Mahmud Garsan
Kuveyt prenslerinin iktidara gelirken ziyaret ettiği ülkelerin başında Suudi Arabistan geliyor.
Aralık 2023'te tahta geçtikten sonra ilk yurt dışı hedefi olarak Riyad'ı seçen mevcut Emir Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah da bu geleneği sürdürdü.
Ziyaret, bölgede tanık olunan birçok güvenlik ve jeopolitik gerginlik ve zorluğun ortasında, iki komşu ülke arasındaki derin ilişkilerin gerçekliğini gösteriyor.
İki ülke arasındaki ilişkiler
Kuveyt'in Riyad Büyükelçisi Sabah es-Sabah, ülkesinin Emiri'nin Körfez'deki büyük komşusuna doğru attığı adımların, "İki ülke arasındaki ilişkilerin resmi ve halk düzeyindeki ilişkilerin seviyesini yansıttığına" inanıyor.
Ona göre bu adımlar, "Uluslararası ilişkilerin boyutlarını aşarak kardeşlik ve ortak kader bağlarına" dayanıyor.
KUNA'nın haberine göre bu durum, "Bölgesel ve uluslararası konularda ülkelerin politik tutumlarının uyumlu hale gelmesine yol açtı, amaçları bölgede ve dünyada, barışı ve istikrarı" desteklemek olarak aktarıldı.
Siyasi analist Mübarek el-Ati, "Kuveyt Emiri'nin ziyareti, Suudi Arabistan'ı stratejik derinlik, tüm uluslararası ve Arap İslam meselelerinde aktif, anahtar bir ülke olarak gördüğünü gösteriyor" dedi.
Mübarek göre, "İki ülke köklü ilişkilere sahip ve bu ilişkiler resmi devletler arası ilişkilerin boyutlarını aşarak kardeşlik ve dostluk kavramlarına dayanıyor. Akrabalık bağları, komşuluk ilişkileri, tarih ve ortak kader gibi unsurlar da iki ülkeyi birbirine bağlıyor. Suudi Arabistan, Kuveyt prenslerinin tahta çıkmasının hemen ardından ziyaret edecekleri ilk ülkelerden biri olarak görülüyor ve bu ziyaretler tarihsel kardeşlik ilişkilerini pekiştirmek, dayanışmayı derinşleştirmek ve ortak kaderi güçlendirmek için yapılıyor."
Güvenlik dosyaları
Es-Sabah'ın Riyad ziyareti, Gazze'deki savaş ve Kızıldeniz'deki gerginlik gibi bölgede artan güvenlik sorunlarıyla aynı zamana denk geldi.
İşte bu nedenle Kuveyt Üniversitesi'nde siyasi ve akademik bilimler uzmanı olan Hayle el-Mukeymi, Independent Arabia'ya, Ülkesinin Emiri'nin Suudi Arabistan'a ziyareti, "ilk varış noktası Riyad olduğundan, Veliaht Prens iken başlattığı yaklaşımı pekiştirip tamamlıyor" sözleriyle değerlendirdi.
Ayrıca Mukeymi, "Özellikle tankerlerin ve deniz yollarının güvenliği konusunda Kızıldeniz ihtilafının Körfez bölgesine yayılmasından duyulan endişenin ortasında, başta bölgesel ve stratejik güvenlik sorunları olmak üzere özel ilgi görüyor" dedi.
"Durra Petrol Sahası'nın şu anda iki taraf arasındaki ilişkinin dosyaları arasında en önemli konu olarak kabul edildiğini" vurgulayan Mukeymi, "Kuveytliler, Suudi Arabistan'ın İranlılarla diyalog kanallarını açma rolüne büyük umut bağlıyor.
Mukeymi, "Kuveyt, doğalgaz ihtiyacını Suudi Arabistan'dan ithal ederken, anlaşmazlıklardan dolayı bu bolluğu kullanamıyor. Suudi Arabistan'ın Çin'in arabuluculuğunda İran'la yapacağı anlaşmanın meyve vermesi ve bu alanın kullanılmasına olumlu yansıması gerektiğine inanıyoruz" dedi.
El-Ati ise, "Gazze savaşının yansımaları ve Kızıldeniz'de yaşanan olayların etkisiyle gerilimin artmasıyla birlikte bölgeye yapılan ziyarette genel olarak "Körfez güvenliğinin" ana konu olarak ele alındığına" dikkat çekti.
Kuveyt Emiri'nin Suudi yönetimiyle buluştuğunda, "Kuveyt'in temel dış politikalarına bağlılığını teyit etmek istediği kesindir. Arap Körfez sisteminin birlik ve istikrarının desteklenmesi, dost ve kardeş ülkelerle tarihi ittifakların desteklenmesi de dahil olmak üzere, Riyad ile iyi ilişkiler, Kuveyt için en önemli öncelik olarak görülen bir ilişkidir" diye ifade etti.
İki ülke arasında ticaret alışverişi
Resmi istatistikler, 2021 yılında Suudi Arabistan ile Kuveyt arasındaki ticaret hacminin 6 milyar 993 milyon riyale (1,86 milyar dolar), ihracatın değerinin ise 5 milyar 384 milyon riyale (1,44 milyar dolar) ulaştığını gösteriyor.
İthalatın değeri 1 milyar 609 milyon riyale (430 milyon dolar) ulaşırken, Suudi Arabistan ve Kuveyt tarafı ticaretin seviyesini en yüksek seviyelere çıkarmayı hedefliyor.
Al-Mukeymi ekonomiyle ilgili yorum yaparak, "İki komşu ülke arasındaki ekonomik kalkınma vizyonlarının, yakın ve iddialı olduğunu ve aynı yönde ilerlediğini" söyleyerek "İki ülkenin de enerji alanındaki yatırımlara büyük pay ayırdığını, ayrıca stratejik ortakların ve gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi konusunda da Suudi-Kuveyt uzlaşmasını gördüklerini" söyledi.
DAHA FAZLA OKU
Suudi-Kuveyt Konseyi
Temmuz 2018'de kuruluş tutanakları imzalanan Suudi-Kuveyt Koordinasyon Konseyi, yakın ilişkilerin tercüme edilerek entegrasyona kavuşturulmasını hedefliyor.
"Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi"nin hedefleri doğrultusunda iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesi ve sürdürülmesi için çalışan ortak bir vizyon entegre ekonomik sistemin güçlendirilmesi, mevcut kaynakların en iyi şekilde kullanılmasına yönelik yenilikçi çözümler bulmak, iki ülkeyi birbirinden ayıran güçlü yönlere dayalı etkin ve entegre bir eğitim sistemi oluşturmak, ülkeler arasında "siyasi, güvenlik ve askeri" alanlarda işbirliği ve entegrasyonu artırılması.
İşbirliği ve ortaklık fırsatlarının etkin bir şekilde uygulanmasının sağlanması ve iki ülkenin ekonomi, insani gelişme, siyasi ve askeri güvenlik entegrasyonu gibi çeşitli alanlardaki konumunun öne çıkarılması.
İki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi
İki ülkenin kurucu babalarının ortaya koyduğu temeller, Suudi-Kuveyt siyasi yaklaşımının şekillenmesinde en büyük etkiye sahip oldu.
Suudi-Kuveyt ilişkileri, İmam Abdurrahman el-Faysal es-Suud ve oğlu Kral Abdülaziz es-Suud'un Kuveyt'te misafir olduğu 1891 yılına kadar uzanan büyük tarihi derinliğiyle öne çıkıyordu.
Kral Abdülaziz'in 1902'de Riyad'ı yeniden ele geçirmesinden önce kavramları, coğrafyanın bir araya getirdiği iki komşu arasındaki uluslararası ilişkilerin boyutlarını aşarak ortak kader anlayışına ulaşmıştı.
İmam Abdul Rahman el-Faysal ile kardeşi Şeyh Mübarek Sabah es-Sabah arasındaki güçlü ilişkiler, Suudi-Kuveyt ilişkilerine güç ve kuvvet kattı.
Özellikle Suudi Arabistan'ın, babasının Kuveyt'le kardeşlik ilişkilerini güçlendirme yaklaşımını sürdüren Kral Abdülaziz es-Suud tarafından birleştirilmesinden sonra bu ilişkiyi politik, ekonomik ve kültürel olarak geliştirmeye, bunu çeşitli iş birliği türleri ile karakterize etmeye çalıştı.
Suudi Arabistan'ın, Kuveyt'in 1990 yılında eski Irak rejimi tarafından işgali sırasındaki tutumu, iki ülke arasındaki yakın ittifakın sağlamlığını gösteren bir başka adımdı.
Bu adım, Riyad'ı ve uluslararası toplumun büyük bir kısmını işgalciye karşı harekete geçirmişti.
Büyük bir uluslararası, Arap ve İslam koalisyonuna liderlik etti.
Yorucu çabaların ardından Saddam'ı Kuveyt'ten kovmayı başardı; Suudi Arabistan şehirleri ise büyük komşularında cinayet ve yerinden edilmeden güvenli bir sığınak bulan Kuveyt halkına ev sahipliği yaptı.
Independent Arabia - Independent Türkçe