Sudan adım adım iç savaşa mı gidiyor?

Sudan adım adım iç savaşa mı gidiyor?
TT

Sudan adım adım iç savaşa mı gidiyor?

Sudan adım adım iç savaşa mı gidiyor?

Sudan güvenlik güçleri dün, Ömer el-Beşir ve hükümetinin istifasını talep eden bir belgeyi cumhurbaşkanlığına teslim etmek için başkent Hartum’un meydanlarını dolduran binlerce göstericiye karşı göz yaşartıcı gaz ve cop kullandı.
Doğu Afrika ülkesi Sudan, 19 Aralık 2018'den bu yana hayat pahalılığının protesto edildiği, başkent Hartum'un aralarında olduğu birçok vilayete yayılan gösterilere sahne oluyor.
Dün, güvenlik güçleri tarafından yapılan açıklamada, önceki protestolar sırasında tutuklananların çoğunun serbest bırakıldığı açıklandı. Cumhurbaşkanı Beşir ise yaptığı açıklamada, halkın çektiği ıstırabın farkında olduklarını belirterek, içinde yaşadıkları koşullara sabrettikleri için kendilerine teşekkür etti ve yakın zamanda bunların üstesinden geleceklerine dair söz verdi.
Beşir'den şeffaflık vurgusu
Beşir, ülkenin bağımsızlığının 63. Yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, “Bu zor aşamanın üstesinden gelmek üzereyiz” ifadesini kullandı. Muhaliflere ulusal diyaloğa katılma çağrısını yineleyen Beşir, 2020'deki seçimlerin şeffaflık ve dürüstlük atmosferi içinde gerçekleşeceğine dair söz verdi. Konuşması sırasında dış ilişkilere değinen Beşir, ülkenin yüksek ulusal çıkarlarına uygun olarak dengeli ilişkilerin muhafaza edilmesi gerektiğini söyledi. 
Dün binlerce kişi, protestolar için yapılan ikinci çağrının ardından Hartum'daki Arap pazarının yakınlarında bulunan bir meydanda toplandılar. Ancak yetkililer, bu büyük kalabalığın meydana gelmesinin öncesinde bölgeye asker konuşlandırdı. Perşembe ve Cuma günleri bölgedeki askerleri yoğunlaştıran hükümet yetkilileri, meydanı kapalı bir askeri kışla haline getirdi.
Protesto dalgasına katılım artıyor
Profesyonellerin Buluşması adı grubun üyelerinden Muhammed Naci el-Asam, dünkü protestoların beklentileri aştığını belirterek, protestolara katılan göstericilerin sayısının geçen Salı günü gerçekleştirilen protestolara katılanlardan daha fazla olduğunu söyledi. Vatandaşların bu katılımının rejimle yüzleşme isteklerine ve rejimin istifa etmesi hususundaki ısrarlarına işaret ettiğini kaydeden el-Asam, “Katılımcıların sayısının binlerce olduğu tahmin ediliyor fakat, karşılaştıkları büyük güçten dolayı ayrı ayrı gösterilerde bulunmak zorunda kaldılar” dedi.
Güvenlik güçlerinin sivillere yönelik aşırı şiddet ve gerçek mermi kullandığına dikkat çeken el-Asam, en az üç ciddi yaralanma vakasının gerçekleştiğini belirtti. Hartum'daki birçok bölgede yapılan protesto gösterileri hakkında konuşan el-Asam, söz konusu gösterilerin şehre giremeyenler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Ayrıca Nemra 2 ve el-Diyum mahallelerinde meydana gelen çatışmalara işaret ederek, Hartum’daki Kalakala ile Omdurman'ın Şankıti bölgelerinde oldukça şiddetli gösteriler gerçekleştirildiğini söyledi. Asam, Hartum'un farklı semtlerinde gerçekleştirilecek gece gösterilerinin hazırlıklarına devam edildiğini belirterek, ülkenin bağımsızlık günü ve yeni yıl kutlamaları ile eşzamanlı olarak bu protestoların yapılacağını açıkladı.
Ordu sokağa indi
Görgü tanıkları, farklı güvenlik birimlerinin Sudan başkentine konuşlandığını belirterek, Sudan ordusunun amblemlerini taşıyan araçların üzerindeki askeri güçlerin, güvenlik birimlerine katıldıklarını kaydettiler. Protestoların patlak vermesinden bu yana ilk kez gösterilerin bastırılması için ordunun dahil olduğuna tanık olunuyor.
Hartum'daki güvenlik güçleri, hafif zırhlı araçlar ile birlikte uçaksavarları ve ağır doçka silahları taşıyan araçları ana yol ayrımlarında, köprülerin etrafında ve stratejik yerlerin önünde konuşlandırdı. Ayrıca akşamın erken saatlerine kadar Abdurrahman Bey, el-Kasr, el-Hurriya ve el-Belediya sokaklarını trafiğe kapatıldı. Silahlı kişilerin, ellerindeki coplar ile birlikte iki sıra olacak şekilde ana caddeye dizildiklerine tanık olundu. Güvenlik güçlerinin Suk’ul-Zeheb bölgesinde ve eski Hartum camisinin çevresinde sıkı güvenlik önlemleri almasının ardından toplu taşıma araçları, yolcuları şehir merkezine bırakmak zorunda kaldı.
Şehir savaş alanına döndü
Güvenlik güçleri ile vatandaşlar arasında gerçekleşen dünkü çatışmalar şehri adeta savaş alanına çevirdi. Şehir, protestocuları dağıtmak için kullanılan göz yaşartıcı gazların kullanılmasıyla oluşan kalın bulutların gölgesinde kalırken, saatlerce süren vur-kaç mücadelesinde kullanılan gerçek mühimmatların sesleri uzak mesafelerden rahatlıkla duyuldu.
Görgü tanıkları, Hartum'un merkezinde ve çok sayıda caddede toplanan binlerce göstericinin, rejimin devrilmesi talebinde bulunan sloganlar attıklarını ve barışçıl bir şekilde hareket ettiklerini vurguladı. Tanıklar ayrıca, Darfur vatandaşlarının günler önce gerçekleşen tahrip eylemlerinden sorumlu tutulmaları girişimlerine cevap olarak, halkın kaderinin birliğini dile getirdikleri yeni sloganlar attılar. Görgü tanıklarının aktardığına göre göstericiler tarafından atılan sloganlar arasında “Ey ırkçı! Ey mağrur! Bütün ülke Darfur’dur” ifadeleri yer aldı.
Dünden bu yana grevde olan avukatlar da taleplerini dile getirdikleri pankartlar ile birlikte Arap Pazarı yakınlarındaki meydanda gerçekleştirilen protestolara katıldılar. Bu sırada rejimi kınayan ve açlık grevi ilan ettiklerini belirten pankartlar taşıyan avukatlar, Vad Medeni şehrinin en önemli sokaklarından birinde toplandılar. Bir görgü tanığı, avukatlar tarafından gerçekleştirilen açıklık grevi sırasında en az bir avukatın tutuklandığını kaydetti.
Çok sayıda protestocu tutuklandı
Muhalefet kaynakları, güvenlik güçlerinin dün yüzlerce protestocuyu tutukladığını belirtirken, tutuklular arasında muhalefet lideri Sadık el-Mehdi'nin kızı Zeynep'in de bulunduğu ifade edildi. Sadık el-Mehdi'nin oğlu Muhammed Ahmed ise iki gün önce yetkililer tarafından tutuklanmıştı. Buna karşılık, Sudan Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Hizmetleri, haklarında gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasının ardından tutukluların çoğunun serbest bırakıldığını ve geri kalanların ise soruşturmalarının devam ettiğini açıkladı.
Sudan muhalefet kaynakları tarafından yapılan açıklamada, muhalif güçlerin daha iyi bir şekilde koordine olmak amacıyla Sudan İntifadası Koordinasyonu adı altında bir merkez kurdukları kaydedildi. Açıklamada, söz konusu oluşumun rejimi devirmek için gerçekleştirilecek devrime inanan tüm siyasi oluşumlara açık olduğu belirtildi. Oluşumun koordinatörleri arasında Ulusal Güçler Koalisyonu, Nida Sudan, Sudanlı Profesyoneller Buluşması, İntifada Hareketi ve Cumhuriyetçi Parti bulunuyor.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.