Güney Sudan’da yeni tartışma konusu 2 aktivistin öldürülmesi

Güney Sudan’daki en- Nar petrol sahasındaki işçiler (Reuters)
Güney Sudan’daki en- Nar petrol sahasındaki işçiler (Reuters)
TT

Güney Sudan’da yeni tartışma konusu 2 aktivistin öldürülmesi

Güney Sudan’daki en- Nar petrol sahasındaki işçiler (Reuters)
Güney Sudan’daki en- Nar petrol sahasındaki işçiler (Reuters)

Muhalefet Hareketi lideri Riek Machar, Güney Sudan hükümetine, insan hakları aktivisti Dong Samuel ve politikacı Aggrey Idri’yi öldürenlerin isimlerini açıklamalarını istedi. Machar, Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) davanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşınması için çağrıda bulunurken Cuba hükümeti ise iddiaları reddediyor.
BMGK tarafından Güney Sudan’da soruşturma yürütmek üzere görevlendirilen uzmanlar tarafından hazırlanan Birlemiş Milletler’in (BM) raporu, aktivist Dong Samuel ve muhalefet lideri Aggrey Idri’nin öldürülmesinin arkasında genel müdürün emriyle ulusal güvenlik teşkilatının olduğundan şüphelenildiğini ortaya koydu.
Şarku'l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre Machar, yaptığı açıklamada partisinin 2017 yılının Ocak ayında kaçırılmaları ve öldürülmelerine karışan kişilerin isimlerinin açıklanmasını istediğini ifade etti. Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) davanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşınması için çağrıda bulunan Machar, "Davayı Afrika İnsan Hakları Mahkemesine sunacağız. Dava dâhil olanları yargılamak için paralel bir mahkeme kurulmalıdır. Bu insanlık dışı ve çirkin bir suçtur” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Güney Sudan Devlet Başkanı’nın basın sekreteri, hükümetinin aktivist Dong Samuel ve muhalif siyasetçi Aggrey Idri’nin öldürülmesiyle ilgisi bulunduğunu reddetti. Basın sekreteri, söz konusu kişilerin kaçırılmasından Kenya hükümetinin sorumlu olduğunu ifade etti. Cuba'nın suçla ilgisi olmadığını vurgulayan yetkili, Samuel ve Idri’nin Nairobi’den kaçırılmasının ardından Cuba’ya getirilip orada öldürüldükleri konusunda ortada kesin bir delil bulunmadığını söyledi.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.