Suudi Arabistan, işgal güçlerinin koruması altında İsrailli yetkililer ve yerleşimciler tarafından Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskını kınadı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Kudüs'ün ve kutsal mekanlarının tarihi ve hukuki statüsünü zedeleyecek her türlü eylemi kategorik olarak reddettiğini yineledi.
Suudi Arabistan, uluslararası topluma, Filistin'deki kutsal mekanlara ve masum sivillere yönelik ciddi ve devam eden ihlallerinden dolayı İsrail işgal makamlarını sorumlu tutma çağrısında bulundu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah yoğun güvenlik koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenledi. Hamas bu hareketi ‘kasıtlı provokasyon’ olarak nitelendirerek kınadı.
Bir videoda Ben-Gvir, Gazze Şeridi'ndeki savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından iki yıl sonra İsrail'in Tapınak Tepesi'nde ‘zafer kazandığını’ söyledi.
Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel’den aktardığına göre Ben-Gvir'in ofisi, onun ‘savaşta zafer, Hamas'ın yok edilmesi ve rehinelerin geri dönmesi’ için dua etmek üzere Mescid-i Aksa’ya gittiğini açıkladı.
Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi tarafından yayınlanan bir videoda Ben-Gvir’in, “Gazze Şeridi'ndeki her evde Tapınak Tepesi'nin (Mescid-i Aksa) bir resmi var. Bugün, 7 Ekim saldırısından iki yıl sonra, Tapınak Tepesi'nde zafer kazandık. Tapınak Tepesi'nin sahipleri biziz” dediği duyuldu.
Görgü tanıkları, Ben-Gvir liderliğindeki yerleşimcilerin Meğaribe Kapısı'ndan Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenlediklerini, provokatif hareketler yaptıklarını ve Talmud ayinleri gerçekleştirdiklerini bildirdi. Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre bu olaylar, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk geldi.
WAFA'nın bildirdiğine göre, İsrail ordusu yetkilileri Yahudi bayramlarını Kudüs kentinde gerilimi artırmak amacıyla kullanıyor. Bu durum, kutsal kente yönelik baskınları meşrulaştırmak, kentin girişlerini kapatmak, Kudüs’ü çevresinden izole ederek adeta bir askerî kışlaya çevirmek, Filistinlilerin girişini engellemek, ibadet edenlere ve nöbet tutanlara yönelik baskı ve saldırılarda bulunmak, yerleşimcilere ise bölgeyi ihlal edip Talmud ayinlerini gerçekleştirmeleri için tam koruma sağlamak ve mescidin içinde varlıklarını dayatmak şeklinde tezahür ediyor.
Ben-Gvir daha önce de defalarca Mescid-i Aksa'nın avlusuna girmişti. Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Yahudi Gücü Partisi’nin liderliğini yapan Ben-Gvir, İsrail tarihinin en sağcı koalisyon hükümetlerinden birinin kurulmasında Başbakan Binyamin Netanyahu’ya destek vermeden önce de radikal tutumlarıyla tanınıyordu. Ayrıca Ben-Gvir, Hamas tamamen yok edilmediği takdirde Netanyahu hükümetinden çekilmekle tehdit etmişti.
Aşırı görüşleri ve kışkırtıcı eylemleriyle tanınan Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa'nın avlusuna yönelik baskınları, Filistinliler ve Arap ülkeleri tarafından kınanıyor.
On yıllardır devam eden ‘statüko’ düzenlemesi uyarınca, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Mescid-i Aksa'nın tüm idaresinden sorumlu. Yahudilerin Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmesine izin veriliyor, ancak orada ibadet etmelerine izin verilmiyor.
Ben-Gvir daha önce bu kurallara itiraz ederek Mescid-i Aksa'da ibadet etmiş, bunun üzerine Netanyahu, İsrail'in buradaki statükoya bağlı olduğunu belirten açıklamalar yapmıştı.
İsrail'in Mescid-i Aksa'daki kuralları değiştireceği yönündeki öneriler, Müslüman dünyasında öfkeye yol açmış ve geçmişte şiddete neden olmuştu.
Hamas kınadı
Hamas, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa avlusuna ‘baskın’ düzenlemesini kınayarak, bunu ‘kasıtlı bir provokasyon’ olarak nitelendirdi. Hamas tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bugün, işgal bakanı Itamar Ben-Gvir, yerleşimcileri yönlendirerek kutsal Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Bu kasıtlı provokatif hareket, işgal hükümetini yöneten faşist zihniyeti yansıtıyor ve Mescid-i Aksa'nın kutsallığını ve dünyadaki Müslümanların duygularını kasıtlı olarak ihlal ediyor.”
Bu açıklamalar, İsrail ve Hamas'ın Gazze Şeridi'nde kalan tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve savaşın sona erdirilmesi için Mısır'da dolaylı müzakereler yürüttüğü süreçte geldi.
Öte yandan bugün Batı Şeria'nın güneyindeki El Halil'in batısında bulunan Terkumiya kasabasında 24 yaşındaki bir adam gerçek mermiyle vuruldu ve yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
İsrail işgal güçleri ayrıca, bugün şafak vakti Ramallah'ın batısındaki Beyt Ur et-Tahta köyünden bir genci gözaltına aldı. Güvenlik kaynakları WAFA'ya, İsrail ordusunun 19 yaşındaki Ahmed Muhammed Cadallah'ı ailesinin evine baskın düzenleyip evi talan ettikten sonra gözaltına aldığını bildirdi.
Ürdün'ün kınaması
Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.
Şarku’l Avsat’ın Ürdün resmi haber ajansı PETRA’dan aktardığına göre bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.
Bakanlık Sözcüsü Fuad el-Mecali, ‘Ürdün’ün, aşırılık yanlısı bakan tarafından gerçekleştirilen ve işgalci polis tarafından kolaylaştırılan baskınları kesin bir şekilde reddettiğini ve şiddetle kınadığını’ belirtti. El-Mecali, bu baskınları, ‘Mescid-i Aksa’daki mevcut tarihi ve hukuki statükoya açık bir ihlal, kutsal mabedin zamansal ve mekânsal olarak bölünmesine yönelik bir girişim ve kutsallığına yönelik bir saygısızlık’ olarak niteledi. El-Mecali, Kudüs’teki kutsal mekânlara yönelik ‘kışkırtıcı ve yasa dışı ihlallerin sürmesinin doğuracağı sonuçlara’ karşı uyarıda bulunarak, İsrail'den ‘bu ihlallere ve İsrail hükümetindeki aşırı sağcıların yürüttüğü tüm kışkırtıcı uygulamalara son vermesini’ talep etti. El-Mecali, bu uygulamaların, İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria’da tehlikeli ve tek taraflı yasa dışı adımları sürdürme politikasının bir parçası olduğunu ifade etti.
Açıklamada, ‘Mescid-i Aksa'nın 144 dönümlük alanının tamamının Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin, mabedin işlerini yürütme ve girişleri düzenleme konusunda yegâne yasal yetkili kurum olduğu yönündeki vurgu’ yinelendi.