Suudi Arabistan-Pakistan savunma anlaşması: Köklü bir ortaklığın kurumsallaştırılması

Tarihi ittifakın pekiştirilmesi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki görüşmelerinden önce Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'i karşılıyor (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki görüşmelerinden önce Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'i karşılıyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan-Pakistan savunma anlaşması: Köklü bir ortaklığın kurumsallaştırılması

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki görüşmelerinden önce Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'i karşılıyor (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad'daki görüşmelerinden önce Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'i karşılıyor (SPA)

Kemal Allam

Suudi Arabistan eski istihbarat şefi Prens Türki el-Faysal, Suudi Arabistan ile Pakistan arasındaki ilişkiyi “resmi bir anlaşma olmaksızın dünyadaki her tür ilişkiden daha yakın ilişki” olarak tanımlamıştı.

Bu deklare edilmemiş ittifak, Süveyş Savaşı'ndan ilk Yemen iç savaşı, Afgan savaşı ve Körfez Savaşları'na kadar birçok önemli dönüm noktasında ayakta kaldı. Bu ittifak, dini bağlara dayalı ve olmasaydı Pakistan’ın tekrarlayan mali krizlerinin üstesinden gelemeyeceği onlarca yıllık Suudi Arabistan mali desteğiyle desteklenen, bir güvenlik formülü ve ortaklık yarattı.

Ancak Prens Türki Faysal'ın bahsettiği bu “yazılı olmayan antlaşma”, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif arasında Riyad'da yapılan bir görüşmede duyurulan savunma anlaşmasıyla resmen pekiştirildi.

Uluslararası medya kuruluşları bu gelişmeyi sansasyonel bir şekilde ele alarak, kendisinden “İslami bomba” veya Pakistan'ın Suudi Arabistan'a sağlayabileceği “nükleer şemsiye” şeklinde bahsettiler ya da Doha saldırısının bu anlaşmanın katalizörü olduğunu ifade ettiler.

Hindistan'ın bölünmesinin ardından Suudi Arabistan hem Hindistan hem de Pakistan ile yakın ilişkilerini sürdürdü, lakin Riyad'ın Pakistan'a olan ilgisi özel bir nitelik kazandı

Ancak bu şaşırtıcı olmamalı. Prens Türki Faysal ve Suudi Arabistanlı yetkililerin onlarca yıldır defalarca vurguladığı gibi, Suudi Arabistan ve Pakistan, dünyadaki en güçlü ikili ilişkilerden birine sahip. Artan küresel belirsizlik gölgesinde ve Körfez ülkelerini endişelendiren, giderek daha öngörülemez hale gelen İsrail davranışları arasında, gayri resmi bir formülden resmi bir savunma mekanizmasına geçiş, bu anı Ortadoğu'da gerçek bir stratejik dönüm noktası haline getiriyor.

Bağlardan ittifaka yakın tarih

Suudi Arabistan, Pakistan'ın kurulmasından ve hatta Arap Yarımadası'nda petrolün keşfinden önce, Britanya Hindistanı Müslümanlarıyla yakın bağlar kurmuştu. O dönemde, bir dizi Hint yerel hükümdarı, kurucu kral Abdulaziz Al Suud'u desteklemişti.

1940 yılında Prens Suud bin Abdulaziz, Hindistan'daki birçok önemli Müslüman aileyi ziyaret etti ve Karaçi de uğrak yerlerinden biriydi.

hy
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile el sıkışıyor (SPA)

Hindistan'ın bölünmesinin ardından Suudi Arabistan hem Hindistan hem de Pakistan ile yakın ilişkilerini sürdürdü, lakin Riyad'ın Pakistan'a olan ilgisi, 1948'deki Birinci Arap-İsrail Savaşı'nın ardından, güçlü askeri yanı nedeniyle özel bir nitelik kazandı. 1947'den önce, Pakistan ordusunun personelinin yarısından fazlası Kudüs, Amman, Bağdat ve Umman'da konuşlanmış Britanya Hindistanı Ordu’su birliklerindendi. Yeni Pakistan devleti bu askeri mirası devraldı ve kuvvetleri daha sonra Ürdün, Suriye ve Irak gibi yeni kurulan Arap devletlerinin ordularının eğitiminde ve desteklenmesinde aktif bir aktör haline geldi. Ayrıca Suudi Arabistan'ın büyüyen ekonomisini destekledi.

İki ülke arasında nesiller öncesine dayanan derin bağlar var. Pakistanlı doktorlar Kraliyet Sarayı'nda ve Krallık genelindeki kamu ve özel hastanelerde çalıştılar

Londra'daki Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu'ndan, Pakistan askeri meseleleri konusunda önde gelen bir uzman olan araştırmacı Ayesha Siddiqa, Riyad ve İslamabad arasındaki yeni savunma anlaşmasının, görünüşte yeni olsa da, özünde bölgedeki İngiliz mirasının bir uzantısı olduğunu vurguladı. Bu askeri ittifak kurumlarla sınırlı kalmadı, önde gelen şahsiyetleri de kapsadı. General Eyüp Han'dan Pervez Müşerref, Rahil Şerif, Kamer Cavid Bacva ve mevcut Kara Kuvvetleri Komutanı Mareşal Asım Münir'e kadar, Pakistanlı komutanlar Suudi Arabistan'da stratejik danışman rolünü üstlendiler. Eski Kara Kuvvetleri Komutanı General Rahil Şerif, şu anda Riyad merkezli ve Suudi Arabistan tarafından finanse edilen ve desteklenen İslam Askeri Terörle Mücadele Koalisyonu’na liderlik ediyor.

Askeri alanın ötesinde, iki ülke arasında nesiller öncesine dayanan derin bağlar var. Pakistanlı doktorlar, Kraliyet Sarayı'nda ve Krallık genelindeki kamu ve özel hastanelerde çalıştılar.

ghy
Pakistan ile Ortak Savunma Anlaşması'nın imzalanması sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman (SPA)

Önde gelen finans figürleri de bu ağın güçlenmesine katkıda bulundu. Örneğin Saad Siddiqui, Suudi Arabistan'da görev yapmış tanınmış bir askeri doktor olan babasının izinden giderek, 2022-2024 yılları arasında New York'taki J.P.Morgan Bankası’nda görev yaptığı süre boyunca, Suudi Arabistan maliye bakanlıklarına danışmanlık yaptı. Benzer şekilde, büyük bir Amerikan finans kuruluşunda Ortadoğu operasyonlarından sorumlu yönetici ortak olan Essam Hamed, birçok Suudi Arabistanlı yetkiliye yatırım danışmanlığı hizmeti veriyor. Kendisi dışişlerinde danışman olarak görev yapmış eski bir diplomatın oğludur. Bu mesleki ve finansal ortaklıklar, Suudi Arabistan devletinin ve toplumunun derinliklerine kadar uzanmış ve iki ülke arasındaki ilişkiyi askeri ittifakın ötesine taşımıştır.

Suudi Arabistan'ın Pakistan için önemi

Birkaç yıl önce, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ziyareti sırasında, eski Pakistan başbakanı İmran Han, Suudi Arabistan cezaevlerinde tutuklu bulunan Pakistanlı işçiler sorununu gündeme getirmişti. Suudi Arabistan'ın yanıtı hızlı ve kararlıydı ve yasal veya idari sorunlarla karşılaşan her Pakistanlıya koruma sağlama taahhüdünü teyit ediyordu.

Bu tür açıklamaların genellikle diplomatik nezaketin ötesine geçmediği söylenebilir, ancak Suudi Arabistan sözlerini eyleme de döktü. Sorun birkaç gün içinde çözüldü ve bu, Suudi Arabistan'daki en büyük gurbetçi topluluğunu oluşturan ve sayıları yaklaşık iki milyon olan binlerce Pakistanlıda yaygın bir rahatlama sağladı.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Prens Muhammed bin Selman, Pakistanlıların seyahat ve Hac ziyaretleri için vize işlemlerinin kolaylaştırılmasını, uçak biletlerinde özel tekliflerin sunulmasını, büyük Pakistan şehirlerini Krallığa bağlayan düşük maliyetli havayollarının faaliyete geçirilmesini de sağladı.

Buna karşılık Pakistan Suudi Arabistan'a her zaman özel ilgi gösterdi ve dış ve savunma politikasında ona öncelik verdi. 2015 yılında, Pakistan Yemen savaşına katılmadığında bile, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Rahil Şerif, ülkesinin tutumunu netleştirmek için bizzat Riyad'ı ziyaret etti.

Pakistan'ın BAE ve Kuveyt gibi diğer bazı Körfez ülkeleriyle ilişkilerinde yaşanan soğukluğa rağmen, Suudi Arabistan o dönemde de İslamabad'ı eleştirmekten kaçındı. Nitekim, daha önce de belirttiğimiz gibi, Rahil Şerif daha sonra Suudi Arabistan'daki İslami Askeri Terörle Mücadele Koalisyonu’nun komutasını üstlendi.

Suudi Arabistan ve Pakistan arasındaki ilişki özünde yeni değil; aslında yıllardır varlığını sürdürüyor. Değişen, Prens Muhammed bin Selman ve Münir’in bu uzun süredir devam eden ortaklığı kurumsallaştırıp resmileştirmiş olmalarıdır

Soğuk Savaş sırasında Riyad'ın Pakistan'ın nükleer silah programını desteklemeye katkıda bulunduğu iyi bilinmektedir, ancak bu hiçbir zaman resmi olarak duyurulmadı. Pakistan başbakanları benzer ziyaretler yapmadan önce bile, bazı Suudi Arabistanlı yetkililere Pakistan'daki hassas askeri tesisleri ve nükleer tesisleri ziyaret etme izni verilmişti.

fghyj
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Suudi Arabistan ile ortak bir savunma anlaşması imzalıyor

Pakistan, on yıllar boyunca Suudi Arabistan'a binlerce asker konuşlandırdı ve bu sayı yalnızca Birinci Körfez Savaşı sırasında on binlere ulaştı. Suudi Arabistanlı subaylar her yıl Pakistan'da askeri eğitim almaktadır. Deniz, hava ve kara kuvvetlerinde görev yapan birçok üst düzey Suudi Arabistanlı komutan Pakistan askeri okullarından mezundur.



Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu bugün gerçekleşen toplantıda, ülkenin bölge ve dünyada güvenlik ile istikrarın sağlanmasına yönelik çabalara verdiği sürekli desteği bir kez daha teyit etti. Başkent Riyad’da, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında gerçekleştirilen oturumda, güncel gelişmeler ile bölgesel ve uluslararası alandaki son durum görüşüldü.

Toplantının başında Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu’na, Malezya Kralı Sultan İbrahim İskender ile gerçekleştirdiği görüşmenin sonuçları hakkında bilgi verdi. Görüşmede, iki ülke arasındaki iş birliğinin farklı alanlarda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi konuları ele alındı.

Suudi Arabistan Devlet Bakanı Dr. İsam bin Saad, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, devletin ilgili tüm kurumlarıyla hac, umre ve ziyaret hizmetlerine gösterdiği özen ve ilgiyi değerlendirdiklerini belirtti. Saad, Kral Selman bin Abdulaziz’in 1447 Hac Konferansı ve Fuarı’nda yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın iki kutsal caminin hizmetinde çabalarını sürdürme, hacı ve umre ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunma, bu hizmetleri sürekli geliştirme ve iyileştirme kararlılığını vurguladığını hatırlattı.

Bakanlar Kurulu, Kral Abdulaziz Vakfı tarafından ilk kez düzenlenen Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’nu da takdirle karşıladı. Etkinliğin, kurucu lider Kral Abdulaziz Al Suud döneminden bu yana Krallığın ve liderliğinin Haremeyn’e hizmet konusundaki çabalarını gözler önüne serdiği belirtildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. Bu başarının, Vizyon 2030 hedeflerini desteklediği vurgulandı.

Toplantıda ayrıca, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve 57 ülkeden 3 bin sporcunun katıldığı 6. İslami Dayanışma Oyunları’na da değinildi. Etkinliğin, sporu İslam kardeşliğini güçlendiren, barış, sevgi ve centilmenlik ruhunu pekiştiren bir araç olarak öne çıkardığı ifade edildi.

rgt
Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Riyad’da düzenlenen Biban 2025 Forumu’nda, girişimciliği desteklemek ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesini teşvik etmek amacıyla 38 milyar riyali aşan anlaşma ve girişimlerin imzalanmasını memnuniyetle karşıladı.

Bakanlar Kurulu, Dünya Bankası’nın yayımladığı raporda yer alan ve Suudi Arabistan’da eğitim kalitesinin değerlendirme, ölçme ve ulusal programlar aracılığıyla iyileştirildiğini ortaya koyan bulguların, devletin eğitime verdiği önemin bir yansıması olduğunu vurguladı. Bakanlar Kurulu, eğitimin, insan kapasitesinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin desteklenmesi açısından temel bir unsur olduğunu ifade etti.

Toplantıda, Şura Meclisi’nin katkıda bulunduğu konuların yanı sıra, Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi, Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Uzmanlar Heyeti’nin sonuç raporları da değerlendirildi.

Bakanlar Kurulu bir dizi karar da aldı. Bu kapsamda, Kültür Bakanı’na Çatışma Bölgelerinde Kültürel Mirası Koruma İttifakı (ALIPH) ile Riyad’da bölgesel bir ofis kurulmasına ilişkin müzakerelerde bulunma ve anlaşmayı imzalama yetkisi verildi. Ayrıca, Kültür Bakanlığı ile Nijerya Sanat, Kültür, Turizm ve Yaratıcı Ekonomi Bakanlığı arasında kültürel iş birliği mutabakat zaptı hazırlanması ve imzalanması için de yetki verildi.

Eğitim Bakanı’na da Bahreyn Eğitim Bakanlığı ile bilimsel ve eğitimsel iş birliği mutabakatı imzalanmasına yönelik görüşmeleri yürütme yetkisi tanındı.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan ile Suriye arasında enerji alanında iş birliği yapılmasını öngören mutabakat zaptını, Uluslararası Su Örgütü’nün kuruluş tüzüğünü ve Asya Olimpiyat Konseyi (OCA) ile Suudi Arabistan Olimpiyat ve Paralimpik Komitesi arasındaki anlaşmayı onayladı.

zsad
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Adalet Bakanlığı ile ABD Adalet Bakanlığı arasında yargı alanında iş birliğini öngören mutabakat zaptını onayladı. Ayrıca, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile İspanya Ekonomi, Ticaret ve İş Bakanlığı arasında ekonomik iş birliğine dair mutabakat zaptı ve Suudi Arabistan Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü ile ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne bağlı Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü arasında iş birliği anlaşmasını da kabul etti.

Bakanlar Kurulu ayrıca, coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin yasayı ve iki deniz koruma alanının oluşturulmasını onayladı.


COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
TT

COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) bugün Amazon yağmur ormanlarının kapısı olan Brezilya'nın Belem kentinde başlıyor.

Konferans, iklim değişikliğini ‘büyük bir aldatmaca’ olarak nitelendiren ABD Başkanı Donald Trump'ın yanı sıra, ülkelerini temsil etmek üzere heyetler gönderen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi önemli liderlerin yokluğunda gerçekleştiriliyor.

Avrupalı liderler, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve gelişmekte olan ülkelere finansman sağlamak için COP30'da bir araya gelirken, dünyanın en büyük kirleticileri Belem'deki zirveye katılmayacak. ABD ise konferansı tamamen görmezden geldi. Öyle ki Washington'dan hiçbir temsilci zirveye katılmayacak.

Washington’un yokluğu, Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin ardından beklenen bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu anlaşma, dünya liderlerinin 1990 yılı seviyelerine kıyasla küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamayı taahhüt ettiği bir çerçeveyi öngörüyordu.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de konferansa katılmayacak, ancak yardımcısı Ding Xuexiang Pekin'i temsil edecek. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise ülkesini temsil etme görevini Brezilya Büyükelçisi Dinesh Bhatia'ya verdi.

Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi’nin (Joint Research Center – JRC) 2024 verilerine göre, Çin (yüzde 29,2), ABD (yüzde 11,1) ve Hindistan (yüzde 8,2) küresel emisyonların neredeyse yarısını oluştururken, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin payı sadece yüzde 5,9.

zs
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren bir turist (AFP)

Bu eksiklik, küresel iklim eylemine verilen desteğin azalacağı endişelerini beraberinde getiriyor. Buna rağmen, organizatörler ve analistler bu oturumu ‘uygulama konferansı’ olarak nitelendiriyor; çünkü önceki taahhütlerin somut eylemlere dönüştürülmesine odaklanılıyor.

Kolombiya ve Şili liderleri, iklim bilimini reddettiği için Trump'ı yalancı olarak nitelendirdi. Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, iklim değişikliğine yönelik siyasi desteğin azaldığını kabul etti. Eskiden bu konunun uluslararası ve ulusal düzeyde birleştirici bir konu olduğunu, ‘ancak ne yazık ki bugün bu konsensüsün ortadan kalktığını’ söyledi.

Amazonlar gündemde

Amazonların kapısı olan Belem'de konferansa ev sahipliği yapmak, iklim değişikliğiyle mücadelede yerli halkların ve ormanların korunmasının rolünü vurgulamak için stratejik bir hamle. Geçen yılki zirveye sadece 170 yerli delegenin katıldığı konferansa bu yıl 3 binden fazla yerli delegenin katılması bekleniyor.

Olumlu bir adım olarak, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Sonsuza Kadar Tropikal Orman Fonu’nu (Tropical Forests Forever Facility) başlatacağını duyurdu. Bu fon, tropik ormanların korunmasını finanse etmek için 125 milyar dolar toplamayı hedefliyor ve ağaçların kesilmesinden ziyade korunmasının daha kârlı olmasını sağlayacak bir mekanizma sunuyor.

Paris Anlaşması'nın gözden geçirilmesi

COP30, küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlamayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması'nın onuncu yıldönümünde düzenleniyor. Ancak veriler, gezegenin yıllık sıcaklığının sadece son on yılda yaklaşık 0,46 santigrat derece arttığını gösteriyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, eylemdeki gecikmenin ‘ahlaki bir başarısızlık ve ölümcül bir ihmal’ olduğunu vurguluyor; çünkü 1,5 santigrat derece hedefinin aşılması giderek daha olası hâle gelmiş durumda, buna rağmen yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş önemli bir ilerleme olarak kaydediliyor.

Geçtiğimiz yıl Bakü'de düzenlenen COP29’u temel alan Küresel Güney, dünyanın en zengin ülkeleri tarafından yılda en az 1,3 trilyon dolar ayrılmasını talep ediyor.

Geçen yıl, en gelişmiş ekonomiler iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için yıllık 300 milyar dolar tahsis etme sözü verdiler. Ancak, gelişmekte olan ülkeler bu miktarı yetersiz buldu.


Suudi Arabistan: Geçtiğimiz Hac sezonu, son 50 yılın en iyisiydi… Kutsal mekânların yüzde 50’sinin hazırlıkları tamamlandı

Mekke Vali Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, Hac Konferansı ve Fuarı'nın açılışında (KUNA)
Mekke Vali Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, Hac Konferansı ve Fuarı'nın açılışında (KUNA)
TT

Suudi Arabistan: Geçtiğimiz Hac sezonu, son 50 yılın en iyisiydi… Kutsal mekânların yüzde 50’sinin hazırlıkları tamamlandı

Mekke Vali Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, Hac Konferansı ve Fuarı'nın açılışında (KUNA)
Mekke Vali Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, Hac Konferansı ve Fuarı'nın açılışında (KUNA)

Suudi Arabistan, geçtiğimiz yılki hac sezonunun tüm alanlarda olağanüstü geçtiğini ve son 50 yılın en başarılı hac sezonu olarak değerlendirildiğini açıkladı. Ayrıca hacı memnuniyet oranının yüzde 91’e ulaştığını bildirdi. Krallık, kutsal mekânların yüzde 50’sinin hazırlıklarının tamamlandığını ve Mekke ile Medine’de 71 tarihi ve kültürel mekânın geliştirildiğini de duyurdu.

‘Mekke’den Dünyaya’ temasıyla dün başlayan Hac Konferansı ve Fuarı sırasında, ‘Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’ adlı bilimsel bir girişim başlatıldı. Bu forum, İslam öncesi dönemden Suudi dönemine kadar hac ibadetinin tarihini ve gelişim aşamalarını belgeleme amacı taşıyor.

Konferansın açılışını, Mekke Valisi Prens Halid el-Faysal adına, Vali Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, Cidde kentindeki Superdome salonunda gerçekleştirdi. Üç gün sürecek olan etkinlikte, tarih, mimari, kültür, medya ve dijital teknolojiler alanlarında uzman 50’den fazla tarihçi, araştırmacı ve akademisyenin katılımıyla 10’dan fazla özel oturum düzenlenecek. Konferans, modern ve kapsamlı bir bakış açısıyla hac ibadetinin belgelendiği benzersiz bir bilimsel ve kültürel etkinlik olarak öne çıkıyor.

Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın, Kral Abdulaziz’den bu yana hac ve umre hizmetlerinde Harameyn’e (Mekke ve Medine’ye) hizmet etme yolundaki kutsal çabalarını devam ettireceğini belirtti.

Geçtiğimiz yılki hac sezonunun (Hicri 1446) büyük bir başarıyla sonuçlandığını, organizasyon ve sunulan hizmetlerin mükemmelliğiyle bu başarıyı pekiştirdiğini vurguladı. Bu başarının, tüm devlet kurumlarının büyük bir uyum ve iş birliği içinde gerçekleştirdiği devasa çabaların bir sonucu olduğunu ifade etti.

Ayrıca, hacılara, umrecilere ve ziyaretçilere sunulan hizmetlerin sürekli olarak geliştirilmesine ve iyileştirilmesine büyük bir önem verildiğini belirtti. Bu çabaların, hacıların muvaffakiyetle ibadetlerini yerine getirebilmelerini sağlamak için devam edeceğini söyledi. Konferansın çıktılarının, geçmiş konferanslarda elde edilen kazanımları sürdürebilmek için ortak iş birliği ve koordinasyonu güçlendireceğine olan inancını dile getirdi.

Diğer taraftan, Suudi Arabistan Kralı’nın Özel Danışmanı ve Kral Abdulaziz Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prens Faysal bin Selman, haccın sadece mevsimlik bir ibadet değil, tarihler boyunca insanlığın tevhid inancına yönelme yolculuğunu simgeleyen bir iman yolculuğu olduğunu belirtti.

Prens Faysal bin Selman, “Hac, İslam tarihi boyunca tüm zorluklara ve çalkantılara rağmen, ümmetin birliğinin ve onurunun simgesi olmuştur. Yüce Allah, bu mübarek toprakları şereflendirmiş ve kutsal topraklara hizmet ile hacıların güvenliğini sağlamayı hem dini hem de ulusal bir sorumluluk haline getirmiştir” ifadelerini kullandı.

sdfrg
Geçtiğimiz Hac sezonu, son 50 yılın en iyisiydi. (KUNA)

Faysal bin Selman sözlerine şöyle devam etti: “Suudi Arabistan Krallığı'nın ilk dönemlerinden bu yana, liderliğin yaklaşımı hep aynı kalmıştır: Hac kafilelerini korumak, yollarını güvence altına almak, Rahman'ın misafirlerine saygı göstermek ve onları gözetmek; hac hizmetini hem bir dini emanet hem de nesiller boyu aktarılan ulusal bir sorumluluk haline getirmek.”

Faysal bin Selman, Suudi liderliğinin, İki Kutsal Cami ve Hacca büyük önem veren Kral Abdulaziz ve oğullarının hükümdarlığından bu yana hac ibadetine özen göstermeye ve hacıların işlerini düzenlemeye devam ettiğini, Haccın mevcut Suudi liderliği altında en yüksek düzeyde organizasyon, hizmet ve entegrasyona ulaştığını belirtti.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı ve Rahman’ın Misafirlerine Hizmet Programı ile iş birliği içinde Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’nun başlatıldığını duyuran Faysal bin Selman, bu girişimin, İslam öncesi dönemden Suudi dönemine kadar tüm çağlar boyunca Haccın tarihini ve aşamalarını, bilimsel bir yaklaşımla izlemeyi amaçladığını bildirdi.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia ise açılış konuşmasında, Hicri 1446 yılı Hac sezonunun her bakımdan olağanüstü olduğunu keydetti. Bunun ‘son 50 yılın en iyisi’ olduğunu ifade etti.

Er-Rebia, bu sezonun çabaların birleştirildiği ve her türlü hizmetin entegre edildiği bir sezon olduğunu ve bu sayede hacı memnuniyeti endeksinin 2022'de yüzde 74'ten son Hac sezonunda yüzde 91'e sıçradığını açıkladı. Sezonun başarısına katkıda bulunan herkese şükranlarını sundu.

Zilhicce'nin 13'ünden itibaren Hac ve Umre Bakanlığı'nın, Yüksek Hac Komitesi'nin gözetiminde ve çeşitli devlet kurumlarıyla tam iş birliği içinde, organize bir çalışma ve erken hazırlık ile bir sonraki Hac sezonu için hazırlıklara başladığını belirtti.

Mekke Vali Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, kutsal mekanların hazırlığının yüzde 50’sinin tamamlandığını ve bu hazırlıkların gelecek yılın Zilhicce ayının başında tamamlanacağını açıkladı. Ayrıca, Turizm Bakanlığı’yla iş birliği içinde konaklama ve otel binalarının da yüzde 70’inin hazır hale getirildiğini bildirdi.

Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz, Nusuk uygulamasının dünya genelinde 40 milyon kullanıcıyı aştığını ve bu uygulamanın, yapay zekâ teknolojisiyle geliştirilen Nusuk AI özelliğiyle yeni bir aşamaya geçtiğini vurguladı.

Bunun yanı sıra, Mekke ve Medine’deki 71 tarihi ve kültürel mekânın geliştirilerek 3 milyonun üzerinde ziyaretçi ağırladığını ve ziyaretçilerin memnuniyet oranının yüzde 95’i geçtiğini söyledi.

Hac Konferansı ve Fuarı, Kral Selman bin Abdulaziz’in himayesinde, Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı tarafından düzenlenmiş olup, Rahman’ın Misafirlerine Hizmet Programı ile iş birliği içinde gerçekleştiriliyor. Hac Konferansı ve Fuarı, 12 Kasım’a kadar devam edecek olup, hem yerel hem de uluslararası devlet ve özel sektör kuruluşlarının yanı sıra dünya çapında akademisyenler, araştırmacılar ve hac işlerinden sorumlu ofislerin temsilcilerinin katılımıyla geniş bir yelpazeye sahip.

Hac Konferansı ve Fuarı, dünya çapında uzmanları, devlet ve organizasyon temsilcilerini bir araya getiren küresel bir platform olarak, hac ibadetinin sistematiğini geliştirmek ve etkili iş birlikleri kurmak amacıyla en yeni çözümleri ve yenilikçi teknolojileri sergilemeyi hedefliyor. Aynı zamanda Rahman’ın misafirlerine sunulan hizmetlerin geliştirilmesine ve onların deneyimlerinin iyileştirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyor.