Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman Fox News televizyonuna konuştu: Filistin meselesi, İsrail ile normalleşme meselesi açısından önemlidir

Veliaht Prens Fox News röportajında ​​Suudi-Amerikan ilişkilerinin geleceğini anlattı.

Prens Muhammed bin Salman Bret Baier ile röportajda
Prens Muhammed bin Salman Bret Baier ile röportajda
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman Fox News televizyonuna konuştu: Filistin meselesi, İsrail ile normalleşme meselesi açısından önemlidir

Prens Muhammed bin Salman Bret Baier ile röportajda
Prens Muhammed bin Salman Bret Baier ile röportajda

Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman Fox News televizyonuna konuştu: Filistin meselesi, İsrail ile normalleşme meselesi açısından önemlidir.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, Amerikan Fox News kanalına yaptığı açıklamada, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda Filistin meselesinin çok önemli olmaya devam edeceğini belirtti.

Prens Muhammed bin Selman röportajda "Herhangi bir ülkenin nükleer silah elde etmesinden endişe duyuyoruz ve eğer İran nükleer silah elde ederse, biz de ona aynı şekilde sahip olmalıyız. Nükleer silahlara sahip olmanın bir anlamı yok çünkü kullanılamıyorlar ama eğer herhangi bir ülke bunları kullanırsa, yeni bir Hiroşima'ya tahammülü olmayan dünyanın tüm ülkeleriyle savaş halinde olur.” diye konuştu.

Suudi Arabistan halkı, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Fox News kanalına verdiği röportajın saat 01.00 itibariyle yayınlanmasını bekliyor. Röportaj, Suudi Arabistan hakkında özel ve kapsamlı bir raporun parçası olarak yayınlanacak.

Röportaj, Suudi Veliaht Prens'inin 2019'dan bu yana bir ABD haber kanalına vereceği ilk röportaj olacak. Prens Muhammed bin Selman, ABD menşeili CBS’de yayınlanan ünlü ‘60 Dakika’ programına konuştu.

Fox News, geçen hafta yaptığı açıklamada, röportajın 20 Eylül 2023 Perşembe günü ABD Doğu Saati ile 18.00'da yayınlanacağını ve Suudi Arabistan'ın dönüşümleri ve en büyük projeleri, enerji ve Suudi-Amerikan ilişkileri gibi bir dizi konuyu kapsayacağını belirtmişti.

Bakanlar ve yetkililer

Kanal, büyük siyasi haber spikeri Brett Baier'in 19 ve 20 Eylül'de Suudi Arabistan'dan özel bir haber sunacağını ve Suudi sahnesine bir göz atılacağını duyurdu. Baier'in aralarında Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal bin Fadıl İbrahim, Spor Bakanı Prens Abdulaziz bin Turki el-Faysal, Turizm Bakanı ve Turizm Kalkınma Fonu Başkanı Ahmed bin Akil el-Hatibi ve ‘Diriyye Platformu’ geliştirme teşkilatının ABD'li CEO'su Jerry Inzerillo’nun da yer aldığı Suudi yetkililerle de röportajlar yapacağı bildirildi.

Açıklamaya göre bu röportajlar, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yapılacak özel görüşme öncesinde, özel bir haber olarak yayınlanacak.

NEOM’dan

Fox News kanalı, dün Suudi Arabistan'dan bazı özel haberler yayınlamaya başladı. Brett Baier, Neom'dan yayınladığı bir video klipte, Suudi Arabistan'ın nispeten kısa bir sürede elde ettiği muazzam gelişmeleri ve ‘2030 Vizyonu’ sancağı altındaki küresel büyüme ve liderlik hedeflerine övgüde bulundu.

Baier, programın reklam klibinde röportajın NEOM şehrinde gerçekleşeceğini ve başlığının ‘Adil, Dengeli ve Korkusuz’ olduğunu, Prens Muhammed bin Selman'ın İngilizce konuşacağını söyledi.

ABD’li sunucu bir başka videoda ise "Bu ülke, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri, İslam'ın doğduğu yer, dünyanın en büyük kum çölü, en büyük vadisi ve siyasi olarak dünyanın en büyük havalimanına sahip. Bu, gezegenin en önemli yerlerinden biridir. Ben buradayım, Suudi Arabistan'dayım." diye konuştu.

Dün, yetkililerle yapılan özel röportajlardan kesitler yayınlandı. Fox News kanalının sunucusu, Veliaht Prens'e hangi soruları sorması gerektiği konusunda Bakan Abdulaziz bin Selman'dan tavsiye istedi.

Bakan Abdulaziz bin Selman, gülümseyerek soruya, "Prens Muhammed bin Selman'a, bakanlarına ne zaman üç gün boyunca aralıksız sekiz saat uyumalarına izin vereceğini sorabilirsiniz" şeklinde yanıt vererek  çalışma yoğunluğuna işaret etti.

Fox News, dün Brett Baier'in Diriyye Platformu geliştirme teşkilatının CEO'su Jerry Inzerillo ile yaptığı röportajı yayınladı. Inzerillo, Diriyye bölgesini özgün olarak nitelendirdi ve dünyanın en büyük yaya dostu kültür şehri olacağını söyledi.



Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Kaynaklar, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda tartıştıkları taslak nihai bildirinin, İsrail'in geçtiğimiz salı günü Katar'a düzenlediği saldırılarını şiddetle kınadığını söyledi.

Kaynaklara göre taslak bildiri, bir araya gelen devletlerin Katar’la sarsılmaz dayanışma içinde olduklarını teyit ederken Katar topraklarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alan saldırıyı, ‘açık bir saldırganlık eylemi ve uluslararası hukukun ciddi bir ihlali’ olarak değerlendirerek kınadı. Bildiride ayrıca, İsrail’in düzenlediği saldırıların bölgesel ve uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden bir tırmanış oluşturduğu ve bunun tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı.

Bildiri, bu ülkelerin Doha'nın egemenliğini ve güvenliğini savunmak için aldığı tüm önlemlere koşulsuz destek verdiklerini yeniden teyit etti.

İsrail’in saldırısının Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve tutukluları serbest bırakmak için Katar'ın arabuluculuk çabalarını baltalamayı amaçladığı vurgulanan bildiride barış için yapılan diplomatik çabaların başarısızlığından İsrail'in tam olarak sorumlu tutulduğu belirtildi. İsrail'in saldırısının ‘mevcut ve gelecekteki anlaşmaları tehdit ettiği’ ifade edilen bildiride, uluslararası topluma saldırıyı durdurmak için acil önlemler alması çağrısında bulunulurken, Arap Barış Girişimi'ne bağlı kalınmasını vurgulandı. Bununla birlikte Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuk çabalarındaki rolünü ve Suudi Arabistan ile Fransa'nın ‘iki devletli çözümü’ destekleyen çabaları övüldü.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani'nin dün gerçekleşen zirvede yaptığı konuşmadan, Doha'nın kendi topraklarına yönelik saldırıyı kınamak, uluslararası toplumu İsrail'i Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşı durdurmaya zorlamak ve Filistin devletinin kurulmasını desteklemek amacıyla ‘gerçekçi’ bir yanıt hazırlamaya çalıştığı anlaşıldı. Katarlı yetkili, ülkesinin Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için Mısır ve ABD ile arabuluculuk rolünü sürdüreceğini de duyurdu.


Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
TT

Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)

Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Katar'ın başkenti Doha'da bir araya gelerek İsrail'in Doha'ya yönelik saldırısı hakkında bir karar taslağını görüştü. Karar, yarın Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenecek olağanüstü Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinde liderlere sunulacak.

Bu gelişme, zirveye katılan ülkelerin dışişleri bakanları arasında, resmi toplantılar başlamadan önce bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili tutumları koordine etmek için iletişimin devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Geçtiğimiz salı günü Katar'ın başkentinde Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırıları, hareketin beş üyesinin ve Katar güvenlik güçlerinden bir üyenin ölümüne yol açtı.

Zirvenin taslak sonuç bildirgesinin tartışılması

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün Doha'ya geldi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, olağanüstü zirvede ‘bugün yapılacak dışişleri bakanları hazırlık toplantısında sunulan, İsrail'in Katar devletine yönelik saldırısı hakkında bir taslak bildirgenin tartışılacağını’ doğruladı.

Katar Haber Ajansı'na (QNA) yaptığı açıklamada el-Ensari, zirvenin toplanmasının, ‘İsrail'in bir dizi Hamas liderinin konutlarını hedef alan alçakça saldırısı karşısında İslam dünyasının Katar ile dayanışma içinde olduğunu yansıttığını’ vurguladı.

Dışişleri bakanlarının gündeminde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin konuşması ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın benzer bir konuşması yer alıyor. Dışişleri bakanları, önerilerini, resmi olarak kabul edilmesi için olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine sunacak.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı Devlet Bakanı Halife bin Şahin el-Merar, Bangladeş Geçici Hükümeti Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Muhammed Tevhid Huseyin, Brunei Darussalam Cumhuriyeti Dışişleri İkinci Bakanı Dato Erron Behin Yusuf, Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ve Gambiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mohamed Jallow olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine katılmak üzere Katar’ın başkenti Doha’ya geldi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İİT dışişleri bakanları toplantısına katılmak üzere bugün Tahran'dan Doha'ya gitti. İran Devrim Muhafızları Ordusu'na yakın (DMO) Tesnim haber ajansı, Arakçi'nin İİT dışişleri bakanları olağanüstü toplantısına katılmak üzere bu sabah Katar'ın başkentine gittiğini bildirdi. Söz konusu toplantı, yarın yapılacak olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi hazırlıkları kapsamında, İsrail'in Katar'a yönelik ‘askeri saldırganlığını’ görüşmek üzere Katar'ın talebi üzerine düzenlendi. Tesnim, İran'ın olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesinde İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından temsil edileceğini bildirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise İsrail'in ‘kardeş ülke Katar'a yönelik acımasız saldırısının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Arap, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir adım olduğunu’ söyledi.

Katar'ın yarın ev sahipliği yapacağı olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi öncesinde QNA'ya verdiği özel röportajda Abbas, “Doha Zirvesi'ne katılmanın mesajı ve amacı açık; Katar'ın güvenliği, Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hepimiz bu saldırılar karşısında birleşmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.

Abbas, İsrail'in Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğine yönelik saldırısının yansımalarıyla ilgili olarak, bunun ‘Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğini zayıflatmaya ve bölgenin istikrarını bozmaya yönelik tehlikeli bir gösterge olduğunu’ belirtti. Abbas, ‘kolektif güvenliği korumak için Arap ve İslam dünyasının ortak bir tepki vermesi gerektiğini’ vurguladı.

Abbas ayrıca, İsrail'in Katar, Filistin ve diğer Arap ülkelerine karşı sürdürdüğü ihlallerden sorumlu tutulması gerektiğini bildirdi.

QNA’nın bugün yayınladığı röportajda Abbas, insani yardımın ulaştırılmasının hızlandırılması, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, Batı Şeria ve Kudüs'teki yerleşim faaliyetlerinin ve yerleşimci terörünün durdurulması, ele geçirilen Filistin fonlarının iadesi ve uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin tüm topraklarının işgalinin sona erdirilmesi ve yeniden inşanın ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı ayrıca, Filistin davasını destekleme konusunda Katar'ın kararlı rolünü övdü ve bu durumun, hakikat ve adaleti savunan halkların ve devletlerin, saldırganların planlarını bozabileceğini kanıtladığını belirtti.

Diğer yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, “Zirvenin toplanması, Katar'ın yalnız olmadığı ve Arap ve İslam ülkelerinin onun yanında olduğu mesajını veriyor” dedi.

Ebu Gayt, Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada, “İsrail saldırıları, ne yazık ki, uluslararası toplumun iki yıldır Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçuna sessiz kalmasından ve işgalci liderlerin istedikleri her şeyi yapıp paçayı sıyırabilecekleri hissine kapılmalarından kaynaklanıyor. Bu talihsiz durumun sona erdirilmesi gerekiyor. Zira böyle devam ederse uluslararası hukukun çöküşünün bedelini hepimiz ödeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

sdfr
Kahire'deki Arap Birliği Genel Merkezi (Şarku'l Avsat)

Geçtiğimiz perşembe günü Katar, İsrail Hava Kuvvetleri’nin salı günü Hamas liderlerinin konutlarına düzenlediği ve Körfez, Arap ve uluslararası ülkeler ve kuruluşlar tarafından kınanan saldırıyı görüşmek üzere acil bir Arap Birliği – İİT zirvesi düzenleneceğini duyurdu.

Zirvede, durumun yansımaları ve bölgenin daha fazla çatışmaya sürüklenmesini önlemek için atılması gereken adımlar tartışılacak. İran, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın zirveye katılacağını doğrularken, Irak da Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin katılacağını doğruladı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Doha'yı ziyaret edeceğini açıkladı.


Körfez İşbirliği Konseyi Uluslararası Dörtlü'nün Sudan’daki çatışmaya ilişkin bildirisini memnuniyetle karşıladı

KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
TT

Körfez İşbirliği Konseyi Uluslararası Dörtlü'nün Sudan’daki çatışmaya ilişkin bildirisini memnuniyetle karşıladı

KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) tarafından dün yapılan açıklamada, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’nin oluşturduğu Uluslararası Dörtlü'nün Sudan'daki çatışmaya ilişkin yapılan toplantıda yayınlanan ortak bildiriden duyulan memnuniyet dile getirildi.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Sudan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesinin yanı sıra acil ateşkese varılması, Sudan'ın tüm bölgelerine insani yardımın engelsiz ve güvenli bir şekilde ulaştırılması, uluslararası insani hukuk uyarınca sivillerin ve sivil altyapının korunması ve Sudan halkının güvenlik ve istikrar arzularını yansıtan, geniş bir meşruiyete sahip sivil bir hükümetin kurulmasına yol açacak kapsayıcı ve şeffaf bir siyasi sürece geçişin gerekliliğini vurgulayan bildiride yer alan ilkelere övgüde bulundu.

Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve ABD’nin Sudan'daki çatışmaya ilişkin yorulmak bilmeyen çabalarını takdir eden Budeyvi, KİK üyesi ülkelerin kalıcı barış için fırsatları teşvik etmeye yönelik Arap dünyası ve uluslararası toplumun çabalarını desteklediğini ve kalıcı barış fırsatlarını teşvik etmek, kardeş Sudan halkının acılarını hafifletmek ve Sudan devlet kurumlarının korunmasını ve istikrarını sağlamak için çeşitli ortaklarla iş birliği yapmaya hazır olduğunu vurguladı.

Washington'ın daveti üzerine bakanlar arasında yapılan yoğun istişarelerin ardından yayınlanan ortak bildiride, Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve ABD dışişleri bakanları, Sudan'daki çatışmayı sona erdirme konusundaki ortak taahhütlerini teyit ederken süregelen savaşın ‘dünyanın en kötü insani krizine’ yol açtığını ve bölgesel barış ve güvenliğe doğrudan bir tehdit oluşturduğunu vurguladılar.

Bildiride, krize askeri bir çözümün faydasız ve mevcut durumun olduğu gibi devam etmesinin kabul edilemez acılara neden olduğu ve bölgenin güvenliğini daha fazla riskle karşı karşıya bıraktığı vurgulandı.

Sudan'ın geleceğinin, savaşan tarafların kontrolünden uzak, kapsamlı ve şeffaf bir geçiş süreciyle ‘halkı tarafından belirleneceği’ belirtilen bildiride, Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ile bağlantıları belgelenmiş aşırılık yanlısı grupların herhangi bir müdahalesinin reddedildiği vurgulanırken söz konusu grupların nüfuzunun ‘istikrarı bozucu’ olduğu ifade edildi.