​BM de Bin Ladin’in oğlunu terör listesine ekledi

Abbottabad belgeleri: El Kaide lideri, oğlunu örgüte liderlik etmesi için eğitti

Hamza bin Ladin (AFP) ve Saad bin Ladin’in El Kaide lideri olan babasına gönderdiği mektup (Şarku’l-Avsat)
Hamza bin Ladin (AFP) ve Saad bin Ladin’in El Kaide lideri olan babasına gönderdiği mektup (Şarku’l-Avsat)
TT

​BM de Bin Ladin’in oğlunu terör listesine ekledi

Hamza bin Ladin (AFP) ve Saad bin Ladin’in El Kaide lideri olan babasına gönderdiği mektup (Şarku’l-Avsat)
Hamza bin Ladin (AFP) ve Saad bin Ladin’in El Kaide lideri olan babasına gönderdiği mektup (Şarku’l-Avsat)

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, El Kaide terör örgütü kurucusu ve lideri Usame bin Ladin’in oğlu Hamza bin Ladin’i teröristler listesine eklemesi ve tutuklanmasına yardım edecek bilgiler veren kişiye 1 milyon dolarlık ödül vereceğini açıklaması sonrasında oğul Bin Ladin hakkında bir dosya yayınlandı.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) de Hamza bin Ladin’i terör listesine eklediğini duyurdu. BM DEAŞ ve El Kaide’ye Karşı Yaptırımlar Komitesi, 9 Mayıs 1989’da Cidde’de doğan Hamza bin Ladin’i mal varlığını dondurulan ve hakkında seyahat yasağı bulunan kişiler listesine ekledi.
El Kaide’nin şu anki lideri Eymen ez-Zevahiri, 2015 yılında Hamza bin Ladin’i resmen El Kaide’nin bir üyesi olarak isimlendirmiş ve onu muhtemel halefi kabul etmişti.
New York’taki Business Insider Merkezi, haber raporlarına ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı görüntülere dayanarak, Hamza bin Ladin hakkında birtakım bilgiler yayınladı. Dosyaya göre, Hamza bin Ladin, yaklaşık 20 oğlu olan Usame bin Ladin’in 15. oğlu ve annesi ise Usame bin Ladin’in üç karısından biri olan Hayriye Sabır. O, 12 yaşındayken çekilen bir videoya göre, küçük bir yaştan itibaren El Kaide operasyonlarına katıldı. Hamza bin Ladin, 2005 yılında ise “Veziristan Mücahidleri” başlıklı başka bir videoda görüldü. Video, El Kaide militanlarının Veziristan’ın kuzeyinde Pakistan güvenlik güçlerine yaptığı saldırı hakkındaydı. Hamza bin Ladin, o sırada 16 yaşındaydı. El Kaide’nin Pakistan’ın ilk kadın başbakanı Benazir Butto’ya yapılan suikastın sorumlusu olduğunu açıkladığı 2007 yılında, 18 yaşında olan Hamza bin Ladin’in adı uluslararası gazetelerin manşetlerinde ilk sırada yer alıyordu. Butto, medyaya, Usame bin Ladin ve El Kaide’nin kendisini öldürmeye çalışıyor olabileceğinden şüphelendiğini söylemişti. Ancak Hamza bin Ladin’in suikastta doğrudan yer alıp almadığı doğrulanmıştı. 2011’de, Usame bin Ladin, Pakistan’ın Abbottabad kentindeki kampına saldıran bir ABD askeri komando ekibi tarafından öldürüldüğü zaman, o zamanlar 22 yaşında olan Hamza bin Ladin’in o gün kamptan kaçtığına dair söylentiler vardı. Fakat daha sonra, komando ekibi tarafından Usame bin Ladin’in Abbottabad’daki evinden toplanan ve CIA tarafından tasnif edilen belgeler, o sırada Hamza bin Ladin’in orada olmadığını doğruladı. Bu belgeler, bin Ladin’in, oğlu Hamza’yı halefi olarak yetiştirdiğini doğrulayan başka mektupları da ortaya çıkardı. İçinde uyarılar, Kur’an ayetleri ve Usame bin Ladin’in oğulları ve El Kaide’nin geleceğine ilişkin pek çok hüküm bulunan bu belgelerin bazıları Usame bin Ladin tarafından yazılmıştı.
Aynı zamanda, Hamza bin Ladin sesli bir mesajda örgüt üyeliğini itiraf etti ve Batılı başkentlerde terör eylemleri düzenleme özellikle de Washington, Paris ve Tel Aviv’deki Amerikan, Fransız ve İsrail hedeflerine yönelik “Yalnız Kurt” saldırıları yapma çağrısında bulundu.
El Kaide 2016 yılında, ABD’den intikam alma sözü verdiği ve Amerikalıları ABD ve yurtdışında hedef alınacakları konusunda uyardığı başka bir sesli mesaj daha yayınladı.
Daha sonra, CIA, Hamza bin Ladin’in evlilik videosunu yayınladı ve bununla birlikte söz konusu evlilik hakkında çok az bilgi verdi. ABD güvenlik ve istihbarat teşkilatları Hamza bin Ladin’e daha fazla dikkat etmeye başladı. 2017’de ABD Dışişleri Bakanlığı, onu en önemli teröristler listesine dahil ettiğini açıkladı.
Aynı yıl CIA, İran’daki bir kamptan Hamza bin Ladin’i evlendiğini gösteren görüntüler yayınladı ve yaşının 17 ya da 18 olduğunu söyledi.
Ancak bu evlilik hakkındaki raporlar, daha önce gelinin kim olduğu açıklanmadan yayınlanan evlilik videosu nedeniyle farklılaştı. Bundan dolayı, Hamza bin Ladin’in birden fazla kez evlendiği ve eşlerinden birinin, El Kaide’deki ikinci adam olan Ebu Muhammed El Mısri’nin kızı olduğu düşünülüyor.
Dışişleri Bakanlığı dosyası ve haber raporlarına göre, Hamza bin Ladin’in en az geçen aydan beri Afganistan-Pakistan sınırında yaşadığı ve El Kaide’nin lideri Eymen ez-Zevahiri’nin yardımcısı olarak çalıştığı düşünülüyor. Diplomatik Güvenlik Bakanı Yardımcısı Michael Evanoff, konu hakkında yakın zamanda şunları söyledi: “Onun (Hamza bin Ladin) muhtemelen Afganistan-Pakistan sınırına yakın olduğuna ve İran’a geçmek istediğine inanıyoruz, ancak Güney Asya’nın merkezindeki herhangi bir yerde de olabilir.”



İranlı diplomat, Rusya'yı 12 günlük savaşta İsrail'e yardım etmekle suçladı

İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
TT

İranlı diplomat, Rusya'yı 12 günlük savaşta İsrail'e yardım etmekle suçladı

İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)

İranlı deneyimli bir diplomat, Rusya'yı İran savunma bilgilerini İsrail'e aktarmakla suçlayarak, eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopterinin düşürülmesinin İsrail tarafından planlandığını belirtti.

Uygunluk Ayırt Etme Konseyi üyesi Muhammad Sadr, bugün bir gazeteye verdiği röportajda, “İsrail ile İran İslam Cumhuriyeti arasında 12 gün süren savaşta ve önceki savaşta Ruslar, ülkenin savunma merkezleri hakkındaki bilgileri İsrail'e teslim etti” ifadelerini kullandı.

İsrail, ABD'nin de kısa süreliğine katıldığı 12 günlük bir hava saldırısıyla İran'a saldırdı. Bu saldırılar sırasında önemli nükleer tesisleri bombaladı ve üst düzey askeri liderler ile nükleer bilim insanlarını öldürdü.

İsrail, bu savaş sırasında İran'ın hava savunmasını büyük ölçüde yok etti ve İran'ın balistik füze stokunun büyük bir kısmının İsrail saldırıları nedeniyle hasar gördüğü düşünülüyor.

Savaşın sona ermesinden bu yana İran, gelecekteki herhangi bir İsrail saldırısına karşı koymaya hazır olduğunu giderek daha fazla vurguluyor.

Muhammed Sadr şunları söyledi: Burası Rusya. Rusya, NATO üyesi Türkiye'ye S-400 sistemini teslim etmeye hazırdı, ancak bize teslim etmedi. Onunla stratejik anlaşması olan biziz. Sukhoi-35 uçaklarının satın alınması konusunda uzun süredir konuşuluyor, ancak bunları da bize teslim etmedi. Sadr, “Rusya'nın İsrail'e özel bir eğilimi var” diyerek, “Rusya ile ilişkilerimizi sürdürelim, ancak güven olmadan" dedi.

Sadr, Mayıs 2024'te Azerbaycan sınırına yakın dağlık bir alanda düşen Reisi'nin helikopterinin, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmam-ı Ayetullah Haşim, Doğu Azerbaycan Valisi Malik Rahmeti, Cumhurbaşkanlığı Koruma Birimi Başkanı Seyyid Mehdi Musevi ve Devrim Muhafızları Ensar el-Mehdi Kolordusu üyelerinden birinin yanı sıra pilot, yardımcısı ve bir teknik yetkiliyle birlikte ölümüne yol açan kazayla ilgili de konuştu. Sadr analizine dayanarak, Cumhurbaşkanı Reisi'yi taşıyan helikopterin düşmesinin İsrail'in işi olduğuna inandığını ifade etti.

Sadr, "İsrail, bu fiili suikastla, İran devam ederse biz de devam edeceğiz mesajını vermek istedi" değerlendirmesinde bulundu. Musa es-Sadr'ın yeğeni ve Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde eski dışişleri bakan yardımcısı olan Sadr'ın bu açıklamaları, Rusya'nın geri çekilme sürecini engelleyebileceği izleniminin arttığı bir dönemde geldi. Tahran ve Moskova, cumartesi günü Avrupa ülkelerini BM'nin 2231 sayılı Kararı'nın planlanan tarihte uygulanmasını durdurmaya çağırdı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu çağrı, Avrupa'nın 2015 nükleer anlaşması kapsamındaki yaptırımları yeniden uygulayarak «Snapback» mekanizmasını harekete geçirme yönündeki ciddi adımlarıyla eş zamanlı olarak yapıldı. Bu arada Tahran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilme tehdidinde bulunuyor.


Fransa, hükümetin antisemitizmle mücadelede başarısız olduğunu iddia eden ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı

ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
TT

Fransa, hükümetin antisemitizmle mücadelede başarısız olduğunu iddia eden ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı

ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yazdığı mektupta hükümeti antisemitizmle mücadele için yeterli önlem almamakla eleştiren ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı'na çağıracağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner'ın dün basına sızdırılan mektubu, İsrail'in birkaç gün önce Fransa'ya yönelik benzer eleştirilerini yansıtıyor. İsrail’in eleştirileri Paris'ten sert bir tepki almıştı.

Kushner, Macron'a yazdığı mektupta, pazartesi gününün Nazi Almanyası işgali altında ‘Yahudilerin Fransız topraklarından sürülmesine son veren müttefiklerin Paris'i kurtarışının 81. Yıldönümü’ olduğunu belirtti.

Mektupta, “Fransa'da antisemitizmin keskin bir şekilde artmasından ve hükümetinizin bununla mücadele etmek için yeterli önlem almamasından derin endişe duyduğum için size bu mektubu yazıyorum” ifadesi yer aldı.

Mektubun devamında, “Fransa'da Yahudilerin sokaklarda saldırıya uğramadığı, sinagogların ve Yahudi okullarının tahrip edilmediği, Yahudilere ait işyerlerinin vandalizme uğramadığı tek bir gün bile geçmiyor” denildi.

Kushner’a göre, antisemitizm uzun zamandır Fransız yaşamında izlerini bırakmış olsa da, Yahudilere yönelik nefret, 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından gerçekleştirilen ve Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı tetikleyen acımasız saldırıdan bu yana patlak verdi.

Mektubun yayınlanmasından saatler sonra, Fransa Dışişleri Bakanlığı bu son iddiaları şiddetle reddeden bir açıklama yayınladı ve ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Dışişleri Bakanlığı, Fransa'nın antisemitizmle mücadeleye ‘tamamen bağlı’ olduğunu vurguladı.

Bakanlık, büyükelçinin açıklamalarının ‘Fransa ile ABD arasındaki transatlantik ilişkilerin kalitesine ve müttefikler arasında olması gereken güvene yakışmadığını’ ifade etti.

Bakanlık, ‘1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'nde belirtildiği üzere, devletlerin iç işlerine karışmama yükümlülüğüne’ işaret etti.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Kushner'in bugün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılacağı bildirildi.

“Antisiyonizm, antisemitizmdir”

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın babası olan Charles Kushner'ın eleştirisi, Netanyahu'nun Fransa Cumhurbaşkanı’nı Filistin devletinin tanınması çağrısı yaparak ‘antisemitizm ateşine körükle gitmekle’ suçlamasından birkaç gün sonra geldi.

Fransa Cumhurbaşkanlığı, Netanyahu'nun sözlerini kınayarak, Filistin devletinin tanınması kararı ile antisemitik şiddetin artışı arasındaki bağlantıyı ‘yanlışlara dayalı, aşağılık ve kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Netanyahu gibi Kushner da “İsrail'i karalayan açıklamalar ve Filistin devletini tanıyan adımlar aşırılıkçıları cesaretlendiriyor, şiddeti körüklüyor ve Fransa'daki Yahudi kimliğini tehlikeye atıyor” dedi.

Kushner, “Bugün artık lafı dolandırmaya gerek yok. Antisiyonizm, antisemitizmdir. Nokta” ifadelerini kullandı.

ABD'nin Fransa Büyükelçisi, ‘genç Fransızların yaklaşık yarısının Holokost'u hiç duymadığını’ söyleyerek öfkesini dile getirdi.

Kushner, “Bu cehaletin devam etmesi, Fransız okullarının müfredatını sorgulamamıza neden oluyor” dedi.

Antisemitizm konusu, Batı Avrupa'nın en büyük Yahudi topluluğuna (500 bin kişi) ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere sempati duyan büyük bir Arap Müslüman topluluğuna ev sahipliği yapan Fransa'da son derece hassas bir konu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının başlamasından bu yana her iki toplulukta da nefret suçlarında keskin bir artış kaydedildi.

Macron'un eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısında Fransa'nın Filistin devletini resmi olarak tanıyacağını açıklaması, o dönemde İsrail'den hızlı bir şekilde eleştiri aldı.

Bu adımın ardından Kanada, Avustralya, Andorra, Finlandiya, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, San Marino ve Slovenya da eylül ayında Filistin'i tanıma niyetlerini açıkladı.


Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
TT

Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)

“I24 News” televizyonu, dün, Amerikan ve İsrailli yetkililerin, Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

Ziyaretin kesinleşmesi halinde, Trump'ın ikinci dönem başkanlığı sırasında Kudüs'e yaptığı ilk ziyaret olacak.