Himalaya'nın zirvesindeki klasik müzik konseri dünya rekoru kırdı

Himalaya'nın zirvesindeki klasik müzik konseri dünya rekoru kırdı
TT

Himalaya'nın zirvesindeki klasik müzik konseri dünya rekoru kırdı

Himalaya'nın zirvesindeki klasik müzik konseri dünya rekoru kırdı

5 bin metre yüksekliğindeki Himalaya dağ geçidinde kuyruklu piyano çalan müzisyen, şimdiye dek en yüksek noktada verilmiş klasik müzik konseri dünya rekorunu kırdı.
41 yaşındaki Evelina De Lain, 90 dakikalık performansı boyunca Chopin’in No 2 in E flat major ve No 20 in C sharp minor noktürn’lerini çaldı.
Sanatçı ayrıca, Chopin’in “Raindrop” Op 28 No 15 adlı prelüd’ünü ve kendi solo albümü Soul Journey’den de besteler çaldı.
Challen piyanonun Hindistan’da Himalaya Dağları’ndaki Singela Dağ Geçidi’ne taşınması için müzisyene bir ekip eşlik etti. 
Concert in the Clouds (Bulutlarda Konser) adlı etkinlik, Kistik Fibrozis Vakfı için bağış topladı ve piyano yerel bir okula bağışlandı.
Müzisyen De Lain, 14 yıl önce kaslarında meydana gelen bir rahatsızlık nedeniyle ellerini düzgün bir şekilde oynatma yetisini kaybetmişti. De Lain, hızlandırılmış bir tedaviye başladıktan sonra nihayetinde ellerini tekrar kullanabilmeyi başardı.
Londra’da yaşayan müzisyen konserle ilgili olarak şunları söyledi:
“En yüksek noktadaki klasik müzik konserini gerçekleştirmeyi bırakın, milyon yıl geçse tekrar klasik piyano çalabileceğimi düşünemezdim.
Bu şimdiye dek yaptığım en zor şeylerden biriydi. Ama ben zorlu bir meydan okumadan çekinecek bir kişi değilim. Ve müziğimi bulutların arasında çalmamın istenmesi benim için bir onurdu. İnanılmaz soğuktu ama aslında soğuk rüzgâr kadar sorun değildi.
Rüzgârın kemiklerime işlediğini hissettim. Çok şiddetliydi.”
Aslen Ukraynalı olan De Lain, annesinin onu  klasik müzik çalmaya teşvik ettiğini ve bu müzik türünü ona sevdiren kişinin annesini olduğunu söyledi. Annesi 2017’de hayatını kaybettiğinde De Lain, Londra’nın Camden bölgesinde piyano tamiri yapan bir dükkânı bulunan Desmond Gentle’dan bir piyano satın aldı.
De Lain, “Bir piyano sandalyesi istiyordum ama sonra bu güzel kuyruklu piyanoyu gördüm” dedi.
“Rengi bejdi ve oldukça sıra dışıydı. Çalmaya başladım ve Desmond benim tarzıma bayıldı.”
“Böyle bir şeyin beni acımdan kurtaracağını ve odaklanabileceğim bir şey verebileceğini biliyordum” şeklinde konuştu.



Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
TT

Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)

Yeni bir araştırmaya göre tek bir psikoterapi seansı, şiddetli bel ağrısı çeken kişilere yıllarca rahatlama sağlayabilir.

The Lancet Rheumatology'de yayınlanan araştırma, bilişsel fonksiyonel terapinin (cognitive functional therapy/CFT) bel ağrısını en az üç yıl boyunca hafifletebildiğini gösteriyor.

Öngörülemeyen nüksetmeler ve ağrı ataklarıyla kendini gösteren kronik bir rahatsızlık olan bel ağrısı, dünya çapında engelliliğin önde gelen nedenlerinden biri.

Dünya çapında 600 milyondan fazla kişiyi etkilese ve 2050'ye kadar yaklaşık 840 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilse de çoğu tedavi yöntemi sadece düşük ila orta derecede iyileşme sağlıyor.

CFT, kronik bel ağrısının tedavisinde halihazırda ilk tercih edilen yöntem ancak faydalarının ne kadar etkili ve kalıcı olduğu henüz tam bilinmiyor.

Hastanın kronik ağrısıyla ilişkisini değiştirmeyi amaçlayan kişiselleştirilmiş bir yaklaşım olan CFT, ağrıya ve engelliliğe katkıda bulunan olumsuz bilişsel süreçleri, duyguları ve davranışları hedef alarak etki yaratıyor.

Son araştırma CFT'nin, bel ağrısından muzdarip kişilerde fiziksel aktiviteye katılımı üç yıla kadar etkili bir şekilde artırdığını gösteriyor.

Bilim insanları çalışmada Avustralya'da kronik bel ağrısı çeken yaklaşık 500 hastayı 8 seanslık normal bakım, CFT veya CFT'yle biofeedback tedavisi almak üzere rastgele gruplara ayırarak verilerini inceledi. Biofeedback tedavisi, kalp atış hızı gibi vücut fonksiyonlarını ölçmek ve hastanın bunları değiştirmesini sağlamak için sensörler kullanan bir teknik.

Normal bakım ise ağrı kesiciler, fizik tedavi veya masaj gibi, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından hastalara önerilen herhangi bir tedaviyi ifade ediyor.

Çalışma, CFT ve CFT'yle biofeedback alan hastaların fiziksel aktiviteye katılımlarında normal bakıma göre gelişmeler olduğunu ortaya koydu.

Üç yıl sonra sadece CFT ve CFT'yle biofeedback alanlar arasındaki farkın küçük olduğu ve kayda değer olmadığı bulundu.

Araştırmaya göre CFT alan kişiler ağrıya yönelik bakış açılarını değiştirebilir, hareket kalıpları ve yaşam tarzı iyileştirmeleri yoluyla kendi kendilerini yönetebilirler.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak CFT'nin bel ağrısı çekenler için fiziksel aktivite üzerinde uzun vadeli faydalar sağladığını ve müdahalenin yaygın olarak uygulanabilmesi halinde rahatsızlığı hafifletmek için bir fırsat sunduğunu söylüyor.

Çalışmada şu ifadeler yer alıyor: 

CFT kronik, engellilik yaratan bel ağrısından muzdarip kişilere, normal bakımdan çok daha düşük toplumsal maliyetle büyük ve sürekli iyileşmeler sağlayabilir.

Araştırmacılar, CFT'ye daha fazla erişilebilmesi ve yaygın olarak uygulanabilmesi için klinik tedavi uzmanı eğitiminin yaygınlaştırılması çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe