Bir vizyondan akıllı altyapı ve zengin kentsel deneyimlerle somutlaşan gerçeğe: Mekke Masar Destinasyonu

Bir vizyondan akıllı altyapı ve zengin kentsel deneyimlerle somutlaşan gerçeğe: Mekke Masar Destinasyonu
TT

Bir vizyondan akıllı altyapı ve zengin kentsel deneyimlerle somutlaşan gerçeğe: Mekke Masar Destinasyonu

Bir vizyondan akıllı altyapı ve zengin kentsel deneyimlerle somutlaşan gerçeğe: Mekke Masar Destinasyonu

Suudi Arabistan Kültür Ataşesi Doç. Dr. Faysal bin Abdurrahman Usra

Ummul Kura Kalkınma ve İnşaat Şirketi'nin sahibi olduğu, geliştirdiği ve işlettiği Mekke Masar Destinasyonu, önümüzdeki 100 yıl boyunca ilham verici bir destinasyon olmayı hedefliyor. İddialı kalkınma ve yatırım vizyonları, çok yönlü modern mekanlar, imkânlar ve ayrıcalıklar ile birleşen medeniyetçi yönleriyle Mekke-i Mükerreme halkının ve ziyaretçilerinin yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Proje boyunca uzanan bir ulaşım altyapısı ve çoklu ulaşım araçlarıyla Mekke Masar bütünleşik bir destinasyon ve Harem-i Şerif’in ana giriş kapısına dönüşüyor. Zira Masar Destinasyonu, Mescid-i Haram'a gelen misafirler ve ziyaretçiler için ulaşımı kolaylaştıran otopark alanları ve çoklu ulaşım araçları sağlayarak, bulunduğu konumun önemi ve geniş bir alana yayılmış olması sebebiyle Harem bölgesinde yaşanan trafik sıkıntısını hafifletmeyi amaçlıyor. Projenin temel amacıysa; Mekke-i Mükerreme halkına ve hacılara, umre ziyaretçilerine ve ziyaretçilere hizmet etmek, Harem-i Şerife erişimlerini kolaylaştırmak ve deneyimlerini iyileştirmektir. Bu, Efendimiz, Hadımul Haremeyni Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz Al Suud -Allah onu korusun- ve onun desteği, eli ve sağ kolu olan Veliaht Prens, Başbakan Majesteleri Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz Al-Suud'un - Allah onu korusun - liderliğindeki sağgörülü liderliğimizin yönelimleri ile uyumludur. Keza iddialı 2030 Vizyonu’nun 2030 yılına kadar hacı sayısını 30 milyona çıkarma hedeflerine de uyum sağlamaktadır. Destinasyon tüm bu hedefleri birlikte gerçekleştirmek için çabalamaktadır. Bunun için Ummul Kura'daki altyapı projelerine önem vermektedir. Söz konusu projeler elektrik, haberleşme, su şebekesi ve merkezi soğutma sistemi, atık toplama, kanalizasyon ve yağmur suyu drenaj sistemi gibi altyapı hizmetlerine ayrılmış yer altı tünellerini kapsamaktadır. Ayrıca, modern destinasyonlar üretme kavramını benimsemekte, kentsel ve ekonomik sistemi göz önünde bulundurarak, model destinasyonlar oluşturmaya yönelik en yeni stratejileri uygulama konusunda yoğun bir çaba harcamaktadır. Bu amaçla, şehir planlama ve tasarım kavramlarını uygulamaktadır. Mekke'nin kültürünü ve özgünlüğünü dikkate alan hizmetler sunmaktadır. Böylece  2012 yılında kurulduğu günden bu yana, kentsel destinasyonları uluslararası en yüksek standartlara uygun olarak geliştirmeyi hedefleyen Ummul Kura Kalkınma ve İnşaat Şirketi'nin hedeflerine ulaşmasını amaçlamaktadır. Nitekim şirket şu anda en büyük projesi olan Mekke'deki  Mekke Masar Destinasyonu Projesi’ni planlıyor.

Bu vizyon ve fikirleri somutlaştırmak ve bunları sahada projelere dönüştürmek için de Ummul Kura Kalkınma ve İnşaat Şirketi, birkaç yıldır kültü ve eğlence destinasyonunun geliştirilmesi, kutsal başkentteki Masar destinasyonu üzerinde modern bir hastanenin kurulması için altyapı alanındaki tüm ortaklıklarını tamamladı. Destinasyonda gökdelenler, binalar ve dünyanın en ünlü otel zincirlerine ait oteller topluluğu da yer alacak.

Masar Destinasyonu projesinde son yıllardaki en önemli gelişmeler şunlar olabilir; 2,5 milyar riyale mal olacak ve konutlar içeren dört yeni gökdelen inşası anlaşması imzalamak. 340 milyon riyal tutarında yatırımla konut ve ofislerden oluşan bir gökdelen inşaatı anlaşması imzalamak. Mekke-i Mükerreme'de oteller inşaatı için bir ortaklık anlaşması imzalamak. Masar Destinasyonu ile Scope International Şirketi arasında Mekke-i Mükerreme'de konut gökdelenler inşa etmek için 900 milyon riyal tutarında yatırım içeren bir satın alma anlaşması. 2023 yılında Masar Destinasyon ile Erth Real Estate Şirketi arasında 2 milyar riyali aşan yatırımlarla satın alma anlaşması imzalamak. Masar Destinasyonu Projesi’nin başlamasının ardından; 2022 yılının sonunda Harem-i Şerif’in avlusuna 500 metre mesafede, merkezi bir bölgede yer alan, otel grubunun projelerinin ilk durağı da başladı. İçerisinde 43 bin metrekarelik alana sahip bir alışveriş merkezi, BRT durağı ve diğer tesisler bulunuyor..

Geçtiğimiz 2024 yılı ayrıca Masar Destinasyonu için mega projeler takvimi de içeriyordu. Bunlar arasında Mesar Destinasyonu Projesinin sahibi ve geliştiricisi olan Ummul Kura Kalkınma ve İnşaat Şirketi'nin Vakıflar Genel İdaresi ile imzaladığı bir anlaşma da var. Bu anlaşma kapsamında İdare, destinasyonun misafirlerinin konaklama deneyimlerini zenginleştirmek amacıyla konaklama sektöründe özgün bir proje geliştirmek için iki adet arsa satın alacak. 2,5 milyar Suudi Arabistan riyalini aşan yatırımlarla 1.000'den fazla otel odası ve süit inşa edecek. Ayrıca Arap Teknik Müteahhitlik Şirketi ile de yapım ve işletme sözleşmesi imzalandı. Şirket, son dijital teknolojilere sahip akıllı reklam ekranlarının kurulumunu ve işletmesini üstlenerek, destinasyondaki reklam ekranlarının tek yetkili temsilcisi olacak.  Ayrıca, Qaed Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım Şirketi ile yatırım değeri 1,3 milyar riyali aşan lüks bir otel projesinin inşaatını içeren bir yatırım anlaşması imzalandı. Masar geçitlerine bakan proje, destinasyon kapsamında konaklama sektörüne 720'den fazla yeni otel kazandırmayı hedefliyor.

Bu mega projeler arasında 1,4 milyar riyal tutarında yatırımla lüks bir konut projesi geliştirmek üzere Al-Ramz Gayrimenkul Şirketi ile imzalanan stratejik bir anlaşma da bulunuyor. Ayrıca, söz konusu destinasyonda 1 milyar riyale yakın yatırım hacmine sahip apart otel projesi geliştirmek üzere Al-Rajhi Gayrimenkul Şirketi ile anlaşma imzalandı. 800 milyon riyali aşan yatırım ile destinasyonda ikinci lüks konutlar içeren gökdelen inşaatı için Alpha Finans Şirketi ile de bir anlaşma imzalandı. Anlaşma destinasyonda inşaatı devam eden toplam konut sayısına 180 adet lüks konut daha ekliyor. Bu ve benzeri anlaşmalar, Mekke-i Mükerreme'deki otel seçeneklerinin çeşitliliğini artıran niteliksel eklemeler teşkil ediyor. Aynı zamanda bu çabalar, şirketin, destinasyonu geliştirerek bütünleşik bir kentsel destinasyona dönüştürme, sakinlere ve ziyaretçilere çeşitli sektörlerde olağanüstü deneyimler sunma, Mekke-i Mükerreme'ye gelen ziyaretçilerin yaşam kalitesini artırma ve deneyimlerini zenginleştirme kararlılığını yansıtıyor. Bu çabalar aynı zamanda, stratejik Masar destinasyonunun çalışmalarının temellerini hayata geçirmeye katkıda bulunuyor. Destinasyon kapsamlı ve bütünleşik bir yatırım sistemi oluşturmak, destinasyonun en iyi uluslararası standartlara uygun çeşitli yatırım fırsatlar içerdiğinin teyit etmek için kuruldu. Destinasyon ayrıca uzun vadeli yatırım, ekonomik getiriler ve sürdürülebilir bir gelecek arayışında olan kurum ve sektörlerin listesinde ön sıralarda yer almasını sağlayacak bileşen, kabiliyet ve kapasitelere sahiptir. Dolayısıyla destinasyonun benimsediği bu dev projeler; altyapısının geliştirilmesi, ulaşım ve iletişim olanaklarının modernize edilmesi, misafirlerine yönelik konaklama olanaklarının çeşitlendirilmesi dahil olmak üzere Mekke'nin yeniden şekillendirilmesine katkıda bulunmaktadır.

Başarı Allah'tandır.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Makkahnews'ten çevrilmiştir.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.