Suudi Arabistan, İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskını kınadı

Uluslararası topluma, işgalci yetkilileri ciddi ve devam eden ihlallerinden sorumlu tutma çağrısında bulundu

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskını kınadı

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Reuters)

Suudi Arabistan, işgal güçlerinin koruması altında İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskını kınadı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Kudüs'ün ve kutsal mekanlarının tarihi ve hukuki statüsünü zedeleyecek her türlü eylemi kategorik olarak reddettiğini yineledi.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma, Filistin'deki kutsal mekanlara ve masum sivillere yönelik ciddi ve devam eden ihlallerinden dolayı İsrail işgal makamlarını sorumlu tutma çağrısında bulundu.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah yoğun güvenlik koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenledi. Hamas bu hareketi ‘kasıtlı provokasyon’ olarak nitelendirerek kınadı.

Bir videoda Ben-Gvir, Gazze Şeridi'ndeki savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından iki yıl sonra İsrail'in Tapınak Tepesi'nde ‘zafer kazandığını’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel’den aktardığına göre Ben-Gvir'in ofisi, onun ‘savaşta zafer, Hamas'ın yok edilmesi ve rehinelerin geri dönmesi’ için dua etmek üzere Mescid-i Aksa’ya gittiğini açıkladı.

Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi tarafından yayınlanan bir videoda Ben-Gvir’in, “Gazze Şeridi'ndeki her evde Tapınak Tepesi'nin (Mescid-i Aksa) bir resmi var. Bugün, 7 Ekim saldırısından iki yıl sonra, Tapınak Tepesi'nde zafer kazandık. Tapınak Tepesi'nin sahipleri biziz” dediği duyuldu.

Görgü tanıkları, Ben-Gvir liderliğindeki yerleşimcilerin Meğaribe Kapısı'ndan Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenlediklerini, provokatif hareketler yaptıklarını ve Talmud ayinleri gerçekleştirdiklerini bildirdi. Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre bu olaylar, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk geldi.

WAFA'nın bildirdiğine göre, İsrail ordusu yetkilileri Yahudi bayramlarını Kudüs kentinde gerilimi artırmak amacıyla kullanıyor. Bu durum, kutsal kente yönelik baskınları meşrulaştırmak, kentin girişlerini kapatmak, Kudüs’ü çevresinden izole ederek adeta bir askerî kışlaya çevirmek, Filistinlilerin girişini engellemek, ibadet edenlere ve nöbet tutanlara yönelik baskı ve saldırılarda bulunmak, yerleşimcilere ise bölgeyi ihlal edip Talmud ayinlerini gerçekleştirmeleri için tam koruma sağlamak ve mescidin içinde varlıklarını dayatmak şeklinde tezahür ediyor.

Ben-Gvir daha önce de defalarca Mescid-i Aksa'nın avlusuna girmişti. Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Yahudi Gücü Partisi’nin liderliğini yapan Ben-Gvir, İsrail tarihinin en sağcı koalisyon hükümetlerinden birinin kurulmasında Başbakan Binyamin Netanyahu’ya destek vermeden önce de radikal tutumlarıyla tanınıyordu. Ayrıca Ben-Gvir, Hamas tamamen yok edilmediği takdirde Netanyahu hükümetinden çekilmekle tehdit etmişti.

Aşırı görüşleri ve kışkırtıcı eylemleriyle tanınan Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa'nın avlusuna yönelik baskınları, Filistinliler ve Arap ülkeleri tarafından kınanıyor.

On yıllardır devam eden ‘statüko’ düzenlemesi uyarınca, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Mescid-i Aksa'nın tüm idaresinden sorumlu. Yahudilerin Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmesine izin veriliyor, ancak orada ibadet etmelerine izin verilmiyor.

Ben-Gvir daha önce bu kurallara itiraz ederek Mescid-i Aksa'da ibadet etmiş, bunun üzerine Netanyahu, İsrail'in buradaki statükoya bağlı olduğunu belirten açıklamalar yapmıştı.

İsrail'in Mescid-i Aksa'daki kuralları değiştireceği yönündeki öneriler, Müslüman dünyasında öfkeye yol açmış ve geçmişte şiddete neden olmuştu.

Hamas kınadı

Hamas, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa avlusuna ‘baskın’ düzenlemesini kınayarak, bunu ‘kasıtlı bir provokasyon’ olarak nitelendirdi. Hamas tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bugün, işgal bakanı Itamar Ben-Gvir, yerleşimcileri yönlendirerek kutsal Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Bu kasıtlı provokatif hareket, işgal hükümetini yöneten faşist zihniyeti yansıtıyor ve Mescid-i Aksa'nın kutsallığını ve dünyadaki Müslümanların duygularını kasıtlı olarak ihlal ediyor.”

Bu açıklamalar, İsrail ve Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kalan tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve savaşın sona erdirilmesi için Mısır'da dolaylı müzakereler yürüttüğü süreçte geldi.

Öte yandan bugün Batı Şeria'nın güneyindeki El Halil'in batısında bulunan Terkumiya kasabasında 24 yaşındaki bir adam gerçek mermiyle vuruldu ve yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

İsrail işgal güçleri ayrıca, bugün şafak vakti Ramallah'ın batısındaki Beyt Ur et-Tahta köyünden bir genci gözaltına aldı. Güvenlik kaynakları WAFA'ya, İsrail ordusunun 19 yaşındaki Ahmed Muhammed Cadallah'ı ailesinin evine baskın düzenleyip evi talan ettikten sonra gözaltına aldığını bildirdi.

Ürdün'ün kınaması

Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.

Şarku’l Avsat’ın Ürdün resmi haber ajansı PETRA’dan aktardığına göre bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.

Bakanlık Sözcüsü Fuad el-Mecali, ‘Ürdün’ün, aşırılık yanlısı bakan tarafından gerçekleştirilen ve işgalci polis tarafından kolaylaştırılan baskınları kesin bir şekilde reddettiğini ve şiddetle kınadığını’ belirtti. El-Mecali, bu baskınları, ‘Mescid-i Aksa’daki mevcut tarihi ve hukuki statükoya açık bir ihlal, kutsal mabedin zamansal ve mekânsal olarak bölünmesine yönelik bir girişim ve kutsallığına yönelik bir saygısızlık’ olarak niteledi. El-Mecali, Kudüs’teki kutsal mekânlara yönelik ‘kışkırtıcı ve yasa dışı ihlallerin sürmesinin doğuracağı sonuçlara’ karşı uyarıda bulunarak, İsrail'den ‘bu ihlallere ve İsrail hükümetindeki aşırı sağcıların yürüttüğü tüm kışkırtıcı uygulamalara son vermesini’ talep etti. El-Mecali, bu uygulamaların, İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria’da tehlikeli ve tek taraflı yasa dışı adımları sürdürme politikasının bir parçası olduğunu ifade etti.

Açıklamada, ‘Mescid-i Aksa'nın 144 dönümlük alanının tamamının Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin, mabedin işlerini yürütme ve girişleri düzenleme konusunda yegâne yasal yetkili kurum olduğu yönündeki vurgu’ yinelendi.



Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
TT

Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, Beyaz Saray'da ABD Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Vekili Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Higseth ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya geldi.

Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkileri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönleri gözden geçirildi, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, ortak ilgi alanları ve bunların çözümüne yönelik çabalar ele alındı.

Toplantıya Suudi Arabistan tarafından ABD Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Savunma Bakanı İstihbarat Danışmanı Hişam bin Saif katıldı. Amerikan tarafında da çok sayıda üst düzey yetkili toplantıda hazır bulundu.


Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, bölgede ve dünyada güvenliğin sağlanması çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu bugün gerçekleşen toplantıda, ülkenin bölge ve dünyada güvenlik ile istikrarın sağlanmasına yönelik çabalara verdiği sürekli desteği bir kez daha teyit etti. Başkent Riyad’da, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında gerçekleştirilen oturumda, güncel gelişmeler ile bölgesel ve uluslararası alandaki son durum görüşüldü.

Toplantının başında Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu’na, Malezya Kralı Sultan İbrahim İskender ile gerçekleştirdiği görüşmenin sonuçları hakkında bilgi verdi. Görüşmede, iki ülke arasındaki iş birliğinin farklı alanlarda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi konuları ele alındı.

Suudi Arabistan Devlet Bakanı Dr. İsam bin Saad, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, devletin ilgili tüm kurumlarıyla hac, umre ve ziyaret hizmetlerine gösterdiği özen ve ilgiyi değerlendirdiklerini belirtti. Saad, Kral Selman bin Abdulaziz’in 1447 Hac Konferansı ve Fuarı’nda yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın iki kutsal caminin hizmetinde çabalarını sürdürme, hacı ve umre ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunma, bu hizmetleri sürekli geliştirme ve iyileştirme kararlılığını vurguladığını hatırlattı.

Bakanlar Kurulu, Kral Abdulaziz Vakfı tarafından ilk kez düzenlenen Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’nu da takdirle karşıladı. Etkinliğin, kurucu lider Kral Abdulaziz Al Suud döneminden bu yana Krallığın ve liderliğinin Haremeyn’e hizmet konusundaki çabalarını gözler önüne serdiği belirtildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. Bu başarının, Vizyon 2030 hedeflerini desteklediği vurgulandı.

Toplantıda ayrıca, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen ve 57 ülkeden 3 bin sporcunun katıldığı 6. İslami Dayanışma Oyunları’na da değinildi. Etkinliğin, sporu İslam kardeşliğini güçlendiren, barış, sevgi ve centilmenlik ruhunu pekiştiren bir araç olarak öne çıkardığı ifade edildi.

rgt
Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan 16 sağlıklı şehirle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika bölgesinde ilk sırada yer almasını, insan sağlığını kalkınmanın merkezine koyma ve önleyici sağlık anlayışını yerleştirme taahhüdünün bir göstergesi olarak değerlendirdi. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Riyad’da düzenlenen Biban 2025 Forumu’nda, girişimciliği desteklemek ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümesini teşvik etmek amacıyla 38 milyar riyali aşan anlaşma ve girişimlerin imzalanmasını memnuniyetle karşıladı.

Bakanlar Kurulu, Dünya Bankası’nın yayımladığı raporda yer alan ve Suudi Arabistan’da eğitim kalitesinin değerlendirme, ölçme ve ulusal programlar aracılığıyla iyileştirildiğini ortaya koyan bulguların, devletin eğitime verdiği önemin bir yansıması olduğunu vurguladı. Bakanlar Kurulu, eğitimin, insan kapasitesinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin desteklenmesi açısından temel bir unsur olduğunu ifade etti.

Toplantıda, Şura Meclisi’nin katkıda bulunduğu konuların yanı sıra, Ekonomik ve Kalkınma İşleri Konseyi, Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Uzmanlar Heyeti’nin sonuç raporları da değerlendirildi.

Bakanlar Kurulu bir dizi karar da aldı. Bu kapsamda, Kültür Bakanı’na Çatışma Bölgelerinde Kültürel Mirası Koruma İttifakı (ALIPH) ile Riyad’da bölgesel bir ofis kurulmasına ilişkin müzakerelerde bulunma ve anlaşmayı imzalama yetkisi verildi. Ayrıca, Kültür Bakanlığı ile Nijerya Sanat, Kültür, Turizm ve Yaratıcı Ekonomi Bakanlığı arasında kültürel iş birliği mutabakat zaptı hazırlanması ve imzalanması için de yetki verildi.

Eğitim Bakanı’na da Bahreyn Eğitim Bakanlığı ile bilimsel ve eğitimsel iş birliği mutabakatı imzalanmasına yönelik görüşmeleri yürütme yetkisi tanındı.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan ile Suriye arasında enerji alanında iş birliği yapılmasını öngören mutabakat zaptını, Uluslararası Su Örgütü’nün kuruluş tüzüğünü ve Asya Olimpiyat Konseyi (OCA) ile Suudi Arabistan Olimpiyat ve Paralimpik Komitesi arasındaki anlaşmayı onayladı.

zsad
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Adalet Bakanlığı ile ABD Adalet Bakanlığı arasında yargı alanında iş birliğini öngören mutabakat zaptını onayladı. Ayrıca, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile İspanya Ekonomi, Ticaret ve İş Bakanlığı arasında ekonomik iş birliğine dair mutabakat zaptı ve Suudi Arabistan Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü ile ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne bağlı Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü arasında iş birliği anlaşmasını da kabul etti.

Bakanlar Kurulu ayrıca, coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin yasayı ve iki deniz koruma alanının oluşturulmasını onayladı.


COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
TT

COP30 bugün başlıyor... Trump, Şi ve Modi'nin yokluğu zorluklar doğuruyor

Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren kadınlar (AFP)

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) bugün Amazon yağmur ormanlarının kapısı olan Brezilya'nın Belem kentinde başlıyor.

Konferans, iklim değişikliğini ‘büyük bir aldatmaca’ olarak nitelendiren ABD Başkanı Donald Trump'ın yanı sıra, ülkelerini temsil etmek üzere heyetler gönderen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi önemli liderlerin yokluğunda gerçekleştiriliyor.

Avrupalı liderler, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve gelişmekte olan ülkelere finansman sağlamak için COP30'da bir araya gelirken, dünyanın en büyük kirleticileri Belem'deki zirveye katılmayacak. ABD ise konferansı tamamen görmezden geldi. Öyle ki Washington'dan hiçbir temsilci zirveye katılmayacak.

Washington’un yokluğu, Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin ardından beklenen bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu anlaşma, dünya liderlerinin 1990 yılı seviyelerine kıyasla küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamayı taahhüt ettiği bir çerçeveyi öngörüyordu.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de konferansa katılmayacak, ancak yardımcısı Ding Xuexiang Pekin'i temsil edecek. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise ülkesini temsil etme görevini Brezilya Büyükelçisi Dinesh Bhatia'ya verdi.

Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi’nin (Joint Research Center – JRC) 2024 verilerine göre, Çin (yüzde 29,2), ABD (yüzde 11,1) ve Hindistan (yüzde 8,2) küresel emisyonların neredeyse yarısını oluştururken, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin payı sadece yüzde 5,9.

zs
Belem'deki Estaçao das Docas turistik limanında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın afişiyle fotoğraf çektiren bir turist (AFP)

Bu eksiklik, küresel iklim eylemine verilen desteğin azalacağı endişelerini beraberinde getiriyor. Buna rağmen, organizatörler ve analistler bu oturumu ‘uygulama konferansı’ olarak nitelendiriyor; çünkü önceki taahhütlerin somut eylemlere dönüştürülmesine odaklanılıyor.

Kolombiya ve Şili liderleri, iklim bilimini reddettiği için Trump'ı yalancı olarak nitelendirdi. Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, iklim değişikliğine yönelik siyasi desteğin azaldığını kabul etti. Eskiden bu konunun uluslararası ve ulusal düzeyde birleştirici bir konu olduğunu, ‘ancak ne yazık ki bugün bu konsensüsün ortadan kalktığını’ söyledi.

Amazonlar gündemde

Amazonların kapısı olan Belem'de konferansa ev sahipliği yapmak, iklim değişikliğiyle mücadelede yerli halkların ve ormanların korunmasının rolünü vurgulamak için stratejik bir hamle. Geçen yılki zirveye sadece 170 yerli delegenin katıldığı konferansa bu yıl 3 binden fazla yerli delegenin katılması bekleniyor.

Olumlu bir adım olarak, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Sonsuza Kadar Tropikal Orman Fonu’nu (Tropical Forests Forever Facility) başlatacağını duyurdu. Bu fon, tropik ormanların korunmasını finanse etmek için 125 milyar dolar toplamayı hedefliyor ve ağaçların kesilmesinden ziyade korunmasının daha kârlı olmasını sağlayacak bir mekanizma sunuyor.

Paris Anlaşması'nın gözden geçirilmesi

COP30, küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlamayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması'nın onuncu yıldönümünde düzenleniyor. Ancak veriler, gezegenin yıllık sıcaklığının sadece son on yılda yaklaşık 0,46 santigrat derece arttığını gösteriyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, eylemdeki gecikmenin ‘ahlaki bir başarısızlık ve ölümcül bir ihmal’ olduğunu vurguluyor; çünkü 1,5 santigrat derece hedefinin aşılması giderek daha olası hâle gelmiş durumda, buna rağmen yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş önemli bir ilerleme olarak kaydediliyor.

Geçtiğimiz yıl Bakü'de düzenlenen COP29’u temel alan Küresel Güney, dünyanın en zengin ülkeleri tarafından yılda en az 1,3 trilyon dolar ayrılmasını talep ediyor.

Geçen yıl, en gelişmiş ekonomiler iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için yıllık 300 milyar dolar tahsis etme sözü verdiler. Ancak, gelişmekte olan ülkeler bu miktarı yetersiz buldu.