Hindistan siyasetinde 5. Nesil Gandi ailesi

Priyanka Gandi ailesinin beşinci nesli- 1947 yılında İngiltere’den bağımsız olunmasından bu yana çoğunlukla Hindistan siyasetini yöneten Ulusal Kongre Partisi’nin liderlerinden olan ağabeyi Rahul ile (AP)
Priyanka Gandi ailesinin beşinci nesli- 1947 yılında İngiltere’den bağımsız olunmasından bu yana çoğunlukla Hindistan siyasetini yöneten Ulusal Kongre Partisi’nin liderlerinden olan ağabeyi Rahul ile (AP)
TT

Hindistan siyasetinde 5. Nesil Gandi ailesi

Priyanka Gandi ailesinin beşinci nesli- 1947 yılında İngiltere’den bağımsız olunmasından bu yana çoğunlukla Hindistan siyasetini yöneten Ulusal Kongre Partisi’nin liderlerinden olan ağabeyi Rahul ile (AP)
Priyanka Gandi ailesinin beşinci nesli- 1947 yılında İngiltere’den bağımsız olunmasından bu yana çoğunlukla Hindistan siyasetini yöneten Ulusal Kongre Partisi’nin liderlerinden olan ağabeyi Rahul ile (AP)

1947 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana genellikle iktidarda olan Nehru-Gandi ailesinin beşinci neslini temsil eden Priyanka Gandi Vadra, seçim yarışına girdi. Muhalefetteki Ulusal Kongre Partisi (INC), onu ülkenin en kalabalık eyaleti olan Uttar Pradeş’te seçim kampanyasının sorumlusu olarak seçti. Genellikle yalnızca adıyla işaret edilen Priyanka’nın seçim meydanına girmesi, Hint basınının çoğunluğu tarafından coşkulu tepkilerle karşılandı. Kanallar, Priyanka’nın destekçilerinin sevinçle dans ettiği fotoğraflar yayınlarken eski başbakan olan büyükannesi İndira Gandi ile arasındaki benzerlikler konuşuldu. Aynı şekilde onun bir konuşmacı olarak seçmenleri ile iletişim kurma becerisine dair yorumlar da yapıldı. Bu yönüyle bu özellikten yoksun olması sebebiyle eleştirilere maruz kalan INC’nin lideri olan kardeşi Rahul Gandi’den ayrılıyor.
Gandi ailesine yakın olan ve önde gelen parti üyelerinden biri, Başbakan Narendra Modi’nin iktidardaki partisi Bharatiya Janata (BJP), Kongre Partisi lideri Rahul’un karşısında hayat-memat sahnesine girmeye hazırlanırken Priyanka’nın kadınları, gençleri ve seçmenleri çekebileceğini söyledi.
Nehru-Gandi ailesinin varisi Priyanka
Priyanka, bu sülalenin resmi olarak siyaset koridorlarına giren son üyesi oldu. İki çocuk annesi 47 yaşındaki Priyanka, Kongre Partisi’nin seçim açısından oldukça önemli olan Uttar Pradeş eyaletinin doğu bölgesinden sorumlu genel sekreterlik görevini üstlendi. Hindistan’ın bu kuzey eyaleti, parlamentodaki 80 koltuktan 73’ünü çıkararak BJP’nin 2014 genel seçimlerini kazanmasına yardımcı olmuştu.
Priyanka, Nehru-Gandi sülalesinin beşinci neslinin on birinci üyesi. 2019 Hindistan meclis seçimlerine yalnızca 3 ay kalmışken seçim yarışına dahil oldu. Ulusal Kongre Partisi bu seçimlerde parti yönetimi arasındaki konumunu sağlamlaştıran ağabeyi Rahul üzerinden yitik mirası canlandırmayı umut ediyor. Rahul, çok geçmeden Hindistan’ın 3 ulusal eyaletini kazanarak partiyi yönetti. Partide geçirdiği yıl boyunca konumunu pekiştirmek ve dizginleri eline almak için çabaladı.
Gazeteci Amitabh Tiwari, konuya ilişkin şu ifadeleri dile getirdi: “2019 seçimleri Ulusal Kongre Partisi için sıradan bir seçim turu olarak görülmemeli. Bu seçimler, partinin orijinal yapısını korumak ve kendi içindeki bölünmeyi engelleyerek parti ile aile arasındaki ilişkiyi sürdürmek için son şans olarak görülüyor. Parti, bugün tarihinin hiçbir vaktinde olmadığı kadar zayıflamışken bu geri dönüşü olmayan bir süreç olabilir. Parti, sadece iktidar partisi BJP tarafından değil demokrasinin gerçek gücünden nasıl faydalanılacağını oldukça yavaş bir şekilde öğrenen destekçi seçmen kitlesi tarafından da ciddi meydan okumalarla karşı karşıya”.
Priyanka, parti içinde ilk kez resmi olarak görev alıyor. Buna rağmen siyaset işlerine yabancı değil. Kendisi siyaset bilimi fakültesinden mezun ve yaklaşık yirmi yıldır annesi Sonia Gandi ve ağabeyi Rahul yararına olmak üzere meclis seçim çevrelerinde tanınan ve önde gelen bir figür. Onun en yakın tanıdıklarından biri, daha önce NDTV kanalı ile yaptığı bir görüşmede onu yarı münzevi bir kişilik olarak tarif etmiş ve siyasi işlere bulaşmak istemediğini, şimdiki hayatından memnun olduğunu ve siyasetin belirli yönlerinin kendi mizacı ile hiçbir şekilde uyuşmadığını düşündüğünü söylemişti.
Ancak Gazeteci-Yazar Sheela Bhatt, Priyanka figürünün ani bir şekilde sahneye sürülmesinin sorgulanmayı hak ettiğini ve bir strateji barındırdığını düşünüyor. Ulusal Kongre Partisi’nin farklı kadroları uzun bir süredir Priyanka’nın dahil edilmesini ve onun siyasetteki aktif rolünden yararlanılmasını istiyordu. Bhatt’a göre Priyanka’nın siyaset sahnesine çıkması önümüzdeki meclis seçimlerine özel bir parlaklık kazandırarak seçimlerin seyrinde özel bir etki sahibi olacak. O, cinsiyet ve yaş bakımından elde ettiği büyük kitlesel çekiciliğinin yanı sıra kitleleri harekete geçirme konusunda da üstün bir yeteneğe sahip. Bu haliyle büyük bir siyasi öneme sahip eyaletteki iktidar dengesini partisinin lehine çevirebilir. Priyanka’nın partinin etkin kadrolarına katılmasının BJP üzerinde şok etkisi yaratmasının sebebi belki de budur. BJP, bu adımı Rahul’un Ulusal Kongre Partisi’nin Uttar Pradeş eyaletindeki seçmen payında kayda değer bir farklılık yaratamadığının bir işareti olarak yorumladı.
Priyanka’nın sihirli dokunuşu
Priyanka’nın ağabeyi Rahul’dan daha doğaçlama konuştuğu her zaman bilinir. O, Hint dilini akıcı bir şekilde kullanması ve seçmenlerle iletişim kurma konusundaki becerisi ile ön plana çıkıyor. Onun sahip olduğu bu yetenek, büyükannesi ve eski Başbakan İndira Gandi ile arasında büyük bir benzerlik teşkil etmesinin yanı sıra Uttar Pradeş gibi ağırlıklı olarak kırsal eğilimli bir eyaletin seçimlerinde Ulusal Kongre Partisi’nin odaklandığı nokta olabilir.
Priyanka’nın yakınlarından birinin konuya ilişkin ifadeleri şu şekilde: “O, başkaları ile çok kolay bir şekilde iletişime geçebiliyor; partinin elemanlarına malzeme dağıtımında bizzat kendisi de çalışıyor ve onlara isimleri ile hitap ediyor. Elemanlar ise ağabeyi Rahul’dan ziyade onunla çalışmaktan çok keyif alıyor. Bu yüzden uzun bir süredir onun gibi bir lider kişilik arıyorduk”.
Parti içinde pek çokları şu an hastalıkla mücadele eden Sonia Gandi’nin siyasi hayattan çekilmeye hazırlandığını ve kızı Priyanka’nın ailesinin siyasi yolculuğunu tamamlamaya ve partinin genç ve kadın üyeleri ile iletişim kurmaya yalnızca bir adım mesafede olduğunu düşünüyor.
Lucknow Ar-Ge Merkezi Müdürü Asar Hüseyin, “Onun liderlik yeteneği partiye bir dereceye kadar fayda sağlar. Ancak o, meclis koltuklarının çoğunu garanti edemez” ifadelerini kullandı.
Bununla beraber Ulusal Kongre Partisi yöneticileri, Priyanka’nın varlığının ağabeyi Rahul’un eksiklerini tamamlayacağı ve partinin seçimlerdeki dayanaklarını güçlendireceği konusunda ısrarcı. Partinin önde gelen üyelerinden birinin konuya ilişkin yorumu şöyle: “Rahul, Mahatma Gandi ve ülkenin ilk başbakanı Cevahirlal Nehru başta olmak üzere seleflerinin benimsediği sadelik ilkelerini izlerken Priyanka, pratik meselelerle daha fazla ilgileniyor ve tıpkı büyükannesi İndira gibi belirleyici kararlar almada hızlı hareket ediyor”.
Priyanka Modi ile karşı karşıya
Priyanka’nın Ulusal Kongre Partisi’nin Doğu Uttar Pradeş eyaletinden sorumlu genel sekreteri olarak atanması oradaki siyasi süreç açısından büyük önem arz ediyor. Nitekim söz konusu eyalet, mevcut Başbakan Narendra Modi’nin ilk seçim noktası olarak görülüyor. Ulusal Kongre Partisi, Priyanka’nın 2019 seçimlerine katılıp katılmayacağına dair bir açıklama yapmadı. Öte yandan Priyanka’nın Modi ile doğrudan karşılaşması adına Varanasi’de aday gösterilmesi için parti koridorları arasındaki gürültü ve karmaşa artıyor. Uttar Pradeş eyaletinin doğu bölgesi Ulusal Kongre Partisi’nin oradaki varlığının tam olarak bitmesinden sonra iktidardaki BJP için merkez üs olarak kabul ediliyor. 
Priyanka’nın karşılaştığı zorluklar
Basın ve Ulusal Kongre Partisi’nin pek çok üyesi, tarihi üne ve büyük siyasi kararlılığa sahip büyükannesi İndira Gandi dönemindeki ihtişamı geri kazandırabileceğini iddia ederek Priyanka’nın seçimlerde aday gösterilmesi için çabalıyor. Ancak Priyanka, Uttar Pradeş eyaletinde siyasi anlamda ölmek üzere olan parti teşkilatını diriltme konusunda oldukça zorlu bir görev karşısında. Hele de parti geçtiğimiz on yıllarda halk desteğini ciddi anlamda kaybetmişken. Ulusal Kongre Partisi, 2014 meclis seçimlerinde bu eyaletten yalnızca iki milletvekili çıkarabildi. Priyanka’nın başını aynı zamanda eşi Robert Vadra’nın karıştığı söylenen yolsuzluk meseleleri de ağrıtıyor.
Gazeteci Pankaj Vohra’ya göre Priyanka’nın siyasi dalgayı yükseltmesi ile birlikte Vadra, bir kez daha gündeme gelecek. Önceden Rahul’u köşeye sıkıştırmak için kullanılan Vadra’nın küçük kız kardeş Priyanka’ya karşı da kullanılması mümkün. Bazı analistler, Priyanka’nın parti içinde yükselmesinin seçim beklentilerine ters sonuçlar vermesinin muhtemel olduğunu düşünüyor.
Hindistan Dışişleri Bakanı Nirmala Sitharaman, Priyanka’yı Uttar Pradeş eyaletinin doğu bölgesinden sorumlu genel sekreter olarak atayan Ulusal Kongre Partisi’ne tepki göstermiş ve bu adımla parti koalisyon politikalarının kullanıldığını söylemişti. Sitharaman, “Priyanka, ailenin denemesine tabi tutulduktan sonra söz konusu göreve getirildi ve bu, parti içindeki koalisyon politikalarının durumunu yansıtmaktadır” ifadelerini kullandı.
Gazeteci Muhammed Eyüb ise, “Öncelikle onun atanması, BJP’ye potansiyel seçmenler arasında Gandi ailesinin yalnızca ailenin sahip olduğu parti otoritesini korumak için iktidarı sürdürmeyi istediği düşüncesini güçlendirmek için yeterli malzemeyi verecek. Sonra siyasi süreç hakkında kendilerine yansıtılandan çok daha fazlasını bilen Hint seçmenlerin ailenin partinin tüm uzuvlarına egemen olması sebebiyle partiden geri çekilmeleri beklenebilir” ifadelerini dile getirdi.
İktidar partisi BJP’nin liderleri resmi tepkileri üzerinden Kongre Partisi içerisindeki iç koalisyon politikalarını hedefe oturturken bazıları, Priyanka’nın siyasi arenaya girişinin muhalif Kongre Partisi lehine olmak üzere ulusal düzeyde görüş ve hareket alanlarını tamamen değiştirebileceğini gizliden itiraf ediyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.