Riyad Zirvesi Çin'in uluslararası pozisyonunu harekete geçirmeyi hedefliyor

 Dışişleri bakanlarının ziyareti, 11 Kasım'da Riyad'da düzenlenen " İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi" bildirgesinin uygulanması kapsamında gerçekleşti (SPA)
Dışişleri bakanlarının ziyareti, 11 Kasım'da Riyad'da düzenlenen " İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi" bildirgesinin uygulanması kapsamında gerçekleşti (SPA)
TT

Riyad Zirvesi Çin'in uluslararası pozisyonunu harekete geçirmeyi hedefliyor

 Dışişleri bakanlarının ziyareti, 11 Kasım'da Riyad'da düzenlenen " İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi" bildirgesinin uygulanması kapsamında gerçekleşti (SPA)
Dışişleri bakanlarının ziyareti, 11 Kasım'da Riyad'da düzenlenen " İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi" bildirgesinin uygulanması kapsamında gerçekleşti (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, geçtiğimiz Cumartesi Gazze'deki savaşı durdurmak için uluslararası eylem formüle etmekle görevli "İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi" tarafından atanan bakanlar komitesinin çalışmalarının başladığını duyurdu. Komite, bugün (Pazartesi) Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya, Nijerya ve Filistin dışişleri bakanlarının katılımıyla Çin ziyareti yaparak göreve başlayacak. Bu ziyarete Arap Birliği Genel Sekreteri ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri de katılacak.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Cumartesi günü, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, “ateşkesin derhal durdurulması, Gazze halkının acılarının sona erdirilmesi, sivillerin öldürülmesine son verilmesi, bunun yarından önce bugün gerçekleşmesi ve bu konuya gerekli önemin verilmesi ihtiyacını” vurguladı. Gözlemcilere göre, Suudi Bakanın konuşması, bakanlar komitesinin görevlerinin temel olarak ateşkesin sağlanması üzerine odaklanacağını gösteriyor.

Aynı çerçevede, Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Süfyan el-Kudat, Cumartesi günü yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bakanlar Komitesi üyeleri, ziyaret edilecek ülkelerin üst düzey yetkilileri ve dışişleri bakanları ile buluşacaklar. Bu ziyaretlerin amacı, uluslararası destek toplamak, Gazze üzerindeki bu alevlenmiş savaşı durdurmak için acil ve etkili bir uluslararası hareketi başlatmak, savaşın ortaya çıkardığı acı ve insani felaketin gerçek fotoğrafını aktarmak, İsrail'in Filistinli sivillere yönelik canice suçlarını ortaya çıkarmak ve özellikle ibadet yerleri ve hastaneler gibi sivil hedeflere sürekli ve tekrarlayan saldırılarını ifşa etmektir."

Geniş temsil

Yazar ve siyasi analist Munif el-Harbi, “57 Arap ve İslam ülkesinin adını taşıyan bu komitenin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak bazı etkenler var. Bunlar; bölgesel ve uluslararası birçok güçle çok yönlü ilişkilere sahip üye ülkelerin komitede olması ve komitenin Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar ve Filistin gibi dış politikalarında Filistin meselesine doğrudan odaklanmış ve Filistin sorununa çözüm bulma konusunda taahhütte bulunmuş 5 Arap ülkesinin yanı sıra bölgesel ve uluslararası düzeyde öneme sahip Türkiye, Endonezya ve Nijerya gibi İslam ülkelerinin de içinde bulunduğu 3 İslam ülkesini içermesidir" dedi.

Komitenin hedeflerine odaklanmanın önemini vurgulayan Harbi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Komitenin hedefi ateşkes için uluslararası bir hareket yaratmak ve ciddi bir barış sürecini başlatmaktır. Komite sadece ateşkesi elde edip Filistin sorununu çözümsüz bırakma amacında değildir. Çünkü bu, bizi yeniden şiddet ve karşı şiddete götürecektir. Özellikle 2012, 2014, 2018 ve 2021'de, önceki savaşlarda olduğu gibi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi’nin kapanışında yaptığı konuşmada uluslararası sistemin temellerinin hayata geçirilmesine dikkat çekti. Ben birçok ülkenin bu konuya ilgi duyduğuna inanıyorum.”

Harbi, ilk ziyaretin Çin'e yapılmasını destekleyen faktörlere şöyle işaret ediyor: “Çin, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi’nin kararlarını ve Filistin meselesinde Arap ve İslam pozisyonunu destekleyen ilk ülke oldu. Ayrıca, Ortadoğu'nun istikrarıyla ilgili konulara dahil olma niyetindedir. Özellikle Çin'in arabuluculuğunda Suudi Arabistan-İran anlaşması imzalanmasının arından Pekin’in dış politikasının önceki durumdan farklı olduğu görülüyor. Çin, Ortadoğu'daki karmaşık meselelere müdahil olmama eğiliminde."

Harbi, bölgesel ve uluslararası kamuoyunda Gazze'deki gelişmelere yönelik önemli bir değişiklik olduğunu şu sözlerle belirtiyor: “7 Ekim'de, uluslararası kamuoyunun büyük bir kısmı, özellikle Batı ülkeleri, İsrail'i eşi benzeri görülmemiş bir şekilde destekliyordu. Ancak İsrail'in Gazze'deki operasyonundan sonra resmi ve halk düzeyinde batı pozisyonlarında belirgin bir değişiklik var. Örneğin Fransa'nın tutumunda bir değişim gördük. Fransız Cumhurbaşkanı Macron bugün, 7 Ekim'deki Macron değil, söylemlerinde bir değişiklik oldu. Ayrıca, ABD yönetiminde görüş ayrılıkları var, bunu ABD Dışişleri Bakanlığı çalışanlarından bazılarına gönderilen ve Başkan Biden'ın Gazze olaylarına yaklaşımına yönelik görüş ayrılıklarını ortaya koyan e-posta mesajında gördük. Tüm bunlar, ziyaretin zamanlamasını önemli kılıyor. Komite ateşkese son verme konusunda öncü bir rol oynayacak ve ardından Filistin sorununa çözüm bulma çalışmalarına devam edecek. Bu çabalar, Suudi Arabistan'ın son zamanlarda Arap Barış İnisiyatifi'ni Avrupa Birliği, Arap Birliği, Mısır ve Ürdün ile yeniden canlandırma çabalarına dayanmaktadır.”

Bu bağlamda, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, 11 Kasım'da gerçekleşen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi’nin kapanışında yaptığı konuşmada, "Gazze'deki kanlı ve şiddet dolu savaşa rağmen, iki devletli çözüm fikrine ciddiyetle yaklaşıldığını görüyorum" ifadelerini kullandı.

İlk Adımlar

Bakanlar Komitesi’nin Çin ziyareti, geçtiğimiz hafta Riyad'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi’nin sonuç bildirgesinin uygulanmasındaki ilk adımlardan biridir. Bu çerçevede, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ve bir dizi diğer ülkenin dışişleri bakanları, iki örgütün genel sekreterleri, tüm örgüt ve birlik üyesi ülkeler adına uluslararası bir girişim başlatmak, Gazze'deki savaşı durdurmak ve uluslararası standartlara uygun kalıcı ve kapsamlı bir barışı gerçekleştirmek için derhal harekete geçme görevini üstlendiler. Bildirgede, "Filistin halkını öldürmek, varlıklarını yok etmek ve altyapılarını tahrip etmek için kullanılan silah ve mühimmatın işgal güçlerine ihracatının durdurulması" gerektiği ifade edildi. Bildirge, stratejik bir seçenek olarak barışa bağlılığı teyit ederken aynı zamanda Arap birliğinin ortak tutumu ve Ortadoğu'da barışı canlandırma çabalarının temeli olarak Arap barış girişiminin tüm unsurlarına ve önceliklerine “bağlı kalınması” çağrısı yaptı. Sonuç bildirgesinde ayrıca İsrail'in işgalini sonlandırma ve uluslararası hukuk ve ilgili yasal kararlar çerçevesinde Arap-İsrail çatışmasını çözme çağrısı yapıldı.

Siyasi yazar İbrahim Reyhan, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: "On yıllardır ilk kez Arap ve İslami diplomatik eylemlere bu şekilde tanık oluyoruz. Gazze Şeridi'nde savaşın başladığı ilk günden bu yana Suudi Arabistan liderliğinde yürütülen bu eylemler yangını durdurmak için çeşitli diplomatik yolları deneyecek. Herhangi bir şey hakkında konuşmadan önce ilk adım olarak öncelik, İsrail cinayetlerini ve Filistin halkını topraklarından Mısır, Ürdün ya da başka bir yere doğru sürmeye yönelik her türlü girişimi durdurmaktır. Komite savaşın ilk günlerinden bu yana İsrail'e mutlak destek veren bazı Batılı ülkelerin pozisyonlarını değiştirmek için çalışacak ve Suudi Arabistan’ın sonuç bildirgesinin maddeleri konusunda Riyad Zirvesi'ne katılan tüm ülkelerin desteğini almayı başarmasının ardından komite muhtemelen bu misyonda başarılı olacaktır. Savaşı durdurduktan sonra Arap-İsrail çatışmasını çözecek siyasi bir sürecin başlatılmasından bahsetmek için henüz çok erken. Savaşın durdurulması şu anda diğer konulardan önceliklidir."

İbrahim Reyhân, "Çin'in bu diplomatik adım için ilk tercih edilen ülke olması, Filistin sorununun çözümünün artık tek bir kutbun elinde olmadığını benimseyen politika açısından anlam taşıyor. Arap ve İslam ülkeleri, Filistinlilere yönelik katliamların durdurulması için Netanyahu hükümetine baskı uygulayabilecek her ülkeye başvuracaktır. Zira Çin, 2022'de 19.4 milyar dolar değerindeki ticaret hacmiyle İsrail'in en büyük ticaret ortağıdır. Çin’i 10 milyar dolar ile ABD, 6.78 milyar dolar ile Türkiye takip ediyor. Bu durum, Çin'e bakanlar komitesi ile işbirliği içinde Gazze'de ateşkese yönelik çalışmalara destek vermek konusunda baskı kartı veriyor” dedi.

 Çin devlet televizyonu, Pazar gününün ilerleyen saatlerinde Çin Dışişleri Bakanlığı'nın "Arap ve İslam ülkelerinden bakanların bu ayın 20'si ve 21'inde Çin'i ziyaret edeceğini" bildirdiğini aktardı. Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin'in bu ülkelerin dışişleri bakanlarıyla şu anda İsrail ve Filistinliler arasında devam eden çatışmayı sakinleştirme, sivilleri koruma ve Filistin sorununa adil bir çözüm bulma konularında görüşeceğini belirtti.



Riyad ve Moskova... Petrolün ötesine geçen ve enerji piyasalarının istikrarını pekiştiren stratejik bir ortaklık

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ve Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Ortak Bakanlar Komitesi toplantısına başkanlık etti. (X)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ve Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Ortak Bakanlar Komitesi toplantısına başkanlık etti. (X)
TT

Riyad ve Moskova... Petrolün ötesine geçen ve enerji piyasalarının istikrarını pekiştiren stratejik bir ortaklık

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ve Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Ortak Bakanlar Komitesi toplantısına başkanlık etti. (X)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ve Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Ortak Bakanlar Komitesi toplantısına başkanlık etti. (X)

Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki Yatırım ve İş Forumu sone erdi. Yoğun bir stratejik diyalog gününü geride bırakan forum, iki ülke arasındaki ortaklığı petrol koordinasyonunun ötesine taşımayı hedefliyor.

9. Ortak Bakanlar Komitesi toplantısı kapsamında düzenlenen forum, artan ticaret hacmiyle desteklenen ekonomik ve yatırım iş birliğini derinleştirme yönündeki ortak iradeyi vurguladı.

Forum, Riyad’da Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından açıldı. Açılışa Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan da katıldı. Forumda, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğini güçlendirmek amacıyla üst düzey yetkililer, uzmanlar ve yatırımcılardan oluşan bir heyet yer aldı.

sdcfg
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, Suudi Arabistan – Rusya Yatırım ve İş Forumu'nun açılışında bir konuşma yaptı. (X)

Enerji ve Yatırım bakanlıkları tarafından düzenlenen forumda konuşan Prens Abdulaziz bin Selman, OPEC+ ittifakının üye ülkelerin maksimum üretim kapasitesini değerlendirmek için benimsediği yeni mekanizmayı ‘dönüm noktası’ olarak nitelendirdi. Prens, mekanizmanın ‘adil ve şeffaf’ olduğunu vurgulayarak, piyasaların istikrarına katkı sağlayacağını ve üretime yatırım yapanlar için bir ödül niteliği taşıdığını belirtti.

Prens Abdulaziz bin Selman ile Aleksandr Novak, Suudi Arabistan – Rusya Ortak Bakanlar Komitesi toplantısına da başkanlık etti. Toplantıda, enerji, ticaret ve ekonomi, yatırım, uzay, sanayi ve maden kaynakları, sağlık, eğitim, medya, kültür, spor, turizm, ulaştırma, konut, tarım gibi birçok kritik alanda iş birliğini geliştirmeye yönelik gündem konuları ele alındı.

Her iki taraf da, iki ülke arasındaki ortak ilgi alanlarındaki iş birliğinin sürekli olarak ilerlemesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Taraflar, ekonomilerin gelişimine katkı sağlayacak ortaklığı güçlendirme isteklerini vurguladı ve özellikle Suudi Arabistan – Rusya İş Forumu ile Ortak İş Konseyi toplantılarının başarılı geçmesini takdirle karşıladılar.

cdfgtr
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Ortak Bakanlar Komitesi toplantısına katıldı. (RIA Novosti)

Suudi Arabistan Odalar Birliği Başkanı Hasan bin Muceb el-Huveyzi, toplantının önemine ilişkin yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin ‘küresel enerji piyasalarında istikrar ve büyümeyi destekleyen önemli bir dayanak’ olduğunu vurguladı.

El-Huveyzi, stratejik ortaklık kapsamında son yıllarda madencilik, sanayi, tarım ve ileri teknoloji gibi kritik sektörleri kapsayacak şekilde önemli bir genişleme yaşandığını ve bunun iki ülkenin ekonomik kapasitesinin bütünleşmesini yansıttığını belirtti. Ayrıca, iki ülke arasındaki iş birliğinin somut şekilde büyüdüğüne dikkat çekerek, ticaret hacminin 3,8 milyar doları aştığını ve yüzde 60’lık bir artış kaydettiğini, bunun da özel sektörün iki ülkeye duyduğu güvenin bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Enerjiden ekonomik çeşitliliğe

Suudi Arabistan Şura Konseyi Üyesi Fadl bin Sad el-Buayneyn, forumun düzenlenmesini ‘iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve ekonomik ortaklığı derinleştirmenin bir aracı’ olarak nitelendirdi. Forumun, ekonomik ortaklığı güçlendirmeyi ve bu hedeflerin önündeki zorluklarla başa çıkmayı amaçladığını vurguladı.

El-Buayneyn, Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki petrol koordinasyonunun ve OPEC+’nın rolünün enerji piyasalarının istikrarını sağladığını ifade etti. Ayrıca, ekonomik ortaklığı güçlendirmeye yönelik sistemli çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, karşılıklı vize muafiyeti anlaşmaları ve doğrudan uçuşların başlatılması gibi somut sonuçların iş birliğinin potansiyelini gösterdiğini kaydetti.

fr
Suudi Arabistan – Rusya Yatırım ve İş Forumu katılımcıları (X)

Forumun çıktıları, Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda da teyit edildi. Novak, OPEC+ çerçevesindeki iş birliğinin sadece petrol piyasasıyla sınırlı olmadığını, bunun ‘küresel piyasalarda uzun vadeli istikrarı sağlayan güvenilir bir bölgesel ve uluslararası iş birliği platformu’ olduğunu vurguladı. İkili iş birliğinin enerji dışı büyük yatırım projelerini de kapsadığına dikkat çekti.

Mutabakat zaptı ve anlaşmalar

Suudi Arabistan – Rusya Yatırım ve İş Forumu kapsamında, Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı ile Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı arasında sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik düşük karbonlu kalkınma ve iklim değişikliği alanında iş birliğine dair bir mutabakat zaptı imzaladı. Mutabakat zaptı, iki ülke arasında iklim değişikliği alanında kapsamlı bir iş birliği çerçevesi oluşturmayı ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile Paris Anlaşması’nın amaç ve ilkelerini destekleyerek ortak çıkarları güçlendirmeyi hedefliyor. Mutabakat zaptı, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye yönelik teknolojiler ve çözümler, sera gazı emisyonlarını azaltma ve ortadan kaldırma faaliyetleri ile enerji verimliliğinin artırılması gibi alanları kapsıyor.

Forum kapsamında ayrıca, iki ülke vatandaşları için karşılıklı vize muafiyeti anlaşması imzalandı. Suudi tarafı adına anlaşmayı Prens Faysal bin Ferhan, Rus tarafı adına Novak imzaladı.

Enerji Bakanı ayrıca, Suudi Arabistan’daki Kral Abdulaziz Vakfı ile Rusya Federal Arşiv Ajansı arasında iş birliği anlaşmasını da imzaladı. Anlaşma kapsamında bilgi paylaşımı, seminer ve forum düzenleme, ilgili yayın ve broşürlerin değişimi ile deneyim ve ziyaretlerin paylaşılması öngörülüyor.

Aynı çerçevede, Rusya’nın en büyük paladyum ve nikel üreticisi Norilsk Nickel’in Satış ve Ticaretten Sorumlu Başkan Yardımcısı Anton Berlin, şirketin Suudi Arabistan’da madencilik projelerine katılma olasılığını değerlendirdiğini açıkladı. Anton Berlin, Suudi Arabistan’da dört sanayi bölgesi bulunduğunu ve bu bölgelerde potansiyel projeler üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Anton Berlin, bu sanayi bölgelerinin avantajlarını da anlatarak, “Buralarda yatırımcılara vergi kolaylıkları sağlanıyor ve gerekli altyapı (enerji, gaz, su temini, atık su arıtma, yakıt istasyonu) mevcut. Özetle, yatırımcının ihtiyacı olan tek şey üretim tesisini kurmak” dedi.


Suudi Arabistan, Filistin hazinesine 90 milyon dolarlık destek sağladı

Prens Mansur bin Halid, Amman'daki büyükelçilik binasında Bakan Estephan Anton Selame’ye Suudi Arabistan'ın hibesini takdim ederken (WAFA)
Prens Mansur bin Halid, Amman'daki büyükelçilik binasında Bakan Estephan Anton Selame’ye Suudi Arabistan'ın hibesini takdim ederken (WAFA)
TT

Suudi Arabistan, Filistin hazinesine 90 milyon dolarlık destek sağladı

Prens Mansur bin Halid, Amman'daki büyükelçilik binasında Bakan Estephan Anton Selame’ye Suudi Arabistan'ın hibesini takdim ederken (WAFA)
Prens Mansur bin Halid, Amman'daki büyükelçilik binasında Bakan Estephan Anton Selame’ye Suudi Arabistan'ın hibesini takdim ederken (WAFA)

Suudi Arabistan dün, 2025 yılı için Filistin hükümetine verdiği kesintisiz destek çerçevesinde Filistin hazinesine 90 milyon dolarlık hibede bulundu.

Hibe, Suudi Arabistan'ın Amman Büyükelçisi Prens Mansur bin Halid bin Ferhan tarafından, Amman'daki büyükelçilik binasında Filistin Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanı ve Maliye Bakanı Vekili Dr. Estephan Anton Selame ile yaptığı görüşme sırasında sunuldu.

Prens Mansur bin Halid, bu desteğin Suudi Arabistan liderliğinin Filistin hükümetini destekleme ve mali yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlama konusunda yardım etme çabalarının bir parçası olduğunu açıkladı ve bunun Filistin halkının dayanıklılığını güçlendirmedeki önemini vurguladı. Bu destek, Suudi Arabistan'ın Filistin Devleti'ne sağladığı kesintisiz ekonomik, kalkınma, yardım ve insani desteğin bir uzantısı olarak, ekonomik ve insani zorluklar karşısında Filistin halkının acılarını hafifletmek ve sağlık ve eğitim başta olmak üzere hayati sektörleri desteklemek amacıyla veriliyor.

Suudi Arabistan'ın Filistin halkını ve bağımsız devlet kurma konusundaki adil ve meşru haklarını destekleme konusundaki kararlı, tarihi ve süregelen taahhüdünü vurgulayan Prens Mansur bin Halid, Filistin sorununu çözmek ve iki devletli çözümü uygulamak için New York'ta düzenlenen üst düzey uluslararası konferansın Fransa ile birlikte eş başkanlığını yürüten ülkesinin son dönemde gösterdiği siyasi çabalara atıfla bu çabaların Filistin devletinin uluslararası alanda geniş çapta tanınmasıyla sonuçlandığını belirtti.

Öte yandan Filistin Başkan Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh, Filistin hazinesine destek verdiği için Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğindeki Suudi Arabistan'a derin şükran ve takdirlerini dile getirdi.

Şeyh, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, bu hibenin ülkesinin yaşadığı zorlu ekonomik ve mali koşulların giderilmesine katkıda bulunacağını belirterek, Filistin halkına karşı Suudi Arabistan’ın kararlı tutumuna ve onların meşru haklarına verdiği desteğe teşekkür etti.

Filistin Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanı ve Maliye Bakanı Vekili Dr. Selame ise Suudi Arabistan'ın Filistin’e verdiği kesintisiz mali ve siyasi desteğe övgüde bulunurken İsrail’in son dönemdeki politikaları çerçevesinde Filistin Devleti'nin karşı karşıya olduğu mali krizi hafifletmedeki önemini vurguladı ve Suudi Arabistan’ın Filistin halkına karşı tarihi ve sarsılmaz tutumuna derin takdirini ifade etti.

Suudi Arabistan'ın Filistin'e yönelik kararlı tarihi tutumunu, meşru haklarına ve bağımsız devletinin kurulmasına verdiği desteğe övgüde bulunan Filistinli Bakan, Filistin Yönetimi'nin, Filistin'e verdikleri kesintisiz siyasi, ekonomik ve insani destekten dolayı Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a şükranlarını ve takdirlerini iletti.


Trump: Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılması için "iyi bir şans" var

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
TT

Trump: Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılması için "iyi bir şans" var

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ile Ukrayna arasında Florida'da yapılan son görüşmelerin ardından bir anlaşmaya varılmasının "yüksek ihtimal" olduğunu söyledi. Trump, elçisinin görüşmelere devam etmek üzere Rusya'ya gitmeye hazırlandığını belirtirken, Kiev'i sarsan yolsuzluk skandalının "faydalı olmadığını" ifade etti.

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, müzakere ekibinin de başında bulunan Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı'nı görevden almasına neden olan yolsuzluk soruşturmasına atıfta bulunarak, "Ukrayna'nın bazı zorlu küçük sorunları var," dedi. Trump, "Ancak bir anlaşmaya varma şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Miami'nin kuzeyindeki Hallandale Plajı'nda her iki tarafın da "üretken" olarak nitelendirdiği saatler süren görüşmelerin ardından, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söylerken, Kiev heyetindeki bir kaynak görüşmeleri "kolay değil" olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kiev'in askeri baskılarla karşı karşıya olduğu ve iç yolsuzluk skandalına bulaştığı bir dönemde gerçekleşen görüşmeler, Trump'ın temsilcisi Steve Witkoff'un salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin beklendiği Moskova ziyaretinin önünü açtı.

Washington, üç yıldan uzun süre önce başlayan çatışmayı sona erdirmek için bir plan sundu ve Moskova ve Kiev'in onayıyla bunu sonuçlandırmaya çalışıyor. Rubio daha önce gazetecilere, Witkoff ve Trump'ın damadı Jared Kushner'in de katıldığı Florida'daki görüşmelerin "çok verimli" geçtiğini, ancak "hala yapılması gereken çok iş olduğunu" söylemişti. Ukrayna heyetine Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Rustem Umerov başkanlık ederken, Amerikan tarafını Rubio, Witkoff ve Kushner temsil ediyor.

Umerov ise müzakereleri överek, "verimli ve başarılı" olarak nitelendirdi. Facebook'ta Zelenskiy'e görüşmelerde kaydedilen "önemli ilerleme" hakkında bilgi verdiğini yazdı. Zelenskiy, görüşmelerin ardından X platformunda, "Görüşmelerin yapıcı bir dinamiğe sahip olması ve tüm konuların Ukrayna'nın egemenliği ve ulusal çıkarlarının güvence altına alınmasına odaklanılarak açıkça müzakere edilmesi önemlidir" diye yazdı.

Görüşmeler, Moskova'nın Ukrayna'nın başkenti Kiev ve çevresine yönelik gece saldırılarını iki gece üst üste yoğunlaştırmasının ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin kapsamlı bir yolsuzluk soruşturmasının ardından Özel Kalem Müdürü Andrey Yermak'ı görevden almasının ardından yaşanan iç siyasi karışıklıkların ortasında başladı.