SAS'ın Riyad'daki yeni bölge merkezi ve yapay zekâ dönüşümünü hızlandırmak için 1 milyar dolarlık yatırım

SAS CEO'su Dr. Jim Goodnight: Suudi Arabistan, inovasyon ve dijital dönüşüm için önemli bir merkez olarak öne çıkıyor

SAS, devlet, özel sektör ve Suudi üniversiteleriyle iş birliği yaparak dijital dönüşümü artırmayı hedefliyor. (Shutterstock)
SAS, devlet, özel sektör ve Suudi üniversiteleriyle iş birliği yaparak dijital dönüşümü artırmayı hedefliyor. (Shutterstock)
TT

SAS'ın Riyad'daki yeni bölge merkezi ve yapay zekâ dönüşümünü hızlandırmak için 1 milyar dolarlık yatırım

SAS, devlet, özel sektör ve Suudi üniversiteleriyle iş birliği yaparak dijital dönüşümü artırmayı hedefliyor. (Shutterstock)
SAS, devlet, özel sektör ve Suudi üniversiteleriyle iş birliği yaparak dijital dönüşümü artırmayı hedefliyor. (Shutterstock)

Veri ve yapay zekâ alanında uzmanlaşmış bir şirket olan SAS, Suudi Arabistan'ın inovasyon ve dijital dönüşüm için bölgesel bir merkez olarak artan rolünü teyit eden bir adımla, Riyad'da Ortadoğu ve Kuzey Afrika için yeni bölge merkezini açacağını duyurdu.

Bu duyuru, başkent Riyad'da düzenlenen SAS Innovate On Tour etkinliği sırasında yapıldı. Bu, sadece şirketin faaliyetlerinin genişlemesini değil, aynı zamanda veriyi ve yapay zekâyı ekonomik dönüşüm ile sürdürülebilir inovasyonun merkezine yerleştiren Vizyon 2030’un hedeflerini destekleme konusundaki derin bağlılığını da yansıtıyor.

dfrt
SAS CEO'su Dr. Jim Goodnight, Şarku’l Avsat ile yaptığı özel röportajda (SAS)

SAS CEO'su Dr. Jim Goodnight Şarku’l Avsat ile yaptığı özel röportajda, şirketin veri ve yapay zekâ alanında 40 yılı aşkın deneyime sahip olduğunu vurguladı. SAS'ın hükümet, finansal hizmetler, sağlık hizmetleri, enerji ve akıllı şehirler sektörlerinde Vizyon 2030'un hedeflerini doğrudan destekleyen güvenilir yetenekler sunduğunu belirtti.

Goodnight şu ifadeleri kullandı: “Uzun vadeli etkimiz, teknolojik gelişimin ön saflarında yer almaya devam etmek ve önümüzdeki yıllarda da gelişmiş çözümler sunmak için çeşitli sektörlere yönelik özel yapay zekâ çözümlerine milyar dolarlık yatırım da dahil olmak üzere, inovasyona olan sürekli bağlılığımız üzerine kurulu.”

Dönüşümün merkezindeki bölge merkezi

SAS, Riyad'da yeni bölge merkezinin açılışının, iki yıldan fazla süredir Suudi Arabistan'daki varlığını pekiştirdiğini ve bölgedeki iş ortakları ve müşterileriyle olan ilişkilerini daha da yakınlaştırdığını bildirdi.

SAS Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Bölge Direktörü Alexander Tikhonov, “Bu hamle, sadece idari bir taşınmadan ibaret değil; Suudi Arabistan, inovasyon ve dijital dönüşüm için önemli bir merkez olarak ortaya çıkıyor. Riyad'da bölge merkezimizi kurarak, kendimizi bu büyümenin merkezine konumlandırıyoruz” dedi.

Yeni merkez, liderlik, müşteri ilişkileri, danışmanlık ve inovasyon departmanlarını içerecek ve bankacılık, hükümet, enerji, kamu hizmetleri ve telekomünikasyon gibi hayati sektörler arasında iş birliği için bir merkez görevi görecek.

SAS Suudi Arabistan Direktörü Muhammed Kiki, şirketin Riyad'ı Ortadoğu'daki devlet kurumları, akademik kurumlar ve özel sektörle iş birliği için bölgesel bir platform olarak kullanarak gelişmiş yapay zekâ ve analitik çözümler sunacağını açıkladı.

Kiki, yeni bölge merkezinin dijital dönüşüm alanlarında bilgi alışverişi, beceri geliştirme ve bölgesel iş birliği merkezi olarak da hizmet vereceğini ifade etti.

Vizyon 2030'u gerçekleştirme

Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 programı, veri, analitik ve yapay zekâyı destekleyici araçlar olarak değil, sürdürülebilir bir bilgi ekonomisi oluşturmak için ulusal dayanaklar olarak ele almakta. SAS CEO'su Dr. Jim Goodnight, şirketin bu alandaki rolünün teknik yönün ötesine geçerek Suudi Arabistan ile stratejik ve kalkınma odaklı bir ortaklığa dönüştüğüne inanıyor. Goodnight, SAS'ın, Vizyon 2030'un hedeflerine ulaşmak için gerekli olan güvenli veri yönetimi, gelişmiş analitik, model geliştirme ve dağıtım, gerçek zamanlı karar verme ve yapay zekâ yönetişimini destekleyen entegre bir platform sağladığını açıkladı. Goodnight’a göre bu kapsamlı yaklaşım, verilerin eyleme geçirilebilir içgörülere dönüştürülmesini sağlayarak kuruluşların daha akıllı kararlar almasına ve operasyonlarının verimliliğini artırmasına yardımcı oluyor.

Bu, SAS'ın finansal güvenlik, enerji, sağlık ve kamu hizmetleri dahil olmak üzere çeşitli sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak tasarlanmış yapay zekâ ve gelişmiş analitik çözümlerinin geliştirilmesini hızlandırmak için ayırdığı 1 milyar dolarlık küresel yatırımla destekleniyor.

İnsan sermayesinin geliştirilmesi

SAS'ın Suudi Arabistan'daki stratejisi, ulusal yetenekleri güçlendirmeye ve veri ve yapay zekâ alanlarında Suudi yeteneklerini geliştirmeye odaklanıyor. Goodnight, şirketin Suudi yeteneklerinin geliştirilmesini en büyük etkiyi yaratabileceği alanlardan biri olarak gördüğünü söyledi. SAS, yapay zekâ hackathonları, akademik eğitim programları ve araştırma hibeleri yoluyla gençleri geleceğin işlerine hazırlamak için Suudi üniversiteleri, devlet kurumları ve özel sektör kuruluşlarıyla iş birliği yapıyor.

Goodnight, “Bu girişimler yan projeler değil, ekonomiyi yönetecek yeni nesil yenilikçileri güçlendirme misyonumuzun özüdür” dedi.

Güven, şeffaflık ve dijital egemenlik

Yapay zekânın küresel olarak benimsenmesiyle, veri yönetimi ve dijital egemenlik, özellikle kamu sektöründe kritik faktörler olarak ortaya çıktı. Dr. Jim Goodnight, SAS teknolojilerinin Suudi Arabistan'ın sıkı düzenleme gerekliliklerini karşılamak üzere özel olarak tasarlandığını vurguladı. Şirketin çözümlerinin Suudi Arabistan'ın ulusal egemenlik ve veri yönetimi standartlarına tam olarak uyumlu olduğunu açıkladı. SAS'ın yapay zekâ yönetimi çözümlerinin, kuruluşlara sağlam ve entegre yönetim çerçeveleri oluşturma konusunda netlik ve güven sağladığını belirtti.

asdfrg
SAS, Suudi Arabistan'ın veri ve yapay zekâ alanındaki kapasitesini geliştirmeye odaklanıyor. (Shutterstock)

Goodnight, SAS'ın devlet kurumlarının şeffaf ve açıklanabilir yapay zekâ sistemleri kurmasını sağlarken, insan denetimini ve kararların ulusal değerler ve politikalarla tutarlılığını garanti ettiğini bildirdi. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan'ın güvenli ve sorumlu bir dijital ortam oluşturma çabalarıyla uyumlu olarak, şirketin, egemenlik veya şeffaflıktan ödün vermeden Krallık'ta dijital dönüşümü destekleyen teknolojiler sağlama konusundaki taahhüdünü yansıtıyor.

Bulut hazırlığı ve yerel uyumluluk

Suudi Arabistan hükümeti ve özel sektöründe bulut bilişime hızlı geçişle birlikte, SAS Viya platformu, ulusal düzenlemelere uygun olarak her bir kuruluşun gereksinimlerine göre yapay zekâ modellerinin dağıtımını sağlayan esnek ve güvenli bir araç olarak öne çıkıyor. Goodnight, bu platformun kamu sektörü liderlerinin bulut bilişim kaynaklarının kullanımını optimize ederek performansı artırmalarını ve maliyetleri azaltmalarını sağlarken, dijital egemenlik gerekliliklerine tam uyumu garanti ettiğini belirtti.

SAS'ın, bulut altyapısının Suudi yasalarına uygun olmasını sağlamak için küresel ve yerel ortaklarıyla yakın bir şekilde çalıştığını, aynı zamanda yerel sunucular ve özel bulutlar dahil olmak üzere esnek dağıtım seçenekleri sunarak hassas verilerin Suudi Arabistan sınırları içinde kalmasını sağladığını bildirdi.

Goodnight, teknolojik ilerlemenin sorumlulukla birlikte olması gerektiğini vurgulayarak, “İnsan gözetimi altında çalışan şeffaf ve açıklanabilir yapay zekâ geliştirmek üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu sadece verimlilikle ilgili değil, güvenle de ilgili” şeklinde konuştu.

Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın etik yapay zekâ ve inovasyon yönetişimini teşvik etme politikasıyla uyumlu; böylece toplumun dijital dönüşüm sürecine olan güvenini güçlendirerek şeffaflık ve sorumluluğu Suudi Arabistan'ın teknolojik geleceğini inşa etmenin iki temel direği haline getiriyor.



Riyadh Air, 26 Ekim'de Londra'ya ilk uçuşunu gerçekleştirecek

Riyadh Air CEO'su Tony Douglas basın toplantısında konuşuyor. (Şarku'l Avsat)
Riyadh Air CEO'su Tony Douglas basın toplantısında konuşuyor. (Şarku'l Avsat)
TT

Riyadh Air, 26 Ekim'de Londra'ya ilk uçuşunu gerçekleştirecek

Riyadh Air CEO'su Tony Douglas basın toplantısında konuşuyor. (Şarku'l Avsat)
Riyadh Air CEO'su Tony Douglas basın toplantısında konuşuyor. (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'na (PIF) ait Suudi havayolu şirketi Riyadh Air, 26 Ekim'de Riyad'dan Londra'ya ilk uçuşlarını başlatacağını duyurdu. Bu adım, Suudi Arabistan’ı uluslararası başkentlerle bağlayan küresel bir ağ kurma faaliyetlerinin başlangıcı oldu.

Havayolu şirketi yaptığı açıklamada, Londra Heathrow Havalimanı'na uçuşların modern Boeing 787-9 uçakları ile günlük olarak gerçekleştirileceğini ve ilk uçağın adının ‘Cemile’ olduğunu bildirdi. Şirket, bu adımın, 2025 kışında ve 2026 yazında yeni destinasyonlara genişlemeden önce en yüksek operasyonel hazırlık seviyesini sağlamak amacıyla entegre bir operasyonel aşamanın parçası olduğunu açıkladı.

Riyadh Air CEO'su Tony Douglas, Riyad'da düzenlediği basın toplantısında, Londra rotasının açılışının sadece yeni bir hava rotasının açılışından daha fazlasını temsil ettiğini, ‘Suudi Arabistan’ı dünya standartlarında bir seyahat deneyimi ile dünyaya bağlamayı amaçlayan Vizyon 2030'un bir tezahürü’ olduğunu açıkladı. Douglas, “Operasyonel mükemmelliğe doğru istikrarlı bir şekilde ilerliyoruz ve yeni uçaklarımızı teslim aldığımızda yakında ek destinasyonları da duyuracağız” dedi.

Şirket tarafından yapılan açıklamada, ilk uçuşun (RX401) Riyad'daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı'ndan sabah 03:15'te kalkacağı ve yerel saatle 09:30'da Londra'ya varacağı belirtildi. Dönüş uçuşu (RX402) ise Londra'dan sabah 07:30'da kalkacak ve Riyad'a 19:15'te varacak.

Şirket ayrıca, topluluk etkileşimini dijital avantajlarla birleştirerek ödül programları dünyasına yeni bir konsept getirmeyi amaçlayan yenilikçi Sefir programını tanıttı. Bu program, üyelerin puanlarını ve ödüllerini aileleri ve arkadaşlarıyla paylaşmalarına ve daha yüksek üyelik seviyelerine erişmelerine olanak tanıyor.

Program, ilk üyelere ‘kurucu üye’ statüsü vererek gelecekteki ticari uçuşlar için öncelikli rezervasyon hakkı ve eğlence etkinlikleri, ücretsiz uçuşlar ve değerli ödüller kazanma fırsatları gibi özel deneyimler ve avantajlar sunuyor.

Douglas, Sefir'in ‘insanlara benzersiz bir aidiyet duygusu veren ve benzeri görülmemiş avantajlar sunan entegre bir interaktif dijital sistem’ temelinde yeni nesil sadakat programlarını temsil ettiğini söyledi.

Douglas, programın Suudi cömertliğinden ilham aldığını ve üyelerinin yenilikçi yollarla etkileşim kurup katılımda bulunmalarını sağladığını açıkladı. Programa kayıtların şu anda Riyadh Air internet sitesinde açık olduğunu ve ticari biletler resmi olarak satışa sunulmadan önce erken katılanlara öncelik verildiğini bildirdi.

Şirketten yapılan açıklamada, Riyadh Air'in, Suudi Arabistan'a seyahat eden yolcular için ilk tercih olmayı, benzersiz bir seyahat deneyimi sunmayı ve Riyad'ın 2030 yılına kadar Suudi Arabistan'ı dünya çapında 100'den fazla destinasyona bağlayan küresel bir geçit olarak konumunu pekiştirmeyi hedeflediği belirtildi.


Suudi Arabistan, İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskını kınadı

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskını kınadı

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)

Suudi Arabistan, işgal güçlerinin koruması altında İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskını kınadı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Kudüs'ün ve kutsal mekanlarının tarihi ve hukuki statüsünü zedeleyecek her türlü eylemi kategorik olarak reddettiğini yineledi.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma, Filistin'deki kutsal mekanlara ve masum sivillere yönelik ciddi ve devam eden ihlallerinden dolayı İsrail işgal makamlarını sorumlu tutma çağrısında bulundu.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah yoğun güvenlik koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenledi. Hamas bu hareketi ‘kasıtlı provokasyon’ olarak nitelendirerek kınadı.

Bir videoda Ben-Gvir, Gazze Şeridi'ndeki savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından iki yıl sonra İsrail'in Tapınak Tepesi'nde ‘zafer kazandığını’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel’den aktardığına göre Ben-Gvir'in ofisi, onun ‘savaşta zafer, Hamas'ın yok edilmesi ve rehinelerin geri dönmesi’ için dua etmek üzere Mescid-i Aksa’ya gittiğini açıkladı.

Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi tarafından yayınlanan bir videoda Ben-Gvir’in, “Gazze Şeridi'ndeki her evde Tapınak Tepesi'nin (Mescid-i Aksa) bir resmi var. Bugün, 7 Ekim saldırısından iki yıl sonra, Tapınak Tepesi'nde zafer kazandık. Tapınak Tepesi'nin sahipleri biziz” dediği duyuldu.

Görgü tanıkları, Ben-Gvir liderliğindeki yerleşimcilerin Meğaribe Kapısı'ndan Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenlediklerini, provokatif hareketler yaptıklarını ve Talmud ayinleri gerçekleştirdiklerini bildirdi. Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre bu olaylar, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk geldi.

WAFA'nın bildirdiğine göre, İsrail ordusu yetkilileri Yahudi bayramlarını Kudüs kentinde gerilimi artırmak amacıyla kullanıyor. Bu durum, kutsal kente yönelik baskınları meşrulaştırmak, kentin girişlerini kapatmak, Kudüs’ü çevresinden izole ederek adeta bir askerî kışlaya çevirmek, Filistinlilerin girişini engellemek, ibadet edenlere ve nöbet tutanlara yönelik baskı ve saldırılarda bulunmak, yerleşimcilere ise bölgeyi ihlal edip Talmud ayinlerini gerçekleştirmeleri için tam koruma sağlamak ve mescidin içinde varlıklarını dayatmak şeklinde tezahür ediyor.

Ben-Gvir daha önce de defalarca Mescid-i Aksa'nın avlusuna girmişti. Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Yahudi Gücü Partisi’nin liderliğini yapan Ben-Gvir, İsrail tarihinin en sağcı koalisyon hükümetlerinden birinin kurulmasında Başbakan Binyamin Netanyahu’ya destek vermeden önce de radikal tutumlarıyla tanınıyordu. Ayrıca Ben-Gvir, Hamas tamamen yok edilmediği takdirde Netanyahu hükümetinden çekilmekle tehdit etmişti.

Aşırı görüşleri ve kışkırtıcı eylemleriyle tanınan Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa'nın avlusuna yönelik baskınları, Filistinliler ve Arap ülkeleri tarafından kınanıyor.

On yıllardır devam eden ‘statüko’ düzenlemesi uyarınca, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Mescid-i Aksa'nın tüm idaresinden sorumlu. Yahudilerin Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmesine izin veriliyor, ancak orada ibadet etmelerine izin verilmiyor.

Ben-Gvir daha önce bu kurallara itiraz ederek Mescid-i Aksa'da ibadet etmiş, bunun üzerine Netanyahu, İsrail'in buradaki statükoya bağlı olduğunu belirten açıklamalar yapmıştı.

İsrail'in Mescid-i Aksa'daki kuralları değiştireceği yönündeki öneriler, Müslüman dünyasında öfkeye yol açmış ve geçmişte şiddete neden olmuştu.

Hamas kınadı

Hamas, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa avlusuna ‘baskın’ düzenlemesini kınayarak, bunu ‘kasıtlı bir provokasyon’ olarak nitelendirdi. Hamas tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bugün, işgal bakanı Itamar Ben-Gvir, yerleşimcileri yönlendirerek kutsal Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Bu kasıtlı provokatif hareket, işgal hükümetini yöneten faşist zihniyeti yansıtıyor ve Mescid-i Aksa'nın kutsallığını ve dünyadaki Müslümanların duygularını kasıtlı olarak ihlal ediyor.”

Bu açıklamalar, İsrail ve Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kalan tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve savaşın sona erdirilmesi için Mısır'da dolaylı müzakereler yürüttüğü süreçte geldi.

Öte yandan bugün Batı Şeria'nın güneyindeki El Halil'in batısında bulunan Terkumiya kasabasında 24 yaşındaki bir adam gerçek mermiyle vuruldu ve yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

İsrail işgal güçleri ayrıca, bugün şafak vakti Ramallah'ın batısındaki Beyt Ur et-Tahta köyünden bir genci gözaltına aldı. Güvenlik kaynakları WAFA'ya, İsrail ordusunun 19 yaşındaki Ahmed Muhammed Cadallah'ı ailesinin evine baskın düzenleyip evi talan ettikten sonra gözaltına aldığını bildirdi.

Ürdün'ün kınaması

Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.

Şarku’l Avsat’ın Ürdün resmi haber ajansı PETRA’dan aktardığına göre bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.

Bakanlık Sözcüsü Fuad el-Mecali, ‘Ürdün’ün, aşırılık yanlısı bakan tarafından gerçekleştirilen ve işgalci polis tarafından kolaylaştırılan baskınları kesin bir şekilde reddettiğini ve şiddetle kınadığını’ belirtti. El-Mecali, bu baskınları, ‘Mescid-i Aksa’daki mevcut tarihi ve hukuki statükoya açık bir ihlal, kutsal mabedin zamansal ve mekânsal olarak bölünmesine yönelik bir girişim ve kutsallığına yönelik bir saygısızlık’ olarak niteledi. El-Mecali, Kudüs’teki kutsal mekânlara yönelik ‘kışkırtıcı ve yasa dışı ihlallerin sürmesinin doğuracağı sonuçlara’ karşı uyarıda bulunarak, İsrail'den ‘bu ihlallere ve İsrail hükümetindeki aşırı sağcıların yürüttüğü tüm kışkırtıcı uygulamalara son vermesini’ talep etti. El-Mecali, bu uygulamaların, İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria’da tehlikeli ve tek taraflı yasa dışı adımları sürdürme politikasının bir parçası olduğunu ifade etti.

Açıklamada, ‘Mescid-i Aksa'nın 144 dönümlük alanının tamamının Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin, mabedin işlerini yürütme ve girişleri düzenleme konusunda yegâne yasal yetkili kurum olduğu yönündeki vurgu’ yinelendi.


Hamas ile İsrail arasında Şarm eş-Şeyh'te devam eden müzakerelere Katar, ABD ve Türkiye'den yeni heyetler katılıyor

İsrail'in Gazze'ye saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in Gazze'ye saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

Hamas ile İsrail arasında Şarm eş-Şeyh'te devam eden müzakerelere Katar, ABD ve Türkiye'den yeni heyetler katılıyor

İsrail'in Gazze'ye saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail'in Gazze'ye saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)

Katar, ABD ve Türkiye heyetleri bugün, Şarm eş-Şeyh'te Hamas ile İsrail arasında Gazze Şeridi'ndeki rehinelerin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmak amacıyla yapılan dolaylı görüşmelere katılacak. Bu görüşmeler, üçüncü yılına giren savaşı sona erdirmek için ABD'nin önerdiği planın bir parçası.

Hamas ve İsrail, ABD Başkanı Donald Trump'ın önerdiği 20 maddelik planın bir parçası olarak Hamas'ın Filistinli mahkûmların serbest bırakılması karşılığında rehineleri serbest bırakmayı kabul etmesinin ardından pazartesi günü Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde görüşmelere başladı.

degr
İsrail ile Hamas arasındaki savaş sırasında İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'ya düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (AP)

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Trump'ın damadı Jared Kushner, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın bugün görüşmelere katılacak.

Trump dün, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılması için ‘gerçek bir fırsat’ olduğunu söyledi.

Trump, Oval Ofis'te gazetecilere verdiği demeçte, “Bir şeyler yapmak için gerçek bir fırsat var. Bence Ortadoğu'da barışın sağlanması mümkün, bu Gazze'deki durumun da ötesinde bir şey. Rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Trump, Hamas ve İsrail'in savaşı sona erdirmek amacıyla ateşkes üzerinde anlaşması halinde, ülkesinin ‘tüm tarafların anlaşmaya uymasını sağlamak için elinden geleni yapacağını’ vurguladı.

drfgt
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

Hamas, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve felaket niteliğinde bir insani krize neden olan savaşın kesin olarak sona erdirileceğine dair garantiler verilmesi gerektiğini belirtti.

Geçtiğimiz eylül ayında Katar'ın başkentini hedef alan İsrail hava saldırılarında suikast girişiminden kurtulan hareketin baş müzakerecisi Halil el-Hayye, Hamas'ın ‘Başkan Donald Trump ve destekçi ülkelerden savaşın sonsuza kadar sona ereceğine dair garanti istediğini’ duyurdu.

sdfr
Gazze Şeridi'ndeki Hamas liderlerinden Halil el-Hayye (Arşiv – AP)

El-Hayye dün Kahire el-İhbariyye televizyonuna verdiği demeçte, “İsrail işgalini yaşadık ve ona bir an bile güvenmiyoruz” dedi.

El-Hayye, “Tarih boyunca İsrail işgali sözlerini tutmadı. Bu yüzden Başkan Trump ve destekçi ülkelerden gerçek garantiler istiyoruz... Savaşı sona erdirmek için tüm olumlu adımları atmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

‘Kader günleri’

Trump'ın planı, ateşkes, Hamas'ın tüm rehineleri serbest bırakması, hareketin silahsızlandırılması ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.

Hamas, rehineleri serbest bırakmayı ve Gazze Şeridi'ni Filistinlilerden oluşan bir organın yönetmesine izin vermeyi kabul ettiğini doğruladı, ancak silahsızlanma konusuna değinmedi ve planın Gazze Şeridi’nin geleceği ile ilgili hükümlerinin incelenmesi gerektiğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise planı desteklediğini belirterek, planın İsrail'in savaştaki hedeflerine ulaşmasını sağladığını ifade etti.

Müzakerelere yakın bir Filistinli kaynak, AFP'ye verdiği demeçte, Şarm eş-Şeyh'teki görüşmelerde Hamas'ın ‘İsrail tarafının geri çekilme için sunduğu ön haritaları, esir takası mekanizmasını ve zaman çizelgesini’ tartıştığını bildirdi.

Kaynak, ‘Hamas’ın, rehinelerin teslim tarihlerini İsrail'in çekilme tarihleriyle ilişkilendirme konusunda ısrarcı’ olduğunu açıkladı.

Netanyahu dün, 7 Ekim saldırısının ikinci yıldönümünde yaptığı konuşmada, Hamas'ın elinde tuttuğu tüm rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamakla başlayarak Gazze Şeridi'ndeki savaşın tüm hedeflerine ulaşma sözü verdi.

Netanyahu, “Kader belirleyici ve kararlı günler yaşıyoruz. Savaşın tüm hedeflerine ulaşmak için çalışmaya devam edeceğiz; kaçırılanların geri getirilmesi, Hamas'ın iktidarının ortadan kaldırılması ve Gazze Şeridi'nin bir daha asla İsrail için tehdit oluşturmamasının sağlanması” şeklinde konuştu.

Diğer yandan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün yaptığı açıklamada, müzakerelerin anlaşmanın ‘ilk aşamasını’ (rehinelerin serbest bırakılması, yardımların ulaştırılması ve Filistinli mahkûmların serbest bırakılması için gerekli koşulların yaratılması) uygulamayı amaçladığını belirtti.

fert
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eylül ayı ortasında Kudüs'ü ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile düzenlediği ortak basın toplantısında (AP)

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız askerî harekâtını sürdürerek bölgenin enkaza dönmesine neden olurken, savaşı sona erdirmek için uluslararası baskı önemli ölçüde artıyor. On binlerce Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden olan bu durum, felaket boyutunda bir insani krize yol açarak Birleşmiş Milletler'in (BM) kıtlık ilan etmesine neden oldu.

BM tarafından görevlendirilen bağımsız bir soruşturma komisyonu geçtiğimiz ay, İsrail'i Gazze Şeridi'nde soykırım yapmakla suçlarken, insan hakları grupları da Hamas'ı saldırısı sırasında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı. Her iki taraf da suçlamaları reddediyor.