Suudi Arabistan Veliaht Prensi Dubai Veliaht Prensi ile bir araya geldi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Dubai Veliaht Prensi ile bir araya geldi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Dubai Veliaht Prensi Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum ile Cidde’de bir araya geldi.
Görüşmede, iki kardeş ülkeyi birbirine bağlayan güçlü tarihsel bağlara değinilirken, iki ülke arasında çeşitli alanlardaki işbirliğini geliştirme fırsatları ele alındı.
Dubai Veliaht Prensi Şeyh Hamdan, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayid el-Nehyan  ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum’un selamlarını iletti.
Söz konusu görüşmeye Suudi Arabistan Devlet Bakanı Prens Turki bin Muhammed bin Fahd bin Abdulaziz, Mekke Emir Yardımcısı Prens Bedir bin Sultan bin Abdulaziz, İçişleri Bakanı Prens Abdulaziz bin Suud bin Nayif bin Abdulaziz, Dışişleri Bakanı Dr. İbrahim el-Assaf, Suudi Arabistan’ın BAE Büyükelçisi Turki el-Dahil’in yanı sıra Dubai Sivil Havacılık İdaresi Başkanı ve Emirlik Havayolu İcra Kurulu Başkanı Şeyh Ahmed bin Saed Al Maktum, BAE Riyad Büyükelçisi Şeyh Şahbut bin Nehyan, BAE Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Kargaş gibi birçok üst düzey isim katıldı.



KİK ile AB'nin ‘iki devletli çözüm’ ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası taahhüdü

Kuveyt'te düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki bakanlar toplantısından (KUNA)
Kuveyt'te düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki bakanlar toplantısından (KUNA)
TT

KİK ile AB'nin ‘iki devletli çözüm’ ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası taahhüdü

Kuveyt'te düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki bakanlar toplantısından (KUNA)
Kuveyt'te düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki bakanlar toplantısından (KUNA)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Avrupa Birliği (AB) arasında dün yapılan ortak bakanlar toplantısında, iki devletli çözüm temelinde Ortadoğu'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın sağlanması yönündeki taahhütler yinelendi. İsrail'e Gazze Şeridi'ne insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını garanti etmesi çağrısında bulunuldu. Ayrıca, gelecekte Gazze Şeridi'nin yeniden canlandırılması ve yeniden inşası konusunda uluslararası ortaklarla iş birliği yapma taahhütleri teyit edildi.

Kuveyt'te dün düzenlenen ortak bakanlar toplantısının ardından yayınlanan bildiride, KİK ve AB, Filistin Yönetimi'nin benzeri görülmemiş bir mali krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde, İsrail'i Filistin Yönetimi ile iş birliği yapmaya ve el koyduğu vergi gelirlerini serbest bırakmaya çağırdı.

KİK-AB Ortak Bakanlar Konseyi, Ortadoğu’da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın sağlanmasına yönelik kararlı taahhüdünü bir kez daha yineledi. Bu barışın, iki devletli çözüm temelinde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Söz konusu çözümün, Arap Barış Girişimi, ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararları ve barış sürecine ilişkin referanslarla uyumlu olması; ayrıca 4 Haziran 1967 sınırları esas alınarak hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi. Bu çerçevede, Kudüs'ü de kapsayan bir çözümle birlikte, tarafların karşılıklı mutabakatıyla ve uluslararası hukuk ile üzerinde uzlaşılan uluslararası standartlara uygun şekilde eşit değerde toprak takası yapılabileceği belirtildi.

Ortak Bakanlar Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme önerisini memnuniyetle karşıladı ve ‘bu önerinin uygulanmasını sağlamak ve bölge halkları için barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlamak amacıyla ABD ve tüm ilgili taraflarla yapıcı iş birliği yapmaya hazır olduğunu’ vurguladı.

Konseyin bildirisinde, BM Genel Kurulu’nun, Filistin meselesinin barışçıl yollardan çözümüne ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin New York Deklarasyonu’nu kabul etmesine dikkat çekildi. Bu kabulün, Filistinliler, İsrailliler ve bölgedeki tüm halklar için geri dönülmez bir yol çizme ve daha iyi bir gelecek inşa etme yönündeki uluslararası iradeyi açık biçimde yansıttığı vurgulandı. Ayrıca bildiride, ekonomik olarak yaşayabilir, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının, İsrail ile barış ve güvenlik içinde yan yana yaşamasının desteklendiği belirtildi.

Konsey, kapsamlı bir ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Filistinli mahkûmların takası için Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuk çabalarını da övdü.

Konsey, Kudüs ve kutsal mekanların mevcut tarihi ve hukuki statüsünün korunmasının önemini vurgulayarak, bu konuda Ürdün'ün özel rolünü teyit etti ve Fas Kralı 6. Muhammed başkanlığındaki Kudüs Komitesi'nin çalışmalarını destekledi. Konsey, yasadışı yerleşimlerin genişletilmesi, Batı Şeria'daki Hıristiyan topluluklara yönelik şiddet dahil olmak üzere yerleşimcilerin şiddet eylemleri, İsrail'in Batı Şeria'daki askeri operasyonları ve sivillere yönelik terör saldırılarının artması gibi yerleşim faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi ve bunların iki devletli çözümü baltaladığını ve gerilimleri artırdığını belirtti.

Ortak Bakanlar Konseyi, BM Şartı'nın ilkeleriyle uyumlu olarak Katar'ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklediğini vurguladı. Konsey, saldırının uluslararası hukuku ihlal eden bir eylem olduğunu, Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması ve Filistinli mahkûmların takası için yürüttüğü arabuluculuk çabalarını baltaladığını belirtti. Konsey ayrıca, bölgedeki ülkelere yönelik saldırıların gerilimi artırdığını ve bölgesel güvenlik ve istikrarı ciddi şekilde etkilediğini kaydetti.

Kuveyt ve Irak

Kuveyt ve Irak arasındaki deniz sınırları meselesini yakından takip etmeye devam edeceğini açıklayan Konsey, iki komşu ülke arasında kalan sorunların uluslararası hukuka uygun olarak çözülmesinin bölgesel istikrar ve iş birliğine olumlu katkı sağlayacağını vurguladı.

Bildiride, Irak’ın Kuveyt’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağlı kalmasının önemine vurgu yapıldı. Irak’ın, ikili anlaşmalara, uluslararası antlaşmalara ve özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin 833 sayılı kararı da dahil olmak üzere ilgili BM kararlarına saygı göstermesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, 162 numaralı sınır işaretinden sonraki bölüm de dâhil olmak üzere Kuveyt ile Irak arasındaki deniz sınırının tamamen belirlenmesi çağrısında bulunuldu.

Kuveyt ve Irak arasında 2012 yılında imzalanan Khor Abdullah'ta deniz seyrüseferinin düzenlenmesine ilişkin anlaşmanın tam olarak uygulanmasının önemine dikkat çekildi ve Khor Abdullah'ta deniz seyrüseferinin düzenlenmesine ilişkin ortak komite toplantılarının yeniden başlaması çağrısında bulunuldu.

İran

Bildiri, İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında tam iş birliğinin yeniden başlamasının önemine dikkat çekti; İran'ı, yasal olarak bağlayıcı garantiler kapsamındaki yükümlülüklerine yeniden uymaya, böylece güveni tesis etmeye ve bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrarı güçlendirmeye çağırdı.

Bildiri, İran'ı bölgesel gerilimi yatıştırmaya çağırdı ve İran'ın nükleer programının barışçıl niteliğinin sağlanmasının, balistik füzelerin ve insansız hava araçlarının (İHA) yayılmasının ve bölgemizin ve ötesinin güvenliğini tehdit eden ve uluslararası güvenliği ve barışı baltalayan, ilgili BM anlaşmaları ve kararlarını ihlal eden her türlü teknolojinin durdurulmasının önemini vurguladı.

Suriye ve Lübnan

KİK-AB Ortak Bakanlar Konseyi, ‘Suriye'nin güvenliği ve istikrarının bölgenin istikrarı için temel öneme sahip olduğunu’ vurgulayarak, uluslararası finans kurumlarını Suriye ekonomisini desteklemek için iş birliğini güçlendirmeye çağırdı.

Ayrıca, tüm silahlı grupların silahsızlandırılması, terhis edilmesi ve birleşik ulusal güvenlik güçlerine yeniden entegre edilmesinin, iç güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi için temel bir koşul olduğunu vurguladı.

Konsey, Lübnan hükümetinin reform ve istikrarın yeniden tesisine yönelik çabalarına da destek verdiğini ifade ederek, Lübnan'ın silahların devletin elinde toplanmasını güvence altına alma çabalarına destek verdiğini bildirdi.

Ukrayna'daki savaş

Ortak Bakanlar Konseyi, Suudi Arabistan'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için ABD ile Ukrayna arasında ve ABD ile Rusya arasında görüşmelere ev sahipliği yapmak üzere gösterdiği diplomatik çabaları, gelecekteki doğrudan barış görüşmelerine yönelik bir çaba olarak övdü ve bu çabaların uzlaşmaya yönelik siyasi girişimleri desteklemedeki önemini vurguladı.

Konsey, savaşı sona erdirmek için bölgesel ve uluslararası çabaları desteklediğini vurguladı ve nihayetinde adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak için tam ve koşulsuz bir ateşkesin uygulanması çağrısında bulundu. Konsey, Cidde, Kopenhag ve Doha'da düzenlenen toplantılar da dahil olmak üzere, KİK'in girişimlerini övdü.


AB Komisyonu yetkilisi Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile geniş kapsamlı bir stratejik ortaklık kurmayı hedefliyoruz

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stefano Sannino (AB)
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stefano Sannino (AB)
TT

AB Komisyonu yetkilisi Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile geniş kapsamlı bir stratejik ortaklık kurmayı hedefliyoruz

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stefano Sannino (AB)
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stefano Sannino (AB)

Üst düzey bir Avrupalı yetkili, Avrupa Birliği'nin (AB) Suudi Arabistan ile geniş bir stratejik ortaklık kurmaya ve karşılıklı çıkar alanlarında ortak gündemi hızlandırmaya çalıştığını, bunun da gelecek yıl yapılacak Körfez-Avrupa zirvesine hazırlık niteliğinde olduğunu söyledi.

AB Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stefano Sannino, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, AB ile Körfez ülkeleri arasındaki stratejik yaklaşımın, mevcut koşullar altında özellikle enerji alanında ekonomik iş birliğine odaklandığını belirtti. Sannino, bunun yalnızca Körfez ülkelerinin şu anki rolü nedeniyle değil, aynı zamanda bu ülkelerin yenilenebilir enerji ve modern teknoloji alanlarında gelecekte üstlenebileceği potansiyel rol nedeniyle önemli olduğunu vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planı hakkında yorum yapan Sannino, planı ‘Gazze'nin ve halkının geleceği için çok önemli unsurlar içeren tutarlı bir plan’ olarak nitelendirdi. Sannino, ‘AB’nin, planın uygulanmasında üzerine düşen sorumluluğu üstlenmeye hazır’ olduğunu ifade etti.

Husileri ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırmaya gelince, Sannino bu yaklaşımı reddederek şöyle dedi: “Değerlendirmemize göre, bu adım pek bir şey değiştirmeyebilir, hatta en yüksek bedeli ödeyen Yemen halkı için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ancak bu, Husilerin oluşturduğu tehlikeyi görmezden geldiğimiz anlamına gelmez.”

İki devletli çözüm için çabalar

Sannino, Suudi Arabistan ile Fransa'nın son dönemdeki çabalarının ve Birleşmiş Milletler'de (BM) iki devletli çözüm için yapılan toplantıların ‘iki devletli çözümü ve İsrail ile barış içinde yan yana yaşayabilecek bir Filistin devleti kurma fikrini korumaya yönelik ortak kararlılığı yansıtan, son derece önemli bir girişim’ olduğunu kaydetti.

Sannino, “Bu yaklaşım önemli bir siyasi ağırlığa sahip… Filistin devletinin kurulması hedefine odaklanarak bu yoldan sapılmamasını sağlamak için çabaları sürdürmek çok önemli” ifadelerini kullandı.

AB'nin, özellikle AB Komisyonu'nun iki devletli çözümü destekleme konusunda çok aktif olduğunu ve ‘Filistin Yönetimi'nin en büyük mali destekçisi olduğunu’ belirten Sannino sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz nisan ayında, 1,6 milyar euro değerinde bir mali paket onayladık. Hem Filistin Yönetimi'nin bütçesini desteklemek hem de Filistin ekonomisini desteklemek için bu paketi uygulamaya başladık. Sadece birkaç gün önce, AB Akdeniz Komiseri, Filistin Yönetimi'ne 400 milyon euroluk kredi içeren bir anlaşmayı Filistin tarafıyla imzaladı.”

Filistin Yönetimi'nin reformu

Sannino, AB'nin Filistin Yönetimi tarafından başlatılan reform sürecini yakından takip ettiğini belirterek, bu konuda Filistin Yönetimi ile yakın iş birliği içinde çalıştıklarını bildirdi.

dcfrgt
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İki Devletli Çözüm Uygulama Koalisyonu’nun üst düzey bakanlar toplantısına başkanlık ediyor. (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Sannino, “Ortak bir reform planı geliştirdik ve bu planın uygulanmasına başlandı. Bu, özellikle ABD'nin önerdiği 21 maddelik planı dikkate alırsak önemli bir adım. Çünkü bu reformlar, Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönüşünü mümkün kılacak temel unsurlardan biri olarak görülüyor. Bu çerçevede, AB Komisyonu Başkanı birkaç gün önce Filistin devleti için bir bağışçı grubu oluşturma fikrini duyurdu. Amaç, kaynakları seferber etmek. Zira Filistin Yönetimi şu anda reform programını sürdürebilmek için ciddi bir finansman ihtiyacı içinde. Ayrıca, işler olumlu yönde ilerlerse, yakın gelecekte Gazze Şeridi’nin yeniden inşası çabalarına da destek sağlanabilir” şeklinde konuştu.

AB, Trump'ın planını uygulamaya hazır

Sannino, Trump'ın pazartesi akşamı açıklanan Gazze planının başarısı konusunda iyimser olduğunu dile getirdi. Sannino, “Planın başarılı olacağına dair iyimserim. Plan gerçekten tutarlı ve uzun süredir savaşın acısını çeken Gazze ve halkının geleceği ile ilgili çok önemli unsurlar içeriyor. Bu unsurlar üzerinde bir anlaşmaya varılmasını umuyorum. AB, bunların uygulanmasında üzerine düşen sorumluluğu üstlenmeye hazır” dedi.

Suudi Arabistan ile geniş kapsamlı ortaklık

Sannino, AB'nin Suudi Arabistan ile geniş kapsamlı bir stratejik ortaklık kurmaya çalıştığını ve ortak çalışmaların şimdiden başladığını belirtti. Sannino, “İstediğimiz şey -ki bu ziyaret sırasında yaptığımız görüşmelerin de bir parçasıydı-, ortak ilgi alanlarındaki konulara dair hızlıca uygulanabilecek ortak bir gündemin belirlenmesini hızlandırmak. Bu gündem, gelecek yıl düzenlenecek AB ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasındaki zirvede temel alınarak geliştirilecek. Her iki tarafın liderlerinden de, toplumlarımızın yararına somut sonuçlar elde edilmesine yönelik açık bir talep var” ifadelerini kullandı.

scd
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Ekim 2024'teki KİK-AB zirvesinde AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Charles Michel ile birlikte (SPA)

Körfez ile ekonomik iş birliği

Sannino'ya göre AB, mevcut koşullar altında Körfez ülkeleriyle ekonomik iş birliğini, ‘yalnızca Körfez ülkelerinin şu anki rolü nedeniyle değil, aynı zamanda bu ülkelerin yenilenebilir enerji ve modern teknoloji alanlarında gelecekte üstlenebileceği potansiyel rol nedeniyle’ son derece önemli görüyor.

ty
2024 yılında Brüksel'de düzenlenen ilk KİK-AB zirvesine katılan Avrupa ve Körfez liderlerinin hatıra fotoğrafı (AFP)

Sannino sözlerine şöyle devam etti: “Ticaret ve yatırımın teşvik edilmesinin yanı sıra, dijitalleşme ve yapay zekâ alanlarında da karşılıklı çıkarlar var. Burada, bölge için, özellikle Suudi Arabistan için ve AB için hayati önem taşıyan eğitim, bilimsel araştırma, yüksek öğretim, kültür ve spor alanlarından bahsediyoruz. Bu alanlar sayesinde toplumlarımız arasında yeni köprüler kurabiliriz.”

Serbest ticaret müzakereleri

Sannino, toplu müzakerelerle paralel olarak Körfez ülkeleriyle ikili serbest ticaret müzakereleri başlatmanın, süreci kolaylaştırmayı ve olumlu sonuçlar elde etmeyi amaçladığını söyledi. Sannino, “İkili boyutun bölgesel boyutu ortadan kaldırmadığını, aksine onu tamamladığını düşünüyorum. İkili müzakerelerin bölgesel müzakerelerde ilerlemeyi kolaylaştıracağı umuduyla, her iki yolu da paralel olarak izlemeye çalışıyoruz. Bölge genelinde ortak sorunlar var, ancak aynı zamanda her ülkenin dikkate alınması gereken kendine özgü özellikleri de var. Bu nedenle, olumlu bir sonuca ulaşmak için her iki yolu da paralel olarak izliyoruz” şeklinde konuştu.

Husilerin terör örgütü olarak sınıflandırılması

Kızıldeniz'de devam eden deniz taşımacılığına yönelik saldırılar ışığında AB'nin Husileri terör örgütü olarak sınıflandırma niyeti sorulduğunda Sannino şunları söyledi: “Bu konu uzun uzun tartışıldı ve soru her zaman şuydu: Yemen'deki durum ve bunun Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğüne etkileriyle başa çıkmanın en iyi yolu nedir? Değerlendirmemize göre, bu adım (Husileri terör örgütü olarak tanımak) pek bir şey değiştirmeyebilir, hatta özellikle en yüksek bedeli ödeyen Yemen halkı için olumsuz sonuçlar doğurabilir.”

sdfrgt
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ortadoğu ve Kuzey Afrika Departmanı Direktörü Stefano Sannino, Riyad'daki Diriye Projesi’ni ziyareti sırasında (AB)

Sannino sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Bu, Husilerin, bölgenin istikrarı ve güvenliği üzerindeki etkisini tanımadığımız anlamına gelmez. Bu nedenle, Yemen hükümetini desteklemeye, meşru yetkililerle iş birliği yapmaya ve Yemen halkına yardım sağlamaya devam ediyoruz.”


Suudi Arabistan, yaklaşan Hac sezonu hazırlıklarını 75 ülkeyle görüşüyor

Suudi Arabistan, hacıların güvenli ve sorunsuz bir yolculuk yapmalarını sağlamak için bir dizi hizmet sunuyor. (Fotoğraf: Gazi Mehdi)
Suudi Arabistan, hacıların güvenli ve sorunsuz bir yolculuk yapmalarını sağlamak için bir dizi hizmet sunuyor. (Fotoğraf: Gazi Mehdi)
TT

Suudi Arabistan, yaklaşan Hac sezonu hazırlıklarını 75 ülkeyle görüşüyor

Suudi Arabistan, hacıların güvenli ve sorunsuz bir yolculuk yapmalarını sağlamak için bir dizi hizmet sunuyor. (Fotoğraf: Gazi Mehdi)
Suudi Arabistan, hacıların güvenli ve sorunsuz bir yolculuk yapmalarını sağlamak için bir dizi hizmet sunuyor. (Fotoğraf: Gazi Mehdi)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, Rahman'ın misafirlerine en üst düzeyde hizmet sunmak amacıyla, yaklaşan sezon hazırlıkları kapsamında 75'ten fazla ülkeyle bir dizi hazırlık toplantısı düzenledi.

Toplantılarda Hac sezonu hazırlıkları ele alındı, sezon boyunca uygulanacak en önemli talimatlar ve düzenlemeler gözden geçirildi, hacı işleri ofislerinden gelen talepler tartışıldı ve çeşitli ülkelerden gelen hacıları rahatlatmak ve güvence altına almak amacıyla sorularına yanıt verildi.

75'ten fazla ülkenin temsilcileriyle video konferans yoluyla gerçekleştirilen bu toplantılar, bakanlığın dijital dönüşümüyle uyumlu olup, Suudi Arabistan'ın İslam'a ve Müslümanlara hizmet misyonu doğrultusunda hizmetlerini geliştirme ve Hac mevsimiyle ilgili düzenleyici prosedürleri kolaylaştırma konusundaki kararlılığını yansıtıyor.

Bakanlık, bu hazırlık toplantılarının Hac sezonu için erken planlamanın temel bir adımını teşkil ettiğini ve Suudi Arabistan'ın hacıların kendi ülkelerinden ayrıldıkları andan geri dönene kadar güvenli ve sorunsuz bir yolculuk yapmalarını sağlamak için uyguladığı bir dizi düzenleme ve hizmet adımının parçası olduğunu vurguladı.

def
Suudi Arabistan, Hacı adaylarının deneyimini iyileştirmek amacıyla sürekli iyileştirme ve geliştirme adımları atıyor. (Fotoğraf: Adnan Mehdeli)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı geçtiğimiz cumartesi günü, hacılara hizmet veren 16'dan fazla şirket için ‘Nusuk Masar’ platformunu onayladığını, 75'ten fazla ülke için hizmet kılavuzlarının otomasyonunu tamamladığını, bugüne kadar hacılar için yaklaşık 189 konaklama merkezini faaliyete geçirdiğini ve hacılara hizmet sunmak ve hazırlıklarını sağlamak için 24'ten fazla şirketi onayladığını duyurdu.

Yaklaşan Hac döneminde uygulanmak üzere 25'ten fazla yenilikçi girişim başlatıldı ve yaklaşık 11 şirket Suudi Arabistan'da hacılara hizmet vermek üzere lisans aldı. Bu arada platform, Bakanlığın sosyal sorumluluk girişimleri için başvuruları kabul etmeye başladı ve sezon boyunca gönüllü olmak isteyenleri kaydetmek için bir veri tabanı oluşturdu.

Bu adım, Vizyon 2030'un hedefleri doğrultusunda Rahman'ın misafirlerinin deneyimini iyileştirmeyi, onlara hizmet etmeyi ve inanç yolculuklarını huzur içinde gerçekleştirmeyi amaçlayan sürekli iyileştirme ve geliştirme çabalarının bir parçası.