Yaza fit girmek isteyenlere önemli tüyolar

Yaza fit girmek isteyenlere önemli tüyolar
TT

Yaza fit girmek isteyenlere önemli tüyolar

Yaza fit girmek isteyenlere önemli tüyolar

Diyetisyen Nurdan Balakçı, kış aylarının bitmesi baharın sıcak yüzünü göstermesi ile yaza formda girmek isteyenlere bir takım tüyolar verdi.
Diyetisyen Nurdan Balakçı, kış aylarının bitmesi baharın sıcak yüzünü göstermesi ile yaza formda girmek isteyenlere bir takım tüyolar verdi. Herkesin kış aylarında istisnasız herkesin birkaç kilo aldığını belirten Dyt Balakçı, "Kış aylarında hava soğuk olduğu için genelde insanlar evde oturma eğiliminde oluyor. Hafta sonları evde geçiriliyor. Sürekli sofralar kurulup toplanıyor. Okullar açık olduğu için aslında çocukların ihtiyacı olan o bol kalorili yiyecekler sofralardan eksilmiyor. Televizyon karşısına geçtiğimizde önümüzde kuruyemişler, patlamış mısırlar, cipsler hazırda bekliyor. Daha yağlı, karbonhidrat oranı daha yüksek, daha şekerli gıdaları tercih etmeye başlıyoruz" dedi. 
Kış aylarında insanların egzersiz yapmanın aksine; parkta koşmaya, yürüyüşe çıkmaya bile üşendiğini söyleyen Balakçı, "Hatta insanlar kış aylarında daha fazla uyuyor! Kısacası hayatımızı bir açıdan askıya alıyoruz. Niye? Çünkü dışarısı soğuk! Bu arada beynimiz de boş durmuyor. Sürekli 'acıktım' sinyali yollayıp daha çok yememize neden oluyor. Çünkü vücut ısısının korunması lazım ve bunun için de fazladan enerji lazım! Bu, binyılların birikimi... Artık genlerimize kodlanmış bir durum. Sadece insanoğlu için değil tüm canlılar alemi için aynı şey geçerli. Ama şu da var: insan ırkı, hem vücudunu, bağışıklık sistemini, sağlığını hem de kilosunu koruyabilecek bilgi ve deneyim birikimine sahip! Ama başaramıyoruz ve kışlıkları kaldırıp yazlıkları çıkardığımız o ilk günlerde, giysilerin içine giremeyince ne kadar kilo aldığımızı fark ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Bahar için tavsiyeler 
Diyetisyen Nurdan Balakçı, bahar ayında kilo vermek isteyenlerin öncelikle acele etmemesi gerektiğinin altını çizerek, "Biz bunu pek çok kişide gözlemliyoruz: 9 ay boyunca yavaş yavaş alınan kilo fazlalarını bir iki haftada vermeye çalışmamalısınız. Hedefiniz ayda 3-5 kilo vermek olmalı. Şöyle düşünün: Nisan'da 4, Mayıs'ta da 4 kilo verdiniz ve Haziran'ın ortasına kadar 2 kilo daha verdiniz. Toplamda 10 kilodan kurtuldunuz". 
Dyt Balakçı yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: 
"Kahvaltı etmeden evden çıkmayın. Kahvaltınızda da peynir, yumurta, tam buğday ekmeği, yeşillikler, domates, salatalık mutlaka yer alsın. Çünkü ancak bu sayede güne yeterli miktarda protein ve lif almış olarak başlayabilirsiniz. 
Günde iki kez ara öğün yiyin. Özellikle ikindi saatlerinde yanınızda mutlaka sağlıklı atıştırmalıklar bulunsun çünkü öğlen ile akşam saatleri arasındaki bu zaman dilimi, vücudun en fazla şekere ihtiyaç duyduğu zamandır. Bu yüzden meyve, bir avuç kuruyemiş, süt, yoğurt ya da ayran işinizi görecektir. 
Yemeklere tuz serpmeyin ve bol su içmeye çalışın. Vücudunuzda ödem oluşuyorsa pazı ve ıspanak gibi ödem atan sebzeler yiyin. 
Günlük öğünlerinizin mümkünse hepsi ya da en aç ikisi sebze olsun. Söz konusu sebzeyi haşlanmış, pişmiş ya da salata halinde tüketebilirsiniz. Sebzeler iyi birer lif kaynağıdır, vitamin ve mineral deposudur, lifli oldukları için de ayrıca tok tutarlar. 
Baklagiller ve tahıllar da kilo vermenize yardımcı olur ama iki şartla: Yanında ekmek yemeyeceksiniz ve yediğiniz yemek olabildiğince yağsız olacak. 
Baharla birlikte pek çok meyve seçeneğiyle karşılaşacaksınız ama siz vücutta şeker dengesini daha iyi kuran meyveleri tercih edin. Örneğin armut, kayısı, kivi, çilek bu açıdan idealdir ancak çok yememek kaydıyla... 
Turp yiyin! Çünkü turp serbest radikallerin birikimini azaltır ve enerji metabolizmanızın daha hızlı çalışmasına sebep olur! Bezelye ise zannedildiği gibi nişasta değil A, B6, C ve K vitamini deposudur. Magnezyum, potasyum, fosfor, manganez ve demir içeriğiyle de benzersiz bir bahar sebzesidir. 
Doğal mantar, günlük D vitamini ihtiyacınızın yüzde 23'ünü tek başına karşılar. Bu da mevsim değişirken kemiklerinizin ve bağışıklık sisteminizin güçlenmesini sağlar. Mantar ayrıca grip ve nezlenin sık görüldüğü bahar aylarında bağışıklık sisteminizi güçlendirir. 
Çilek yağ yakmada en büyük yardımcınızdır. Lif zengini olmasının yanında metabolizmayı hızlandıran C vitamini de içerir. 
Bazıları pek önemsemez ama karahindiba da lif zenginidir. Eşsiz bir antioksidan, vitamin ve mineral deposudur. Daha da ilginci karahindiba, obezite, depresyon, halsizlik ve kansere karşı koruyucudur.
Tek bir orta boy enginar kalbi 10,7 gram lif içerir. Bu da enginarı, bahar diyetinin vazgeçilmez sebzelerinden yapmaya yeter".
Bu yiyeceklerle vedalaşın
Baharda kilo vermek için hangi yiyeceklerle vedalaşılması gerektiğini Diyetisyen Nurdan Balakçı, şöyle sıraladı: 
"Börek, kek, çörek, kurabiye, gözleme gibi tüm hamur işlerine veda edin. Böylece sadece un, nişasta ve şekerden değil yağdan da kurtulursunuz. Kızartmalar için de aynı şey geçerli... Aynı şekilde pilav ve makarna tüketimini de şimdilik yarıya indirin. Cipsleri, atıştırmalıkları, çikolatalı gıdaları, şekerli ve gazlı içecekleri eve bile sokmayın. Alabileceğiniz başka önlemler de var. Örneğin, yemek pişirirken kullandığınız yağı olabildiğince azaltın. Dışarıda değil evde yemeye özen gösterin ki yediklerinizin içinde ne kadar yağ var emin olun. Küçük porsiyonlar halinde ama çok çeşitli yiyin. Örneğin, bir tabak dolu tolu sebze yemek yerine sebze, yoğurt, bulgur pilavını azar azar tabağınıza alarak karnınızı doyurun. Ve elbette bol bol yürüyüş yapın".
Diyetisyen Balakçı, Bahar aylarında kilo vermeyi hızlandıracak tarifini de şöyle açıkladı: 
"Kahvaltı salatası - 2 porsiyon (Kahvaltı için öneriliyor, ama günün her saati yenilebilir)
3 avuç dolusu ince doğranmış lahana,
1 çay kaşığı üzüm sirkesi,
2 çay kaşığı sızma zeytinyağı,
Tuz, karabiber,
2 adet iri yumurta,
10 adet çeri domates,
50 gram kadar dilimlenmiş avokado,
4 parça dilimlenmiş füme et ya da hindi.
Bir kâsede lahana, zeytinyağı, sirke ve tuzu karıştırın. Lahanalar yumuşayana kadar elinizle ovalayın. Yumurtaları çok sert olmayacak şekilde kaynatın. Hazırladığınız karışıma ortadan ikiye kestiğiniz domatesleri, avokadoyu ve dilimlenmiş haldeki yumurtaları ekleyin. Bu kahvaltı salatası sadece 290 kalori içerir. Toplam yağ miktarı 18 gramdır. Yine 18 gr karbonhidrat, 3 gr şeker, 7 gr lif ve 17,5 gr protein içerir. İçeriğindeki tüm malzemeler hem tok tutmaya yarar hem de vücudunuzdaki yağ yakımını hızlandırır".  



Orkalar, Portekiz kıyılarında turist yatını batırdı

Fotoğraf: Temsili/AP
Fotoğraf: Temsili/AP
TT

Orkalar, Portekiz kıyılarında turist yatını batırdı

Fotoğraf: Temsili/AP
Fotoğraf: Temsili/AP

Portekiz açıklarında bir turist yatı, bir grup orkanın (katil balina) çarpması sonucu battı.

5 kişiyi taşıyan tekne, cumartesi günü gerçekleşen saldırının ardından Fonte da Telha plajı yakınlarında sulara gömüldü.

Yelkencilik şirketi Mercedes-Benz Oceanic Lounge'ın paylaştığı görüntülerde, bir orka yatın yan tarafına defalarca vurduktan sonra yatın sallanıp batmaya başladığı görülürken, bir tanığın "Aman Tanrım" dediği duyuluyor.

Nautic Squad kulübüne ait gemideki 5 mürettebat üyesi de yat batmadan kısa süre önce botlarla kurtarıldı.

Aynı günün ilerleyen saatlerinde Cascais Körfezi açıklarında bu sürüyle ikinci bir karşılaşma yaşandı ve 4 kişi yaralanmadan tekneden çıkarıldı.

Portekiz Ulusal Denizcilik Otoritesi, "orkalarla yaşanan bir etkileşim nedeniyle" 12.30'da bir uyarı aldığını açıkladı.

Kurum "Cascais cankurtaran istasyonu ve Lizbon Limanı Kaptanlığı ekipleri hemen harekete geçti" diye ekledi.

Olay yerine vardıklarında mürettebatın fiziksel açıdan iyi olduğu ve tıbbi yardıma ihtiyaç duymadığı, yakındaki bir deniz turizmi teknesinin yardımıyla kurtarıldığı tespit edildi.  

The Telegraph'a göre bazı tanıklar 4 orka gördüklerini söylerken bir kaptan, sadece bir balinanın teknenin dümenine çarptığını bildirdi.

Araştırmacılar, Mayıs 2020'den bu yana İber Yarımadası yakınlarında orkaların teknelere çarptığı yüzlerce olayı belgelerken, bu davranış eğiliminin artmasına dair çeşitli teoriler ve araştırmalar ortaya çıktı.  

Bu olay, önceki haftalarda İspanya açıklarında iki teknenin bir çift katil balina tarafından saldırıya uğramasının ardından yeni bir uyarı yayımlanmasından sonra meydana geldi.

Orkaların, Galiçya sularındaki teknelere sadece birkaç dakika arayla çarpmasının ardından bir İspanyol deniz kurtarma gemisi çağrılmıştı. 

Kurtarma ekipleri, orkaların hasar verdiği gemiyi limana çektikten sonra başka bir saldırı uyarısı almıştı.

Bir mürettebat üyesi, "Gerçek şu ki çok korktuk; katil balinaların tekneye vurduğunu fark ettiğimizde gerçekten çok 'korktuk'" demişti.

Independent Türkçe


Ryugu'dan gelen bulgular Güneş Sistemi'nin su tarihini baştan yazıyor

Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
TT

Ryugu'dan gelen bulgular Güneş Sistemi'nin su tarihini baştan yazıyor

Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)

Asteroit Ryugu'nun koptuğu göktaşının, sanılandan çok daha uzun süre sıvı suya ev sahipliği yaptığı bulundu. Yeni çalışma, Dünya'daki suyun kökenine ışık tutuyor.

Ryugu gibi karbon zengini asteroitlerin, yaklaşık 4,6 milyar yıl önce Güneş ve çevresindeki gezegenler oluşurken, dış Güneş Sistemi'ndeki buz ve tozdan meydana geldiği uzun zamandır biliniyor. 

Diğer yandan bilim insanları, bu gökcisimlerindeki su aktivitesinin Güneş Sistemi'nin ilk dönemleriyle sınırlı olduğunu düşünüyordu.

Ancak Japonya Uzay Araştırma Ajansı'nın (JAXA) Hayabusa 2 aracının Ryugu'dan toplayarak 2020'de Dünya'ya getirdiği örnekler bu düşünceye meydan okudu. 

Tokyo Üniversitesi'nden Tsuyoshi Iizuka ve ekibi, Ryugu kaya örneklerindeki lutesyum (Lu) ve hafniyum (Hf) elementlerinin radyoaktif izotoplarını inceledi. Bu sayede radyoaktif bozunmaya bakarak örneklerin geçirdiği jeolojik süreçlere ışık tutabiliyorlar.

Bulguları hakemli dergi Nature'da 10 Eylül Çarşamba günü yayımlanan çalışmada incelenen örnekler, lutesyuma kıyasla çok daha yüksek oranda hafniyum içeriyordu. 

Araştırmacılar bu duruma, bazı sıvıların asteroitteki kayalardan lutesyumu alıp götürmesinin yol açtığını düşünüyor.

Iizuka, "Ryugu'nun kimyasal kayıtlarının, Dünya'da daha önce incelenen bazı meteoritlere benzeyeceğini düşünmüştük. Ancak sonuçlar tamamen farklıydı" ifadelerini kullanıyor. 

Dikkatli analizlerle diğer ihtimalleri eleyen ekip, gökcisminin oluşumundan 1 milyar yıl sonraya kadar sıvı su barındırdığını öne sürüyor.

Iizuka "En olası tetikleyici, Ryugu'nun ana asteroidine başka bir cismin çarpması. Bu çarpışma, kayayı kırarak içeride gömülü olan buzu eritti, böylece sıvı su yüzeye sızdı" diyerek ekliyor: 

Bu gerçekten sürpriz oldu! Bu çarpışma, ana cismin parçalanmasına ve ardından Ryugu'nun oluşmasına yol açmış olabilir.

Ryugu'nun bir zamanlar parçası olduğu asteroidin 1 milyar yıl boyunca sıvı su içermesi, karbon zengini diğer göktaşlarının da uzun süre sıvı suya ev sahipliği yapmış olma ihtimalini gündeme getiriyor.

 Dolayısıyla genç Dünya'ya çarpan asteroitler, sanılandan çok daha fazla su getirmiş olabilir. Araştırmacılar bunun, Dünya'nın ilk okyanusları ve atmosferi üzerinde önemli bir etki yaratmış olabileceğini söylüyor.

Dünya'daki suyun kökenine dair kesin bir fikir birliği sağlanmasa da genellikle göktaşları ve kuyrukluyıldızların gezegene çarpması sonucu geldiği tahmin ediliyor.

Iizuka, "Ryugu benzeri cisimlerin bu kadar uzun süre buz tuttuğu fikri dikkate değer" diyerek ekliyor: 

Bu, Dünya'nın yapıtaşlarının hayal ettiğimizden çok daha ıslak olduğunu gösteriyor. Bu da gezegenimizdeki suyun kökenine dair başlangıç koşullarını yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Araştırmacılar Ryugu örneklerini detaylıca inceleyerek ana cisimde akan suyun geçmişini daha iyi anlamayı umuyor. Ayrıca son verileri, NASA'nın OSIRIS-REx göreviyle Bennu asteroidinden alınan örneklerle kıyaslamayı planlıyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Cosmos Magazine, Nature


Bilim insanları yanıtladı: Egzersiz kanserin nüksetmesini önleyebilir mi?

Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)
Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)
TT

Bilim insanları yanıtladı: Egzersiz kanserin nüksetmesini önleyebilir mi?

Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)
Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)

Bilim insanları egzersizle kanser hücrelerinin büyümesinin yavaşlatılabileceğini tespit etti.

Avustralya'daki Edith Cowan Üniversitesi'nden araştırmacıların çalışmasına meme kanserinden kurtulan 32 kadın katıldı.

Bilim insanları egzersiz sonrasında kasların miyokin adı verilen çok sayıda hormon ve biyokimyasal madde salgıladığına, bunun kanser hücrelerine karşı etkili olduğuna dikkat çekiyor.

Deneye katılan kadınların yarısı 45 dakikalık yüksek yoğunluklu interval antrenman yaptı. Egzersiz 30 saniyelik yüksek tempo, 30 saniyelik dinlenme ve toplamda 7 tekrardan oluşuyordu.

Diğer yarısıysa 45 dakika boyunca ağırlık kaldırdı. Tüm seanslar yüksek yoğunlukta geçti; katılımcılar bu antrenmanların zorluk seviyesini 10 üzerinden en az 7–8 olarak değerlendirdi.

Araştırmacılar, egzersizin hemen ardından ve 30 dakika sonra olmak üzere iki kez katılımcılardan kan aldı. Bunlar laboratuvarda meme kanseri hücrelerine eklendi. Moleküllerin, meme kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlattığı gözlemlendi.

Araştırmanın yazarlarından Robert Newton, "Çalışmamız, egzersizin kanser biyolojisini doğrudan etkileyerek güçlü moleküler sinyaller yoluyla tümörlerin büyümesini baskılayabildiğini gösteriyor" diyor.

Çalışma, egzersizin sadece kansere yakalanma riskini azaltmakla kalmadığını, kanserden kurtulma ihtimalini de artırdığını gösteren araştırmalara bir yenisini ekledi.

Geçmişteki araştırmalarda egzersizin bazı kanserlerin nüksetmesini engellemekte rol oynadığı belirlenmişti. Yeni çalışma egzersizin kas ve hücrelerin iç işleyişini nasıl değiştirdiğini gösteriyor.

Newton, egzersizin sadece kondisyonu artırmakla kalmadığını, aynı zamanda "antikanser sinyallerini" çoğalttığını belirtiyor. Araştırmacılar, hafif yürüyüş gibi düşük tempolu aktivitelerin de önemli olabileceğini ancak yoğun antrenmanların çok daha etkili sonuç verdiğini söylüyor.

Bilim insanı, egzersizin artık kemoterapi veya radyoterapiye "ek bir unsur" olmanın ötesine geçtiğini belirtiyor:

Egzersiz kolay, ucuz ve ulaşılabilir bir yöntem. Kanserin tekrarlama riskini azaltmak için önemli. Bu sadece yardımcı bir unsur değil; giderek kendi başına bir tedavi olarak tanınıyor.

Independent Türkçe, Washington Post, Prevention