin ise iklim değişikliğine yardımcı olduğunun altını çizdi.

Rekabetçi fiyatların korunmasının ülkede elektrik ve enerji üretimine daha fazla yatırım yapılmasını sağlayacağını söyleyen Prens bin Selman, Suudi Arabistan'ın enerji sektörünün, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenen bir sisteme geçişte öncü olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.


ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
TT

ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Riyad'da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya gelerek “Gazze'de ateşkesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını destekliyoruz” başlıklı ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısını gerçekleştirdiler. Blinken, Washington'ın Gazze'ye insani yardımların girişi konusuna büyük önem verdiğini ve bu konuda ilerleme kaydettiklerini açıkladı.

erght
Suudi Dışişleri Bakanı bin Ferhan, Riyad'daki ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısına katıldı (SPA)

Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için somut adımlar atılmasını istediğini de sözlerine ekledi.

Gazze’deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyen Blinken, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı, toplantı sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İsrail’in güvenliğini garanti eden sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. İran'ın İsrail'e yönelik saldırısı bölgede büyüyen bir tehdidin sinyalini veriyor.

Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinin de ele alınması gerektiğini ifade eden Blinken, “Husilerin saldırılarının üzerine gidilmeli" dedi. Kızıldeniz'de ticaret gemilerinin hedef alınmasının küresel ekonomiyi etkilediğine dikkati çeken ABD’li bakan, Suudi Arabistan Kralı Salmen bin Abdulaziz’in Yemen'de barışın sağlanması için sarf ettiği çabalara övgüde bulundu.

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, toplantıdaki konuşmasında, “Körfez ülkeleri ve ABD arasındaki pozisyonları koordine etmeye çalışıyoruz. Ortadoğu'daki askeri gerilim son derece tehlikeli. Bölgeyi bu gerilim sürükleyebileceği savaş tehlikesinden kurtarmak için diplomatik çabalar yoğunlaştırılmalı” şeklinde konuştu.

Gazze'de derhal ateşkes sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan Katarlı bakan, “Uluslararası kararlar temelinde barış çabalarını sürdüreceğiz” dedi.

fd bfe
KİK ülkeleri dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı (SPA)

Toplantıda konuşan KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Gazze Şeridi’nin tamamında derhal ateşkes ilan edilmesi, Batı Şeria'daki şiddetin durdurulması için etkili olacak uluslararası tedbirler alınması ve iki devletli çözümün uygulanması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu.

KİK Genel Sekreteri, Husilerin ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiği Kızıldeniz'deki saldırılarından duyduğu derin endişeyi de dile getirdi.