​Müslüman Alimler Konseyi Genel Sekreteri: Papa’nın BAE ziyareti tarihi öneme sahip

Dr. Sultan El Rumaithi
Dr. Sultan El Rumaithi
TT

​Müslüman Alimler Konseyi Genel Sekreteri: Papa’nın BAE ziyareti tarihi öneme sahip

Dr. Sultan El Rumaithi
Dr. Sultan El Rumaithi

Müslüman Alimler Konseyi Genel Sekreteri Dr. Sultan El Rumaithi, Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa Franciscus’un, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyaretinin, tüm insanların kardeş olduğu ve aynı topraklarda bir arada yaşama ilkesini gerçekleştirmek için din ve inançların bir arada olmasının vurgulanmasında büyük öneme sahip olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a röportaj veren Dr. Sultan, Papa’nın bu ziyaretini, dünyada insanları fikri olarak yok eden olaylar, savaşlar ve farklılıkların yoğun olduğu bir dönemde gerçekleştiği için tarihi olarak nitelendirdi.
Bu ziyaretin, karşılıklı saygıyı derinleştirmeye, farklı din ve inançlar arasında köprüler kurulmasına katkıda bulunma ve olumlu kültürel dialoğun önemine dikkat çekeceğini dile getiren Dr. Sultan’ın röportajının tam metni;
-Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa Franciscus’un BAE ziyaretinde dinler arası dialog konulu uluslararası bir konferans düzenleme fikrinin amacı nedir?
Konferansın organizatörü olan Müslüman Alimler Konseyi, tüm insanların kardeş olduğunu ve bu topraklarda bir arada yaşama ilkesini gerçekleştirmek için din ve inançların bir araya gelmesinin vurgulanmasında büyük etkisi olması beklenen Papa’nın bu ziyaretini organize etmeyi düşündü. Bu konferans, İslam kardeşliği, tanışma, uyum, saygı ve sevgi köprülerini yeniden inşa edilmesini amaçlıyor. Buna ilaveten, ideolojik radikalizm ve yıkıcı etkilerini ele alabilmek için insani ilişkilerde yeni bir sayfa açmakla birlikte çeşitlilik ve farklılıklara saygı duymayı, insani kardeşlik ilişkilerinin sağlamlaştırılmasına dayanan, farklı dinler, inançlar ve kültürler arasındaki ilişkiler için yeni kurallar oluşturmayı hedefliyor.
-Konferansın gündemi nedir?
3 Şubat'ta (bugün) başlayacak ve iki gün sürecek konferans, kardeşliğin ilkeleri,  insan kardeşliğini sağlamak için ortak sorumluluk ve bununla ilgili zorluk ile fırsatlar etrafında dönen temel konuları ele alacak olan üç oturumu içeriyor. Her bir oturumda, konuların geniş bir şekilde tartışılacağı ve ayrıntılandırılacağı bir uzman atölye çalışması yapılacak. Konferans, Müslüman Alimler Konseyi’nin, tüm toplumlarda bir arada yaşama prensibine ulaşmanın önemini vurgulamayı amaçlayacak nihai bildirgesi ile sona erecek.
-Hoşgörüyü ve bir arada yaşamayı reddeden seslerin yükselişi ile dünyanın karşı karşıya kaldığı olaylar ışığında, ziyaret, hoşgörü kavramının pekiştirilmesine nasıl katkıda bulunabilir?
Bu ziyaret, dünyada insanları fikri olarak yok eden olaylar, savaşlar ve farklılıkların yaşadığı bir dönemde gerçekleşmesinin yanı sıra Arap Yarımadası bölgesini ve BAE’yi seçmesi açısından tarihi bir ziyaret olarak görülebilir. BAE, hoşgörü ve kardeşlik değerlerinin korunduğu, farklı millet ve ırkların birbirlerini herhangi bir sorun olmadan kabul ettiği ve yaşadıkları ülkeye kolayca entegre oldukları bir ülke. Bu ziyaretin, karşılıklı saygıyı derinleştirmeye, farklı dinler ve inançlar arasında yapıcı ve olumlu kültürel diyaloğun önemini güçlendirmeye katkıda bulunacağı beklenirken, bunun dünya barışını, insan kardeşliğinin ilkelerini ve farklı insanlar arasında barış içinde bir arada yaşamayı desteklemesi umuluyor.
-Farklı insanlar arasında diyaloğun kabulü noktasında karşılaşılan zorluklar nelerdir?
Zorlukların en büyüğü, belki de en önemlisi farklılıkların kabul edilmemesidir. Bu, fikri çatışmalar, siyasi savaşlar ve hızlı teknolojik açıklığın bir sonucu olarak on yıllardır süren fikri ve ideolojik birikimlerin bir sonucudur. Biz bu platform, etkinlik ve diyaloglar aracılığı ile bu sonucu tersine çevirmek ve farkılıkların kabul edilmesiyle insanların sorunsuz bir arada yaşamasını sağlamak istiyoruz.
-Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra din, eğitim, kültür ve medya alanındaki kurumlar kardeşlik kültürünü teşvik etmede oldukça önemliler. Bu kurumların modern toplumlarda meydana gelen değişimlere ayak uyduracak yeni çerçevelere ihtiyaç duyduğunu düşünüyor musunuz?
Sivil kurumlar, özellikle insan kardeşliğini güçlendirmeye çağrı noktasında ağır bir yük ve sorumluluk taşıyor. Toplumların fikri ve ideolojik olarak yeniden yapılandırılması ve bu toplumlarda fikri mücadelenin büyüklüğü ile orantılı, yenilenmiş ve farklı diyalog yöntemlerinin benimsenmesi ile çözüme odaklanılabilir. Tüm bu kurumlar, halkla iletişimde modern iletişim yöntemlerini benimsemesi, onlarla yakın bir dilde dialog kurması, ırk, din veya ideolojik farklılıklara bakılmaksızın başkalarını olduğu gibi kabul etme içgüdüsünü teşvik etmelidir. Ilımlı düşünceyi gerçekleştirme ve bu yönde diyalogu derinleştirmenin gerekli olduğuna inanıyorum. Buna en iyi örnek, BAE devleti ve liderlerinin, karşılıklı saygı ve birbirlerini kabule dayalı ‘birlikte yaşama’ hedefine ulaşmak için çabaları yoğunlaştırması ile kurumsal diyalog yoluyla bunu güçlendirmesidir.
 -Ortadoğu bölgesi bir barış mesajı taşıyordu ancak karşılaştığı olaylar onu çalkantılı bir bölge haline getirdi. Dialog seviyesi nasıl yükseltilebilir ve buna nasıl bir çözüm bulunabilir? Papa'nın ziyareti, bölge toplumlarının, radikal değil de aslında barış toplumları olduklarına yönelik imajlarını güçlendirmeye nasıl katkıda bulunabilir?
Bölge, özellikle son yıllarda çok fazla huzursuzluk yaşadı. İster dini, ister ideolojik, ister politik, isterse fikri olsun, farklı çizgilerden tüm tarafları bir masa etrafında toplamanın, herkesin birbirini dinlemesini ve huzur ile istikrarı engelleyen her şeyde tarafsız düşünceyi sağlamanın önemli olduğuna inanıyorum. Hiçbirşey şimşek hızında elde edilemez. Ancak, gerçek bir diyalog programı oluşturmak, başkalarını kabul etmek ve farklılıkları reddetmeden onları dinlemek, öngörülemeyen olumlu havayı bölgeye geri getirecek. Bu, bölge halkı ile dış dünya arasındaki ilişkilerin eski dengesini de geri getirecektir.
-Konferansa kimler katılacak?
Konferans, dini, siyasi ve fikri alanda önde gelen birçok ismi bir araya getirecek. Japonya, Filipinler, Almanya, Kore, İspanya, Hindistan, Fransa, Çeçenistan ve diğer ülkelerde yer alan çeşitli fikri ve insani kurumlardan birçok konuşmacı konferansa katılacak.
-Papa’nın ziyareti BAE’nin ilan ettiği Hoşgörü Yılı’na denk geldi.  Bu ziyaret, dünyaya hoşgörü mesajını yaymak için nasıl kullanılabilir?
Papa’nın ziyaret için BAE’yi seçmesi, hoşgörü mesajının yayılmasında BAE devletinin önemli konumunu yansıtıyor. BAE, topraklarında farklı inanç ve dinlere mensup 200'den fazla milleti kucaklıyor. Kardeşlik ve bir arada yaşama prensiplerini etkilemediği sürece devlet hukukunda tüm dini özgürlükler garanti ediliyor. Bu, herkesin birlikte yaşama ve birbirini kabul etme gücünü gösteren bir mesajdır.
-Müslüman Alimler Konseyi’nin mesajı ve stratejisi nedir?
2014 yılında bağımsız bir kuruluş olarak kurulan Müslüman Alimler Konseyi, ümmetin birçok şeyi gerçekleştirmek için birleşme çabalarını bir araya getirmeyi amaçlar. Bunlardan en önemlisi, güvenlik, adalet ve sosyal barış değerlerini belirlemeye çalışan ve bir ülkenin vatandaşları arasında işbirliği ve bir arada yaşama temellerini atmaya çalışan özgün bilimsel yaklaşımlara göre ulusun önceliklerini belirlemektir. Bunun yanı sıra tek bir toplumda farklı din ve inançtan insanlar arasındaki güven ve dostluk ilişkilerini, karşılıklı saygıyı teşvik etmek olabilir. Konsey ayrıca, stratejik olarak, İslam ümmetinin dünyaya mesajı olan barış, dialog, hoşgörü, adalet ve eşitliği teşvik etme ruhu ve ılımlı İslam yaklaşımıyla tutarlı olarak, dünyadaki önemli bilimsel kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyon içerisinde, gençlere öncelik vererek onları şiddet ve nefreti reddederek barış kültüründe aktif olarak çalışmaya teşvik edecek yeni bir söylemin gelişimi hedefliyor.
 



Trump: Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılması için "iyi bir şans" var

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
TT

Trump: Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılması için "iyi bir şans" var

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ile Ukrayna arasında Florida'da yapılan son görüşmelerin ardından bir anlaşmaya varılmasının "yüksek ihtimal" olduğunu söyledi. Trump, elçisinin görüşmelere devam etmek üzere Rusya'ya gitmeye hazırlandığını belirtirken, Kiev'i sarsan yolsuzluk skandalının "faydalı olmadığını" ifade etti.

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, müzakere ekibinin de başında bulunan Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı'nı görevden almasına neden olan yolsuzluk soruşturmasına atıfta bulunarak, "Ukrayna'nın bazı zorlu küçük sorunları var," dedi. Trump, "Ancak bir anlaşmaya varma şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Miami'nin kuzeyindeki Hallandale Plajı'nda her iki tarafın da "üretken" olarak nitelendirdiği saatler süren görüşmelerin ardından, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söylerken, Kiev heyetindeki bir kaynak görüşmeleri "kolay değil" olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kiev'in askeri baskılarla karşı karşıya olduğu ve iç yolsuzluk skandalına bulaştığı bir dönemde gerçekleşen görüşmeler, Trump'ın temsilcisi Steve Witkoff'un salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin beklendiği Moskova ziyaretinin önünü açtı.

Washington, üç yıldan uzun süre önce başlayan çatışmayı sona erdirmek için bir plan sundu ve Moskova ve Kiev'in onayıyla bunu sonuçlandırmaya çalışıyor. Rubio daha önce gazetecilere, Witkoff ve Trump'ın damadı Jared Kushner'in de katıldığı Florida'daki görüşmelerin "çok verimli" geçtiğini, ancak "hala yapılması gereken çok iş olduğunu" söylemişti. Ukrayna heyetine Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Rustem Umerov başkanlık ederken, Amerikan tarafını Rubio, Witkoff ve Kushner temsil ediyor.

Umerov ise müzakereleri överek, "verimli ve başarılı" olarak nitelendirdi. Facebook'ta Zelenskiy'e görüşmelerde kaydedilen "önemli ilerleme" hakkında bilgi verdiğini yazdı. Zelenskiy, görüşmelerin ardından X platformunda, "Görüşmelerin yapıcı bir dinamiğe sahip olması ve tüm konuların Ukrayna'nın egemenliği ve ulusal çıkarlarının güvence altına alınmasına odaklanılarak açıkça müzakere edilmesi önemlidir" diye yazdı.

Görüşmeler, Moskova'nın Ukrayna'nın başkenti Kiev ve çevresine yönelik gece saldırılarını iki gece üst üste yoğunlaştırmasının ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin kapsamlı bir yolsuzluk soruşturmasının ardından Özel Kalem Müdürü Andrey Yermak'ı görevden almasının ardından yaşanan iç siyasi karışıklıkların ortasında başladı.


Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ın kredi notunu ‘Aa3’ olarak teyit etti ve görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi. Kuruluş, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıl güçlü ekonomik büyüme göstermesine olumlu bakıyor; özellikle ekonomik çeşitlendirme çabaları sayesinde petrol dışı sektörlerdeki güçlü büyümeyi destekliyor.

Moody’s, Suudi Arabistan’a yönelik düzenli not gözden geçirmesinde, ülke ekonomisinin gücüne ve mali politikalarının istikrarına dikkat çekerek, Aa3 notunun büyük ekonomik hacim, yüksek gelir düzeyi ve güçlü kamu bütçesi ile desteklendiğini vurguladı. Kuruluş ayrıca, ülkenin ekonomik çeşitlendirme programlarında kaydettiği ilerlemeyi de öne çıkardı.

Moody’s’in Aa3 notunu teyit etmesi ve durağan görünümü, Suudi Arabistan’ın kredi değerliliğinin istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, kuruluşun Kasım 2024’te ülke notunu A1’den Aa3’e yükseltmesinin ardından geldi; yükseltme, ekonomik reformlarda sağlanan ilerlemeye dayanıyordu. Diğer büyük uluslararası derecelendirme kuruluşları da Suudi Arabistan’ın güçlü kredi profilini onaylıyor. Standard & Poor’s ve Fitch, ülkeye A+ notu ve durağan görünüm verirken, bu yüksek dereceler ülkenin mali ve dış pozisyonunun gücünü ve artan ekonomik esnekliğini teyit ediyor.

Ekonomik ivme ve beklenen büyüme

Ekonomik momentum güçlü seyrini sürdürüyor; özellikle petrol dışı sektörler güçlü büyüme oranları yakalamaya devam ediyor. Moody’s, Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 2025’te yaklaşık yüzde 4 oranında büyümesini bekliyor; bu oran, 2024’teki yüzde 2’lik büyümenin üzerine çıkıyor. 2026 yılında ise büyümenin yüzde 4,5’e ulaşması öngörülüyor. Bu dönemde petrol sektörü, OPEC+ ittifakının üretimi artırmaya başlamasıyla birlikte yeniden büyüme eğilimine girecek.

frg
Riyad'da açık havada futbol maçı izleyen insanlar (Reuters)

Suudi Arabistan hükümeti, gelecek yıl için ekonomik büyüme tahminini önceki yüzde 3,5 seviyesinden yüzde 4,6’ya yükseltmişti. Bu artış, büyük ölçüde petrol dışı sektörlerin beklenen büyümesine dayanıyor. Moody’s de açıklamasında, petrol dışı faaliyetlerin büyük projelerin kesintisiz şekilde yürütülmesini desteklediğine dikkat çekti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Suudi ekonomisinin 2025 ve 2026 büyüme tahminlerini yüzde 4’e yükseltti. IMF, bu büyümenin arkasında petrol dışı sektörlerdeki önemli genişleme ve OPEC+ çerçevesinde kademeli petrol üretim kesintilerinin bulunduğunu belirtti. Kuruluş, Suudi Arabistan ekonomisinin şoklara karşı güçlü bir dayanıklılık gösterdiğini vurguladı ve enflasyonun yaklaşık yüzde 2 seviyesinde istikrarlı kalacağını öngördü.

Kredi derecelendirme gücü

Suudi Arabistan’ın ekonomik gücü, büyük ekonomik hacmi, yüksek kişi başı gelir seviyesi ve düşük üretim maliyetleriyle birlikte bol hidrokarbon kaynaklarına dayandırılıyor. Moody’s’in açıklamasına göre, ülkenin güçlü kurumları ve iyi yönetim yapısı, 2016’dan bu yana uygulanan kapsamlı reform ajandasındaki önemli ilerlemeyi destekliyor. Mali gücü ise nispeten düşük kamu borç yükü, borçlanma maliyetlerini karşılayabilme kapasitesi ve güçlü devlet mali varlıklarına dayanıyor.

frg
Kral Abdullah Finans Bölgesi'ndeki (KAFD) Riyad tren istasyonu dışında yürüyen insanlar (Reuters)

Buna karşın, Suudi Arabistan’ın risklere maruz kalabilirliği, daha çok siyasi risklerden kaynaklanıyor; bu riskler, bölgesel jeopolitik dinamiklerin zorluklarını yansıtıyor.

Moody’s, petrol fiyatlarının yüksek harcamaları destekleme kapasitesinin azaldığını belirtmesine rağmen, hükümetin ekonomik dönüşüm sürecini desteklemek amacıyla ekonomik dalgalanmalara karşı mali politika uyguladığını vurguladı.

Durağan görünüm

Moody’s, durağan görünümün, ülkenin kredi notunu etkileyen risklerin dengede olduğunu gösterdiğini belirtti. Kuruluş, büyük ölçekli çeşitlendirme projelerinin daha fazla ilerlemesinin, özel sektörü çekebileceğini ve petrol dışı ekonominin mevcut tahminlerden daha hızlı şekilde gelişmesini teşvik edebileceğini kaydetti.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim geçen ay yaptığı açıklamada, ülkenin doğrudan ve dolaylı olarak petrol bağımlılığının yüzde 90’dan yüzde 68’e gerilediğini, bugün petrol dışı faaliyetlerin ise GSYİH’nin yüzde 56’sını oluşturduğunu duyurmuştu.


Suudi Arabistan, yapay zekâ modellerinde dünya çapında üçüncü sırada yer alıyor

Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)
Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, yapay zekâ modellerinde dünya çapında üçüncü sırada yer alıyor

Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)
Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)

Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında yeni bir başarıya imza atarak, Stanford Üniversitesi İnsan Merkezli Yapay Zekâ Enstitüsü’nün (HAI) 2025 Yapay Zekâ Endeksi’ne göre, büyük dil modellerinde ABD ve Çin’in ardından üçüncü; yapay zekâ alanındaki istihdam oranında da Hindistan ve Brezilya’nın ardından üçüncü sırada yer aldı.

Stanford Üniversitesi’nin küresel yapay zekâ göstergesinde Suudi Arabistan’ın çeşitli kategorilerde kaydettiği belirgin ilerleme, ülkeyi yapay zekâ alanında dünyanın ilk on ülkesi arasına taşıdı. Bu sonuçlar, Vizyon 2030 doğrultusunda veriye dayalı ekonomi ve yapay zekâ teknolojilerinde ülkeyi lider ülkeler arasına yükseltmeyi hedefleyen Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu’nun (SDAIA) yürüttüğü çalışmaların etkisini ortaya koyuyor.

Yapay zekâ modellerinde ve yapay zekâ istihdamının büyüme oranında dünya üçüncülüğü, ülkenin yüksek yenilik kapasitesine ve ileri model geliştirme yeteneğine işaret ediyor. Bu modeller arasında, Arapça üretilen içeriklerde dünyanın en güçlü üretken yapay zekâ modellerinden biri olarak gösterilen ‘ALLAM’ modeli de bulunuyor. Ülke ayrıca, yapay zekâ teknolojileriyle ilişkili yeni istihdam fırsatlarını genişletmeye devam ediyor.

Aynı endekste Suudi Arabistan, yapay zekâ yeteneklerini çekmede dünya yedincisi olurken, gelişmiş teknoloji ekosistemi ve küresel uzmanlar için cazip düzenleyici ortamıyla da öne çıktı. Ülke, yapay zekâ konusunda kamuoyu farkındalığı ve bilimsel atıf sayıları kategorilerinde de dünya sekizincisi oldu.

Bu başarılar; yapay zekâ araştırmalarına yapılan yatırımların, bilgi toplumunun güçlendirilmesine yönelik projelerin ve geniş katılımlı eğitim programlarının etkisini yansıtıyor. Bu programlar arasında, yapay zekâ alanında bir milyon kişiyi yetkinleştirmeyi hedefleyen ‘SAMAI’ girişimi de yer alıyor ve toplumun farklı kesimlerinden yoğun ilgi görüyor.

Bu sıralamalar, Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanlarında uluslararası alanda örnek gösterilen bir model haline geldiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda ülkenin insan kaynağını geliştirme ve teknolojik farkındalığı artırma çabalarının, Vizyon 2030’un hedefleriyle uyumlu şekilde, kapsamlı bir dijital dönüşüme ve ulusal ekonominin güçlenmesine katkı sunduğunu gösteriyor.