Suudi Arabistan ve Afrika: Kıtasal ekonomik entegrasyona doğru

Muhammed bin Selman, Riyad zirvesinde İsrail’in ihlallerini kınadı… Suudi Arabistan Kralı Afrika’da kalkınma girişimini başlattı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Riyad’daki Suudi Arabistan-Afrika zirvesine başkanlık ederken (SPA)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Riyad’daki Suudi Arabistan-Afrika zirvesine başkanlık ederken (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Afrika: Kıtasal ekonomik entegrasyona doğru

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Riyad’daki Suudi Arabistan-Afrika zirvesine başkanlık ederken (SPA)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Riyad’daki Suudi Arabistan-Afrika zirvesine başkanlık ederken (SPA)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’e vekalet eden Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman’ın başkanlığında başkent Riyad’da düzenlenen Suudi Arabistan-Afrika zirvesi sırasında Suudi Arabistan ve Afrika ülkeleri, stratejik iş birliğini güçlendirecek, kıtasal ekonomik entegrasyonun temellerini attı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, zirvenin açılışında İsrail’in ihlallerini kınadı. Gazze Şeridi’nde tanık olunan askeri saldırıyı, sivillerin hedef alınmasını ve işgalci İsrail’in uluslararası insancıl hukuku sürekli olarak ihlal etmesini kınadı. Bu savaşı ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini durdurmanın ve istikrarın yeniden kazanılıp barışın sağlanması yönünde gerekli koşulların oluşturulmasının elzem olduğunu vurguladı.

Veliaht Prens zirve sırasında, kıta ülkelerinde 10 yıllık bir süre içinde değeri 1 milyar doları aşan kalkınma projeleri ve kalkınma programlarının hayata geçirilmesi için Suudi Arabistan Kralı’nın Afrika’da kalkınma girişiminin başlatıldığını duyurdu.

Suudi Arabistan, Krallık’ın Afrika kıtasındaki ülkelerde iş birliği ve ortaklığı geliştirip ticaret ve entegrasyonu artırma kararlılığını teyit eden bir adımla, Afrika kıtasındaki işlenmemiş fırsatları yakalamak için milyarlarca dolarlık yatırım yapmaya karar verdi.

Suudi Arabistan ile manevi, kültürel, ekonomik ve ticari ilişkileri hatırlatarak zirveyi “tarihi” olarak nitelendiren Afrikalı liderler, özellikle kalkınma ve ekonomik alanlarda kısa, orta ve uzun vadeli bir strateji doğrultusunda iş birliğinin temellerinin atılması çağrısında bulundular.

Afrikalı liderler Suudi Arabistan’ın Afrika’daki kalkınma çabaları ile bir rol model teşkil ettiğine dikkat çektiler. Mali destek, siyasi ve güvenlik yönleri ve bölgesel entegrasyonun yanı sıra, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz havzasındaki kalkınmanın ilerletilmesindeki önemli rolünü vurguladılar.

Zirve, Suudi Arabistan-Afrika iş birliğinin yol haritasını içeren ‘Riyad Bildirgesi’ planının kabul edilmesiyle sona erdi. Buna göre liderler, paylaşılan stratejik ortaklık, ortak çıkarlar ve coğrafi, tarihi ve kültürel bağlar temelinde, Afrika ülkeleri ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını yinelediler.

Suudi Arabistan ise Afrika kıtasıyla tarihi bağlarının ve kıtanın tüm ülkeleriyle siyasi, ekonomik, yatırım, ticari, kalkınma, kültürel ve sosyal alanlardaki ilişkilerini geliştirmeye verdiği özenin altını çizdi.

Liderler, zirvenin dört çalışma grubunun oluşturulmasına ilişkin tavsiyelerini kabul etti. Bunlar; Siyasi, Güvenlik ve Askeri İşlerden Sorumlu Radikalizm ve Terörizmle Mücadele Grubu, Ekonomik, Kalkınma, Ticari ve Yatırım İşleri Grubu, Kültür, Eğitim ve Uygar İletişim Grubu ile İnsani ve Sağlık İşleri Grubu. Zirve sonuçlarının takip edilebilmesi için zirvenin bitiminden itibaren altı ay içerisinde bu grupların çalışma oturumlarına başlaması kararlaştırıldı.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.