Kahire, Arap Birliği’ne dönmesi konusunda Şam’ı şu an yeterli görmüyor

Kahire, Arap Birliği’ne dönmesi konusunda Şam’ı şu an yeterli görmüyor
TT

Kahire, Arap Birliği’ne dönmesi konusunda Şam’ı şu an yeterli görmüyor

Kahire, Arap Birliği’ne dönmesi konusunda Şam’ı şu an yeterli görmüyor

Kahire,  Suriye'nin Arap Birliği'ne dönüşüne ilişkin dün dikkate değer bir siyasi değerlendirmede bulundu. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Şam yönetimine ülkenin güvenliği, istikrarı ve egemenliğinin korunması konusunda gereken adımları atması için çağrıda bulunarak, Arap Birliği’ne dönmesi konusunda, Şam’ın şu an yeterli görülmediğini dile getirdi.
Şukri, Faslı mevkidaşı Nasır Burita ile başkent Kahire'de düzenlediği ortak basın toplantısında, Şam'dan istenen prosedürlerin niteliğini belirtmemiş olmasına rağmen, Suriye hükümetinin, ülkenin güvenlik ve istikrarını korumak için tedbir alması noktasında şu an bir gelişme olmadığını kaydetti.
Şukri, Suriye hükümetinin, siyasi çözüm çerçevesinde ve 2254 sayılı Birleşmiş Mİlletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile uyumlu olarak, Arap Birliği'ne dönmesini sağlayacak bir dizi önlem alması gerektiğine dikkat çekti.
“Henüz bir başvuru yok”
Arap Birliği, Şam yönetiminin üyeliğini Kasım 2011'de dondururken, bu tutumun değişebileceği son günlerde gündeme geldi. Ancak, Arap Birliği’ndeki yetkililer, üyelerden hiçbirinin bu konuda başvuruda bulunmadığını açıkladı.
Mısır’da bir takım düzenlemelere karar verildi
Şarku’l Avsat’a bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memlük’ün 22 Aralık’taki Kahire ziyareti esnasında, Mısır İstihbarat Birimi Başkanı Abbas Kamil ile görüştüğünü söyleyerek, burada Kahire’nin sahada görmek istediği, güvenlik ve siyaset anlamında bir takım düzenlemelere karar verildiğini aktardı.
“Siyasi çözümü destekliyoruz”
Mısır’ın Suriye krizinden çıkış algısına da değinen Şukri, Kahire’nin, BM Suriye Özel Temsilcisi’nin himayesindeki siyasi çerçeveyi desteklediğini dile getirerek, “Bu gerçekleştiğinde hakkında konuşabiliriz ve şu ana kadar yeni bir şey yok” yorumunda bulundu.
“Suriye’nin Arap Birliği Zirvesi’ne katılımı konusunda bilgim yok”
Suriye’nin, Beyrut'ta 19-20 Ocak tarihlerinde düzenlenecek Arap Birliği Ekonomik Zirvesi'ne katılması konusunda bir bilgisi olmadığını dile getiren Şukri, bu konunun Arap Birliği Konseyi tarafından alınacak bir karara bağlı olduğuna işaret etti.
Suriye’nin birliğe geri dönüşüne ilişkin tutumun şu an değişmediğini ileten Şukri, “Bu sürekli incelenecek bir mesele. Önemli olan Suriye halkı, çıkarları, bu krizden çıkmaları ve gücünü geri kazanması. Arap bölgesinin dışından gelen bir etki var ve Arap ulusal güvenliğini tehdit ediyor. Bunlarla olumlu bir şekilde ilgilenmek zorundayız” şeklinde konuştu.
“Suriye’nin birliğe dönüşüne yönelik fikir birliği yok”
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki, Aralık ayının sonunda, “Suriye’nin Arap Birliği üyeliğini askıya alan kararı sonra erdirmek için bir fikir birliğine ihtiyaç var ve şu an henüz bu ortada yok. Fakat gelecekte ne olur bilmiyoruz” dedi.
Arap Birliği gündemine göre, Beyrut'ta 19-20 Ocak tarihlerindeki Arap Birliği Ekonomik Zirvesi'nde, Şubat ayında Mısır'ın Şarm Eş-Şeyh şehrindeki Arap-Avrupa Zirvesi’nde ve Mart ayında Tunus’taki Arap Birliği Zirvesi’nde Bakanlar düzeyinde üç toplantı yapılması bekleniyor.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.