KİK Genel Sekreteri: Ülkelerimiz dünyanın sekizinci büyük ekonomisini temsil ediyor

Yemen'deki Bahreyn güçlerinin olayının İran'la ilişkileri geri getirmedeki rolüne dikkat çekildi.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bidevi dün düzenlenen Arap Medya Forumu’nda konuşma yaptı. (GCCSG)
Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bidevi dün düzenlenen Arap Medya Forumu’nda konuşma yaptı. (GCCSG)
TT

KİK Genel Sekreteri: Ülkelerimiz dünyanın sekizinci büyük ekonomisini temsil ediyor

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bidevi dün düzenlenen Arap Medya Forumu’nda konuşma yaptı. (GCCSG)
Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bidevi dün düzenlenen Arap Medya Forumu’nda konuşma yaptı. (GCCSG)

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bidevi, Körfez ülkelerinin birlikte dünyanın sekizinci en büyük ekonomisini oluşturduğunu, ekonomilerinin yıllık toplam büyümesinin yaklaşık yüzde 6 olduğunu ve toplam gayri safi yurtiçi hasılasının 2,4 trilyon dolara ulaştığını söyledi.

Bidevi dün Dubai'de düzenlenen ‘Arap Medya Forumu’nda katıldığı bir oturumda, Körfez ülkelerinin siyasi olarak açık ve net bir tutum benimsediğini ve bu tutumun onlara uluslararası alanda saygın bir konum kazandırdığını kaydetti. Bunun, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'yı bir araya getiren BRICS grubunun Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni üyeliğe (BAE) davet etmesi ile açıkça görüldüğüne işarette bulundu.

SD

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Bidevi konuşmasında, Körfez ülkelerinin diplomatik olarak aktif olduğunu ve bu durumun, New York'ta düzenlenen son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarında yoğun bir şekilde faaliyet göstermelerinden açıkça görüldüğüne dikkat çekti. Bu durum, Körfez ülkelerinin siyasi ve ekonomik alanlarda önemli bir rol ve ağırlığa sahip olduğunu, aynı zamanda dünyanın en önemli enerji kaynaklarından bazılarına sahip olan kritik bir bölge olduğunu, kalkınma ve insani yardım alanında önemli katkılarda bulunduğunu ve bu katkıların dünyanın farklı bölgelerine olumlu yansımalara sahip olduğunu gösteriyor.

Ekonomik ağırlık

KİK Genel Sekreteri, Körfez bölgesinin önemli bir ekonomik güç olduğunu gösteren bazı veriler sundu. Söz konusu verilere göre Körfez ekonomisinin yıllık büyüme oranı yaklaşık yüzde 6 ve altı ülkenin toplam ekonomisi, dünyanın sekizinci en büyük ekonomisini oluşturuyor.

Bidevi, Körfez ülkelerinin toplam gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 2,4 trilyon doların üzerinde olduğunu ve 2050 yılına kadar 6 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini söyledi. Ayrıca, Körfez ülkelerinin toplam varlık fonu büyüklüğünün 3,225 trilyon dolar olduğunu ve Körfez içi ticaret hacminin 107 milyar dolar olduğunu belirtti.

Eşit mesafe

KİK Genel Sekreteri, küresel güçler arasındaki rekabetin arttığı bir dönemde, Körfez ülkelerinin siyasi ve ekonomik olarak dengeli ve istikrarlı bir strateji izlediğini kaydetti.

Bidevi, Körfez ülkelerinin, geçtiğimiz yıl Riyad'da ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelen altı Körfez ülkesi liderinin katıldığı zirve ve geçen aralık ayında Riyad'da düzenlenen ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in de katıldığı Körfez-Çin zirvesini örnek olarak gösterdi.

Bidevi, Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Moskova'da düzenlediği ve iki ülke arasındaki stratejik diyalog çerçevesinde gerçekleşen toplantıya ve Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Riyad'da düzenlediği toplantıya da atıfta bulundu. Genel Sekreter, bu siyasi hamlelerin, Körfez ülkelerinin herkesle eşit mesafede durduğunu ve açık ve şeffaf bir şekilde hareket ettiğini gösterdiğini söyledi.

İyi komşuluk

KİK Genel Sekreteri Körfez ülkeleri ile İran arasındaki yakınlaşmanın yeni bir gelişme olmadığını söyledi. Bidevi, bu sürecin uzun süredir devam ettiğini ve İran'ın iyi komşuluk ilişkileri temelinde, içişlerine müdahale etmeme ve uluslararası anlaşmalara saygı duyma ilkelerine dayanan ilişkiler kurma çağrısı ile başladığını belirtti. Bidevi, geçtiğimiz mart ayında Suudi Arabistan ve İran arasında gerçekleşen yakınlaşmanın olumlu bir adım olduğunu ve bölgesel istikrara katkı sağlayacağını vurguladı. Körfez ülkelerinin de bu yakınlaşmayı memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Ancak Bidevi dün Suudi Arabistan-Yemen sınırında Bahreyn güçlerini hedef alan ve iki Bahreyn askerinin ölümüne neden olan Husi saldırısının, yakınlaşma çabalarını geriye götürdüğünü belirtti.

DSCF
KİK Genel Sekreteri ‘Arap Medya Forumu kapsamında düzenlenen oturuma katıldı. (Şarku'l Avsat)

Bidevi, İran'ın bölge ülkeleri ile iyi komşuluk ilişkileri temelinde doğal ilişkiler kurmasının önemine inandığını ifade etti. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak, Abdullahiyan'ın bu yakınlaşmayı gerçekleştirmek ve Körfez ülkeleri ile doğal ilişkiler kurmak istediğini söylediğini aktardı. Bidevi, Körfez ülkelerinin, bu yakınlaşmanın, karşılıklı saygı ve içişlerine müdahale etmeme temelinde gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. İran'ın da bu yakınlaşmaya yönelik iyi niyet göstergesi sunması gerektiğini kaydetti.

Ekonomik bütünleşme

Bidevi, Körfez ülkelerinin ekonomik olarak daha fazla entegre olması için çaba gösterdiklerini söyledi. Söz konusu çabaların, Körfez ülkelerinin ortak bir pazar oluşturması ve gümrük birliği kurması yoluyla gerçekleştirileceğini belirtti.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Bidevi, Körfez ülkelerinin siyasi, güvenlik ve askeri alandaki koordinasyonunun en üst düzeyde olduğunu kaydetti. Ancak ekonomik entegrasyonu tamamlamak ve uzun vadeli hedeflere ulaşmak için bazı tavizlerde bulunmak gerektiğinin altını çizdi. Genel Sekreter, Körfez ülkelerinin, ekonomik olarak daha fazla entegre olmanın, bölgesel istikrar ve refahı artıracağına inandığını vurguladı. Ancak, bu entegrasyonu tamamlamak için, Körfez ülkelerinin bazı tavizlerde bulunması gerektiğine dikkat çekti.

Bidevi, Körfez ülkeleri liderlerinin, ekonomik entegrasyonu tamamlamanın stratejik bir öneme sahip olduğu konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Bu, Körfez İşbirliği Konseyi'nin son toplantısında liderlerin, Genel Sekreter’i bu konudaki çabaları hızlandırmakla görevlendirmesiyle açıkça görülüyor. Ancak Bidevi, bazı görüş farklılıklarının, bu konuda ilerlemeyi engellediğini belirtti.

Bu stratejik hedefin gerçekleştirilmesine olan inancını vurguladı ve bölgede bu yolda önemli ilerlemeler olduğunu ifade etti. Söz konusu ilerlemelerden birinin, Güney Irak'ın da projeye bağlanmasına öncülük eden Körfez elektrik şebekesi projesi. Genel Sekreter, bu konuda açık bir diyalog olduğunu ve bu çabaların, Konsey üyesi ülkeler arasında istenen ekonomik entegrasyonu sağlayacak bir anlaşmaya varma konusunda bir atılım görmesini umduğunu dile getirdi.

Dünya bir yol ayrımında

Ayrıca, akademik uzmanlar ve siyasi analistler, mevcut küresel sistemin görünümünü ve yeni bir küresel sistemin ortaya çıkma fırsatlarını, bazılarının dünyanın iki kutuplu sisteme veya çok kutuplu bir dünyaya geri dönmesinin başlangıcı olarak görebileceği mevcut jeopolitik dönüşümler ışığında değerlendirdiler.

‘Yeni bir küresel sisteme mi giriyoruz?’ başlıklı oturumda katılımcılar, ABD ve Avrupa'nın siyasi ve ekonomik nüfuzunun devam etmesi ve küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın en büyük payını elinde bulundurması nedeniyle mevcut küresel sistemin önümüzdeki yıllarda devam edeceği tahmininde bulundu. Diğerleri ise, Kuzey'in Güney ile buluştuğu ve ekonomik blokların rolünün arttığı yeni bir küresel sistemin şekillenmeye başladığına işaret etti.

Dubai Medya'dan gazeteci Nevra Rommel tarafından yönetilen ve Dr. Muhammed er-Rumeyhi, Kuveyt Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü, Abdulaziz el-Hamisi, Arap siyaseti konusunda yazar ve araştırmacı, Ahmed el-Müslimani, Kahire Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ve ‘eş-Şark Gazetesi’ yazarı İyad Ebu Şakran'ı bir araya getiren oturumda katılımcılar, hem Suudi Arabistan hem de BAE'nin mevcut küresel ekonomik manzarada oynadığı etkili rolün önemi konusunda hemfikir oldular. Bu, ulusal çıkarların herhangi bir başka gündemin önüne geçtiği bir liderlik altında, tüm güçlere açılma ve ekonomik ve kalkınma çıkarlarını gerçekleştiren bloklara katılmanın bir sonucu olarak değerlendirildi.



Dubai'deki BM İklim Zirvesi'nde Filistin'e destek gösterisi düzenlendi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Dubai'deki BM İklim Zirvesi'nde Filistin'e destek gösterisi düzenlendi

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Aktivistler, bu yıl başkanlığını Birleşik Arap Emirlikleri'nin yürüttüğü COP28'in dördüncü gününde, konferans alanı Expo City Dubai'de BM'nin gözetiminde olan ve iklim müzakerelerinin yapıldığı Mavi Alan'da (Blue Zone) İsrail pavilyonunun yakınında toplandı.

Filistin'e destek sembolü haline gelen "karpuzlu bayraklarla" gösteriye katılan aktivistler, İsrail'in saldırılarında hayatını kaybedenlerin isimlerini okuyarak Filistin'e destek verdi.

Acil ateşkes çağrısında bulunan aktivistler, dünyada adalet sağlanmadan iklim değişikliğiyle mücadelenin de adil şekilde yapılamayacağını ifade etti. Söz konusu gösteriye Filistinli aktivistler de katıldı.


KİK ülkeleri ham petrol üretimi ve rezervlerinde dünyada ilk sırada yer alıyor

Geçtiğimiz Aralık ayında Riyad’da düzenlenen KİK Yüksek Konseyi’nin 43. oturumu (SPA)
Geçtiğimiz Aralık ayında Riyad’da düzenlenen KİK Yüksek Konseyi’nin 43. oturumu (SPA)
TT

KİK ülkeleri ham petrol üretimi ve rezervlerinde dünyada ilk sırada yer alıyor

Geçtiğimiz Aralık ayında Riyad’da düzenlenen KİK Yüksek Konseyi’nin 43. oturumu (SPA)
Geçtiğimiz Aralık ayında Riyad’da düzenlenen KİK Yüksek Konseyi’nin 43. oturumu (SPA)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ham petrol üretiminde, bu petrolün rezervlerinde ve doğal gaz rezervlerinde dünyada birinci, ticaret fazlasında ise dünyada ikinci sırada yer alıyor.

KİK Genel Sekreterliği tarafından, Katar’da liderlik düzeyinde düzenlenecek KİK Yüksek Konseyi’nin 44. oturumunun arifesinde bir açıklama yayınladı.

Açıklamaya göre, KİK ülkelerinin küresel olarak konumları şöyle;

-KİK ülkelerinin ham petrol üretimi, ham petrol rezervleri ve doğalgazda dünyada ilk sırada

-Bu ülkeler cari fazlada dünya ikincisi.

-Toplam ihracatta dünya çapında beşinci.

-Cari fiyatlarla gayri safi yurt içi hasılada dünya çapında dokuzuncu.

-Karşılıklı ticaret açısından onbirinci.

-Toplam ithalatta ise 14. Sırada.

Genel Sekreterlik, sürdürülebilir kalkınma göstergelerinin 2022 yılı hedeflerine ilişkin olarak, öncelikli olarak temiz yakıtlara ve teknolojiye bağımlı olan nüfus oranının yüzde 99,3 ile yüzde 100 arasında değiştiğini belirtti.

Güvenli yönetilen içme suyu hizmetlerinden yararlanan nüfusun ise yüzde 99,2 ile yüzde 100 arasında değiştiğini bildirdi.

Arıtılan tehlikeli atıkların yüzdesinin ise yüzde 70,5 ila yüzde 100 arasında olduğunu ekledi.

Eğitim, öğretim ve işgücü dışındaki 15-24 yaş arası gençlerin oranının ise yüzde 2,4 ile yüzde 19,4 arasında değiştiğine dikkat çeken KİK Genel Sekreterliği, kadınların parlamentoda sahip olduğu sandalye oranının yüzde 1,5 ila yüzde 50 arasında olduğu bilgisini verdi.

KİK Genel Sekreterliği, bu ülkelerde tıbbi gözetim altında gerçekleşen doğumların yüzde 100 olduğunu vurguladı.

Aynı zamanda, kapsamlı kalkınmanın en belirgin göstergelerinden biri olarak KİK ülkelerinin yüzde 100’ünün gıdaları güvenli bir şekilde saklama, kirlilik riskini azaltmaya yönelik ulusal stratejilerin yanı sıra iklim değişikliği stratejisini ulusal tarım politikalarına uyarlama becerisine sahip olduğu ifade edildi.

KİK nüfusunun yüzde 100’ünün aynı zamanda elektrik hizmetleri ve temiz teknolojiden faydalandığı, pişirme yakıtı konusunda güvencede olduğu ve temel hizmetlere (eğitim ve sağlık) erişimlerinin olduğu bildirildi.

KİK Genel Sekreterliği, temel güvenli içme suyunun yanı sıra özel ihtiyaçları olan kişilere uygun altyapı ve materyallere sahip olan KİK okullarının yüzde 100 olduğunu belirtti.

Dünya Bankası (WB) birkaç gün önce yayınladığı bir raporda, KİK bölgesindeki ekonomik çeşitlendirme çabalarının meyvelerini vermeye başladığını ve daha fazla reform ihtiyacının devam ettiğini bildirmişti.


Suudi Arabistan’ın Uluslararası Denizcilik Konseyi’ne üyeliği ne anlama geliyor?

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)
TT

Suudi Arabistan’ın Uluslararası Denizcilik Konseyi’ne üyeliği ne anlama geliyor?

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Londra’daki genel merkezi (Medya Hizmetleri)

Muna Almanjoomi 

Suudi Arabistan’ın Ulusal Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Stratejisi, İngiltere’nin başkenti Londra’da 143 ülkenin ‘evet’ oyu kullanmasıyla, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konseyi üyeliğine ulaşma yönündeki iddialı hedeflerine ulaştı.

Ülkedeki uzman otoriteler, bu adımın, ulaştırma sektörüne yönelik stratejinin başlatılmasından bu yana gösterilen çabaların bir sonucu olduğunun altını çizdi.

Ayrıca Suudi Arabistan’da lojistik sektörünün altyapısını geliştirmeyi, yerel ekonomiyi çeşitlendirmeyi ve ülkenin lider yatırım destinasyonu ve küresel lojistik merkezi konumunu güçlendirmeyi amaçlayan lojistik merkezlerine yönelik genel planın başlatılması gibi müteakip girişimler sonucunda elde edilen büyük bir kazanım olduğunu vurguladı.

Al Faysal Üniversitesi’nde ekonomi işleri uzmanı olan Muhammed El Kahtani, Suudi Arabistan’ın şu anda, özellikle örgütün en önemli hedeflerinden biri olan çevrenin korunması ve karbon emisyonlarının azaltılması konusunda küresel olarak aktif bir rol üstlenmek istediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabai’dan aktardığı habere göre Kahtani, Riyad’ın IMO Konseyinde yer almasının, denizlerin ve ulaşım yollarının korunmasına ilişkin rolünün etkinleştirilmesine katkı sağlayacağına dikkat çekti.

Suudi Arabistan’ın, çevreyi korumayı da dikkate alarak deniz, hava ve kara taşımacılığı alanlarında lojistik çemberini genişletmeye çalıştığını da belirtti.

Stratejik konum

Kahtani, “Ülkenin üç kıta arasında yer alan coğrafi konumu, özellikle dünyanın doğusunu batısına bağlamaya çalışan, limanlar içindeki ulaşım hareketini artıracak jeopolitik ve ekonomik hareketlerin mevcut olması, onu küresel ticaret, özellikle de deniz taşımacılığı için önemli bir rota haline getiriyor. Bu adım aynı zamanda Suudi deniz yollarından geçen malların hacmini de artıracak” dedi.

1969 yılında IMO’ya katılan Suudi Arabistan, hedeflerine ve girişimlerine ulaşmaya katkıda bulunma taahhüdünün ardından, IMO girişimlerini aktif olarak destekleyen en önde gelen ülkelerden biri olarak kabul ediliyor.

IMO’ya dair

1958 yılında kurulan ve merkezi Londra’da bulunan IMO’nun, Fildişi Sahili, Gana, Kenya, Filipinler ve Trinidad ve Tobago’da beş bölge ofisi bulunuyor.

IMO, 174 üye devletin yanı sıra üç ortak üye ve 64’ü hükümetlerarası kuruluş ve 81’i sivil toplum kuruluşu olmak üzere 145’ten fazla tarafı içeriyor.

BM’ye bağlı kuruluş, deniz taşımacılığının emniyetini sağlamak, gemilerden kaynaklanan kirliliği azaltmak ve deniz ortamının ve doğanın korunmasına yardımcı olan girişimleri uygulamak için tasarlanmış uluslararası standartları belirleyen küresel denizcilik otoritesidir.

Ulaştırma ve Lojistik Bakanı Salih bin Nasır el-Casir konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

Suudi Arabistan uluslararası organizasyonlar ve forumlarda uluslararası konumunu gördüğümüz, çok sayıda büyük başarılara sahip tarihi bir aşamadan geçiyor. Bu da ülkenin Expo 2030 gibi pek çok önemli uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapma hakkı elde etmesini sağladı.

Ulaştırma Bakanı, bu konudaki çabaların sürdürülmesi ve çeşitli kuruluşlara üye ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin derinleştirilmesinin önemine dikkat çekerek, açıklamasına şu ifadelerle devam etti;

“Bu durum, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın başlattığı strateji doğrultusunda, Suudi Arabistan’ın sektördeki çaba ve girişimlerini öne çıkarma fırsatı sağlıyor. Suudi denizcilik sektörünün dünya çapında ileri seviyelere gelmesine katkıda bulunmak ve ülkenin küresel lojistik merkezi konumunu pekiştirmek amacıyla birçok iddialı girişim hayata geçiriliyor.”

Deniz filosu bölgesel olarak birinci sırada

Suudi Arabistan Ulaştırma Genel İdaresi (TGA) ise konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

Suudi Arabistan’ın zaferi, deniz taşımacılığı sisteminin 2030 Vizyonu’na uygun olarak geliştirilmesine verdiği sürekli desteğin ve bunun başarılmasında önemli bir faktör olan deniz ortamının korunması ve muhafaza edilmesi için ülke tarafından benimsenen girişimlerin bir sonucudur. Üyelik aynı zamanda örgütün girişimlerini harekete geçirme fırsatı sunacak ve küresel ticaret ile deniz taşımacılığına ilişkin uluslararası düzenleme ve yasaların geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. Deniz filomuz bölgesel olarak birinci sırada bulunduğu ve Suudi limanları dünyadaki en verimli limanlar arasında yer aldığından bu adım, Suudi ticaret hacmiyle tutarlıdır.

TGA, Ulusal Ulaştırma ve Lojistik Hizmetleri Stratejisi’nin, Suudi denizcilik sektörünün dünya çapında ileri seviyelere ulaşmasına katkıda bulunan birçok iddialı girişim ve hedefi benimsediğine de dikkat çekti.

Suudi Arabistan, 2030 yılına kadar yılda 40 milyon konteyner elleçlemeyi, takas ve kargo elleçleme prosedürlerini kolaylaştırmayı ve Doğu ile Batı arasında bir buluşma noktası olarak ve küresel ticaretin yüzde 13’ünün Kızıldeniz’den geçtiği rota olarak ülkenin stratejik konumundan faydalanarak, yolcu gemileri ve kıyı taşımacılığı yoluyla deniz turizmini geliştirmeyi hedefliyor.

Suudi Arabistan, Nisan ayında Dünya Bankası’nın (WB) yayınladığı Lojistik Performans Endeksi’nde dünya genelinde 17 sıra yükselerek ulaştırma ve lojistik sisteminde bir başarıya daha imza atmış, 160 ülke arasında 38. sıraya yükselmişti.


Katar Emiri, Macron ile "Gazze'de insani ara ve kalıcı ateşkes çabalarını" görüştü

(AA)
(AA)
TT

Katar Emiri, Macron ile "Gazze'de insani ara ve kalıcı ateşkes çabalarını" görüştü

(AA)
(AA)

Katar Emirlik Divanından yapılan yazılı açıklamaya göre, Katar Emiri Şeyh Temim ile Macron, başkent Doha'da bir araya geldi.

İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı görüşmede, ayrıca İsrail ablukası ve saldırıları altındaki Gazze Şeridi ile işgal altındaki Batı Şeria'da yaşanan gelişmeler başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konular konuşuldu.

Şeyh Temim, görüşmede Gazze Şeridi'ndeki sivillerin korunmasının yanı sıra yardımların ulaştırılması ve iki devletin kurulmasını öngören çözümlerin oluşturulmasının kaçınılmazlığına dikkati çekti.

Şeyh Temim, Gazze Şeridi'nde "yeni insani ara ve kalıcı ateşkesin sağlanması için uluslararası çabaların" önemine vurgu yaptı.

Macron, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Dubai kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı'na (COP28) katıldıktan sonra Katar'a geçmişti.


116 ülke 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarını artırma sözü verdi

Katılımcılar Dubai'deki Birleşmiş Milletler iklim değişikliği konferansı COP28’e katıldı ( EPA)
Katılımcılar Dubai'deki Birleşmiş Milletler iklim değişikliği konferansı COP28’e katıldı ( EPA)
TT

116 ülke 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarını artırma sözü verdi

Katılımcılar Dubai'deki Birleşmiş Milletler iklim değişikliği konferansı COP28’e katıldı ( EPA)
Katılımcılar Dubai'deki Birleşmiş Milletler iklim değişikliği konferansı COP28’e katıldı ( EPA)

Dubai'de düzenlenen COP28 iklim konferansı başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, 116 ülke, dünyanın yenilenebilir enerji kapasitesini 2030 yılına kadar üç katına çıkarmayı amaçlayan bağlayıcı olmayan bir anlaşma imzaladığı bildirildi.

Bu ülkeler, çeşitli ülkelerin ulusal farklılıklarını ve koşullarını dikkate alarak, güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerjisinin küresel kapasitesini on yılın sonuna kadar 11 bin gigawatt'a çıkarmak için ‘birlikte çalışma’ sözü verdi. Yenilenebilir enerjinin mevcut kapasitesi küresel olarak 3 bin 400 gigawat.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'na (IRENA) göre, 2022 yılı sonunda küresel yenilenebilir enerji kapasitesi 3.372 GW oldu. Bu kapasitede hidroelektrik yüzde 37 ve güneş enerjisi ise yüzde 31.

Ülkeler ayrıca enerji verimliliğindeki yıllık ilerleme hızını 2030 yılına kadar ikiye katlayarak yüzde 2'den yüzde 4'e çıkarma sözü verdi.

Bu taahhütler bağlayıcı değil.

Avrupa Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) COP28 başkanlığının desteğiyle baharda bu yönde bir çağrı başlattı. Çağrıya, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 80'ini oluşturan G7 ve G20 ülkelerinden de destek geldi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen AFP’ye, aylardır hazırlık aşamasında olan bu duyurunun piyasalara ve yatırımcılara çok güçlü bir mesaj olduğunu söyledi.


'COP28'... 30 milyar dolarlık iklim çözümleri fonu

BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Dubai'deki “COP28” konferansının ikinci gününde ülke liderleriyle hatıra fotoğrafında (Reuters)
BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Dubai'deki “COP28” konferansının ikinci gününde ülke liderleriyle hatıra fotoğrafında (Reuters)
TT

'COP28'... 30 milyar dolarlık iklim çözümleri fonu

BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Dubai'deki “COP28” konferansının ikinci gününde ülke liderleriyle hatıra fotoğrafında (Reuters)
BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Dubai'deki “COP28” konferansının ikinci gününde ülke liderleriyle hatıra fotoğrafında (Reuters)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al-Nehyan, dün Dubai'de düzenlenen BM İklim Konferansı’nın (COP 28) ikinci gününde yaptığı konuşmada, dünya çapında iklim çözümleri için 30 milyar dolarlık bir fonun kurulduğunu duyurdu. Zayed, 2030'a kadar 250 milyar doların toplanmasını ve yatırılmasını amaçladıklarını belirtti.

Dün (Cuma) düzenlenen konferansın ikinci gününde dünya liderleri, gezegeni kurtarmak için çağrıda bulunan konuşmalar yaptı. İngiltere Kralı III Charles, gezegeni koruma konusunda hızlı ve kararlı adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, "Dünyanın umutları devlet başkanları ve hükümetlere dayanıyor" diyerek, "COP 28"in gerçek bir dönüşümün başlangıcı olmasını umduğunu ifade etti.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, liderleri birlikte çalışmaya ve gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliği ile mücadele için teknoloji ve finansman sağlamaya çağırdı.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ise Amazon yağmur ormanlarının çoğunluğuna ev sahipliği yapan ülkesinin iklimi koruma konusunda liderlik yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Birçok konuda anlaşma sağlanmasına rağmen, tazminat fonları ve iklim değişikliği ile mücadelede hala çözülmemiş anlaşmazlıkların olduğu bir atmosferde, fosil yakıtların gelecekteki kullanımının azaltılması veya terk edilip edilmeyeceği konusundaki soruların hala tartışma konusu olduğu görülüyor.


Katar Dışişleri Bakanlığı: Saldırılara rağmen Filistin ve İsrail tarafları arasındaki müzakereler devam ediyor

İsrail ile Hamas arasındaki yedi günlük ateşkesin sona ermesinden kısa bir süre sonra çatışmalar yeniden başladı.  İsrail 1 Aralık’ta Gazze Şeridi'ndeki Refah Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki yedi günlük ateşkesin sona ermesinden kısa bir süre sonra çatışmalar yeniden başladı.  İsrail 1 Aralık’ta Gazze Şeridi'ndeki Refah Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. (AFP)
TT

Katar Dışişleri Bakanlığı: Saldırılara rağmen Filistin ve İsrail tarafları arasındaki müzakereler devam ediyor

İsrail ile Hamas arasındaki yedi günlük ateşkesin sona ermesinden kısa bir süre sonra çatışmalar yeniden başladı.  İsrail 1 Aralık’ta Gazze Şeridi'ndeki Refah Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki yedi günlük ateşkesin sona ermesinden kısa bir süre sonra çatışmalar yeniden başladı.  İsrail 1 Aralık’ta Gazze Şeridi'ndeki Refah Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. (AFP)

Katar Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in insani ateşkesin bu sabah sona ermesiyle birlikte Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına devam etmesine rağmen, Filistin ve İsrail tarafları arasındaki müzakerelerin ateşkes durumuna dönme amacıyla devam ettiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı’ndan (AWP) aktardığına göre Katar, İsrail'in Gazze saldırısına yeniden başlamasından duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında arabuluculuk konusunda çalışma taahhüdü verildi. Ateşkesin sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nin bombalanmaya devam edilmesinin arabuluculuk çabalarını karmaşık hale getirdiği ve Gazze’deki insani felaketin daha da kötüleşeceği vurgulandı.

Sivillerin hedef alınmasını, toplu cezalandırma politikasını ve Gazze Şeridi'ndeki vatandaşları zorla yerinden etme girişimlerini kınadığını yineleyen Katar, Gazze'ye yardım ve insani yardım akışının kesintisiz bir şekilde sağlanmasının gerekliliğinin altını çizdi.


Suudi Arabistan'daTikTok uygulamasına yönelik boykot kampanyası devam ediyor

Suudi Arabistan'da TikTok’u boykot kampanyasına çok sayıda ünlü de katıldı. (AP)
Suudi Arabistan'da TikTok’u boykot kampanyasına çok sayıda ünlü de katıldı. (AP)
TT

Suudi Arabistan'daTikTok uygulamasına yönelik boykot kampanyası devam ediyor

Suudi Arabistan'da TikTok’u boykot kampanyasına çok sayıda ünlü de katıldı. (AP)
Suudi Arabistan'da TikTok’u boykot kampanyasına çok sayıda ünlü de katıldı. (AP)

Suudi Arabistan'da Çin merkezli TikTok uygulamasının boykot edilmesine yönelik kampanya hız kazanarak devam ediyor. Protesto, TikTok'un Suudi içeriğine kısıtlamalar getirmesine ilişkin Suudi kullanıcılardan gelen şikayetler üzerine haftalar önce başlamıştı.

Söz konusu kısıtlamalar, uygulamanın özellikle Suudi içeriğine ilişkin politikaları ve hedefleri hakkında şüphelere ve soru işaretlerine yol açtı.

‘#Boycott_TikTok’ ve ‘#Boycott_TikTok28’ hashtag'leri, sosyal medya sitelerinde uygulamanın kalıcı olarak silinmesi ve kullanılmaması yönünde artan çağrılarla trend oldu. Önde gelen Suudi içerik üreticilerinin de TikTok’un kalkınmayı destekleyen ya da teşvik eden video klipleri sildiğine dikkat çekmesiyle kriz derinleşti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Suudi Arabistan'a karşı saldırgan olduğunu düşündükleri içeriklerin yayınlanmasına izin verilmesine karşı Suudi Arabistan'da halkın öfkesi arttı.

Söz konusu kriz TikTok yönetimini ‘bu iddiaları şiddetle reddettiğini’ söylediği bir açıklama yayınlamaya sevk etti. Açıklamada, bunun ‘TikTok'un içerik yönetimi politikalarına ilişkin yanıltıcı bir imaj yaydığı’ vurgulandı.

Etkiler ve tepkiler

İstatistiklere göre söz konusu kriz TikTok'un Suudi kullanıcılarının sayısında düşüşe yol açtı. Çok sayıda Suudi ünlü de yayın boykotu ilan etti, ardından uygulamanın değerlendirmesi düştü.

TikTok, güveni yeniden tesis etmek amacıyla internet sitesinde, özellikle Suudi içerikler için bir hashtag sayfası açtı. Ancak bu adımlar, halkın memnuniyetsizliğini ifade etmenin ve Suudi Arabistan'ı savunmanın bir sembolüne dönüşen kampanyanın hızını kesmedi.


Saudi Space ve Axiom Space’den mutabakat zaptı

Suudi Arabistan Uzay Ajansı ile Axiom Space (Suudi Uzay Ajansı) arasında iş birliği anlaşmasına imza atıldı.
Suudi Arabistan Uzay Ajansı ile Axiom Space (Suudi Uzay Ajansı) arasında iş birliği anlaşmasına imza atıldı.
TT

Saudi Space ve Axiom Space’den mutabakat zaptı

Suudi Arabistan Uzay Ajansı ile Axiom Space (Suudi Uzay Ajansı) arasında iş birliği anlaşmasına imza atıldı.
Suudi Arabistan Uzay Ajansı ile Axiom Space (Suudi Uzay Ajansı) arasında iş birliği anlaşmasına imza atıldı.

Suudi Arabistan Uzay Ajansı bugün, insanlı uzay uçuş çalışmaları geliştirme alanında lider bir şirket olan Axiom Space ile uzay ve uzay teknolojileri alanlarında iş birliği yapmak ve uzayda mikro yerçekimi araştırmalarını desteklemek üzere bir mutabakat zaptı imzaladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre söz konusu mutabakatın en önemli çalışma alanlarından biri, Krallık'ta uzay görevlerinin takibi ve mikro yerçekimi ortamında bilimsel ve eğitsel deneylerle ilgili teknoloji ve tesislerin geliştirilmesine katkıda bulunacak bir uzay görev kontrol merkezinin kurulmasına yönelik çalışmalar. Bu mutabakat aynı zamanda uzay endüstrilerinin geliştirilmesi amacıyla alçak Dünya yörüngesindeki araştırmaların desteklenmesine de katkıda bulunacak. Krallık'ta, bu alandaki uluslararası araştırma ve geliştirme faaliyetlerini de destekleyecek.

Anlaşma, Suudi Uzay Ajansı CEO'su Dr. Muhammad et-Temim ve Axiom Space CEO'su Michael Suffardini arasında gerçekleşecek. İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı ilgili alanlarda ortaklıkları derinleştirmek amacıyla ABD’ye resmi bir ziyarette bulunan dijital ekonomi, uzay ve inovasyon sistemi heyetine Abdullah es-Savaha başkanlık edecek.

Suudi Uzay Ajansı'nın daha fazla ortaklık kurmaya ve halihazırda kendisiyle iş birliği yapan kuruluşlarla ortaklığını derinleştirmeye kararlı olduğu biliniyor. Buna ek olarak iş birliğini ve entegrasyonu arttırmak ve Krallık'ta uzay sektörünü ve teknolojilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar da sürüyor.


BM İklim Zirvesi COP28  Dubai'de başladı

BAE Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cabir ( AP)
BAE Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cabir ( AP)
TT

BM İklim Zirvesi COP28  Dubai'de başladı

BAE Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cabir ( AP)
BAE Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cabir ( AP)

Birleşik Arap Emirlikleri’nde ( BAE) düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP28) Taraflar Konferansı resmen başladı. Toplantının, ülkeleri temiz enerjilere geçiş hızını artırmaya hedefliyor.

COP28 Başkanı Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, konferansın başkanlığını BAE Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cabir’e devretti. Konferansın başında Şükri, Gazze'de "öldürülen tüm siviller" için bir dakikalık saygı duruşu çağrısında bulundu.

Cabir konferansın açılış konuşmasında, “Bu COP Konferansı, Kayıp ve Hasar Fonu'na 100 milyar dolar sağlamak gibi sözlerimizi yerine getireceğimiziz konferans olsun” diyerek, dünyanın güney yarısının kalkınma ve iklim eylemi arasında seçim yapmak zorunda kalmamasını sağlamak adına finansmanın serbest bırakılmasına yönelik kararlılığın vurgulanması gerektiğini söyledi.

COP28 Başkanı, “Fosil yakıtlar da dahil olmak üzere herhangi bir konuyu incelenmeden bırakmamalıyız. Her ülkeye, her sektöre ve her birimize acil bir görev düşüyor” dedi.

Dubai Emirliği'nde çölün kapılarında yer alan Expo 2020 Uluslararası Sergi alanı, BAE'nin planladığı gibi iki hafta içinde iklim diplomasisinin atan kalbine dönüştürülecek. Birleşmiş Milletler benzer bir şekilde, ülkelerin küresel ısınma sanayi devrimi öncesindeki sıcaklık seviyelerine kıyasla iki santigrat derecenin altında sınırlama sözü verdiği 2015'teki Paris konferansı kadar tarihi bir konferans düzenlemişti.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi İcra Sekreteri Simon Steele dün yaptığı açıklamada, "Bu, Paris'ten bu yana en önemli COP. Bugün küçük adımlarla ilerliyoruz, dev adımlar bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Bu, 2012'de Katar'dan sonra ikinci kez bir Körfez ülkesinin iklim konferansına ev sahipliği yapması oldu. BM iklim konferansları genellikle her yıl farklı bir kıtada düzenlenmekte. İki yıl önce Asya-Pasifik bölgesindeki ülkeler oybirliğiyle BAE'yi bu konferansa ev sahipliği yapması için aday göstermişti.

Organizatörlere göre, konferansın bitiş tarihi olan 12 Aralık'a kadar yaklaşık 180 devlet ve hükümet başkanının konferansa katılması bekleniyor.