Putin’in Suudi Arabistan’ı ziyaretinin ana gündemi bölgesel gelişmeler ve OPEC + olacak
İki ülke arasındaki ilişkiler özellikle yakın düzeyde siyasi ve ekonomik işbirliğine sahip ( Reuters)
Moskova'nın bölgedeki ve dünyadaki mevcut gelişmeler ışığında ortaklıklarını çeşitli düzeylerde güçlendirmeye çalıştığı bir dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Suudi Arabistan’a resmi ziyarete bulunacak.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Putin’in Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'a iki çalışma ziyareti yapacağını ifade ederek, uluslararası ve bölgesel ilişkiler, Filistin-İsrail çatışması ve petrol piyasasında işbirliği konularına ilişkin görüşmelerde bulunacağını söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Yardımcısı Yuri Ushakov'a göre Putin, BAE ve Suudi Arabistan'a iki çalışma ziyareti yapacak. Ushakov açıklamasında, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile bir çalışma ziyareti gerçekleştireceğiz. Arabistan’dan önce BAE’ye uçacağız. Çok önemli gördüğümüz bu müzakerelerin faydalı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Ushakov, Putin'in Suudi Arabistan, Rusya ve BAE'nin de üyesi olduğu OPEC + ittifakı çerçevesinde petrol üretiminin azaltılmasının yanı sıra ikili ilişkiler, İsrail ile Hamas arasındaki savaş ve uluslararası politikayı ele alacağını doğruladı.
Ziyaretlerin geçmişi
TASS haber ajansına göre Putin, Suudi Arabistan ve BAE’yi en son 2019 yılında ziyaret etmişti. Bu, Putin'in Rusya'da iktidara gelmesinden bu yana Riyad'a yaptığı ikinci ziyaret olacak.
Kral Selman ve Putin'in Riyad'daki Kral Abdülaziz Tarihi Merkezi'nde çekilmiş bir arşiv fotoğrafı ( SPA)
Gözlemcilere göre Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki ikili ilişkilerin kendine has özellikleri var, resmi kaynaklara göre aralarındaki siyasi tarih 1926 Sovyet dönemine kadar uzanıyor. S Sovyetler Birliği, 1926'da Suudi Arabistan’ı bağımsız bir devlet olarak tanıyan ilk Arap olmayan ülke oldu ve 1930'da Cidde'deki Sovyet konsolosluğu büyükelçiliğe dönüştürüldü.
Suudi Arabistan'ın resmi ziyaretleri, Kral Selman bin Abdülaziz'in Ekim 2017'de Moskova'ya yaptığı tarihi ziyaretle sonuçlandı. O dönemde bu, bir Suudi kralının Moskova'ya yaptığı ilk ziyaretti ve Rusya Devlet Başkanı’nın seçkin bir kutlamasına sahne oldu.
Kral Selman bin Abdülaziz'in Ekim 2017'de Moskova'ya tarihi ziyareti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, 2015-2018 yılları arasında iki taraf arasındaki ilişkilerin seviyesini yükseltmek için Rusya'ya çok sayıda ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretler sırasında Putin ve katkı sağlayan çok sayıda Rus bakan, yetkili ve iş adamıyla görüştü.
Resmi kaynaklara göre dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olarak kabul edilen iki ülke arasında Suudi Arabistan birinci sırada yer alırken, onu Rusya takip ediyor. İki ülke, OPEC ve OPEC + çerçevesinde yakın iş birliği yapıyor. Geçtiğimiz Ekim ayında Rusya Devlet Başkanı, Moskova'nın Riyad ile iş birliğini sürdüreceğini ifade ederek, “Eğer koordineli üretim kesintileri olmasaydı fiyat varil başına 50 doların altına düşebilirdi” dedi. Putin, Veliaht Prens’in enerji piyasasındaki önemli rolünü övdü.
Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuk
Ukrayna'daki savaşla ilgili olarak Suudi Arabistan Veliaht Prensi, “Orada yaşananlar kötü, kimse bunu görmek istemiyor. Bir ülkenin işgal edilmesi Birleşmiş Milletler kurallarına aykırı ve Suudi Arabistan bu işgale karşı oy kullandı” ifadelerini kullandı.
Veliaht Prens geçtiğimiz Eylül ayında Fox News'a verdiği bir televizyon röportajında, “Rusların NATO'nun genişlemesi vb. nedeniyle yaptıklarına dair bir mazeretleri ve bir dizi argümanları var. Herhangi bir ülkeyi işgal etmek kötü bir şey. Ancak Suudi Arabistan'ın Rusya ile iyi ilişkileri var, Ukrayna ile de iyi ilişkilerimiz var. Ukrayna ve Rusya ile iyi ve canlı bir ticaretimiz var. Bu nedenle, bu sorunu çözmek için adımlar atabilmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Suudi Arabistan, Rusya ile Ukrayna arasında çözüme ulaşılmasını destekliyor ve iki ülke arasında arabulucu rolü oynuyor” dedi.
Diğer yandan Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman önceki gün, Riyad ile Moskova arasında petrol politikasına ilişkin güven ve işbirliği düzeyini doğruladı ve bunun "OPEC +’ taki temel ilişki olduğunu belirtti.
Suudi Arabistan -Rusya Ortak Komitesi toplantılarından birinin parçası ( SPA)
İki ülke ilişkilerinde her zaman yeni bir şeyler var
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin ortak ilişkiler geliştirmek ve uluslararası zorluklarla yüzleşmek için Rusya ile çeşitli alanlarda kalıcı koordinasyon arayışında olduğunu açıklamış ve geçtiğimiz Mart ayında Moskova'yı ziyareti sırasında yaptığı basın açıklamasında, iki dost ülke arasındaki her düzeyde güçlendirmeye ve geliştirmeye çalıştığımız ilişkilerde her zaman yeni bir şeyler vardır” diyerek, uluslararası zorluklarla yüzleşmek için ortak ilişkiler ve koordinasyon geliştirme konusunda iki ülke arasında çeşitli alanlarda mevcut çalışmalara övgüde bulundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise, Suudi Arabistan ile ilişkileri geliştirmenin Rusya için bir öncelik olduğunu düşünerek ülkesinin Rusya-Suudi ilişkilerinin seviyesinden büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Lavrov, Putin ve Veliaht Prens arasında iki ülkenin liderleri düzeyinde varılan anlaşmaların gerçekleşmesi ve uygulanması için gereken her şeyi yaptıklarını vurguladı.
İşbirliğin genişlemesi
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ise, barışçıl nükleer enerji alanındaki projeler ve jeolojik araştırma, sondaj, hidrokarbon üretimi ve işlenmesi, dijital teknolojilerin uygulanması alanındaki teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması yoluyla enerji sektöründe iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesinin beklenebileceğine değinerek, Rusya ile Suudi Arabistan arasındaki ticaret alışverişinin 2023'ün ilk yedi ayında 2022'nin aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 20 arttığını aktardı.
Suudi Arabistan Enerji Bakanlığı'ndan resmi bir kaynak, Riyad’ın, OPEC +’a katılan bazı ülkelerle koordinasyon halinde geçtiğimiz Temmuz ayında başlayan gönüllü günlük bir milyon varillik petrol kesintisini gelecek yılın ilk çeyreğinin sonuna kadar uzatacağını söyledi. Geçtiğimiz Perşembe Rusya, petrol arzını gönüllü olarak günde 500 bin varile düşüreceğini ve bunu 2024'ün ilk çeyreğinin sonuna kadar uzatacağını duyurdu.
Suudi Arabistan’ın hamlelerinin etkinliği
Uluslararası Kriz Grubunda görevli Rus analist Oleg Ignatov, Riyad'ın Moskova üzerinde etkisi olduğunu ve bunun öncelikle petrol ve Rusya'nın OPEC + ‘a katılımı yoluyla sağlandığını, bu nüfuzu savaşı durdurma çabalarında kullanmasının olası olduğunu ifade ederek, Suudi Arabistan’ın Ukrayna savaş dosyasında etkili bir şekilde hareket edebildiği ve özellikle Çin ve Hindistan'ın yanı sıra küresel Güney'i de diyaloğa getirebildiği için son dönemde önemli bir rol üstlendiğini bildirdi.
Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi
Görsel: Reuters/Al Majalla
Abdullah Faysal er-Rabih
Gözlemciler ve ekonomistler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki büyük dönüşümlerini geriye dönüp bakarak incelediklerinde, ekonomiyi yeniden şekillendiren en önemli dönüm noktası olarak 2016 yılında başlatılan ‘Vizyon 2030'u uzun uzun ele alacaklar, onu ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren ve ülkeyi tek bir kaynağa bağımlılıktan çeşitlilik ve sürdürülebilirlik beklentilerine kaydıran en önemli dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir. Ancak, modern Suudi Arabistan sahnesini yalnızca bu dönüm noktasına indirgemek, 2026’nın gelişiyle, Vizyon 2030 hedeflerine doğru yolun yarısını geride bırakırken kümülatif gelişimin bağlamını anlamada bir eksikliğe yol açabilir. Objektif bir okuma yapılması için 21. yüzyılın ilk çeyreğinin tamamını kapsayacak şekilde zamansal merceğin genişletilmesi gerekir.
Riyad, NEOM ve ülkenin tüm bölgelerinde büyük inşaat projeleri ve teknolojik ve lojistik dönüşümler açısından tanık olunanlar, birdenbire ortaya çıkan bir olgudan ziyade uzun ve dikkatle düşünülmüş bir modernleşme sürecinin meyvesidir. Bu süreç, milenyumun ilk on yılında eğitim ve altyapı temellerinin atılması aşamasından, ikinci on yılda ve sonrasında dijital dönüşümün başlatılması ve kapsamlı ekonomik çeşitlendirme aşamasına geçti. Sadece finansal politika mühendisliği yoluyla değil, aynı zamanda veri, yapay zeka (AI), turizm ve yaşam kalitesine dayalı bir petrol sonrası ekonomi kurarak kaynaklarını akıllıca yeniden yatıran bir ülkenin hikayesine tanık oluyoruz.
Bu çeyrek asırlık süreç, küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomi inşa etme stratejik hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan iki aşamaya ayrılabilir. Milenyumun başlarından 2015 yılına kadar süren ilk aşama, burs programları ve üniversitelerin kurulması yoluyla insan sermayesine yapılan yoğun yatırımlarla öne çıkıyor. 2016 yılında başlayan ikinci aşama ise, bu yatırımların meyvelerinin toplandığı ve bu beyinlerin ve enerjilerin modern bir ekonomik ve teknolojik sistem kurmak için kullanıldığı, Suudi Arabistan’ın G20'nin en güçlü ekonomileri arasındaki etkili konumunun pekiştirildiği bir dönemdi.
Kaynak yönetiminden kurumsal performans verimliliğine
Bu dönüşümün altında yatan dinamikleri anlamak için, öncelikle hükümet yönetimi felsefesinde meydana gelen değişimin özünü incelemeliyiz. Gelişmeler, devlet kurumlarının kapsamlı bir rasyonalizasyonu (rationalisation) olarak tanımlanabilir. Daha önce, odak noktası geleneksel kalkınma istikrarını sürdürmek için doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin dağıtılmasıydı. Suudi Arabistan bugün, bu vizyonun mimarı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde, hedef odaklı yönetim modeline (management by objectives) geçerek, başarı ve değerlendirme için temel gösterge olarak temel performans göstergelerini (KPIs) benimsedi.
Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri de 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan, bu gerçeği erken dönemde fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi.
Hükümet projeleri artık sadece bütçelerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda somut ekonomik ve sosyal etkileriyle ve sıkı zaman çizelgelerine bağlılıklarıyla da değerlendiriliyor. Yönetimde yaşanan bu radikal değişim, büyük küresel teknoloji şirketlerinin hızı ve esnekliğiyle rekabet eden dinamik bir çalışma ortamı yaratırken geleneksel bürokrasiye alternatif olarak liyakati esas alan bir sistem kurdu.
Devletin idari yapısı, merkezi planlama ve hızlı karar alınması amacıyla çok sayıda kurumun kaldırılması ve yetkilerinin biri Ekonomi ve Kalkınma Konseyi diğeri Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi olmak üzere iki ana konseyde birleştirilmesi ile yeniden düzenlendi. Bu yapısal gelişme, devletin büyük bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayan sağlam bir temel oluşturmuş ve Suudi Arabistan’ın dijital devlet hizmetleri için küresel göstergelerin ön saflarına taşımıştı. ‘Absher’ ve ‘Tawakkalna’ gibi platformlar, teknolojiyi ekonomi ve topluma hizmet etmek için kullanmanın küresel modelleri haline gelmiş ve zaman ve kaynak israfının azaltılmasına ve ulusal üretkenliğin artırılmasına doğrudan katkıda bulunmuştu.
Tek sektöre bağlılığın sonlandırılıp ekonominin çeşitlendirilmesi
Gelecekte en büyük bir etkiye sahip olacak olan ikinci dönüşüm, petrole dayalı tek sektörlü ekonominin sonlandırılıp küresel şoklara karşı yüksek dirençli, çeşitlendirilmiş ve esnek bir ekonominin kurulmasıydı. Rakamlar, bu başarının ölçeğini gösteren en doğru gösterge olmaya devam etmektedir. Petrol dışı faaliyetler hızlı ve istikrarlı bir büyüme kaydederken, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesi son üç yılda ortalama yüzde 4,5'i aşarak 2024 yılında yüzde 4'e yaklaştı. Tüm bunlar, enerji piyasalarının oynaklığından uzak yeni büyüme motorları yaratma konusunda ekonomik çeşitlendirme politikalarının başarısını yansıtıyor.
Bu dönüşümün merkezinde yer alan Kamu Yatırım Fonu (PIF), geleneksel devlet fonu işlevinin ötesine geçerek piyasa yapıcı ve etkili bir küresel yatırımcı haline gelip stratejik bir rol oynuyor.
Son veriler, fonun yönettiği varlıkların 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 3,4 trilyon riyal (yaklaşık 925 milyar dolar) yükseldiğini ve iç yatırım portföyünün büyüklüğünde yüzde 50'nin üzerinde dikkat çekici bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, fonun ulusal ekonominin damarlarına likidite pompalamaya olan bağlılığını teyit ediyor.
Suudi Arabistan'ın Riyad'da 2034 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma adaylığı kapsamında düzenlenen medya turu sırasında NEOM kentindeki The Line projesinin maketi, 30 Ekim 2024 (AFP)
PIF, (Ceer ve Lucid Motors şirketleri aracılığıyla) elektrikli araç endüstrisi, temiz teknolojiler, askeri üretim, eğlence, turizm ve küresel spor yatırımları gibi Suudi Arabistan ekonomisinde daha önce hiç duyulmamış olan gelecek vaat eden sektörlere odaklandı. Bu strateji sadece finansal kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda teknoloji ve bilginin aktarılması ve yerelleştirilmesini ve Suudi gençler için kaliteli iş fırsatları yaratılmasını da amaçlıyor.
Dijital dönüşüm ve yapay zeka: Tüketimden ihracata
Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan bu gerçeği erken fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Suudi Arabistan teknoloji ithalatıyla yetinmedi, küresel teknoloji devlerini (Google, Microsoft ve Oracle gibi) çekerek ve onlarla ortaklık kurarak bulut bölgeleri ve devasa veri merkezleri oluşturmak suretiyle bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmeyi hedefledi ve böylece üç kıtayı birbirine bağlayan dijital bir köprü olarak konumunu güçlendirdi.
Dijital göstergelerin okunması, bunların temel itici gücü olan insan faktörü dikkate alınmazsa eksik kalır. Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel bir değişimden öteye geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor.
Düzenleyici rolünün ötesine geçerek dijital dönüşümün ulusal düzeydeki başlıca destekçisi haline gelen Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu’nun (SDAIA) hayati rolünü en iyi göstergesi de buydu. SDAIA, devletin kaynaklarını benzeri görülmemiş bir verimlilikle yönetmesini sağlayan sağlam bir dijital altyapı kurmayı başardı.
Karar destek platformu ‘İstişraf’ın büyük verileri analiz ederek ve hükümet harcamalarının verimliliğini artırma fırsatlarını belirleyerek 50 milyar riyali aşan mali tasarruf ve getiriye katkıda bulunması, bunun en iyi örneğiydi.
Öte yandan Suudi Arabistan'ın bu alandaki hedefleri, yurt içi kullanımın ötesine geçiyor, zira artık teknolojisini ihraç etmek ve başarılı dijital deneyimini dünyayla paylaşmak istiyor.
Suudi Arabistan’da 22 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Nefaz ve 33 milyondan fazla kullanıcısıyla kapsamlı bir ulusal uygulama veya Süper Uygulama haline gelen Tawakkalna gibi platformlar değerlerini ve yüksek güvenilirliklerini kanıtladıktan sonra, bu çözümler akıllı dijital hükümet için modeller olarak ihraç edilebilir ürünlere dönüştü.
Suudi Arabistan, belirli girişimler ve ‘Made in Suudi Arabistan’ teknoloji programı aracılığıyla kendisini 2030 yılına kadar teknoloji ve inovasyonun küresel merkezi haline getirmeyi amaçlayan iddialı bir veri ve yapay zeka stratejisiyle ulusal şirketlerin küresel pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın yükselen bir teknoloji gücü olarak jeopolitik konumunu güçlendirmekle kalmayıp, petrol dışı GSYİH'ye katkıda bulunacak yeni ve sürdürülebilir bir ekonomik akış da oluşturuyor.
Yaşam kalitesi ve yeni bir gerçekliği yansıtan rakamlar
Önceki kalkınma modelinde, vatandaşlar ve ekonomi arasındaki ilişki, hizmet tüketiminden kalkınma ve değer yaratmada ortaklığa doğru ilerlerken, uluslararası standartlara uygun bir yaşam kalitesi sağladı.
Devletin kronik sorunları umut verici ekonomik fırsatlara dönüştürme becerisinin parlak bir örneği olan konut programının yıllık raporundaki verilere göre vatandaşların ev sahipliği oranı, vizyonun başlatılmasından önce yüzde 50'nin altındayken, 2024 yılı sonunda yüzde 65'in üzerine çıktı. Bu rakam sadece istatistiksel bir gösterge değil, entegre ve akıllı konut projeleri inşa eden ROSHN gibi büyük şirketlerin öncülüğünde inşaat, gayrimenkul finansmanı ve kentsel gelişim sektörleri için hayati bir itici güç oldu.
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifi sunumundan bir kare (Reuters)
Aynı zamanda, turizm Krallığın en önemli başarı öykülerinden biri olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan, onlarca yıl uluslararası toplumdan tecrit edildikten sonra, engelleri aşmayı başardı ve yeni rekorlar kırdı. 2023 yılında (yerli ve yabancı) 109 milyondan fazla turist ağırlayan ülkede bu rakam 2024 yılında 116 milyona ulaşarak yükselmeye devam etti. Turizmdeki bu ivme, sadece otel ve havacılık sektörlerini canlandırmakla kalmadı, aynı zamanda 255 milyar riyali aşan gelirlerle yerel ekonominin yanında çeşitli bölgelerde binlerce mevsimlik ve kalıcı iş olanağının yaratılmasına katkıda bulundu ve tarihi şehirlerdeki ve köylerdeki yerel ekonomileri canlandırdı.
En değerli yatırım olarak işgücü
Bu rakamlar, temel itici güçleri olan insan faktörü dikkate alınmadan tam olarak anlaşılamaz. Suudi işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel değişikliklerin ötesine geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor. Pastoral zihniyetin ve devlete olan tam bağımlılığın yavaş yavaş ortadan kalkarak, üretkenlik ve bireysel inisiyatif kültürünün yerini aldığını görüyoruz.
İyi düşünülmüş Suudileştirme politikaları, iyileştirilmiş eğitim verimliliği ve küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen destek, bir araya gelerek yaratıcı ve girişimci bir nesil yarattı. Genç Suudilerin kariyer hedefleri artık geleneksel devlet işleriyle sınırlı değil, inovasyon, finansal teknoloji (FinTech) ve yaratıcı endüstriler gibi sektörlere de açıldı.
Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor.
Bu çerçevede kadınların güçlendirilmesi dönüşüm sürecini taçlandırdı. Devlet bu konuyu sadece insan hakları perspektifinden ele almakla kalmadı, aynı zamanda acil bir ekonomik gereklilik (womenomics) olarak da değerlendirdi. Bu vizyon, kadınların işgücüne katılımının vizyonun başlatılmasından önce yaklaşık yüzde 17'den bugün yüzde 35'in üzerine çıkmasıyla gerçeğe dönüşürken başlangıçtaki hedefleri yıllar öncesinden aştı.
Ekonomik açıdansa bu, toplumun yarısını fiili üretim döngüsüne entegre etmek, ulusal rekabet gücünü artırmak ve kalkınmanın damarlarında atıl durumda olan belirli beceri ve yetenekleri devreye sokmak anlamına geliyor.
Ekonomik bir kaynak olarak yumuşak güç olarak kültür
Gözlemciler için belki de en çarpıcı dönüşüm, kültür ve mirasın yeniden konuşlandırılmasıydı. Sessiz bir yerel mirastan, küresel bir ürüne ve karlı getiriler sağlayan bir eğlence ve turizm endüstrisine dönüştü.
Önceki dönemde, kültürel faaliyetler içe dönüklükten dolayı gölgede kalmış ve bu da Krallığı küresel turizm haritasından uzaklaştırmıştı. Ancak bugün, denklem tamamen yeniden yazıldı. Kültür, yumuşak gücün kaynağı ve stratejik bir ekonomik varlık haline geldi.
Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde düzenlenen NEOM adlı yeni şehirle ilgili sergide 3D sunumu izleyen ziyaretçiler, 25 Ekim 2017 (Reuters)
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Devlet, cesurca bir açıklık stratejisi izlemeye başladı. Artık küreselleşmeden korkmuyor, aksine küreselleşmenin araçlarına yatırım yapıyor. Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor. Sanat, eğlence ve sinemaya yönelik bu açıklık, ‘geçici eğlence’ alanında değil, aksine, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve yaşam kalitesini artıran yeni bir ekonomik sektörün temelini oluşturuyor. Esasen, bu durum doğrudan yabancı yatırımların en önemli itici güçlerinden biri. Yabancı yatırımcılar ve küresel yetenekler sadece iş fırsatları ve finansal getiri değil, aynı zamanda canlı ve çekici bir yaşam ortamı da arıyor.
Mühendislik, mega projeler ve geleceğin şehirleri
NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve New Square gibi mega projelerden bahsetmeden bu tabloyu tamamlamış olmayız. Bu projeler, geleneksel gayrimenkul geliştirme kavramının ötesine geçiyor. Geleceğin endüstrisinde inovasyon için kuluçka merkezleri haline geliyor. Örneğin NEOM, sadece yeni bir şehir değil, yüzde 100 yenilenebilir enerjiden akıllı ulaşım sistemlerine ve biyoteknolojiye kadar yarının teknolojileri için bir ‘yaşayan laboratuvar’ olarak karşımıza çıkıyor. Özetle NEOM, 21. yüzyılda ‘şehir’ ve kentsel yaşam kavramını yeniden tanımlamaya yönelik cesur bir girişimdir.
Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor.
Bununla birlikte başkent Riyad da radikal bir dönüşüm geçiriyor. Yaklaşık 15 milyon kişiyi barındırmayı planlayan şehir, toplu taşıma (şehrin arterlerini birbirine bağlayacak Riyad Metrosu'nun açılmasıyla), yeşil alanlar (Kral Selman Parkı projesi gibi) ve ikonik mimari projelerle entegre edilen hareketli bir şantiyeye dönüşüyor. Bu entegre sistem, ‘ekonomiyi yerelleştirmeyi’ amaçlıyor. Devlet, vatandaşların daha iyi bir yaşam ve iş fırsatlar arayışıyla dünyanın dört bir yanındaki başkentlere göç etmelerini sağlayacak şekilde artık dünyayı onlara getiriyor.
Gelecekteki haklar ve verimlilik taahhüdü
2025 yılı sona ererken, Suudi Arabistan artık kendisini yalnızca petrol mirasıyla değil, mevcut başarıları ve gelecekteki hedefleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda, Expo 2030'a ev sahipliği yapma yarışını kazanmak ve 2034 Dünya Kupası'nı düzenlemek için dünyanın güvenini kazanmak, ulusal sistemi (hem kamu hem de özel) sıkı zaman kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakırken çalışmaların en yüksek verimlilik ve disiplin standartlarıyla yürütülmesini gerektiriyor.
Kızıldeniz'deki mega proje NEOM şehrinin kalbinde yer alan iki adet 500 metre yüksekliğindeki paralel yapıya ilişkin önerilen tasarımı gösteren fotoğraf, 26 Temmuz 2022 (AFP)
Bu uluslararası etkinlikler, sadece kutlamalardan ibaret olmamakla birlikte altyapı çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırmak, ulaşım ağlarını geliştirmek ve yeni şehirler kurmak için akıllı yönetim araçları ve stratejik katalizörler olarak işlev görürler. Kısacası bu, Suudi Arabistan'ın, gelişmiş ülkelerden muadillerine eşdeğer ve hatta onları aşan bir verimlilikle büyük etkinlikleri organize etme ve yönetme kapasitesine ve finansal gücüne sahip, güvenilir bir uluslararası ortak olduğunu dünyaya açıkça gösteren mesajlar.
İnovasyonda küresel bir ortak olarak Suudi Arabistan
Suudi Arabistan'ın son çeyrek yüzyılda ve son on yılda hızlanan bir şekilde tanık olduğu gelişmeler, modern kalkınma devleti kavramının kapsamlı bir şekilde yeniden kurulmasını temsil ediyor. Devlet, sınırlı doğal kaynaklara bağımlılıktan, yenilenebilir insan ve teknik kaynaklara yatırım yapmaya geçti. Geleneksel bir ekonomiden rekabetçi bir dijital ekonomiye dönüştü. İçine kapanık bir kültürden, açıklık ve inisiyatif alan bir kültüre adım attı. Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor. Rakamlar ve başarılarla bir dönüşümün hikayesi yazılırken geleceğe ve insanlara yatırım yapmanın her zaman kazançlı bir yatırım olduğu gözler önüne seriliyor.
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadıhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5222726-suudi-arabistan-pakistanda-polis-memurlar%C4%B1n%C4%B1n-hedef-al%C4%B1nmas%C4%B1n%C4%B1-k%C4%B1nad%C4%B1
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı
Pakistan polisi (AP)
Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/ortado%C4%9Fu/5222702-suudi-arabistan-pakistanda-polis-memurlar%C4%B1n%C4%B1n-hedef-al%C4%B1nmas%C4%B1n%C4%B1-k%C4%B1nad%C4%B1
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı
Pakistan polisi (AP)
Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة