Bugün Mekke'de oturumlarına başlayacak olan İslam Dünyası Vakıflar ve İslami İşler Bakanları Konferansı bir dizi tavsiye kararı almaya çalışacak. Konferans, radikalizm ve terörizmle mücadele edilmesi ve Müslüman toplumlar arasındaki anlaşmazlıkları reddedilmesi başta olmak üzere İslam dünyasını ilgilendiren çeşitli konuları tartıştıktan sonra bir sonuç bildirisi aracılığıyla bir birtakım tavsiyelerde bulunmayı amaçlıyor.
Suudi Arabistan İslam İşleri, Davet ve İrşat Bakanı Salih Bin Abdülaziz Al eş-Şeyh, konferansın İslami eylem hedeflerine ulaşma, iş birliğini geliştirme ve Müslümanların birliğine katkıda bulunma ihtiyacıyla İslam toplumlarında ılımlı ve mutedil düşünceyi teşvik etmeyi amaçladığını söyledi.
Terörizme değinen Bakan Şeyh, şunları söyledi:
Suudi Arabistan, terörizm tehlikesinden şikayetçi başlıca ülkelerden biridir. İslam İşleri, Davet ve İrşat Bakanlığı çatısı altında dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlediği ve katıldığı konferans ve seminerler aracılığıyla terörizmle mücadele konusunda eşsiz bir deneyim edindi.
Bakan Şeyh, Mekke'de düzenlenen basın toplantısında, radikal grupların dini söylemi istismar ederek siyasi ve partizan amaçlarına alet etmeleri nedeniyle terörizmin dünyadaki davetçiler ve vaizler için en büyük tehdidi oluşturduğunu vurguladı.
Suudi Arabistan İslami İşler, Davet ve İrşat Bakanlığı tarafından düzenlenen ve Kral Selman bin Abdulaziz'in himayesinde gerçekleştirilen konferansa 60'tan fazla ülkeden bakanlar, müftüler, İslami konseylerin ve derneklerin başkanları katılıyor. Katılımcılar, toplam 10 oturumdan oluşan konferansta, ılımlı İslam ilkelerini teşvik etmek üzere din ve vakıf işleri başkanlık ve bakanlıklarıyla ilgili tüm konuları tartışacaklar.
Mekke'de düzenlenen 9. İslam Dünyası Vakıflar ve İslami İşler Bakanları Konferansı’nda aşırıcılık, radikalizm ve terörizmdeki son gelişmeler ve bunların söylemlerine karşı minberlerin güçlendirilmesinin önemi ele alınacak. Konferansta ayrıca bilgi ve ihtisas sahibi olmadan fetva verilmesi tehlikesi ve bunun ılımlılık ve itidal yaklaşımı üzerindeki etkisinin yanı sıra kamusal söylemin kontrolü, ortak insani değerlerin teşviki, bir arada yaşama ve hoşgörü değerleri ile İslam dinine ve Müslümanlara karşı nefret konusu da ele alınacak.
Oturumlar sırasında ekonomik boyuta da değinilecek. Katılımcılar, vakıf fonları deneyimini ve bunların kalkınmadaki rolünü ve İslam toplumlarına yansımasını sunmanın yanı sıra Mescid-i Aksa'daki vakıfların rolünü de tartışacaklar. Oturumlarda ele alınacak başlıklar arasında İslam dünyasında vatandaşlık ve bunun İslam toplumlarının istikrarı üzerindeki etkisi yer alırken, kültürel küreselleşme çerçevesinde İslami mahremiyet üzerine bir konuşma da yapılacak.
Din ve vakıf işleri başkanlık ve bakanlıklarının camilerin inşası, bakımı ve imam, hatip, müezzin ve vaizlerin atanmasına ilişkin teknik ve mimari şartnameler ve bunlara tahsis edilen programlar konusunda sundukları deneyimlere değinilecek olan oturumlarda modern iletişim araçları ve din ve vakıf işleri başkanlık ve bakanlıklarının bunlardan yararlanma ve tehlikelerini önlemedeki rolü, ayrıca ateizmin tehlikeleri ve bunlarla yüzleşme yolları da görüşülecek.
Bakan Şeyh, 9. İslam Dünyası Vakıflar ve İslami İşler Bakanları Konferansı’ndan önce gündemini görüşmek üzere üye devletlerden konsey üyelerinin katılımıyla cumartesi günü İslam Dünyası Vakıflar ve İslami İşler Bakanları Konferansı’nın 14. Yürütme Konseyi toplantısına başkanlık etti.
Konferans, Suudi Arabistan'ın Müslümanları birleştirmedeki rolünün ve aşırıcılıkla mücadele etme, bir arada yaşama ve hoşgörünün temellerini yayma, ılımlılık ilkelerini teşvik etme ve ılımlılık değerlerini pekiştirme konusundaki istekliliğinin altını bir kez daha çizdi. Konferansın gündeminde İslam ülkeleri arasında İslami dayanışmanın güçlendirilmesi, üye ülkeler arasında din, davet ve vakıf alanlarında koordinasyon ve iş birliğinin sağlanması, dini söylem kavramının düzeltilmesi için her türlü çabanın gösterilmesi, yurtdışındaki İslami örgütler, kurumlar, kuruluşlar ve merkezlerle dini misyonlarını yerine getirebilmeleri için ilişkilerin desteklenmesi ve diğer ülkelerdeki İslami azınlıkların yaşadıkları toplumlar içinde inançlarını, kimliklerini ve kültürlerini korumalarına yardımcı olma çabalarında iş birliği ve koordinasyon yapılması gibi konuları bulunuyor.