Suudi Arabistan diplomasisi Karayipler’e açılıyor

Suudi - Karayip Bildirgesi, iş birliğinin ve stratejik ortaklığın genişletildiğini ortaya koydu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile Riyad’daki zirveye katılan ülke liderleri ve başkanlarının hatıra fotoğrafı (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile Riyad’daki zirveye katılan ülke liderleri ve başkanlarının hatıra fotoğrafı (SPA)
TT

Suudi Arabistan diplomasisi Karayipler’e açılıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile Riyad’daki zirveye katılan ülke liderleri ve başkanlarının hatıra fotoğrafı (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile Riyad’daki zirveye katılan ülke liderleri ve başkanlarının hatıra fotoğrafı (SPA)

İki tarafın dün (16 Kasım Perşembe) başkent Riyad’da düzenlediği zirvede yayınlanan ortak Suudi-Karayip bildirisi, aralarındaki karşılıklı çıkarlara ve dostane ilişkilere değindi. Bildiriye göre taraflar, zirve sırasında ortak öneme sahip konularda görüş alışverişinde bulundular ve ortak vizyonlarına ve Birleşmiş Milletler (BM) Tüzüğü’nde yer alan değerlere dayanarak iki dinamik bölge arasındaki işbirliği yoluyla büyüme fırsatlarından yararlanmak için ortaklıklarını genişletmenin ve geliştirmenin yollarını ele aldılar.

Bildiride, sürdürülebilir kalkınmayı ve ilerlemeyi sağlamak, uluslararası hukuka ve BM Tüzüğü’ne bağlılığa ve kurallara dayalı uluslararası düzeni sürdürmek için ülkeler ve bölgeler arasında karşılıklı saygı ve işbirliği yoluyla barışı, güvenliği, istikrarı ve refahı teşvik etmek için ortak çabaların önemine dikkat çekildi. Bildiride ayrıca, sürdürülebilir kalkınma hedefleri de dahil olmak üzere eğitim (burslar), sağlık, denizcilik iş birliği, iletişim, lojistik, gıda güvenliği, enerji güvenliği, turizm ekonomisi ve diğer olası iş birliği alanları gibi iki taraf arasındaki işbirliğini artırmak için istişarelerde bulunma ve ortak öneme sahip belirli alanlarda işbirliği yolları ele alındı.

Ayrıca sürdürülebilir kalkınma, barış, güvenlik ve istikrar, turizm altyapısı, bilgi ve iletişim teknolojisi sektöründe iş fırsatları yaratma, küresel dijital hizmetler yaratma ve ticaret ve yatırım akışlarını artırma fırsatlarını keşfederek, sürdürülebilir altyapı, yenilenebilir enerji kaynakları, ticaret, turizm, lojistik ve bağlantı konularına özellikle odaklanarak ortak yatırımlar için karşılıklı yarar sağlayan fırsatlar sağlayarak, küresel forumlarda iki taraf arasındaki ilişkilerin her iki düzeyde de güçlendirilmesine dikkat çekildi. Bildiride, mevcut yeni fiziksel ve elektronik platformları, ticari misyonları, sergileri, seminerleri, konferansları ve diyalogları kullanarak, iki bölgede kamu-özel sektör ortaklıklarını güçlendirerek ve iş dünyası ilişkilerini geliştirerek Suudi Arabistan ile Karayipler Topluluğu (CARICOM) arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekildi.

Suudi Arabistam’ın Expo 2030’a Riyad’da ev sahipliği yapma teklifinin destek aldığı ve onaylandığı belirtilen bildiride, Karayip ülkelerinin, Krallığın Expo 2030’a ev sahipliği yapma adaylığını destekleme sözü verdiği göz önüne alındığında Krallık ile Karayipler Topluluğu arasındaki ekonomik ve kültürel alışverişi canlandırmak için bölgesel ve uluslararası sergiler düzenlemenin önemi vurgulandı.

Aynı şekilde sürdürülebilir ve döngüsel tarımın geliştirilmesi, sürdürülebilir gıda üretiminin teşvik edilmesi, su kaynaklarının kullanılması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, gıda ve tarım endüstrilerinde ticaret ve yatırım fırsatlarının arttırılması ve bilgi alışverişinin, deneyim, araştırma, modern teknolojiler ve en iyi uygulamaların paylaşılmasının teşvik edilmesi alanlarında işbirliğine dikkat çekildi. Ayrıca kapasite geliştirme faaliyetleri yürütmek, her iki tarafın halkları ve kültürleri arasındaki diyaloğu teşvik ederek güveni ve karşılıklı anlayışı geliştirmek ve çeşitliliğe saygıyı artırmak, böylece barış kültürüne katkıda bulunmak için işbirliğine de vurgu yapıldı.

Bildiride, hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşamanın milletler ve kültürler arasındaki dostane ilişkiler için en önemli değer ve ilkeler arasında yer aldığı, kültürel festivaller, sanat sergileri, film festivalleri, atölye çalışmaları, kitap fuarları ve diğer etkinlikler aracılığıyla Krallık ve CARICOM’daki kültürel ve yaratıcı endüstrileri teşvik edildiği belirtilirken, iki bölgenin kültürel çeşitliliğinden, açıklığından ve zengin tarihinden yararlanmanın önemi vurgulandı.

Aynı şekilde normatif faaliyetler yürüterek, ortak turizm yatırımları yaparak ve kapasite artırımı gerçekleştirerek, miras turizmi, kruvaziyer turizmi, sürdürülebilir ve çevre turizmi dahil olmak üzere, müzecilik, kültürel ve tarihi mirasın korunması ve restorasyonu alanlarında en iyi uygulamaların paylaşılmasının ve kapasitelerin geliştirilmesinin teşvik edilmesine ve turizm alanında işbirliğinin geliştirilmesine dikkat çekildi. Ayrıca iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak, etkilerine uyum sağlamak, çevreyi korumak, düşük karbonlu ve temiz enerji teknolojilerini geliştirmek için ortak eylemlerin artırılmasının acil önemli olduğu ifade edildi.

Emisyon azaltımlarının yönetilmesi, gelişmekte olan küçük ada devletleri için azaltım ve uyum önlemlerini desteklemek amacıyla iklim finansmanına adil erişimin teşvik edilmesi, düşük emisyonlu ekonomilere geçişi hızlandıracak yenilikçi teknik çözümler bulunması, Paris Anlaşması’nın hedeflerinin uygulanması için sürdürülebilir ve kapsayıcı yollar keşfetmeye devam edilmesi de dahil olmak üzere iklim değişikliğiyle ilgili küresel zorluklarla mücadele için birlikte çalışmanın önemi ve emisyonları azaltmaya yönelik iddialı hedefler belirleyip bu hedeflere ulaşarak ve yenilenebilir enerji üretimini ve temiz teknolojileri benimseyerek bu acil sorunu çözmek için her türlü çabayı gösterme kararlılığı yinelendi.

Bildiride, Yeşil Orta Doğu girişimi ve Suudi Arabistan’ın ‘bu girişime özel bir sekreterlik kurup ev sahipliği yapacağı ve projelerini ve yönetimini desteklemek için 2,5 milyar dolar tahsis edeceği’ ilanı memnuniyetle karşılandı. Aynı zamanda Su Riyad merkezli uluslararası bir su örgütü kurma ilanına destek verildiği belirtilirken, daha kararlı bir küresel eylem çağrısı yapıldı.

Suudi Arabistan ve Karayip Topluluğu’nun büyük spor etkinliklerine ev sahipliği yapmada oynayabileceği önemli role dikkat çekilirken, zirvenin, Krallığın 2034 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma adaylığını desteklediği vurgulandı. Karayipler bölgesinin T20-2024 Kriket Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması, iki tarafın kendi bölgelerindeki önemli girişimlerinin tanınması ve 2026’da aralarında ikinci bir zirve yapılması kararı da memnuniyetle karşılandı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.