Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, ülkelerin başarısının zor ve uzun vadeli kararlar sonucunda elde edildiğini belirterek, ‘her zaman ve her koşulda bir ulusun verebileceği en akıllıca karar’ olarak nitelendirdiği insana yatırımın önemini vurguladı.
İnsan Kapasitesi Girişimi Konferansı’nda konuşan el-İbrahim, bu yaklaşımın sadece bir slogan ya da vizyon değil, küresel deneyimlerle desteklenen bir ekonomik strateji olduğunu belirtti. El-İbrahim, “İnsan sermayesi ulusal zenginliğin en güçlü itici gücüdür ve özellikle kaynak temelli ekonomilerde kullanılmayan en önemli doğal kaynaklardan biridir” dedi.
Toplumların inşasında bireyselliğin önemini vurgulayan el-İbrahim, teknik becerilerin tek başına yeterli olmadığını, dünyanın ihtiyaç duyduğu şeyin eleştirel düşünme, inisiyatif alma ve sorumluluk üstlenme yeteneğini geliştirmek olduğunu vurguladı. El-İbrahim, “Dünya harika teknik yetkinlikler üretti, ancak eksik olan şey geleneksel modellere meydan okuyabilen ve yeniden düşünebilen yetenekler” ifadesini kullandı.
İnsan yeteneklerini modern becerilerle geliştirmenin artık bir seçenek değil, rekabet edebilirlik ve sürdürülebilir büyüme için bir gereklilik olduğunu vurgulayan el-İbrahim, rutine dayalı eğitimin artık işlerin doğasının hızla değiştiği otomasyon ve yapay zekâ çağına uygun olmadığına işaret etti.
Tüm işlerin dijital hale geldiğini ve eğitimin artık uzmanlarla sınırlı kalmayıp tüm çalışanlara yayılması gerektiğini açıklayarak, işverenlerin artık sertifika değil, performans ve uyum becerisi aradığını vurguladı.
El-İbrahim, otomasyon ve yapay zekânın tüm sektörleri yeniden şekillendirmesiyle birlikte küresel işgücü piyasasını biçimlendiren önemli güçler olduğunu ve bu güçlerin insan muhakemesine odaklanan esnek eğitim sistemlerinin benimsenmesini gerektirdiğini açıkladı.
El-İbrahim, “Uçtan uca dijitalleşme şarttır ve tüm sektörlerde becerilerin geliştirilmesini zorunlu kılar. Aynı zamanda demografik değişimler, gençlere nasıl yatırım yapıldığına bağlı olarak bir fırsat ya da yük olabilecek ekonomik zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda, işe alım kriterlerinde odak noktası, sertifikasyonlardan gerçek hazır olma durumuna, performansa ve uyarlanabilirliğe kaymaktadır” şeklinde konuştu.
El-İbrahim, eğitim ve ekonomi sistemlerinin küresel değişimlere hazır olmasını sağlamak için atılması gereken dört temel adımı şöyle özetledi:
1- Lojistik, turizm ve dijital finans gibi gelişmekte olan sektörlerde gerçek verilere dayalı ve işverenlerle ortaklık içinde müfredat oluşturarak eğitimin piyasa ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirilmesi.
2- Teknik ve mesleki eğitimin ikincil bir seçenek değil, modern işgücünün temel bir bileşeni olarak teşvik edilmesi.
3- Küçülen beceri çağına ayak uydurmak için yaşam boyu öğrenmeyi benimsemek ve sürekli eğitimi gerçek piyasa değeriyle ilişkilendirmek.
4- Teşviklerin ve uzun vadeli etkinin uyumlaştırılmasını sağlamak için kamu ve özel sektör arasında kurumsal ortaklıklar kurulması.
Suudi Arabistan’ın bu dönüşüme doğru istikrarlı bir şekilde ilerlediğini vurgulayan el-İbrahim, “Altyapı ve teknoloji tek başına kalkınmayı sağlamaz. Farkı yaratan doğru insanlardır ve bu insanlar tesadüfen ortaya çıkmazlar; onlara inanmayı ve yatırım yapmayı seçtiğimiz için ortaya çıkarlar” diyerek sözlerini tamamladı.