Suudi Arabistan 3 uyuşturucu kaçakçılığı şebekesini çökertti

Savcılığa sevk edilen 19 üyeden oluşuyor

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, güvenlik yetkililerinin ülkenin güvenliğine ve istikrarına müdahale etmeye cesaret eden herkesle yüzleşeceğini vurguladı (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, güvenlik yetkililerinin ülkenin güvenliğine ve istikrarına müdahale etmeye cesaret eden herkesle yüzleşeceğini vurguladı (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan 3 uyuşturucu kaçakçılığı şebekesini çökertti

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, güvenlik yetkililerinin ülkenin güvenliğine ve istikrarına müdahale etmeye cesaret eden herkesle yüzleşeceğini vurguladı (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, güvenlik yetkililerinin ülkenin güvenliğine ve istikrarına müdahale etmeye cesaret eden herkesle yüzleşeceğini vurguladı (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan güvenlik makamları uyuşturucu kaçakçılığı ve ticareti yapan üç suç şebekesini çökertti. Asir, Cizan ve Doğu Vilayetlerinde aralarında İçişleri Bakanlığı, Zekât, Vergi ve Gümrük İdaresi ve Savunma Bakanlığı mensuplarının da bulunduğu toplam 19 kişi gözaltına alındı ve haklarında gerekli işlemler yapılarak Cumhuriyet Savcılığına sevk edildi.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı'ndan resmi bir kaynak, Krallığa uyuşturucu madde sokma ve kaçakçılık faaliyetlerinin güvenlik takibine alındığını belirterek, “Bakanlıktaki yetkili makamın elindeki bilgilere dayanarak, Asir, Cizan ve Doğu bölgelerinde uyuşturucu madde kaçakçılığı, ticareti ve tanıtımı yapan, Krallığın diğer bölgelerine naklini koordine eden ve kaçakçılıktan elde edilen parayı aklayan üç suç şebekesi ele geçirildi ve çökertildi” dedi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynak, İçişleri Bakanlığı'ndan 5, Zekât, Vergi ve Gümrük İdaresi'nden 7 ve Savunma Bakanlığı'ndan 3 olmak üzere olaya karışan 19 unsurun gözaltına alındığını ve haklarında gerekli prosedürler uygulanarak Kamu Savcılığına sevk edildiklerini açıkladı.

Suudi “İçişleri” bunu duyururken, güvenlik makamlarının ülkeyi ve gençlerini uyuşturucu ile hedef alan tüm suç planlarına karşı uyanık olduğunu teyit ettiğini ve kim olursa olsun Krallığın, vatandaşlarının ve topraklarında ikamet edenlerin güvenliğini tehlikeye atma eğiliminde olan herkesle yüzleşeceklerini vurguladı.



Suudi Arabistan’dan Netanyahu'nun Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ilişkin açıklamalarına ret

Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)
Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’dan Netanyahu'nun Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ilişkin açıklamalarına ret

Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)
Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)

Suudi Arabistan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Filistinlilerin topraklarından sürülmesine ilişkin açıklamalarını ‘kategorik olarak reddettiğini’ vurguladı. Netanyahu'nun Filistin halkının topraklarından sürülmesine ilişkin açıklamalarını kınayan Suudi Arabistan, bu açıklamaların ihbar edilmesini ve tamamen reddedilmesini takdirle karşıladı. Suudi Arabistan ayrıca bu aşırılık yanlısı işgalci zihniyetin, Filistin topraklarının kardeş Filistin halkı için ne anlama geldiğini ve bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağlarını anlamadığının altını çizdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Netanyahu'nun Filistin halkının topraklarından sürülmesine ilişkin açıklamalarının kınanması, ihbar edilmesi ve tamamen reddedilmesinin takdirle karşılandığını ifade edildi. Suudi Arabistan ayrıca Filistin davasının Arap ve İslam ülkeleri için merkezi önemini vurgulayan bu tutumlara takdirlerini ifade etti.

Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Suudi Arabistan, işgalci İsrail’in Gazze'deki Filistinli kardeşlerimize karşı işlediği, etnik temizlik de dahil olmak üzere, art arda işlenen suçlardan dikkatleri başka yöne çekmeyi amaçlayan bu tür açıklamaları kategorik olarak reddettiğini vurgulamıştı.”

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ‘bu aşırılık yanlısı ve işgalci zihniyetin, Filistin topraklarının kardeş Filistin halkı için ne anlama geldiğini ve bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağlarını anlamadığını, Filistin halkının yaşamayı hak ettiğini düşünmediğini, Gazze Şeridi'ni tamamen yok ettiğini, en ufak bir insanlık ve ahlaki sorumluluk duygusu taşımadan çoğu çocuk ve kadın 160 binden fazla insanı öldürdüğünü ve yaraladığını’ belirtti.

Kardeş Filistin halkının kendi toprakları üzerinde hak sahibi olduğunu ve acımasız işgalci İsrail tarafından istenildiği zaman kovulabilecek yabancılar ya da mülteciler olmadığını vurgulayan açıklamada, “Barış içinde bir arada yaşamayı ve Arap ülkelerinin kabul ettiği barış girişimlerini reddederek, 75 yılı aşkın bir süredir Filistin halkına karşı hak, adalet, hukuk ve kendi topraklarında onurlu bir şekilde yaşama hakkı da dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler (BM) Şartında yer alan değerleri gözetmeksizin sistematik olarak adaletsizlik uygulayarak İsrail'in barışı kabul etmesini engelleyenler bu aşırılık yanlısı fikirlerin sahipleridir” denildi.

Açıklamada ayrıca, kardeş Filistin halkının haklarının sağlam bir şekilde tesis edilmeye devam edeceği ve ne kadar uzun sürerse sürsün kimsenin bu hakları ellerinden alamayacağı, kalıcı barışın ancak akl-ı selim bir tutum ile ve iki devletli çözüm yoluyla barış içinde bir arada yaşama ilkesini kabul ederek sağlanabileceği vurgulandı.

Öte yandan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun açıklamalarını en sert ifadelerle kınadı. Budeyvi, ‘tehlikeli ve sorumsuzca’ dediği açıklamaların, işgalci İsrail güçlerinin uluslararası hukuka, BM ilkelerine, anlaşmalarına ve devletlerin egemenliğine yönelik saygısız yaklaşımının bir göstergesi olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan ve KİK üyesi ülkelerin Filistin halkının meşru haklarını geri kazanmasını destekleyen kararlı ve tutarlı tutumunun altını çizen KİK Genel Sekreteri Budeyvi, söz konusu ülkelerin bölgesel ve uluslararası forumlarda Filistin davasını, yani iki devletli çözümün gerekliliğini, Haziran 1967'den bu yana işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerinde Filistin halkının egemenliğinin desteklenmesini, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını ve Arap Barış Girişimi ve uluslararası meşru kararlar uyarınca mültecilerin geri dönüşünün sağlanmasını desteklemek için gösterdikleri büyük ve değerli çabalara dikkati çekti.

Budeyvi, uluslararası topluma, bölgenin ve tüm dünyanın güvenliğine ve istikrarına yönelik tehdit ve tehlike oluşturan İsrail'in bu saldırgan açıklamalarına karşı ciddi ve kararlı bir duruş sergileme çağrısını bir kez daha yineledi.