Bağuz’un düşüşü: DEAŞ gitti, tehdidi kaldı

Bağuz’un düşüşü: DEAŞ gitti, tehdidi kaldı
TT

Bağuz’un düşüşü: DEAŞ gitti, tehdidi kaldı

Bağuz’un düşüşü: DEAŞ gitti, tehdidi kaldı

Deyr-i Zor kırsalında yer alan Bağuz kasabasının düşmesi ile birlikte DEAŞ örgütünün 2014 yılında Suriye ve Irak’ta kurulduğunu ilan ettiği ‘devlet’ fiilen sona erdi. Ancak Batılı yetkililer ve radikal gruplar konusunda uzmanlar, DEAŞ’ın son Suriye cephesindeki bu yenilgisinin, örgütün yaydığı tehlikenin sona erdiği anlamına gelmediği konusunda uyarıyor.
Beklendiği üzere örgüte karşı savaş devam edecek ama farklı bir taktik uygulanacak. Şöyle ki uyuyan DEAŞ hücreleri ile onun yardım ağlarına, İngiltereli tanınmış bir generalin değerlendirmesine göre şu an yalnızca Irak’ta sayıları 20 bini bulan topluluğa ve Kürt-Arap Suriye Demokratik Güçleri’nin egemenlik alanları da dahil olmak üzere Suriye içlerinde suikastlar ve patlamalar düzenleyen ve sayıları net olarak bilinmeyen elemanlara karşı düzenlenen operasyonlarda yerel güçlerin desteğine başvurulacak.
DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun komutan yardımcısı olan ve Irak ve Suriye’de yürütülen operasyonları denetleyen Tümgeneral Christopher Ghika’nın ifadesine göre Washington’ın liderliğinde 79 devleti içine alan koalisyon, Bağuz savaşı bitse de operasyonlarına devam edecek. Ghika, İngiltere Savunma Bakanlığı’nda bir grup gazeteci ile yaptığı görüşmede, DEAŞ’ın henüz ortadan kalkmadığını belirtti. Şarku’l Avsat’ın yönelttiği bir soruya ise “Bağuz’un düşmesi oldukça önemli. Zira bu gelişme, sözde ‘hilafetin’ bu topraklarda sona erdiği anlamına geliyor. Bu grup, 2014 yılında coğrafi bir bölgeye hükmeden yapısıyla ve sözde hilafet olarak kendini büyük oranda ön plana çıkarmaya başladığında bu topraklara tutundu. Bu topraklar üzerindeki egemenlik sahası, ABD’nin yüzölçümüne denk gelecek şekilde yayılmıştı. Ancak son günlerinde birkaç futbol sahasını geçmeyecek bir alana sıkıştı. DEAŞ hilafetinin bu topraklar üzerinde sona ermesi, örgütün ortaya çıktığı andan çöküşüne kadarki sürece dair bir resim sunar. Göstergeler, onun bu topraklarda artık tutunamayacağına ve onun bu toprakların sadece geçmişte bir parçası olduğuna işaret ediyor. Bu, Irak güçleri ile Suriye Demokratik Güçleri’nin Uluslararası Koalisyonun desteğiyle gerçekleştirdiği başarıların bir sonucudur.” cevabını verdi.
General Ghika sözlerini şu uyarı ile sürdürdü:
“Önemli olan bunun, operasyonun bittiği ve Irak, Suriye, bölge ve dünya için tehdit oluşturmaya devam eden DEAŞ’ın sona erdiği anlamına gelmediğini ve bundan dolayı Uluslararası Koalisyonun Suriye ve Irak’taki operasyonlarını devam ettireceğini bilmemizdir.”
Radikal gruplar konusunda uzman olan Washington New America Enstitüsü Uluslararası Araştırmalar Bölümü Başkan Yardımcısı Peter Bergen, bu konuda General Ghika ile hemfikir. Şarku’l Avsat’a konuşan ünlü yazar, “Bu topraklar üzerindeki sözde hilafetin sona ermesi, DEAŞ için ağır bir çöküştür. DEAŞ, ABD büyüklüğündeki topraklara egemen olup İsviçre nüfusuna denk sayıda vatandaşa hükmederek, devlet benzeri bir şey kurdu ve egemenliği altında yaşayan milyonlarca insana vergi dayattı. DEAŞ, bir hilafet kurduğunu iddia etti ve dünya çapında 40 bin gönüllüye kendisine katılmak üzere Suriye ve Irak’a gelmesi konusunda ilham oldu. Bir ara DEAŞ’a katılan yabancı savaşçı sayısı her ay bin 500 idi. Şu an bu sayı sıfır. Kaybetmiş takıma dahil olmayı kimse istemez” yorumunda bulundu.
“Bağdadi, DEAŞ içindeki herhangi bir eleman seviyesine düştü”
Ancak lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin serbest olduğu, DEAŞ’a karşı bir zaferden gerçekten bahsedilebilir mi? General Ghika, Bağdadi’nin akıbetine pek önem vermiyor. Nitekim Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bağdadi’nin nerede olduğunu gerçekten bilmiyoruz. Bilsek ona karşı bir şeyler yapardık. Irak veya Suriye’de olabileceği gibi bölge dışında da olabilir. Bilmiyoruz. Gerçek bu. Bununla birlikte ben onun bugünün değil dünün adamı olduğuna inanıyorum. Sanmıyorum ki şu an bir önem ifade etsin. Saklanmaya mecbur olmakla Bağdadi, DEAŞ içindeki herhangi bir eleman seviyesine düştü. Bana kalırsa inanılırlığını her geçen gün yitiriyor. Şu da var ki Bağdadi ortada yoksa da DEAŞ şu an bir liderlikten yoksun değil. Bu sebeple bu topraklar üzerindeki sözde hilafet ortadan kalkana kadar DEAŞ’ın bir tehdit olarak kalacağını, zira onun izinden gitmeye hazır olan yeni liderler ve üyelerin olacağını düşünüyorum. Bu yeni liderler daha tecrübesiz ve öldürülen veya tutuklanan eski liderlerden her bakımdan daha güçsüzler. Hiç şüphe yok ki örgüt, daha da zayıfladı ancak liderlik dizginini almaya hazırlananlar olacak. Bu olaya, diğer terör gruplarında defalarca rastladık” ifadelerini dile getirdi.
Peter Bergen de bu noktada benzer bir değerlendirmede bulunuyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Bergen, durumu şu sözlerle değerlendirdi;
“DEAŞ, sanal bir hilafet olarak saldırı için akıl çelme çabalarına devam edecek. Ancak daha önce olduğundan çok daha zayıf olarak. Asıl sorun DEAŞ’ı doğuran koşulların hala mevcut olmasıdır. Ortadoğu’nun Suriye ve Yemen gibi ülkelerinde mezhep temelli ayrışmalar söz konusu iken Libya ve Afganistan gibi ülkelerinde zayıf veya başarısız hükümetler varlık gösteriyor. Üstelik çoğu ülkesinin ekonomisi de zayıf. Libya, Yemen, Afganistan ve diğer Müslüman ama zayıf ülkelerin yeni bir ‘DEAŞ’a gebe olduğunu öngörebiliriz. Bu oğul ‘DEAŞ’ babası gibi başarılı olmayabilir ama DEAŞ’ın yerini alan bir topluluk oluşturabilir.”
Bu ‘yeni DEAŞ’ın ortaya çıkmasından yana duyulan endişeler, Başkan Donald Trump’ı DEAŞ’a karşı operasyon kapsamında Suriye’deki Amerikan güçlerinin tamamını geri çekmekten alıkoyan sebeplerden biri olabilir. Gerçekleştirdiği basın toplantısında bu konuya ilişkin olarak Ghika, “Trump, DEAŞ’ın bu topraklar üzerindeki sözde hilafet sona erene kadar devam edecek bir tehdit olduğunu kabul etti. Önemli olan Irak ve Suriye sakinleri için tehdit oluşturan bir saldırı başlatmaması adına Suriye’nin kuzeydoğusunun DEAŞ için güvenli bir bölge olmasına izin vermememizdir. Trump’ın Amerikan güçlerinin bir kısmını Suriye’nin kuzeydoğusunda bırakma kararı, DEAŞ’a karşı saldırının sürekliliğine imkân sağlayacak” sözlerini sarf etti.
Bu çerçevede Ghika, DEAŞ’a bağlı hücrelerin Suriye Demokratik Güçleri’nin egemen olduğu noktalarda halen operasyon yürüttüğüne işaret ederek Rakka’da 16 kadar suikast girişimin yanı sıra bir dizi patlama olayını ortaya çıkardı.
Suriye Demokratik Güçleri’nin elinde tutuklu bulunan DEAŞlılar ve aileleri hakkında ise İngiltereli General şu açıklamada bulundu;
“Uluslararası Koalisyon olarak biz, savaş meydanlarında acımasızca suç işleyen savaşçı DEAŞ unsurlarının aleyhinde delil topluyoruz. İleride herhangi birinin bu vahşete katıldığına dair bir delil bulabilirsek hemen bu delilleri bir araya getireceğiz ve kendisine karşı bir ceza davası açılabilsin diye yetkililere sunacağız. Ancak bu iş şu an zor. DEAŞ’ın son cephesi, çok kalabalık; Bağuz’daki operasyonu yavaşlatan binalar, çadırlar ve başka şeyler var. Suriye Demokratik Güçleri de istemsiz mağduriyetler yaşanmasın diye geçtiğimiz haftalarda bu operasyonların ilerleyişini yavaşlattı.” Uluslararası Koalisyon Güçleri Komutan Yardımcısı, Suriye’nin doğusundaki el-Havl Mülteci Kampında DEAŞ savaşçılarının aileleri de dahil olmak üzere on binlerce yerinden edilmişe sunduğu koruma ve hizmetlerden ötürü Suriye Demokratik Güçleri’ne övgüde bulundu. el-Havl Mülteci Kampı, Suriye Demokratik Güçleri’nin yerinden edilmişler için kurduğu üç kampın en büyüğü. Başlangıçta sadece yaklaşık 20 bin kişiye tahsis edilmişken hâlihazırda 60 bini aşkın kişiyi barındırıyor. Ghika, DEAŞ’ın geçen haftalarda kuşatılan son cephesinden görülmemiş sayıda savaşçı ve ailenin çıkmasıyla birlikte yerinden edilmiş kişi sayısının şaşırtıcı olduğunu belirtiyor.
DEAŞ terör örgütü gücünün doruklarında iken Suriye ve Irak’taki ana etkinlik noktalarında ve dünya çapındaki farklı şubelerinde yerel ve yabancı unsurlardan (Ensar ve Mücahidin) oluşan on binlerce savaşçıya sahipti. Ancak Bağuz’da yenilgiye uğrayıp sözde ‘devletinin’ düşmesinden sonra belirgin bir şekilde zayıfladı. Hele de 8 milyondan fazla insanı içine alan 88 bin kilometrekarelik bir alanda milyar dolarlar toplayan çok büyük bir ‘devleti’ yönettiği geçmiş zamanları ile kıyaslandığında.
Ghika, örgütün geriye kalan gücüne dair açıklamasında, “DEAŞ’ın Fırat’ın merkez havzasında yer alan son cephesinde, son birkaç güne kadar bu topraklar üzerindeki devletlerinden kalan son parçaya tutunmuş bir şekilde orada kalan yüzlerce savaşçı yer alıyordu. Değerlendirmelerimize göre Irak’ta ise 10 ila 20 bin arasında bir sayı söz konusu. Bununla birlikte onların çoğu savaşçı olmayıp destek ağlarının üyeleri. Dünya çapındaki DEAŞ unsurlarının sayısına gelince bunun için belirli bir rakam vermek gerçekten zor. DEAŞ’a bağlı yaklaşık 10 kol olabilir ve her bir koldaki eleman sayısı, duruma göre artıp eksilebilir” ifadelerine yer verdi.
Mevcut denklemde El Kaide’nin konumu hakkında ise Ghika şu açıklamada bulundu;
“Dünyanın gözü şu an çeşitli sebeplerden ötürü DEAŞ’ın üzerinde. Ancak bu demek değildir ki farklı biçimleriyle gerek eski gerek yeni şiddet yanlısı aşırılığa, dünyanın güvenliğine bir tehdit oluşturduğu nazarıyla bakılmasın. Gelecekte bu meseleyi ele almamız gerekiyor.”
Yazar Bergen, DEAŞ’a karşı savaşın neredeyse sona ermesi ile birlikte El Kaide ile ilgilenilmesi gerektiği konusunda da General Ghika ile aynı düşünceyi paylaşıyor ve şöyle diyor;
“El Kaide, Suriye’nin yanı sıra Afganistan ile Pakistan arasındaki sınır bölgesinde DEAŞ’ın çöküşünden faydalanıyor. Onlar şu an Usame’nin oğlu Hamza b. Ladin’i El Kaide’nin yeni neslinin liderliği için hazırlıyorlar”. 



İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

TT

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu Gazze'de genişletilmiş operasyonun başladığını duyurdu ve şehir sakinlerini güneye gitmeye çağırdı.

Bir İsrail askeri yetkilisi bugün, ordunun Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı operasyonda ‘ana’ harekâta başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine ve merkezine doğru ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu ifade eden yetkili, Hamas mensuplarının sayısının ‘2 bin ila 3 bin arasında’ olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Yetkili, “Ordu, Gazze şehrinde hızlı ama güvenli bir şekilde operasyonlar yürütmeyi planlıyor ve rehinelerin ve sivillerin güvenliğini öncelikli tutuyor... İsrail, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının şimdiden Gazze Şeridi'nin güneyine göç ettiği şehirdeki güçlerini kademeli olarak artıracak ve insani yardım çabalarını genişletecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bu sabah X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuzey Gazze'yi hedef alan ve en az 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan şiddetli hava saldırılarının ardından İsrail operasyonunun genişletileceğini duyurdu.

İsrail, Gazze'de askeri operasyon hazırlıkları kapsamında geçtiğimiz ay Gazze şehri sakinlerine tahliye çağrısı yapmıştı. Ancak birçok kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle şehirden ayrılamadıklarını söyledi.

Adraee’nin X platformundaki paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Gazze sakinleri… İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze şehrindeki Hamas altyapısını yok etmeye başladı. Gazze şehri tehlikeli bir savaş bölgesi ve bu bölgede kalmak sizi tehlikeye atıyor. Er-Reşid Caddesi üzerinden Gazze Vadisi'nin güneyindeki bölgelere araçla veya yürüyerek mümkün olan en kısa sürede gidin. Güvenliğinizi ve sevdiklerinizin güvenliğini sağlamak için, şehri terk eden bölge sakinlerinin yüzde 40'ından fazlasına katılın.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.


Gazze’ye yönelik yoğun hava saldırıları sürüyor…  İsrail Savunma Bakanı: Gazze yanıyor

Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)
Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)
TT

Gazze’ye yönelik yoğun hava saldırıları sürüyor…  İsrail Savunma Bakanı: Gazze yanıyor

Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)
Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump'ın Gazze savaşının rehinelerin geri dönüşü ve Hamas'ın oluşturduğu tehdidin sona ermesiyle ‘bitmesini’ istediğini doğruladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi. Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

Hamas’ın çok az zamanı var

Bu atmosferde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmek için ‘çok az zamanı’ olduğunu söyledi. Rubio, İsrail'den Katar'a giderken basın mensuplarına verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “İsrailliler orada (Gazze) operasyonlara başladı. Bu nedenle, bir anlaşmaya varmak için çok kısa bir süre kaldığını düşünüyoruz. Artık aylarımız yok, belki birkaç günümüz veya birkaç haftamız var. İlk seçeneğimiz, Hamas'ın ‘Silahlarımızı teslim edeceğiz ve artık tehdit oluşturmayacağız’ dediği bir müzakere yoluyla bu krizin sona ermesi. Hamas gibi vahşi bir grupla uğraşırken bu her zaman mümkün olmayabilir, ancak bunun gerçekleşmesini umuyoruz.”

Kudüs'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelen Rubio, Gazze şehrine yönelik yeni İsrail saldırısına ve Hamas'ı ortadan kaldırma hedefine desteğini ifade etti.

Ağır bombardıman

Gazze şehri, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail'e yaptığı ziyaretin ardından bu sabah erken saatlerde İsrail'in ağır bombardımanına maruz kaldı. Rubio, ziyaretinde ABD'nin İsrail'e ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmişti.

Şehrin sakinlerinden Ahmed Gazal, AFP'ye yaptığı açıklamada, “Gazze şehrine yönelik yoğun ve sürekli bombardıman var ve tehlike artıyor” dedi. Gazal, çok sayıda binanın yıkıldığını ve enkaz altında insanlar olduğunu doğruladı.

Eş-Şeva Meydanı yakınlarında yaşayan 25 yaşındaki genç, “Bu sabah erken saatlerde yeri sarsan korkunç bir patlama duyduk. İsrail ordusu, birçok ailenin evlerinin bulunduğu bir binayı hedef aldı. Yıkılan evlerin çoğunda insanlar yaşıyordu. Çok sayıda vatandaş enkaz altında kaldı” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal ise Gazze şehrine yönelik yoğun bombardımanın devam ettiğini; ölü ve yaralı sayısının arttığını bildirdi. Bugün şafak vakti İsrail uçaklarının eş-Şeva Meydanı yakınlarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alması sonucu enkaz altında ölü, yaralı ve kayıplar olduğunu ifade eden Basal, saldırıyı ‘büyük bir katliam’ olarak nitelendirdi.

İsrail ordusu bu haberler hakkında henüz yorum yapmadı.

Kara harekâtı

Axios internet sitesi, İsrailli yetkililerin, İsrail ordusunun Gazze şehrinin kontrolünü ele geçirmek için dün kara harekâtı başlattığını söylediğini aktardı.

İsrailli yetkililer, Rubio'nun İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Gazze'deki kara harekâtını desteklediğini, ancak bunun hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini istediğini bildirdiğini söyledi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Rubio kara operasyonunu durdurmadı” dedi.

sdfgty
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail ziyaretinin ardından Gazze şehrine yönelik bombardıman yoğunlaştı. (AP)

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre, bir ABD'li yetkili ise Gazze'deki savaşın Trump'ın değil Netanyahu'nun savaşı olduğunu ve bundan sonra olacaklardan Netanyahu'nun sorumlu olacağını belirtti.

İsrail operasyonu, Rubio'nun Netanyahu ve hükümetinin üst düzey üyeleriyle görüşmesinden saatler sonra başladı.

İsrail Hava Kuvvetleri dün gece Gazze şehrine büyük çaplı hava saldırıları düzenledi ve ardından İsrail tankları şehre girdi.

20 dakikada 37 saldırı

Filistin devlet televizyonu dün gece, Gazze şehrinin çeşitli bölgelerine sadece 20 dakika içinde 37 İsrail saldırısı düzenlendiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Filistin devlet televizyonundan aktardığına göre, İsrail bombardımanı bu sabah da devam etti; savaş uçaklarının desteğiyle topçu bombardımanı Gazze şehrinin kuzeybatısında yoğunlaştı.

frgtyu
Gazze şehrindeki Burc el-Gafri'yi hedef alan İsrail hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (AFP)

İsrail Kanal 12 televizyonu, İsrail Hava Kuvvetleri'nin dün akşam Gazze şehrine, özellikle de şehrin kuzeybatı kesimine saldırılar düzenlediğini bildirdi.

Kanalın verdiği bilgiye göre, 300 binden fazla Gazze sakini şehri terk etti. Kanal, bir güvenlik kaynağının “Şimdiye kadar bölgeden ayrılan Gazzelilerin sayısı, Gazze şehri içinde operasyonun başlamasına olanak tanıyor” dediğini aktardı.

Filistinli sağlık kaynakları dün akşam, şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 62'ye yükseldiğini, bunların çoğunun Gazze şehrinde olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, şehirdeki en yüksek kulelerden biri olan ve 20 kattan oluşan, yüzlerce ailenin yanı sıra medya kuruluşları, medya yapım şirketleri ve ticari kurumların da bulunduğu Burc el-Gafri de dahil olmak üzere bir dizi yüksek katlı binayı yıkan çok sayıda saldırı düzenledi.

Trump Hamas'ı uyardı

Diğer yandan ABD Başkanı, Hamas'ı İsrailli rehineleri ‘canlı kalkan’ olarak kullanmaması konusunda uyardı. Trump dün Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Hamas'ın rehineleri İsrail'in kara saldırısına karşı canlı kalkan olarak kullanmak için bölgeden uzaklaştırdığına dair bir haber okudum. Umarım Hamas liderleri böyle bir şey yaparlarsa neyle karşı karşıya kalacaklarını anlarlar. Bu, daha önce çok az kişinin tanık olduğu bir insani zulüm. Bunun olmasına izin vermeyin, yoksa her şey biter. Tüm rehineleri hemen serbest bırakın!”

ı8
İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan Burc el-Gafri'nin enkazı yakınında toplanan Filistinliler (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı dün, Amerika'nın İsrail'in Gazze'deki hedeflerine ulaşması için sarsılmaz desteğini sürdüreceğini taahhüt ederek, Hamas'ın ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Rubio, Başbakan Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Gazze halkı daha iyi bir geleceği hak ediyor, ancak Hamas ortadan kaldırılmadan bu gelecek başlayamaz. Bunu başarmak için sarsılmaz desteğimize ve taahhüdümüze güvenebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Rubio'nun ziyaretini ABD'nin İsrail'e desteğini teyit eden ‘açık bir mesaj’ olarak nitelendirerek, Beyaz Saray'da ‘İsrail'in şimdiye kadar sahip olduğu en büyük dost’ olarak tanımladığı Başkan Trump'ı övdü.

Rubio daha önce, Filistin devletinin kurulma olasılığını engellemek için hükümetinin Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etme planlarının yanı sıra, İsrail'in Gazze şehrini kontrol altına alma planlarını Netanyahu ile görüşme niyetini bildirmişti. Rubio ayrıca, Trump'ın, 7 Ekim 2023'te kaçırılan rehinelerin geri dönmesi ve Hamas'ın oluşturduğu tehdidin sona ermesi ile Gazze savaşının ‘bitmesini’ istediğini vurguladı.

İspanya, İsrail’den füze rampaları satın alma sözleşmesini iptal etti

AFP'nin ulaştığı resmî belgelere göre İspanya hükümeti, geçtiğimiz hafta İsrail ile silah ticaretini yasaklayacağını onayladıktan sonra, İsrail’den füze rampaları satın almak için imzalanan yaklaşık 700 milyon euro değerindeki sözleşmeyi iptal etti.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından yayınlanan Askeri Denge raporuna göre, İspanyol şirketlerinden oluşan bir konsorsiyuma verilen sözleşme, İsrailli Elbit Systems grubuna ait PULS sisteminden geliştirilen 12 adet Yüksek Hareket Kabiliyetli Topçu Roket Sistemi satın alınmasını öngörüyordu.

Yerel basın ve İsrail gazetesi Haaretz'in iptal haberini yayınlamasının ardından, 9 Eylül tarihli bir belgeyle İspanya'nın resmi kamu ihaleleri platformunda resmi olarak duyuruldu.

Bundan bir gün önce Başbakan Pedro Sanchez, İsrail ile silah sözleşmelerinin fiili olarak yasaklanmasının ‘yasal olarak güçlendirilmesi’ de dahil olmak üzere, ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirmek’ amacıyla yeni önlemler açıkladı.

Aynı platformda yayınlanan belgelere göre, bir İsrail şirketinin lisansı altında İspanya'da üretilecek 168 adet tanksavar füze rampasının satın alınmasına ilişkin başka bir sözleşme de resmi olarak iptal edildi. Bu son sözleşmenin değeri 287,5 milyon euro idi. Medya kuruluşları, sözleşmenin geçtiğimiz haziran ayında iptal edildiğini bildirmişti.

La Vanguardia gazetesi, İspanyol hükümetinin silahlı kuvvetlerinde bulunan İsrail silah ve teknolojisini elden çıkarmak için bir plan geliştirdiğini ve bu planı şu anda uyguladığını yazdı. İspanya Savunma Bakanlığı, konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.


Lazzarini: İsrail, Gazze kentinde dört günde 10 UNRWA binasını bombaladı

Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)
Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)
TT

Lazzarini: İsrail, Gazze kentinde dört günde 10 UNRWA binasını bombaladı

Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)
Dün Gazze kentinde İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı hasarı inceleyen Gazzeliler (Reuters)

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail'in sadece son dört günde Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde aralarında şu an binlerce yerinden edilmiş kişinin barınak olarak kullandığı yedi okul ve ikisi kliniğin de olduğu 10 UNRWA binasını bombaladığını açıkladı.

İsrail, birkaç gün önce Gazze kentindeki yüksek katlı konut binalarını kademeli olarak yıkmaya başladı. Bu durum, yerinden edilmiş ailelerin sayısını artırdı ve onları zorla yerinden etti. Filistin resmi haber ajansı WAFA'nın bugün aktardığı bir habere göre insan hakları örgütleri, bunun amacının kent sakinlerini güneye kaçmaya zorlamak olduğu konusunda uyardı.

Lazzarini, UNRWA tarafından sosyal medya platfromu X hesabından paylaşılan açıklamasında, hava saldırılarının yoğunlaştığı Gazze kentinde ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinde güvenli bir yer ve güvenli bir kimse olmadığını, bu durumun daha fazla Filistinliyi bilinmeyene kaçmaya zorladığını vurguladı.

Lazzarini’nin açıklaması şöyle devam etti:

“Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan ve sağlık hizmeti verilen tek yer olan eş-Şati Mülteci Kampı’ndaki sağlık hizmetlerini askıya almak zorunda kaldık. Hayati önem taşıyan su ve hijyen hizmetlerimiz ise şu anda sadece yarı kapasiteyle çalışıyor.”

Sadece son dört gün içinde Gazze kentinde 10 UNRWA binasının hedef alındığını belirten UNRWA Genel Komiseri, acil ateşkes çağrısında bulundu.

Hamas, İsrail ordusunun 11 Ağustos'tan bu yana en az bin 600 konut binası ve 13 bin çadırı bombaladığını açıkladı.

Yerel yetkililere göre İsrail’in yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaş sırasında 64 binden fazla insan öldü.