Kuveyt'in yeni Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah yemin etti

Kuveyt'in eski emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın ölümünün ardından ülkenin başına gelen Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah yemin ederek resmen görevine başladı.

Şeyh Meşal El Ahmed El-Cabir Es-Sabah (KUNA)
Şeyh Meşal El Ahmed El-Cabir Es-Sabah (KUNA)
TT

Kuveyt'in yeni Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah yemin etti

Şeyh Meşal El Ahmed El-Cabir Es-Sabah (KUNA)
Şeyh Meşal El Ahmed El-Cabir Es-Sabah (KUNA)

Kuveyt resmi ajansı KUNA'da yayımlanan habere göre, yeni Emir Şeyh Meşal'in yemini için Ulusal Meclis'te tören düzenlendi. 

Emirlik Divanı Bakanı Şeyh Muhammed el-Abdullah el-Mubarek es-Sabah, 16 Aralık'ta Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın vefat ettiğini duyurmuştu.

Aynı gün içerisinde Kuveyt Bakanlar Kurulu, Veliaht Prens Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın ülkenin yeni Emiri olduğunu açıklamıştı.

Kuveyt'in yeni Emiri Şeyh Meşal, eski Emir Şeyh Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın 7'inci oğlu olarak 27 Eylül 1940’da dünyaya geldi.

Başkent Kuveyt'teki Mubarekiye Okulu'ndaki ilk eğitiminin ardından, İngiltere’de Hinden Polis Koleji'ndeki eğitimini 1960 yılında tamamladı.

İçişleri Bakanlığında çeşitli görevlerde bulunan Şeyh Meşal, albay rütbesiyle 1967-1980 yılları arasında Devlet Güvenlik Kurumu Başkanlığını yürüttü.

Ulusal Muhafızlar Başkan Yardımcısı olarak 13 Ocak 2004'te başladığı görevini Veliaht Prens olana dek sürdürdü. Emir Nevvaf tarafından 15 Kasım 2021'de çıkarılan bir kararla Şeyh Meşal, Veliaht Prens olarak tayin edildi.

Kendisinden önceki Emir Şeyh Nevvaf'ın kardeşi olan Kuveyt Emiri Şeyh Meşal'in, 7'si kız, 12 çocuğu bulunuyor.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.