Rabıta Genel Sekreteri’nin Balkanlar ziyareti büyük ilgi çekti

Rabıta Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa (Al Riyadh)
Rabıta Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa (Al Riyadh)
TT

Rabıta Genel Sekreteri’nin Balkanlar ziyareti büyük ilgi çekti

Rabıta Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa (Al Riyadh)
Rabıta Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa (Al Riyadh)

*Şeyh Nusret Ramazan

Dünya İslam Birliği’nin (Rabıta), Bosna Parlamentosu ile işbirliği içerisinde, ‘Barış ve Bir Arada Yaşama Değerlerinin Desteklenmesi ve Pekiştirilmesi’ başlığı altında düzenlediği uluslararası konferans, Balkan ülkelerindeki medyanın büyük ilgisini çekti.

Rabıta Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa’nın yanı sıra parlamento ve hükümet üyeleri ile dini ve toplumsal liderlerin geniş katılım gösterdiği konferansta, ‘Saraybosna Barış Mesajı Bildirgesi’ kabul edildi.

Diyalog kültürünün yayılması ve radikalizmle mücadele konusundaki çabaları ve girişimleri ile dünya genelinde tanınan Şeyh Dr. İsa, İslam’ın ılımlı mesajını başarıyla temsil etmesi nedeniyle Balkan ülkelerindeki Müslümanların gönlünde de özel bir yere sahip.

Hiç şüphe yok ki bugün dünya, Şeyh Dr. İsa’nın dünyanın çeşitli yerlerinde birçok küresel girişime liderlik eden Rabıta’daki başarılarına tanık oluyor.

Rabıta, merkezciliği ve ılımlılığı yayma, yakınlaşma ve diyalog girişimlerini benimseme alanında işbirliği yapacak hükümetler, parlamentolar ve uluslararası kuruluşlar için önemli bir ortak haline geldi.

Şeyh Dr. İsa Bosna’da, İslam’ın doğru ilkelerini tanıtmak, radikalizm ve fanatizmden uzak, gerçek İslam dininin hoşgörüsünü vurgulamak, sürekli bir arada yaşamayı, yasalara bağlılığı, şiddetin reddedilmesini teşvik etmek için diyalog dilinin önemine odaklandı ve topluluklar arasındaki çıkarların sağlanması çağrısında bulundu.

Hükümet ve parlamento üyelerinin yanı sıra konferansa katılanlar, Şeyh Dr. İsa’ya büyük saygı gösterdi.

Şeyh Dr. İsa ziyareti kapsamında, Arnavutluk Başmüftüsü’nün davetine cevaben, Arnavutluk’taki 200 yıldan daha eski olan büyük tarihi caminin minberinde vaaz verdi.

Bu öncü çabalar, bölgede ve küresel düzeyde kültürler ve dinler arasında anlayış ve barış köprüleri kurmaya katkıda bulunan sürdürülebilir bir etki sağlamak için Şeyh Dr. İsa’nın önderlik ettiği girişimleri sürdürmenin önemini gösteriyor.

Şeyh Dr. İsa’nın diyaloğu ve barış içinde bir arada yaşamayı teşvik etmedeki aktif rolü, dini bu liderlerin bu konudaki hayati rolünü yansıtıyor.

Aynı zamanda, daha barışçıl ve anlayışlı bir dünyaya ulaşmak için farklı halklar ve kültürler arasındaki iletişimin ve açıklığın önemini vurguluyor.

Şeyh Dr. İsa, inisiyatif alma ve dünyanın tüm halklarıyla iletişim kurma konusunda her zaman ön saflarda yer aldı.

Biz Balkanlar’da genel olarak onu hoş karşılıyoruz ve ziyaretinden mutluluk duyuyoruz, çünkü vizyonu net, merkezci ve ılımlı bir yaklaşıma dayanıyor.



Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
TT

Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)

İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların İran'a da sıçramasıyla Ortadoğu'da topyekun savaş riski her geçen gün artıyor. 

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın analizinde, Sünni bir koalisyon oluşturan Körfez ülkelerinin İran'a ya da onun desteklediği milislere doğal olarak sıcak yaklaşmadığı belirtiliyor.

Guardian'ın diplomasi editörü Patrick Wintour'un kaleme aldığı analizde, Körfez ülkelerinin İsrail'in İran'a karşı saldırıları artırmasını istemediği ve gerilimi düşürmek için ABD'nin devreye girmesini talep ettiği aktarılıyor. 

Irak, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının bölgede istikrar ve refaha giden tek yol olduğunu vurguladığı belirtiliyor. 

Ayrıca analizde, Körfez ülkelerinin Filistinlilere insani yardım ve siyasi destek dışında bir şey sağlamamaya yönelik ortak stratejilerini değiştirmeyeceği savunuluyor. 

Son çatışmaların ardından İsrail'in misilleme olarak İran'daki petrol altyapısını ve nükleer tesisleri hedef alabileceği de öne sürülüyor. Wintour, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin (GCC) bu olasılıktan epey tedirgin olduğunu aktarıyor. 

GCC'nin Lübnan'daki saldırılarını durdurması için İsrail'e çağrı yaptığı fakat İran'in İsrail'e misillemesini destekleyen bir açıklamada bulunmadığına işaret ediliyor. 

Analizde, İsrail'in saldırılarını genişletmesiyle Körfez ülkelerinin bir ikilemle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Bir yandan İran'ın bölgedeki etkisinin uzun vadede zayıflaması, burada sadece İsrail'in egemen olduğu istikrarsızlaştırıcı bir güç boşluğu yaratabilir. Diğer yandan bu boşluk, Körfez ülkeleri için İran'ın zayıflığından faydalanma ve Tahran'ın desteklediği milisleri geri püskürtme fırsatı yaratabilir. 

Analize göre İran'ın zayıflaması, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'ye Tahran destekli grupları dizginlemesi için daha fazla alan sağlayabilir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Lübnan'daki nüfuzunu yeniden kazanabilir.

Wintour, en önemli denge unsurunun Suudi Arabistan-İran ilişkileri olduğunu belirtiyor. İki ülke, Çin'in ev sahipliğiyle 10 Mart 2023'te bir araya gelerek ilişkileri normalleştirme kararı almıştı. 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkiler tekrar başlatılmıştı.

Berlin merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin pazartesi yayımladığı raporda da Riyad ve Tahran arasındaki ilişkilerin bölgede barışı sağlamaya yönelik kilit önem taşıdığına dikkat çekilmişti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal Bin Ferhan'la Katar'da dün yaptığı görüşmede, İsrail'in bölgedeki saldırganlığına karşı İslam ülkelerine birlik çağrısı yapmıştı.

İsrail'in bir sonraki adımı ne olacak?

İsrail'in önce Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, sonra da Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran da aylardır beklenen misillemeyi salı gecesi yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylerken, ABD de Tel Aviv yönetimine destek veriyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, "bölgesel savaşın fiilen başladığını" yazıyor. Kimliğinin açıklanmamasını isteyen İsrailli bir eski üst düzey askeri yetkili, Tel Aviv yönetiminin seçeneklerini değerlendirdiğini belirtiyor. 

Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, İran'a kapsamlı saldırı düzenlenmesini savunuyor fakat CNN'e konuşan yetkili, Tel Aviv'in fevri davranmayacağını ve daha ölçülü bir saldırı planı yapabileceğini öne sürüyor. 

Öte yandan Amerikan gazetesi New York Times (NYT), İsrail ordusunun İran'a güçlü bir misilleme düzenleyebileceğini yazıyor. İsrail'in Ulusal Güvenlik Konseyi'nde İran stratejisinden sorumlu eski yetkili Yoel Guzansky, şunları söylüyor: 

İsrail'de ordu, savunma uzmanları, analistler ve siyasetçiler arasında İran'ın saldırısına güçlü şekilde karşılık verilmesine dair fikir birliği var.

NYT'ye konuşan yetkililer, Tel Aviv'in misillemeye yönelik kararını büyük ihtimalle cuma akşamı Roş Haşanah'ın sona ermesiyle vereceğini belirtiyor. Roş Haşanah'ta Yahudiler, İbrani takvimine göre yeni yılın gelişini kutluyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times, CNN