Mısır'da baykuş artık uğursuz değil

Fotoğraf (Şarku'l Avsat)
Fotoğraf (Şarku'l Avsat)
TT

Mısır'da baykuş artık uğursuz değil

Fotoğraf (Şarku'l Avsat)
Fotoğraf (Şarku'l Avsat)

“Allah’a sığınırım… Rabbimiz bizi sakla.” Mısırlıların, baykuş  gördüklerinde ağızlarından çıkan ilk sözler bunlardı. Çünkü baykuşun uğursuzluk ve kötülüğü çağırdığına inanırlar. Fakat baykuşu satın alan ve güzel talih getirdiğine inanan Mısırlıların artmasıyla birlikte bu durum değişmeye başladı.
Birçok insan gibi Mısırlılar da baykuşun kötülük alameti olduğu fikrine inandı. Özellikle ıssız ve terkedilmiş yerlerde yaşayan bu kuşun ölü birinin yasını tuttuğunu düşünüyorlardı. Ancak sosyal medyada eski inanışları değiştiren bilgiler yayıldıktan sonra çoğu kişinin kafasındaki düşünce değişti. Yumuşak tüyleri, geniş, keskin, karanlıkta bile gören gözleri ve Yunanlıların bilgelik sembolü olarak gördüğü baykuşun itibarını geri getirdi.
Günümüzde, birçok kişinin baykuşa olan sevgilerini ifade ettiği sosyal medya sayfaları görüyoruz. Bu sayfalardan öne çıkanı “Baykuş Severler” sayfası. “Twitter” üzerinden ise baykuş etiketi ile açılan Hashtagler var. Bugün çocuklar için bile "Tatlı Baykuş Masumdur” diye şarkı olması, bu kuşa karşı olan görüşleri değiştirdi.
Mısır’ın en meşhur halk pazarlarından biri olan Cuma pazarındaki satıcı Seyyid Muhammed, “Ben de diğer Mısırlılar gibi baykuşun uğursuzluğundan korkuyordum ama daha sonra işler değişti, artık insanlar onun evcil bir kuş olduğuna inanmaya başladılar” dedi.  Muhammed, çarşıda her türden hayvan ve kuşun bulunduğunu baykuşun da dükkanında yeni olmadığını ve yaklaşık 7 yıldır bu kuşları sattığını ekledi. İlk başlarda çarşıdan geçenlerin yüzlerinde şaşkınlık belirtileri gördüğünü söyleyen Muhammed, bazılarının onu bu kuş fakirlik getirir diye uyardığını belirtti. Artık kültürün değiştiğini belirten satıcı, insanların art arda baykuş satın almaya geldiğini söyledi.
Seyyid Muhammed’in iki tür baykuşu var. Bunlardan biri boyu 16 santimi geçmeyen, küçük, bazen gri bazen kahverengi tüyleri olan “cüce” türü. 100 cüneyhe satıldığı için bu türe talep çok. İkinci tür ise, “Kalp Baykuşu”. Yüzünün şekli kalp şekline benzediği için böyle isimlendirilmiş. Diğer adı da “Beyaz Baykuş”. Boyu 25 santim civarında olan bu baykuşun müşterilerinin çoğu çitçi, çünkü fareyle besleniyor ve mahsullerin korunmasına yardımcı oluyor. Kalp Baykuşun fiyatı 200 Mısır cüneyhi.
Muhammed, baykuşların uçmayı çok sevdiğini ve uzun süre kafeste kalamayacağını, bu yüzden de kısa bir süre sonra kendisine geri geleceklerinden emin olduğunu söylüyor.
Şarku'l Avsat muhabiri Ahmed Mustafa, Cuma pazarından kuş almaya gittiğinde farklı baykuşları türleri gördüğü için şaşırdığını belirtti. Bir satıcıya soran Mustafa, onların evcil hayvanlardan farklı olmadığını ve sahiplerine sadık oldukları cevabını aldı. Fakat satıcı kafesi açtığında, baykuşun uçup bir süre sonra geri döndüğünü gördüğünde inanamadığını söyledi.
Mustafa, babasının uğursuzluk ve fakirlik getirdiği için baykuşu satın alma fikrini kabul etmediğini, bu yüzden evde sorun olduğunu belirtti. Aldığı baykuşu evin çatısına koymak zorunda kaldı. Mustafa bu kuşun evcil olduğunu ve şeklinin de güzel olduğunu düşünüyor.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe