Eski İstihbarat Başkanı Prens Turki Faysal yanıtladı: Suudi Arabistan'ın Gazze Savaşı'ndaki gerçek pozisyonu nedir?

"Normalleşmenin ön şartı bağımsız Filistin devleti"

Prens Turki, 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşının Filistin'deki durumun gerçekliğini dünyaya gösterdiğini söylemişti (AP)
Prens Turki, 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşının Filistin'deki durumun gerçekliğini dünyaya gösterdiğini söylemişti (AP)
TT

Eski İstihbarat Başkanı Prens Turki Faysal yanıtladı: Suudi Arabistan'ın Gazze Savaşı'ndaki gerçek pozisyonu nedir?

Prens Turki, 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşının Filistin'deki durumun gerçekliğini dünyaya gösterdiğini söylemişti (AP)
Prens Turki, 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşının Filistin'deki durumun gerçekliğini dünyaya gösterdiğini söylemişti (AP)

Suudi Arabistan'ın eski istihbarat başkanı Prens Turki el-Faysal, Suudilerin Gazze savaşını nasıl gördüklerini anlattı.

Suudi Arabistan'ın İngilizce yayımlanan gazetesi Arab News'ün "Frankly Speaking" adlı podcastine katılan Faysal, Riyad yönetiminin Gazze'de barışın sağlanmasında önemli rol oynadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: 

Suudi Arabistan bunu yapmak için tüm imkanları seferber ediyor. Çatışmanın başından bu yana Krallık'ta düzenlenen zirveler, Suudi Arabistan'ın sadece İsrailliler değil herkes için barış ve güvenliği tesis etmeyi çok istediğini gösteriyor.

1977-2001'de Suudi Arabistan'ın dış istihbarat servisi Genel İstihbarat Direktörlüğü'nün başında olan Prens Turki, 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşından önce İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki normalleşme sürecine de değindi.

Faysal, ABD arabuluculuğunda gerçekleşen ve savaşın ardından askıya alınan görüşmelerde Riyad yönetiminin bağımsız Filistin devleti talebinden vazgeçmediğini vurgulayarak şöyle devam etti: 

Suudi yetkililerin, veliaht prensin ve dışişleri bakanımızın açıklamalarından gördüğüm kadarıyla İsrail'le sözümona normalleşme süreci, kendi ayakları üzerinde durabilen ve varlığını sürdürebilen bir Filistin devletinin kurulması adına gerekli tüm düzenlemeler yapılmadan gerçekleşmeyecektir. Suudi Arabistan'ın resmi pozisyonu başından beri bu olmuştur. Suudi Arabistan, İsrail ile Arap dünyası arasında tam barışın sağlanmasının tek geçerli yolu olarak Arap Barış Girişimi'ne bağlılığını yinelemiştir.

Arab News'ün sitesinde dün yayımlanan söyleşide Prens Turki, Gazze savaşının sonlanması için görüşmelerin dengeli ve kapsayıcı şekilde yürütülmesi gerektiğini belirterek, "Eğer Filistin tarafındaki bazı partiler, örneğin Hamas 7 Ekim'de yaptıklarından dolayı dışlanacaksa, aynı şekilde İsrailli siyasi partiler de Gazze'de yaptıklarından dolayı sürece dahil edilmemelidir" dedi.

2005-2007'de Suudi Arabistan'ın ABD Büyükelçisi olarak görev yapan Faysal, "Bu temelde, eğer doğru ifade buysa, Filistinliler ve İsrailliler için adil bir suç dağılımı ya da temsiliyet olmalıdır. Dolayısıyla İsrailliler de Hamas'taki herhangi bir savaşçı ya da Filistin tarafındaki herhangi bir taraf kadar suçlu ve kötü niyetlidir" ifadelerini kullandı.

Söyleşide, Güney Afrika'nın ocakta Uluslararası Adelet Divanı'nda (UAD) İsrail'e karşı açtığı soykırım davası da gündeme geldi. UAD, İsrail'in Gazze'de soykırımı önlemek için tüm tedbirleri alması gerektiğine hükmetmişti.

79 yaşındaki Prens Turki, İsrail'in Gazze'deki operasyonunun Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'ni ihlali ettiğini düşündüğünü belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: 

Buna inanan tek kişi ben değilim. Dünya halklarının tepkisini, Avrupa'da, Amerika'da, Asya'da, Afrika'da, Latin Amerika'da büyük şehirlerin sokaklarında yapılan gösterileri her yerde gördük. Nereye giderseniz gidin insanlar sokaklara dökülüyor, İsrail'in Filistin halkına ve Gazze'ye yönelik acımasız saldırılarını kınıyor. UAD'de de İsrail'in bu topraklarda soykırım yaptığına inanmak için gerekçeler olduğunu zaten söyledi. Yani buna inanan tek kişi ben değilim.

Faysal, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde 2020'de imzalanan İbrahim Anlaşmaları'na dair yorumlarını da paylaştı. Anlaşma kapsamında 2020-2021'de aralarında Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas ve Sudan'ın yer aldığı ülkeler İsrail'le ilişkileri normalleştirmeyi kabul etmişti. 

Ancak Prens Turki, İbrahim Anlaşmaları'nın Ortadoğu'ya barış getirmekte başarısız olduğunu savunarak şu yorumu paylaştı: 

Bu sadece İbrahim Anlaşmaları'nın başarısızlığı değil, İsrail'in Filistin'i işgalinden bu yana dünya toplumunun başarısızlığıdır. İsrail'in kuruluşundan bu yana 75 yıldan fazla süre geçti. Bizse halen Filistinlilerin haklarının korunacağı bir Filistin devletinin kurulması ve İsrail'le komşuları arasında barışın gerekliliği konusunda ilerleme kaydedemeden yerimizde sayıyoruz.

Faysal ayrıca Gazze Şeridi'ndeki yeraltı tünel ağının Hamas tarafından silah deposu ve karargah olarak kullanıldığına dair iddiaları destekleyecek kanıtlar bulunmadığını da savunarak, "İsrail'in bu tünellerin Hamas'ın komuta karargahı olarak kullanıldığı yönündeki iddialarına ilişkin somut bir kanıt görmedim" dedi.

Suudi Arabistanlı yetkili, İran destekli Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının ardından ABD'nin örgütü tekrar terör listesine almasını "ironik bir durum" diye niteledi. ABD'nin Husileri 2021'de terör listesinden çıkardığını ve Yemen'deki iç savaşla ilgili barış görüşmelerinde Suudi Arabistan'la birlikte hareket ettiğini hatırlatan Faysal, Gazze savaşının ardından durum değişince Washington'ın kendi çıkarlarını korumak için farklı pozisyon aldığını belirtti.

Faysal, ABD Başkanı Joe Biden'ın 2019'daki seçim kampanyasında Suudi Arabistan'ı "parya" diye tanımladığını hatırlatarak, gelinen noktada Washington'ın artık Riyad'ın önemli bir partner olduğunu anladığını söyledi.

ABD'de yaklaşan başkanlık seçimlerine işaret eden Prens Turki, hem Biden hem de Trump'ın Suudi Arabistan'ın dünya politikasındaki yerini tanıdığını belirtirken, seçim yarışının "çok zorlu geçeceğini" ifade etti. Faysal, söyleşisini şu sözlerle noktaladı: 

Söylediğim gibi tek dileğim, her iki tarafın da Suudi Arabistan'ı arada bir yumruklamaktan çekinmeyecekleri siyasi bir kum torbası olarak değil, dünyanın ekonomik refahının sürdürülmesi, bizim bölgemizde barışın sağlanması ve insanlığın daha iyiye gitmesi için önemli bir ortak olarak görmesidir.

 

Independent Türkçe, Arab News, CNN, NPR



Suudi Aramco, ABD’li şirketlerle, 30 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladı

Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu  (Şarku’l Avsat)
Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Aramco, ABD’li şirketlerle, 30 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladı

Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu  (Şarku’l Avsat)
Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu (Şarku’l Avsat)

Suudi Aramco, ABD’li büyük şirketlerle toplam değeri 30 milyar doları aşan 17 mutabakat zaptı ve anlaşmalar imzaladığını açıkladı. Şirketin yaptığı anlaşmalar, Aramco’nun bağlı kuruluşları üzerinden yürütülecek.

Bu duyuru, Mayıs ayında açıklanan yaklaşık 90 milyar dolar değerindeki 34 mutabakat zaptı ve anlaşmanın devamı niteliğinde. Böylece Aramco’nun ABD’li şirketlerle potansiyel iş birliği hacmi yaklaşık 120 milyar dolara ulaştı.

Aramco tarafından yapılan açıklamaya göre anlaşmalar; LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz), finansal hizmetler, ileri seviye araç üretimi, tedarik ve satın alma alanlarını kapsıyor. Anlaşmalar, Washington’da düzenlenen 2025 ABD-Suudi Yatırım Forumu kapsamında duyuruldu.

Aramco Başkanı ve CEO’su Amin Nasser, ABD şirketlerinin 1933’teki kuruluş döneminden bu yana Aramco’nun büyümesinde kritik rol oynadığını belirterek, imzalanan yeni anlaşmaların inovasyon ve büyüme için yeni fırsatlar yaratacağını ifade etti.

Yeni mutabakat zaptı ve anlaşmaların detayları

LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz):

MidOcean Energy: Lake Charles LNG projesine olası yatırım için mutabakat zaptı.

Commonwealth LNG: Louisiana’daki LNG tesisi projesi ve Aramco Trading’in LNG ve gaz satın alma olasılığı.

Tedarik ve Hizmetler:

SLB, Baker Hughes, McDermott, Halliburton, Nesser, KBR, Flowserve, NOV, Worley ve Fluor gibi ABD’li şirketlerle yüksek kaliteli malzeme ve profesyonel hizmet tedariki için çeşitli anlaşmalar imzalandı.

İleri Seviye Araç Üretimi:

Sciencesko: Karbon fiber ve ileri kompozit malzemelerin yerel üretimini değerlendirmek için mevcut mutabakat zaptı uzatıldı.

Finansal Hizmetler:

Loomis Sayles, Blackstone, PGIM: Varlık yönetimi ve yatırım alanında ortaklık.

JPMorgan: Nakit yönetimi alanında stratejik iş birliği.


ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı

ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı
TT

ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı

ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın katılımıyla başladı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında, ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu bugün Washington’daki Kennedy Center’da düzenlediği programa katıldı. Ziyaretin ikinci gününde düzenlenen forumda, çok sayıda Amerikan şirketi yer alırken, bazı şirketler Suudi Arabistan’da yeni yatırımlar yapacaklarını açıkladı.

Veliaht Prens, forum öncesinde ve sonrasında birçok büyük Amerikan şirketinin üst düzey yöneticileriyle bir araya geldi.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ı “NATO dışı başlıca müttefik” olarak tanımladığını duyurdu. Trump, “Suudi Arabistan ile büyük ortaklığımız, iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ilerlemeye devam edecek” ifadelerini kullandı.


Suudi-Amerikan yapay zekâ ortaklığı yeni tıbbın yol haritasını çiziyor

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’
Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’
TT

Suudi-Amerikan yapay zekâ ortaklığı yeni tıbbın yol haritasını çiziyor

Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’
Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ‘silikon köprü’

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Beyaz Saray ziyareti, sadece geçici bir siyasi toplantı değil, Riyad ile Washington arasındaki diyaloğun geleneksel diplomasi dilinden geleceğin diline geçtiği önemli bir dönüm noktasıydı.

ABD’deki karar mekanizmalarında, yapay zekâ, ileri yarı iletken teknolojileri ve yüksek başarımlı bilişim üzerine kurulu yeni bir stratejik ortaklık döneminin temeli atıldı. Bu yeni çerçeve, yalnızca iki ülke arasındaki ittifakın şeklini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda önümüzdeki yıllarda küresel sağlık ekonomisini de yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor; akıllı teşhisten niceliksel tıbba, tahmine değil veriye dayalı tedavilerin tasarlanmasına kadar uzanan geniş bir dönüşüm süreci öngörülüyor.

Yeni bir dönemin başlangıcı

Suudi Arabistan ve ABD, yapay zekâ alanında kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma; ileri düzeyde ulusal modeller geliştirilmesini, veri merkezlerinin kapasitesinin artırılmasını, gelişmiş çip tedarik zincirlerinin desteklenmesini ve yeni teknolojiler için modern düzenleyici çerçevelerin oluşturulmasını hedefliyor.

Sağlık uygulamaları ve bilimsel araştırma, anlaşmanın en önemli başlıkları arasında yer alıyor. Bu adım, Suudi Arabistan’ın küresel bilgi ekonomisinde etkin bir rol üstlenme yönündeki ilerlemesini de yansıtıyor.

50 milyar dolar… Suudi Arabistan’ın silikon çağına girişi

Ziyaret kapsamında, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’daki görüşmesinde ülkenin teknolojik dönüşüm kararlılığını vurguladı. Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın yüksek bilişim kapasitesine yönelik büyük bir talebi olduğunu belirterek, kısa vadede yarı iletken ihtiyaçları için yaklaşık 50 milyar dolar harcayacaklarını söyledi.

İş birliğinden ortak gelişime

Ziyaret sırasında, yapay zekâ alanında iki ülke arasında bir mutabakat zaptı (MoU) imzalandı. Bu mutabakat zaptı, deneyimlerin paylaşılması, ortak bir düzenleyici ortamın geliştirilmesi, sağlık modeli eğitiminin desteklenmesi ve yapay zekaya dayalı tıbbi uygulamaların mümkün kılınması için pratik bir çerçeve oluşturuyor.

Bu adım, ortakların teknolojiyi kullanmaktan teknolojinin geleceğini şekillendirmeye geçme vizyonunu somutlaştırıyor.

Reuters, yapay zekâ ve mikroçiplerin savunma ve sivil nükleer enerji ile birlikte ABD-Suudi Arabistan görüşmelerinin ana temalarından biri olduğunu bildirdi.

xscdfrgt
Washington’dan Riyad’a uzanan yapay zekâ koridoru

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Washington, Suudi Arabistan’ın yatırım gücü ve büyük ulusal projelerini hızla hayata geçirme kapasitesi sayesinde bölgede ileri düzey bir silikon ekosistemi (Advanced Silicon Ecosystem) kurabilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyor.

Silikondan hastaneye… Çip, sağlık hizmetlerinin geleceğini nasıl değiştiriyor?

Elektronik çipler, sağlık hizmetlerinin geleceğini dönüştürüyor; çünkü gelişmiş teknolojilerin çalışmasını mümkün kılıyor. Bunlar arasında:

* Yapay zekâ destekli radyolojik teşhis (AI-Enhanced Radiological Diagnosis)

* Genom analizleri (Genomic Analytics)

* Hastalık tahmin modelleri (Disease Prediction Models)

* Protein simülasyonu (Protein Simulation)

* İleri hesaplamalı ilaç tasarımı (Advanced Computational Drug Design)

Bu amaçla Suudi Arabistan, akıllı tıbbın (Smart Medicine) geleceğini destekleyecek teknolojik bir altyapı oluşturmak amacıyla, ileri elektronik alanında uzmanlaşmış ALAT ve ulusal yapay zekâ modelleri geliştiren HUMAIN gibi öncü teknoloji şirketlerini hayata geçirdi.

Kuantum tıbbı… Bu ortaklığın bir sonraki durağı

Küresel ölçekte henüz erken aşamada olsa da kuantum bilişim (Quantum Computing), sağlık alanındaki dönüşümün doğal bir uzantısı olarak görülüyor.

Bu teknoloji, şu imkânları sunuyor:

* Kuantum protein simülasyonu (Protein Quantum Simulation)

* Eşi görülmemiş doğrulukta tıbbi görüntüleme analizi (Ultra-High Precision Medical Imaging)

* Her hastaya özel tedavilerin tasarlanması (Personalized Therapeutics)

Bu uygulamaların önümüzdeki on yıl içinde Suudi sağlık sisteminin bir parçası haline gelmesi bekleniyor.

Beyaz Saray’dan NEOM’a… Küresel tıbbın yeni manzarası

NEOM projelerinin dijital tıp, dijital ikiz teknolojileri ve akıllı klinikler alanlarında küresel bir laboratuvara dönüşmesi; buna eşlik eden stratejik ortaklık anlaşması, mutabakat zaptı ve yatırımlarla birlikte, Suudi Arabistan-ABD ortaklığını teknoloji ile sağlık güvenliğini birleştiren yeni bir aşamaya taşıyor. Bu gelişmeler, Suudi Arabistan’ı akıllı tıp yarışının merkezine yerleştiriyor.

Isaac Newton’un dediği gibi, “Daha uzağı görebildiysem, bu devlerin omuzlarında durduğum içindir.”