Diriye: Genel bakışlar ve anılar…

Seyyahların, tarihçilerin ve şarkiyatçıların İlk Suudi devletinin başkentine dair tanıklıkları, ülkenin dünden bugüne içinden geçtiği aşamaları gözler önüne seriyor. (Görsel: Nesma Moharam)
Seyyahların, tarihçilerin ve şarkiyatçıların İlk Suudi devletinin başkentine dair tanıklıkları, ülkenin dünden bugüne içinden geçtiği aşamaları gözler önüne seriyor. (Görsel: Nesma Moharam)
TT

Diriye: Genel bakışlar ve anılar…

Seyyahların, tarihçilerin ve şarkiyatçıların İlk Suudi devletinin başkentine dair tanıklıkları, ülkenin dünden bugüne içinden geçtiği aşamaları gözler önüne seriyor. (Görsel: Nesma Moharam)
Seyyahların, tarihçilerin ve şarkiyatçıların İlk Suudi devletinin başkentine dair tanıklıkları, ülkenin dünden bugüne içinden geçtiği aşamaları gözler önüne seriyor. (Görsel: Nesma Moharam)

Abdullah Reşid

Lübnanlı tarihçi ve edebiyatçı Emin er-Reyhani, ‘Mülûku’l-Arab’ adlı kitabında Arap topraklarına yaptığı yolculukları anlatıyor. Kral Abdülaziz’le görüşmek üzere yola çıkan Reyhani, bu ülkeyi ve tarihini derinlemesine yazdı. İlk Suudi Devleti’nin başkenti Diriye’ye giderken de anılarını şöyle kayda geçirdi:

“Değerli okur. Şu an bulutlu göğün altında, güneyde Muallakat şairlerinden el-A’şâ’nın ülkesi el-Menfuha’ya kadar uzanan Riyad bahçelerinin gölgesindeyiz. Tuvayk Dağı’na biraz tırmandık. Arkamızdaki dağın eteğinde Necd’in başkenti, onun da altında el-Menfuha var. Üç saat kuzeye doğru yürüdükten sonra yıkılmış bir kule gördük. Hezlûl ona işaret ederek şöyle dedi: İbrahim el-Mısrî, toplarını oraya yerleştirip, Diriye’ye doğru ateşledi.

O bize bu savaşın hikâyesini anlatırken, yarım saat sonra altındaki yıkıntılar belirdi. Onun karşısında kuzeydoğuda hurma ve ılgın bahçeleri vardı. Bu bahçelerde, bugün Yeni Diriye olarak bilinen köy saklıydı. Yemame’ye doğru giden Hanife Vadisi’nden topluca indik ve iki Diriye arasında bir süre yürüdük. Sonra harabelerin ve hurma ağaçlarının gölgeleri arasında soluklandık. Diriye, yüzyıldır adanın en büyük şehriydi. Arap ülkelerinin iki kutsal camiden sonra yöneldiği hedef olan Birinci Abdülaziz ve Büyük Suud’un dönemindeki ihtişamlı günlerinde en uzak noktalardan Arapların, emirlerinden yardım istemek ve ticaret yapmak için buraya gelmelerine şaşırmamak gerek. Umman’dan, Maskat’tan ve Hadramut’tan, Irak’tan, Kuveyt’ten, Bahreyn’den, Yemen’den, Asir’den ve Hicaz’dan Araplar, Diriye’ye geliyordu.”

Fotoğraf Altı: Suudi devletinde Diriye’nin en eski tarihî haritası, 1808 yılında Fransa’nın Basra ve Bağdat Konsolosu Jean Baptiste Louis-Jacques Rousseau tarafından çizildi.
Suudi devletinde Diriye’nin en eski tarihî haritası, 1808 yılında Fransa’nın Basra ve Bağdat Konsolosu Jean Baptiste Louis-Jacques Rousseau tarafından çizildi.

İlk Suudi Devleti döneminde Diriye, kendisini ‘Arap ülkelerinin kutbu’ haline getiren özellikleriyle öne çıktı

Emin er-Reyhani bu ifadeleri kullanırken gerçeği çarpıtmıyor ve hakikatten uzaklaşmıyordu. Nitekim (1727 yılında kurulan) İlk Suudi Devleti döneminde Diriye, kendisini ‘Arap ülkelerinin kutbu’ haline getiren özellikleriyle öne çıkıyordu. Diriye, ‘Arap Yarımadası ve ona yakın bölgelerin başkenti olarak siyasi merkez; ilim talebelerinin mezun olduğu üniversite, alimlerin karargâhı ve ders halkalarının mekânı olarak dinî ve kültürel merkez ve ilim taliplerinin, iş arayanların ve tacirlerin oluşturduğu bir nüfusun cazibe noktası olarak da ekonomik merkez haline geldi.’

Fotoğraf Altı: Diriye, dünyanın en büyük miras projesidir.
Diriye, dünyanın en büyük miras projesidir.

Nüfusu arttı ve buradaki kentleşme hareketi aktifleşti. Evleri, el-Melibid ile Guseybe arasında dağınık haldeki yetmiş evi geçmezken, vadinin merkezine ve yamaçlarına yeni mahalleler kuruldu. Ta ki evlerin sayısı, taş ve kilden yapılmış ve çatısı ahşapla, hurma yapraklarıyla ve kille örtülmüş iki bin beş yüz eve kadar ulaştı (bkz. Bir Çöl Savaşçısının Ansiklopedisi (Mevsûatü Mukâtil mine’s-Sahrâ).

İngiliz gezgin Reno: Diriye, küçük ama Arap tarzında inşa edilmiş güzel bir şehir. Buradaki nüfus da çok sağlıklı.

Gezginlerin ve şarkiyatçıların eserlerinde de o dönemde Diriye’de mevcut kentsel ve toplumsal koşulların bir tarifini buluruz. Münir el-Aclani, Suudi Arabistan’ın Tarihi adlı kitabında Diriye ve bu şehrin emirleri hakkında yabancı birine, Avrupalı bir gezgine ait en eski tarife işaret ediyor. Bu gezgin, donanma subayı olan İngiliz gezgin Reno’dur. İmam Abdülaziz bin Muhammed döneminde Diriye’yi ziyaret eden Reno, burayı şöyle tarif etmiştir:

“Diriye, küçük ama Arap tarzında inşa edilmiş güzel bir şehir. Burada yaşayan halk da çok sağlıklı. Şehir mahsulü bol, zümrüt yeşili tepelerle çevrili. Tüm bölge küçük bir kaynakla sulanıyor. İnsan Diriye’de çeşit çeşit meyve, ama en çok da üzüm ve hurma bulur. Bunların bir kısmı olgunlaşmadan yenmiş olabilir. Bu bölgenin insanı, cömert ve misafirperver. Burada siyah kıllı, iri kulaklı ve eti en kaliteli et sınıfından olan bolca koyun var. At da çok fazla, üstelik fiyatları da pahalı değil. Aralarında en iyi cinsten safkan Arap atları da var…

Diriye’de bir hafta geçirdim. O dönemde emiri Şeyh Abdülaziz bin Muhammed bin Suud idi. Altmış yaşlarında, boylu poslu, zayıf, kültür ve bilgi haznesi geniş biriydi. Bana, ailesinde seksen kişi olduğu söylendi. Batı’daki lüks kraliyet saraylarına benzer bir sarayı yoktu. Meclisi de yoktu; işlerini kendisi yürütüyor ve ona bir kâtip yardımcı oluyordu. Askerlerinin sayısı da yüz bindi, ama istediği zaman bu sayının iki katını savaş meydanına sevk edebilir.”

Fotoğraf Altı: Suudi Arabistan Krallığı, Suudi devletinin kuruluş yıl dönümünü kutluyor.
Suudi Arabistan Krallığı, Suudi devletinin kuruluş yıl dönümünü kutluyor.

Fransız tarihçi Corancez de (MS. 1810) Diriye’nin mimari ve kentsel tarzını şöyle tarif ediyor:

“Taştan yapılara sahip bir şehir olan Diriye, yarım fersah genişliğinde ve genişliğinin üç katı uzunluğunda. İki mahalle arasında uzanır: Biri solda, Âl-i Suud’un karargâhı olan et-Turayf, diğeri de doğuda, el-Buceyri. Şehirde yirmi sekiz cami ve otuz medrese var. Çarşılarında bir yerden bir yere taşınabilen, kamıştan yapılmış dükkânlar mevcut. Diriye’de taştan ve tuğladan yapılmış tahminen iki bin beş yüz ev bulunuyor. Diriye, surlarla çevrili değil, ancak kuzeyden güneye uzanan ve Tuvayk adı verilen yüksek sıradağların eteğinde yer alıyor. İnsanlar bu şehrin güneyindeki bir vadiyi geçerek, Necd’in batı bölgelerine ulaşıyorlar. Diriye’nin üzerinden bir vadi geçiyor. Hanife Vadisi denen bu vadi, yazın kuruyor, kışın ise çevre dağlardan inen akıntı sularıyla doluyor. Diriye’nin etrafında hurma, kayısı ve şeftali gibi meyve ağaçlarının, ayrıca karpuz, buğday, arpa ve mısır gibi ürünlerin yetiştiği bahçeler var.”

Diriye, Arap Yarımadası’nın dört bir yanından ilim talebelerinin ve araştırmacıların yöneldiği bir hedefti. Diriye’nin liderleri ve ileri gelenleri, ilim ve irfan derslerini destekleyenlerin başında geliyordu.

Diriye aynı zamanda bilimsel ve kültürel etkinlikle de doluydu. Burada sabah namazından yatsı namazına kadar süren eğitim halkaları faaliyet yürütüyordu. İmam İbn Suud, sabah namazından sonra çarşı meydanındaki bir derse katılır, emirler ve liderler de ona eşlik ederdi. Sonra sarayına döner ve öğleden sonra sarayda bir meclis daha düzenler, bunu da akşam ile yatsı arasında bir başka meclis izlerdi.

Fotoğraf Altı: Diriye’nin girişindeki bir pano. (Getty Images)
Diriye’nin girişindeki bir pano. (Getty Images)

Tarihçi İbn Bişr bize o dönemde Diriye’deki kültürel ve bilimsel vaziyeti anlatıyor. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığına göre o dönemde Diriye, Arap Yarımadası’nın dört bir yanından gelen ilim talebesinin ve araştırmacıların hedef noktasıydı. Diriye’nin liderleri ve ileri gelenleri de ilim irfan derslerini destekleyenlerin başında geliyordu. İbn Bişr, o döneme dair şu tabloyu çiziyor:

“Güneş doğduğunda Diriye halkından olan ve olmayan insanlar ders almak için içeride, alışverişin yapıldığı mevsime göre belirlenen yerde oturuyor; bu yer, yaz ise doğudaki dükkânlar, kış ise batıdaki dükkânlar oluyor. Büyük bir kalabalık toplandı. O kadar ki geride yalnızca iş adamlarından oluşan bir azınlık kaldı. Halka halinde oturuyorlar ve her bir halkanın arkasında bir halka oluşuyor; sayılamayacak kadar çok.

Meclisin ön kısmı Suud’a, iki oğluna, amcası Abdullah’a ve onun iki oğluna, kardeşleri Abdullah’a, Ömer’e, Abdurrahman’a ve Şeyh’in oğullarına bırakılıyor. Sonra Suud’un oğulları, bir grup halinde geliyor; her birinin yanında has adamlarından, maiyetinden ve hizmetlilerinden oluşan bir grup bulunuyor. Onlardan biri, o halkaya yöneldiğinde bununla yetinmediklerinden onlar için ayağa kalkmadılar. Bu meclisteki her bir erkek, o, amcalarının yanındaki yerini alana kadar omzunun üzerinden baktı. Onun yanındakiler de halkanın bir ucuna oturuyor.

İnsanlar toplandığında Suud, yanında kölelerinden oluşan büyük bir kalabalıkla sarayından çıkıyor. Değerli ve süslü kılıçların şakırtısına ve yoğun kalabalığa bakarak onun maiyetinin geldiğini anlayabilirsiniz. O meclise yöneldiğinde kendi yerine varana kadarki yolda herkes onun için ayağa kalkıyor. O da herkese selam veriyor ve o dersi verecek şeyhin yanına oturuyor. Maiyetindekilerin çoğu da halkanın bir ucuna oturuyor. Oturuşu tamamlandığında sağındaki ve solundaki Müslüman alimlere ve liderlere dönüyor; onlar ona selam veriyor, o da onlara karşılık. Sonra da tefsir dersine başlanıyor.

Ben, Hafız Muhammed bin Cerir et-Taberi’nin ve İbn Kesîr’in tefsiriyle yapılan derse katıldım. Ders bitince Suud heybetiyle ayağa kaldı.”

Suudi Arabistan’ın kuruluşunun yıl dönümü vesilesiyle geleceği inşa eden ve tarihiyle, cömertliğiyle ve görkemli bugünüyle parlayarak yüzyıllardır dimdik ayakta kalmış bir devlet kuran büyük adamların ve liderlerin hoş kokulu hayat hikâyesini ve bu şanlı tarihi anıyoruz. Kuruluşun şafağı Diriye’den başladı ve tarihe şanlı sayfalar eklendi.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.



Suudi Arabistan, Filistin'in barış içinde yaşadığı bir gerçekliğin yaratılmasında uluslararası toplumun rolünü vurguladı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, Filistin'in barış içinde yaşadığı bir gerçekliğin yaratılmasında uluslararası toplumun rolünü vurguladı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu dün, İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırganlığının yıkıcı etkilerinin sona erdirilmesi, masum sivillerin korunması ve uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak Filistin'in barış içinde yaşayacağı yeni bir gerçekliğin yaratılmasında uluslararası toplumun rolünü vurguladı.

Cidde'de Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında, bölgede ve dünyada meydana gelen son olaylar ve gelişmeler gözden geçirildi.

Bakanlar Kurulu, Veliaht Prens'in ülke liderleriyle temasları sırasında dile getirdiği Suudi Arabistan tutumunu yineledi; bölgesel ve küresel barış ve güvenliğin sağlanması, krizlerin ele alınması ve gerginliklerin azaltılması ve anlaşmazlıkların giderilmesi ve çatışmaların çözülmesi için etkili bir yol olarak diplomatik yollarla diyaloğun etkinleştirilmesini amaçlayan uluslararası çabalara desteğini sürdürdü. Kurul, Suudi Arabistan'ın Katar ile dayanışma beyanının içeriğini ve egemenliğine yönelik herhangi bir ihlali ya da güvenlik ve istikrarına yönelik herhangi bir tehdidi kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan'a Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’ye hizmet etme şerefini bahşettiği ve ülkenin geçen yılki Hac sezonunda, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in rehberliği altında bir milyon 600 binden fazla hacının ibadetlerini kolaylıkla ve huzur içinde yerine getirmesini sağlayabildiği için Allah'a şükretti.

sdfvgthy
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman başkanlığında dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Yüksek Hac Komitesi ve hacılara hizmet sisteminde çalışan herkesin güvenlik, organizasyon ve sağlık planlarını mükemmel ve yetkin bir şekilde uygulama; Suudi Arabistan'ı kalabalık yönetiminde küresel bir model haline getirme ve kutsal mekanları ziyaret edenlere en iyi hizmetleri sunma çabalarını övdü.

İranlı hacıların ihtiyaçlarının karşılanması ve vatanlarına güvenli bir şekilde dönmeleri için yüzlerce hava ve kara uçuşunun sağlanması konusunda ilgili makamların çabalarına değinen Veliaht Prens Muhammed bin Selman, hacılara hizmet etmenin ve onlarla ilgilenmenin en önemli hedeflerden ve en büyük kaygılardan biri olduğunu belirtti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Vietnam Devlet Başkanı Luong Cuong ve Angola Devlet Başkanı Joao Manuel Gonçalves Lourenço'nun Suudi Arabistan ile ülkeleri arasındaki ilişkiler ve bu ilişkileri çeşitli alanlarda destekleme ve geliştirme yollarıyla ilgili olarak İki Kutsal Caminin Hizmetkârı'na gönderdikleri mesajların içeriği hakkında Bakanlar Kurulu'na bilgi verdi.

Bakanlar Kurulu, Ruanda ve Kongo arasında imzalanan barış anlaşmasını memnuniyetle karşılayarak, bunun iki ülke halklarının kalkınma ve refah umutlarını gerçekleştirmesini ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrara fayda sağlamasını temenni etti.

gh
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Dünya Su Konseyi'nin Riyad'daki merkezinden faaliyete başlaması, Suudi Arabistan'ın uluslararası girişimleri güçlendirme kararlılığının ve yaşamın bu temel unsuruyla ilgili artan zorluklarla yüzleşmek için ortak koordinasyonu desteklemek de dahil olmak üzere ülkeler arasındaki karşılıklı iş birliğini pekiştirme isteğinin bir teyidi.

Bakanlar Kurulu, Uluslararası Para Fonu (IMF) uzmanlarının Suudi Arabistan'la 2025 yılı için yapılan 4. Madde istişarelerine ilişkin açıklamasında Suudi ekonomisinin küresel ekonomik zorluklar karşısındaki yüksek direncinin, petrol dışı sektör faaliyetlerinin genişlemesinin, enflasyonun kontrol altına alınmasının ve işsizlik oranının Krallığın 2030 Vizyonu hedefleri doğrultusunda tarihi düşük seviyelere ulaşmasının övülmesini memnuniyetle karşıladı.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, yedincisi düzenlenen Kral Abdulaziz Kalite Ödülü’nün sonuçlarını görüştü. Ödül kazanan kuruluşlar, kurumsal mükemmellik ilkelerini benimseme ve performans kalite seviyelerini yükseltme, böylece çıktıların kalitesini artırma ve ulusal hedeflere ulaşmaya katkıda bulunma konusundaki kararlılıklarından dolayı takdir edildi.

xcvfdgh
(foto altı) Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman başkanlığında dün Cidde'de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Bakanlar Kurulu, İçişleri Bakanı'na Cezayir ile organize suçlarla mücadele alanında bir iş birliği anlaşması taslağı imzalama yetkisi verilmesi, Dışişleri Bakanı'nın Rusya ile iki ülke vatandaşlarının karşılıklı olarak vizeden muaf tutulmasına ilişkin bir anlaşma taslağını görüşerek imzalaması ve Çevre, Su ve Tarım Bakanı'nın Uluslararası Tarımsal Araştırma Danışma Grubu (CGIAR) ile Suudi tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve inovasyonu teşvik etmeye yönelik bir anlaşma taslağını görüşerek imzalaması da dahil olmak üzere bir dizi karar aldı.

Kurul, İtalya ile diplomatik, hususi veya hizmet pasaportu sahiplerinin kısa süreli vizeden karşılıklı olarak muaf tutulmasına ilişkin bir anlaşmayı, Pakistan ile İslami işler alanında ve Zambiya ile maden kaynakları alanında iş birliğine yönelik iki mutabakat zaptını ve Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı'nın Suudi Arabistan'ın Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme için Endüstriyel Ortaklık’a katılması için gerekenleri tamamlamasını onayladı.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi Yüksek Ulusal Yatırım Komitesi'nin adının Ulusal Yatırım Komitesi olarak değiştirilmesini onayladı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Kızılayı yetkililerinin bir önceki mali yıla ait kesin hesaplarını onayladı. Kurul ayrıca, Turizm Bakanlığı ile turizm geliştirme fonlarının yıllık raporları da dahil olmak üzere gündemindeki bazı genel konuları gözden geçirdi ve bunlar üzerinde gerekli işlemleri yaptı.