Raytheon: “Suudiler, küresel çapta savunma sanayisine tedarik sağlama kapasitesine sahip”

Şirket, Suudi Arabistan’a yeni teknolojiler tanıtmayı ve askeri sanayinin yerelleşmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Thomas Laliberte, Raytheon’da kara savaşı ve hava savunma şefi (Şarku’l Avsat)
Thomas Laliberte, Raytheon’da kara savaşı ve hava savunma şefi (Şarku’l Avsat)
TT

Raytheon: “Suudiler, küresel çapta savunma sanayisine tedarik sağlama kapasitesine sahip”

Thomas Laliberte, Raytheon’da kara savaşı ve hava savunma şefi (Şarku’l Avsat)
Thomas Laliberte, Raytheon’da kara savaşı ve hava savunma şefi (Şarku’l Avsat)

Raytheon Kara Savaşı ve Hava Savunma Departmanı Başkanı Thomas Laliberte, “Şirket, Hava Savunma Kuvvetleri için güvenilir bir ortak olarak hareket etme planlarının ve Patriot hava ve füze savunma sistemlerini modernize etme ve sürdürme yönündeki sürekli çabalarının bir parçası olarak, Suudi Arabistan Hava Savunma Kuvvetleri ile Riyad’a artı kapasite sunma olasılığı üzerinde çalışıyor” dedi.

Bu kapasite arttırımı arasında Gelişmiş Karadan Havaya Füze Sistemi (NASAMS) ve Küçük, Yavaş, Düşük Entegre İnsansız Uçak Sistemi (LIDS) yer alıyor.

Laliberte, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Bu yetenekleri mevcut Patriot sistemlerine entegre etmeyi ve esas olarak koruma katmanları sağlamamızı sağlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Küçük, Yavaş, Alçak Entegre İnsansız Hava Aracı Bozma Sistemi (LIDS) gibi kısa menzilli karşı drone sistemlerine ek olarak Patriot sistemi kapsamında, uzun menzilli sistemler, Gelişmiş Karadan Havaya Füze Sistemi (NASAMS) ile orta menzilli sistemler bulunmaktadır. Tüm bunların genelinde entegrasyon sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

Yetkili, “Bu tür projeler üzerinde Suudi Kraliyet Hava Savunma Kuvvetleri ile birlikte çalışıyoruz. Bu planlar, kuvvetlerin üzerinde çalışmamız için uygun zamanlamayı tanımlaması ve ayarlaması için mevcut” ifadelerini kullandı.

Güvenilir ortak

Şirketin Suudi Arabistan’daki planlarının bir parçası olarak, “Önceliğimiz, özellikle yürüttüğüm iş ve Patriot hava ve füze savunma sistemini modernize etme ve sürdürme çabalarımız açısından, Suudi Kraliyet Hava Savunma Kuvvetleri’ne güvenilir bir ortak olarak hizmet etmeye devam etmektir” diyen Laliberte, Suudi Arabistan’ın askeri sanayi sektörünü yerelleştirme planlarına katılımın devam ettiğini vurguladı. Thomas Laliberte, “Geçtiğimiz yıl Uluslararası Savunma Fuarı etkinlikleri sırasında gelişmiş Patriot sistemi için geliştirilmiş güdümlü füzelerin (G-T) önemli parçalarının üretildiğini duyurmuştuk. Yakın gelecekte bu tip füzelerle ilgili bazı hususları duyurmayı amaçlıyoruz. Bununla ilgili yerelleştirmeleri genişleteceğiz” ifadelerini kullandı.

Laliberte, “Özellikle Suudi Kraliyet Hava Savunma Kuvvetleri ile ve daha da önemlisi Suudi sanayi sistemiyle bu konu üzerinde hâlâ çalışıyoruz. Yaklaşımın, öncelikle bu işi Suudi sanayi üssünün üyelerinin yapmasını içermesi bekleniyor” ifadelerini kullandı.

Askeri sanayinin yerelleştirilmesi

Suudi Arabistan’ın sektörü yerelleştirmesine yardımcı olan faktörlerle ilgili olarak ise yetkili, “Her şeyden önce bunu yapacak bir vizyona sahip olmanın önemli olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ortaya koyduğu Vizyon 2030, Krallık için yalnızca savunmaya değil, çok çeşitli sektörlere odaklanan uzun vadeli bir planın yolunu açtı. Daha sonra Krallık, bu vizyona ulaşmak için çalışan bir altyapı oluşturdu. Örneğin, Askeri Endüstriler Genel Otoritesi, yurtlaştırma fırsatları sağlamak için yakın işbirliği içinde çalıştığımız kuruluşlardan biridir. Aynı şekilde kaynaklara, yani sektörümüzün ihtiyaç duyduğu işi yapabilecek insanlara da büyük önem veriyoruz. Ülkede mevcut operasyonlarında teknik yeteneklere sahip olan veya yetenekleri geliştirmek için sermaye ve bilgi aktarımına yatırım yapmak isteyen şirketler de var. Hiç şüphe yok ki liderlik, bağlılık ve arzu sonuçta bu işin başarısına yol açacaktır” dedi.

Cidde Fabrikası ve Patriot Sistemi

Laliberte, Zahid Sanayi Şirketi ile işbirliği içinde Cidde şehrinde (Suudi Arabistan’ın batısı) açılan füze savunma radarlarına yönelik ana güç üniteleri fabrikasının, sadece Suudi Arabistan için değil, Raytheon için de küresel bir tedarikçi olacağına inanıyor. Ülkenin savunma sanayii tedarik zincirinin bir parçası olabilecek geniş imkanlara sahip olduğuna dikkati çeken Laliberte, “Hava savunma yeteneklerine büyük bir talep var. Dolayısıyla bu talebi karşılamaya çalıştığımızda, yalnızca ABD’deki tedarikçilere ve diğer ülkelerdeki geleneksel tedarikçilerimize güvenmemek için tedarik zincirimizi çeşitlendirmemiz gerektiğini biliyoruz. Dolayısıyla Suudi Arabistan gibi bu talebi karşılayacak sanayi üssünü kuran ülkeleri bulmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Raytheon’da hava savunma radarı (Şarku’l Avsat)
Raytheon’da hava savunma radarı (Şarku’l Avsat)

Thomas Laliberte, “Zahid Sanayi Şirketi ile ana güç üniteleri imalatında şu ana kadar edindiğimiz deneyim oldukça olumlu. Sadece Suudi Arabistan’da değil, küresel tedarik zincirimizde de kullanılacak bir ürün üretmek için çalışılacak. Patriot sistemi üzerinde yaptığımız çalışmalar, daha önce duyurduğumuz ve yakında duyuracağımız şeyler de tedarik zincirinin bir parçası olacak. Bu, bizim hedefimiz” dedi. Laliberte, sözlerinin devamında ise “Suudi Arabistan’daki endüstriyel ortakların, yalnızca ülkenin ihtiyaçlarına hizmet etmek istemediğinin tamamen bilincindeyiz. Her ne kadar büyük ihtiyaçları olmasına rağmen bu, Krallık ile sınırlı olması durumunda uygun türde bir yatırım getirisi sağlamayacaktır. Dolayısıyla bu ortakların yapacağı yatırım türlerini haklı çıkaracak ihracat pazarlarına ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

Bölgenin tehditleri

Bölgenin son yıllarda maruz kaldığı tehditler hakkında Laliberte, “Son zamanlarda gördüğümüz şey, sanırım rakibin saldırılarını daha fazla koordine etmesi. Balistik füzelerin ve seyir füzelerinin yanı sıra çok sayıda drone sisteminin, 360 derecelik saldırı açısıyla aynı anda savunulan bir varlığa doğru geldiğini görüyoruz. Raytheon, katmanlar halinde kullanılabilecek sistemlere sahip” dedi.

“Suudi Arabistan, Patriot füze sisteminin yanı sıra uzun menzilli balistik füzelerin dış savunmasını sağlayan THAAD sistemine de sahip. Taktik balistik füzelere, her türlü düşman uçağına, seyir füzelerine ve büyük insansız hava araçlarına karşı hava ve füze savunma yeteneklerinin bir kombinasyonudur” diyen Laliberte, sözlerinin devamında ise “Raytheon, krallıkla bahsettiğimiz Ulusal Gelişmiş Karadan Havaya Füze Sistemi’ne (NASAMS), seyir füzeleri, büyük uçaklar ve dronlarla mücadele etme kapasitesine sahip. Son olarak temel olarak Hassas Hedefleme Radarı ve Coyote Önleme Sistemi olan Küçük, Yavaş, Düşük Entegre İnsansız Hava Aracı Sistemine (LIDS) de sahibiz. LIDS, küçük ve orta boy dronelar için özel olarak tasarlanmış bir anti- drone sistemidir” açıklamasında bulundu.

Uzun menzilli, yüksek irtifa hava savunma sistemi Patriot (Şarku’ Avsat)
Uzun menzilli, yüksek irtifa hava savunma sistemi Patriot (Şarku’ Avsat)

Raytheon’un ayrıca 50 kilowatta ulaşan ve küçük ve orta boy dronlarla ilgilenen yüksek enerjili bir lazer sistemine sahip olduğunu belirten Laliberte, “Lazer sistemi roketlere ve havan toplarına karşı çok etkilidir. Çünkü bu, bir düşmanın bizim uğraştığımız ülkelere karşı kullanabileceği daha kısa menzilli tehditlere benziyor. Dolayısıyla tüm bunlar, farklı katmanları entegre edebilmenin yanı sıra çok önemlidir” dedi.

Raytheon’daki Kara Savaşı ve Hava Savunma Dairesi Başkanı ayrıca, “Savaş alanındaki komutanların tehditleri olabildiğince çabuk tespit etme yeteneği, onlara tehditlerin ne olduğunu ve onlarla nasıl başa çıkacaklarını belirlemeleri için en fazla zamanı verir. Örneğin bir insansız hava aracıyla mücadelede Patriot sistemine değil, özellikle maliyeti Patriot füzesinin maliyetinden çok daha düşük olduğundan, önleme sistemine (Coyote) güveniliyor. Patriot ise ileri teknolojiye dayanan ve baş edilmesi zor balistik füzelere karşı kullanılıyor” ifadelerini kullandı.

Yapay zeka

Kendisine yapay zeka sorulduğunda Laliberte, bunun onlarca yıldır var olan bir endüstri olduğunu söylerken, bazı Raytheon ürünlerinin yapay zeka algoritmalarına sahip olduğunu ve bunların çoğunlukla belirli bir amaç için tasarlandığını vurguladı. Yetkili, “Füze savunma senaryolarındaki zorluklardan biri, ayrımcılık adı verilen tehdidi tanımlamaya çalışmaktır. Dolayısıyla yapay zekadan kullanılabilecek tekniklerden birine makine öğrenimi adı verilir. Esasen bu, her türlü örneği sağlayarak onu eğiten bir algoritmaya sahip olmak anlamına gelir. Yani bunu radar görüntüleri şeklinde sunuyoruz ve sonra onu neyin olumlu olduğunu anlaması için eğitiyoruz. Aranan şey de bu ve bu durumda bu şey, olumsuz oldu. Bunu yaptıktan sonra sonuç, algoritmayı milyonlarca örnek üzerinde eğiterek doğru ayrımcılığı yapabilmesidir” ifadelerini kullandı. Laliberte, “Bu, yalnızca Raytheon’un değil, bir bütün olarak endüstrinin uzun süredir kullandığı, görüntü işleme ve radar sinyali işlemede kullanılan yaygın bir teknolojidir. Raytheon’un hava savunma sistemlerinde buna yardımcı olacak bazı otomatik özellikleri zaten mevcut. Ama bence geleceğin yattığı yer burası. Komutanlar, savaşları daha iyi organize etmelerine yardımcı olmak için yapay zekayı gerçek bir karar verme asistanı olarak kullanıyor” dedi.

Suudi Arabistan’daki Küresel Savunma Fuarı

Laliberte, şirketin gelecek yıl Küresel Savunma Fuarı’na, yakın zamanda üç şirket Raytheon, Collins Aerospace ve Pratt & Whitney aracılığıyla duyurduğu yeni markası RTX aracılığıyla katılacağını belirtirken, “Geçtiğimiz yıl geniş bir katılımımız olduğu için fuara katılmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

Savunma sistemlerinde Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasındaki koordinasyon hakkında ise Laliberte, “KİK üyelerinin ihtiyaç duydukları sistemler ve yetenekler hakkında diyalog kurmasını görmenin, gerçekten harika bir şey diye düşünüyorum. Sadece birlikte çalışabilirlik kavramına odaklanmamanın onların çıkarına olduğunu düşünüyorum. Ancak son zamanlarda duyduğum bir tabir var; karşılıklılık yani ihtiyaç halinde sistem değişimi kavramı. Bu da ancak ülkelerin aynı sistemlere sahip olmasıyla gerçekleşebilir. Hiç şüphe yok ki bugün Körfez ülkeleri arasında aktif bir iş birliği görüyoruz ve buna acil bir ihtiyaç olduğu kanaatindeyim” dedi.

Suudilerin kendi kendine yeterliliğe doğru eğilimi

Geçen Eylül ayında Suudi Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman bin Abdülaziz, Suudi Arabistan’ın askeri sanayiyi geliştirmeye yönelik planları ve çabaları sayesinde, askeri sanayinin kendi kendine yeterliliğinin yüzde 2’den yüzde 15’e yükseldiğini ve yüzde 50’ye ulaşmasını umduğunu söyledi.

Vizyon 2030’da önce Suudi askeri sanayi sektörü açısından durum şimdiki gibi değildi. Vizyon, uygun altyapının bulunmasından başlayarak, kendi kendine yeterliliğe ulaşabilen ve hatta ihracat için bunun ötesine geçebilecek Suudi askeri ürünlerine kadar entegre bir sektör kurmayı başardı. Bu da vizyon, askeri teçhizatın hazırlığını artıran, kendi kendine yeterliliği artıran ve ulusal ekonomiye etkin bir şekilde katkıda bulunan sürdürülebilir bir askeri sanayi sektörü geliştirmek olduğu için, sektördeki hareketi açık hale getirdi.

Suudi Arabistan’ın perspektifi, askeri teçhizat üreticisi ile tüketicisi arasındaki basit bir satın alma sürecinden, sürecin tüm tarafları için ortaklık ve kazanç kavramına dönüştü. Savunma Bakanı genç Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz liderliğindeki Savunma Bakanlığı, iddialı yurtlandırma sürecini desteklemeye devam etmek için Askeri Endüstriler Kamu Otoritesi ile birlikte çalışıyor.

Ayrıca Kamu Yatırım Fonu’na bağlı Suudi Askeri Sanayi Şirketi (SAMI), 2030 yılına kadar dünyada savunma sanayinde uzmanlaşmış ilk 25 şirket arasında yer almak için çalışıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Şirket, uluslararası spesifikasyonlarda savunma ürün ve hizmetleri geliştirmek ve Suudi Arabistan’ın savunma sanayii alanında kendi kendine yeterliliğini sağlamak için en son teknolojilere ve en iyi yetkinliklere güveniyor.



Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu: 18 yolsuzluk vakasına karışan çok sayıda kişi tutuklandı

Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu: 18 yolsuzluk vakasına karışan çok sayıda kişi tutuklandı

Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Denetleme ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu (Nazaha), geçtiğimiz dönemde soruşturduğu 18 yolsuzluk vakasına karışan çok sayıda kişinin tutuklandığını duyurdu ve failler hakkında yasal prosedürlerin tamamlandığını bildirdi.

Kurum dün yaptığı açıklamada, bir deniz limanında çalışan iki kişinin, Suudi Arabistan dışından usulsüz bir şekilde kamyon ithal etme prosedürlerini tamamlama karşılığında (açığa alınan) bir gümrük komisyoncusundan 400 bin riyal aldıkları için tutuklandıklarını duyurdu.

Öte yandan Suudi Arabistan Zekât, Vergi ve Gümrük İdaresi ile iş birliği halinde, limanda çalışan bir çalışanın, gümrüğe ait resmi aracı kullanarak ve gümrük el koyma deposuna girerek tütün içeren ürünlere el koyduğu için tutuklandığı belirtildi.

Kurum, İçişleri Bakanlığı ile iş birliği içinde, bir astsubay ile valilik sekreterliğinde çalışan diğer bir kişinin, bir hükümet projesindeki binaların yıkılmasıyla ortaya çıkan madenleri yasadışı yollardan elde etmelerini ve 4 milyon 655 bin riyale satmalarını sağlama karşılığında 3 ticari kuruluşun sahiplerinden (tutuklanan) 110 bin riyal aldıkları için tutuklandığını duyurdu. Kurum ayrıca bir vatandaşın serbest bırakılması karşılığında bir güvenlik görevlisine 43 bin 350 riyal teklif ettiği için tutuklandığını duyurdu.

Bölgelerden birinde karakol amiri olarak görev yapan bir astsubay, merkezdeki davaları takip etme ve tamamlama karşılığında bir miktar para aldığı gerekçesiyle tutuklanırken, bölgelerden birinde İçişleri Bakanlığı için çalışan bir asker de bir şirket için çalışan tahsildarı durdurduğu ve tutuklanan bir vatandaşla birlikte 707 bin riyale el koyduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Kurum ayrıca, bir vilayetin belediyesinde çalışan bir görevlinin, dükkanlarda çalışan vatandaşlardan, belediye gerekliliklerini ihlal etmelerine göz yummak ve onlara karşı para cezalarını kaydetmemek karşılığında 51 bin riyal aldığı için tutuklandığını duyurdu.

Kurum, Adalet Bakanlığı ile iş birliği içinde, valiliklerden birindeki ceza mahkemesinde çalışan bir kâtibin, bir vatandaşa beraat kararı vereceğine dair söz vermesi karşılığında 65 bin riyalin 32 bin 500 riyalini alması üzerine tutuklandığını kaydetti.

Kurum, bir vatandaşın ticari bir kuruluşta görev yaptığı sırada, Eğitim Bakanlığı'na ait projelerde usulsüz şekilde iş yapmak üzere ticari bir kuruluşla taşeronluk yapması karşılığında 234 bin 375 riyallik bir meblağ elde etmesi nedeniyle tutuklandığını belirtti. Kurum ayrıca, valiliklerden birinin belediyesindeki Hizmetler ve Ruhsatlandırma Dairesi Müdürü’nün ticari kuruluşlar üzerindeki ihlalleri usulsüz bir şekilde iptal etmesi ve banka hesaplarında kaynağının meşruiyetini kanıtlamadığı 7 milyon ve 131 bin riyallik fonların bulunması nedeniyle tutuklandığını belirtti.

Kurum, Kral Fahd Geçidi İdaresi ile iş birliği içerisinde, geçiş izni kartını kullanarak Suudi tarafındaki kapılardan geçiş ücreti olarak 55 bin 395 riyal topladığı ve bunları kuruma gelir olarak kaydetmediği için kurumda çalışan bir çalışanın tutuklandığını duyurdu. Ayrıca, bölgelerden birinde Limanlar Genel İdaresi'nde çalışan bir denizcilik müfettişinin, ceza yazmama karşılığında bir gemi kaptanından 11 bin 250 riyal aldığı için açığa alındığı açıklandı.

Ticaret Bakanlığı’nda çalışan bir kişi, ticari bir kuruluşu ticari dolandırıcılıktan mahkûm eden bir mahkeme kararını yayınlamama karşılığında 12 bin riyal aldığı için, bölgelerden birinin belediyesiyle sözleşmeli bir şirkette saha sorumlusu olarak çalışan bir kişi, ticari bir kuruluşa karşı bir ihlal yazmama karşılığında 15 bin riyalin 3 bin riyalini aldığı için ve vilayetlerden birinin belediyesinde çalışan bir kişi, bir bina ihlalini yazmama karşılığında 2 bin riyal aldığı için tutuklandı.

Ayrıca vilayetlerden birinde bulunan bir sağlık kompleksindeki tıbbi malzeme ve tedarik departmanı müdürünün, tıbbi malzemelerin tedariki için usulsüz bir şekilde sözleşme düzenlemesi karşılığında bir medikal şirketten 380 bin riyal talep ettiği için tutuklandığı ve bölgelerden birinde bulunan bir sağlık kompleksindeki satın alma ve sözleşmeler departmanı müdürünün, tutuklanan bir işadamına ait ticari bir kuruluşun usulsüz bir şekilde proje almasını sağlaması karşılığında bir miktar para elde ettiği ve aynı sağlık kompleksindeki bir meslektaşına aynı kuruluşa bir dizi proje vermesi karşılığında 100 bin riyal teklif ettiği için tutuklandığı açıklandı.

Kurum, Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içinde, bölgelerden birinde bir devlet hastanesinde doktor olarak çalışan bir asistanın, usulsüz bir şekilde rapor düzenlemesi karşılığında bir miktar para elde ettiği için tutuklandığını açıkladı.

Kurum, mali ve idari yolsuzluk suçları zaman aşımına tabi olmadığından, kamu fonlarına tecavüz eden veya kişisel çıkarını elde etmek veya kamu yararına zarar vermek için işi istismar eden herkesi izlemeye ve kontrol etmeye devam edeceğini ve işle ilişkisi sona erdikten sonra bile sorumlu tutacağını vurgulayarak, kuralları ihlal edenlere karşı yasanın gerektirdiklerini acımasızca uygulamaya devam edeceğini vurguladı.