Mareşal Halife Hafter, uluslararası diplomasi ile nasıl başa çıkabildi?

Mareşal Halife Hafter, teröre karşı mücadelenin kritik dönemlerinde birçok büyükelçi ve aktivist ile bir araya geldi (AFP)
Mareşal Halife Hafter, teröre karşı mücadelenin kritik dönemlerinde birçok büyükelçi ve aktivist ile bir araya geldi (AFP)
TT

Mareşal Halife Hafter, uluslararası diplomasi ile nasıl başa çıkabildi?

Mareşal Halife Hafter, teröre karşı mücadelenin kritik dönemlerinde birçok büyükelçi ve aktivist ile bir araya geldi (AFP)
Mareşal Halife Hafter, teröre karşı mücadelenin kritik dönemlerinde birçok büyükelçi ve aktivist ile bir araya geldi (AFP)

Libya Ulusal Ordusu Komutanı Mareşal Halife Hafter, radikal gruplar, El-Kaide ve Müslüman Kardeşler tarafından tehdit, tutuklama, cinayet ve suikastlara ilişkin sokak taleplerine ve siyasi aktivistlerin isteklerine cevap olarak, terörizme karşı başlattığı savaşla başta Türkiye ve Katar olmak üzere dış taraflara ilişkin vizyonları uyarınca siyasi iktidarın soyutlaşması, liderler ve yetkililer tarafından çıkarılan yasaların uygulamasını hedeflediğini belirtti.
Teröre karşı mücadelenin başlamasına rağmen Libya ordusu Genel Komutanı, eski rejime muhalifliği nedeniyle önemli bir siyasi boyut elde etti.
Uluslararası ziyaretler
Mareşal Halife Hafter, terörizmle mücadelenin kritik dönemlerinde birçok büyükelçi ve siyasi temsilci ile bir araya geldi. Hafter, “terörizme karşı mücadele, sınırları koruma, Libya’nın yabancı ortaklarıyla olan ekonomik çıkarları” konularındaki kararlılığını vurguladı.
Birkaç kez İngiltere büyükelçisi, İtalyalı liderler ve büyükelçilerin yanı sıra Fransız diplomatlarla bir araya gelen Halife Hafter, Fransa ve İtalya’nın Libya konulu konferanslarına katıldı. Libyalıların çıkarlarını aşırılık yanlısı siyasi İslami grupların kontrolünden koruma çerçevesinde siyasi bir çözüme devam edileceğini ve küresel terörle mücadeleye dair uluslararası toplumla işbirliği yapılacağını ifade etti.
Hafter, toplantıları sırasında Mısır ve Suudi Arabistan liderliğindeki Arap koalisyonu ülkeleriyle ilişkisini, terörizmin askeri ve entelektüel olarak ortadan kaldırılması gereğini vurgulayan ilkeleri, gençleri radikalizm yanlısı yaklaşımlardan uzaklaştıran ve radikalizm yanlısı unsurların kontrolünden uzak bir şekilde seçimlerin yapılmasını sağlayan bir toplumun kurulması ve güvenli şehirlerin sağlanması meselelerini ele aldı.
BM’nin Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame ile de birçok defa bir araya gelen Mareşal Hafter, teröre karşı mücadeledeki yönelimleri, devlet kuruluşlarının kurulmasını ve seçimlerin gerçekleştirilmesini masaya yatırdı.
Ulusal Ordu Komutanı, son olarak ise BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir toplantı yaptı. Bu çerçevede Hafter, Guterres’e meşruiyetin “Fayiz es-Serrac hükümetinin bir ordu kurmada yaşadığı başarısızlığın ardından Trablus’u teröristler ve milislerden koruma operasyonu kapsamında orduya destek verdiğine” dikkati çekti.
Ordu komutanları
Güney bölgesini teröristlerden ve Çadlı paralı askerlerden kurtarma operasyonu öncesinde ordu komutanları, sahadaki mevcut duruma tam olarak güvendiklerini ve milislerin yaydığı kaostan kurtulmak için görevlerini yürüttüklerini belirtti. Askeri bir sözcü, ülkesinin yaklaşık yüzde 80’ine denk gelen geniş bir alanın kontrolünü her zaman ellerinde bulundurduklarına dikkati çekti. Bu çerçevede 2 yıl önce Petrol Hilali operasyonunun ardından “ülkenin tüm dış çıkarlarının tamamen korunması ve Libya halkının güç kaynağı olarak petrol tedarikinin güvence altına alınması çerçevesinde” uluslararası ortaklarla yapılan anlaşmalara bağlı Ulusal Petrol Şirketi üzerinde tam kontrolün sağlandığı belirtildi.
Onur Operasyonu Odası Komutanı
Ordu operasyon odası, tüm Libyalı kabilelerden ve çeşitli şehirlerden unsurlarını profesyonel bir şekilde yönetiyor. Operasyon kapsamında ordu, alanın iyi olması sayesinde, insanların orduya güvenlerini zedelemeden birçok şehre girebildi.



İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
TT

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.

İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.

Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..

frtgbftr
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)

Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.

Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.

Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.

İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.

fghyu
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.

Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon  olarak nitelendirdi.

Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.

fghyju
Kudüs (DPA)

WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.