Suudi Arabistan uluslararası alanda sahte hac şirketlerinin peşinde

El-Guveynim Şarku’l Avsat'a konuştu: Hizmetlerin niceliksel ve niteliksel kategorizasyonunu geliştirdik.

Mescid-i Haram'da son Cuma namazını kılan Müslümanlar (SPA)
Mescid-i Haram'da son Cuma namazını kılan Müslümanlar (SPA)
TT

Suudi Arabistan uluslararası alanda sahte hac şirketlerinin peşinde

Mescid-i Haram'da son Cuma namazını kılan Müslümanlar (SPA)
Mescid-i Haram'da son Cuma namazını kılan Müslümanlar (SPA)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, sahte şirketlerin uluslararası alanda takip edildiğini doğrulayarak, Pakistan, Mısır, Irak ve bu tür kampanyaların yoğun olduğu bir dizi ülkeyle çalışıldığını ve söz konusu ülkelerde bu tür şirketlerin kapatıldığını açıkladı. Bakanlık ayrıca, Hac sisteminin kutsal mekânlara usulsüz girişlere müsamaha göstermeyeceğini ve verilecek cevabın kesin ve caydırıcı olacağını vurguladı.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı Müsteşarı Dr. Ayed el-Guveynim, Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, sahte şirketlerin dolandırıcılık faaliyetlerini ister yurtiçinde ister yurtdışında olsun ‘tam teşekküllü bir suç’ olarak nitelendirdi ve ulusal Hac sisteminin bu tür yanlış uygulamalarla yüzleşmeye hazır olduğunu vurguladı. Müsteşar, Hac ve Umre Bakanlığı'nın sektörün hizmetleri optimize etmesini ve hacılara verilen hizmetin sözleşmeye uygun olmasını sağlamaya istekli olduğunu belirtti.

El-Guveynim, “Hacılara sunulan hizmetlerde herhangi bir manipülasyon ya da eksiklik olmamasını sağlamak için hizmetlerin niceliksel ve niteliksel kategorizasyonunu geliştirdik” şeklinde konuştu.

Beş yıl önce yurt dışında hacılara hizmet veren şirket sayısının altı olduğunu belirten Müsteşar, “Şu anda 35 şirket var ve bu yıl önde gelen konaklama şirketlerinden 15 yeni şirkete lisans verildi. Dolayısıyla Hac sektöründe hepimiz tavaftan ağırlamaya geçme konusunda hemfikiriz” ifadelerini kullandı.



Suudi Arabistan ve Mısır'dan ‘tırmandırma siyasetine’ karşı uyarı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün (salı) Kahire'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ı kabul etti. (SPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün (salı) Kahire'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ı kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Mısır'dan ‘tırmandırma siyasetine’ karşı uyarı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün (salı) Kahire'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ı kabul etti. (SPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün (salı) Kahire'de Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ı kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün (Salı) yaptıkları açıklamada, ‘bölgede genişleyen çatışma döngüsünü durdurmak için tırmandırma siyasetine son verilmesi’ gerektiğini vurguladı. İkili ayrıca, ‘Gazze Şeridi ve Lübnan'da ateşkes dâhil olmak üzere sükûnet için adımlar atılması ve kötüleşen insani durumun ele alınması’ çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan-Mısır tutumu, Muhammed bin Selman ile Sisi arasında Kahire'de yapılan görüşmeler sırasında ortaya çıktı. Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre görüşmelerde başta Gazze ve Lübnan'daki durum olmak üzere bölgesel gelişmeler ele alındı ve bölgesel durumun ciddiyeti ve gerilimin durdurulması gerektiği konusunda mutabık kalındı.

İki lider, ‘Lübnan'ın egemenliğine, güvenliğine, istikrarına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini’ vurguladı. ‘Uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak egemen bir Filistin devletinin kurulmasının, bölgede sürdürülebilir bir şekilde sükûnet, barış ve güvenliğin sağlanmasının tek yolu olduğunu’ vurgulayan ikili, ‘Filistin davasını tasfiye etmeye yönelik girişimlerin bölgede çatışmaların devam etmesine neden olacağı’ uyarısında bulundu.

Görüşmelerde Kızıldeniz bölgesinin güvenliği ile Sudan, Libya ve Suriye'deki durum başta olmak üzere bir dizi bölgesel mesele ele alındı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Mısır Cumhurbaşkanı, kendi başkanlıkları altında Mısır-Suudi Arabistan Yüksek Koordinasyon Konseyi'nin kurulmasına ve iki ülke arasında karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve korunmasına yönelik bir anlaşmanın imzalanmasına tanıklık ettiler.