Trump, yasa dışı göçmen ailelerin toplatılması emri verdi

Orta Amerikalı göçmenler, geçtiğimiz Salı günü Teksas sınırını geçmeye çalıştı (Reuters)
Orta Amerikalı göçmenler, geçtiğimiz Salı günü Teksas sınırını geçmeye çalıştı (Reuters)
TT

Trump, yasa dışı göçmen ailelerin toplatılması emri verdi

Orta Amerikalı göçmenler, geçtiğimiz Salı günü Teksas sınırını geçmeye çalıştı (Reuters)
Orta Amerikalı göçmenler, geçtiğimiz Salı günü Teksas sınırını geçmeye çalıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın, ABD Göçmenlik ve Sınır Muhafaza Birimine, yasa dışı göçmen ailelerin Pazar gününden itibaren toplatılması emri vermesi, kurumun bu talebi yerine getirme gücüne dair bir takım soruları gündeme getirdi.
Yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilme konusunun eski ABD yönetimi ve başkanlarının çözüme ulaştırmaya çalıştığı bir konu olduğu biliniyor. Ancak bu konu, kararların uygulanması ve güvenlik hizmetlerine sunulan gerçek imkânlarla çatıştı.
ABD basınında çıkan haberlere göre Trump, ABD Göçmenlik ve Sınır Muhafaza (ICE) Birimine, yasa dışı göçmen ailelerin toplatılması emri verdi. ICE Birimi Başkanı Mark Morgan, birimin kısa sürede 11 milyon kişiyi sınır dışı edemeyeceğini ifade ederek, ajansın göç politikasını uygulamaya kararlı olduğunu ifade etti. Morgan, göçmenlere koruma sağlayan bölgelerin ülkeye daha fazla göçmen akınına neden olacağı konusunda uyarıda bulundu.
Eski Başkan Barack Obama döneminde ICE’nin Başkanı olan John Sanuing, ICE’nin bu zor görevi yerine getiremeyeceğini ifade ederek, tam kapasite çalışmaktan başka bir şey yapamayacaklarını söyledi. Yeni göçmen dalgası tehdidi ICE yetkililerini zor kararlar almaya zorladı. Birçok ABD şehrinde büyük çaplı baskınlar başlatmak için hazırlıklar sürse de, bu kararın uygulanması için tam olarak bir tarih belirlenmedi.
Trump geçtiğimiz Pazartesi günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada "Gelecek hafta ICE, ABD'ye yasadışı yollarla giren milyonlarca yasadışı yabancıyı ülkeden çıkarma sürecini başlatacak. Geldikleri gibi hızla, bu ülkeden çıkarılacaklar” ifadelerini kullandı. Trump’ın açıklaması, ülkede düzenini oturtan göçmenler arasında korkuya neden oldu.
Kolluk kuvvetleri ve göçmenlik bürosu tarafından yapılacak baskınlara hazırlanmak aylar sürer. Bu da Trump’ın Salı günü Florida’da başlattığı seçim kampanyasının bir parçası olduğun anlamına gelebilir. Trump şu anki seçim kampanyasında özellikle göçmen konusu olmak üzere eski vaatlerini yineledi. ABD yönetimindeki yetkililere göre, toplu sürgünlerin başlatılması, ülkeye yasadışı yollardan girmeye çalışan göçmenler için caydırıcı olabilir. ABD yönetiminden bir yetkili ABD News’e verdiği demeçte, Trump’ın sınır dışı edilme kampanyasının ülke içindeki sadece 1 milyon kişiyi hedef aldığını söyledi.
ABD medyası, ülkedeki kişilerin sınır dışı edilerek ABD’den çıkarılacağını ve yasaların Orta Amerika’dan sığınma talebinde bulunan ailelerin sınır dışı edilmesini engellediğini bildirdi. Ayrıca sürgüne mahkûm edilenlerin temyiz başvurusunda bulunabileceği ve karar verilene kadar ülkede kalmaya devam edecekleri bildirildi.
ICE Birimi Başkanı Mark Morgan daha önce yaptığı açıklamada, bu ay duruşmadan kaçan ve sınır dışı edilmeleri için emir alınan göçmenler üzerinde çalışmalarda bulunacaklarını ifade etti. ABC News, Trump planını açıklamadan önce önümüzdeki haftalarda ulusal düzeyde göçmen sınır dışı etme politikasının başlatılacağını bildirmişti. İç Güvenlik Bakanlığı’ndan yetkililer, ajansın toplu bir sürgün için hazırlandığını söyleyerek, Bakanlık Soruşturma Birimi'nden yardım istedi. ICE’nin çalışmalarla ilgili karşı karşıya kalacağı zorluklar arasında göçmen memurlarının göçmenlerin adreslerini belirlemede zorlanması ve tespit edilen kişinin bulundukları yere girmesini izin vermemesi de bulunuyor.
ICE, bazı eyaletlerde kolluk kuvvetleri ile işbirliği yapılmadı fakat göçmenlere ICE tarafından sürgün edileceklerine dair uyarıda bulundu. Bu durumu öfkeyle karşılayan Trump, sorumluları hakkında adaleti engelleme suçundan soruşturma açma tehdidinde bulundu. Trump’ın planlarına Kongre’deki muhalefet karşı çıktı. Demokrat Meclis Başkanı Nancy Pelosi, bu tür faaliyetlerin toplumlarda korkuya neden olabileceğini söyledi.
Cumhuriyetçi Senatör Roy Blunt sınırdaki göçmenlere bakım sağlama ve onları güvence altına almanın daha iyi bir yol olduğunu söyledi.
Rakamlarla göçmenler
Yarı resmi verilere göre, göçmenlerin yüzde 75’i ABD’de yasal bir şekilde yaşıyor ve 11 milyon kadar kaçak göçmen var.  Bu göçmenlerin çoğu Meksika ve Orta Amerika’dan geliyor.
ABD yönetimi, sınır dışı edilecekleri belirleyerek, yasadışı göçmenleri sınır dışı etme politikasına bağlı kalmaya çalıştı. Bu da farklı yönetimler arasında sınır dışı edilen kişilerin sayısının farklı olduğunu gösteriyor. 2009- 2016 yılları arasında Eski Başkan Barack Obama döneminde 3 milyon göçmen sınır dışı edilirken, 2001- 2008 yılları arasında George W. Bush döneminde 2 milyon göçmen sınır dışı edildi. 2012 yılı 419 bin ile en çok göçmenin sınır dışı edildiği yıl oldu. Rakamlar, Obama’nın ilk görev yıllarında sıkı göç politikaları nedeniyle eleştirilmesine neden oldu.
2017 yılında Trıump yönetimi tarafından sınır dışı edilen göçmen sayısı 295 bin ile 2006 yılının en düşük rakamına ulaştı. 2018 yılında, sadece yaklaşık 256 göçmen sınır dışı edildi. Trump yönetimi, sınır geçişlerinin ve gözaltı merkezlerindeki izdihamın az sayıda göçmenin sınır dışı edilmesinden kaynaklandığını ve Orta Amerika’dan gelen göçmen sayısının artmasına neden olduğunu belirtti.
Trump ayrıca ABD sınırına doğru olan göç akımı olan ülkelere, konuyla ilgili bir önlem almaması durumunda gümrük vergisi uygulanacağı uyarısında bulunmuş ülkelerle göç anlaşması konusunda uzlaşmaya vardıktan sonra tehdidinden vazgeçmişti.
ABD sınır muhafızları günde yaklaşık 4 bin 500 kişiyi tutuklarken, tutukluların sayısı Ekim ve Mayıs ayları arasında son 10 yılın rekorunu kırarak 520 bine ulaştı. Göçle ilgili tüm kurumlar, önemli bir baskı olduğu konusunda fikir birliğine vardı. Çözümlenmeyen 700 bin göç davası olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca yasal göçmenlerin Green kart ya da ABD vatandaşlığı alması daha uzun süren bir süreç haline geldi.



Trump’ın Çin drone’u yasağı ABD’lileri kızdırdı: İşimizi kaybedeceğiz

ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
TT

Trump’ın Çin drone’u yasağı ABD’lileri kızdırdı: İşimizi kaybedeceğiz

ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)

ABD'nin Çin malı drone'ları yasaklaması, bu cihazları ticari amaçlı kullanan Amerikalıları kızdırdı.

ABD Federal İletişim Komisyonu’nun (FCC) dün açıkladığı kararla yabancı üretim insansız hava araçlarının (İHA) ülkede satışı yasaklandı.

Ayrıca Çinli drone devi SZ DJI Technology ve Autel Robotics'in tüm iletişim ve video gözetim ekipmanları da yasak kapsamına alındı.

Bu kararla şirketlerin, iştiraklerinin ve ortaklarının ABD'de yeni drone ekipmanı ithal etmesi veya bunları satması yasaklanmış oldu.

Çin yapımı İHA’ların yasaklanması yönündeki çabalar 2017’de başlamıştı. Amerikan ordusu, siber güvenlik endişeleri nedeniyle askerlere DJI’nın drone’larını kullanmama emri vermişti.

Washington yönetimi, DJI drone’larının Çin yönetimi adına veri topladığını öne sürerken Pekin yönetimiyse iddiaları reddediyor.

ABD, DJI’yı “Çin askeri şirketi” diye de nitelemişti. Firma ise bu kategorilendirmenin iptali için açtığı davayı kaybetmişti.

DJI, ABD devletinin yürüteceği bağımsız incelemelere açık olduklarını, internet bağlantısı olmadan kullanılabilen drone’larla toplanan verilerin yerel merkezlerde depolandığını savunmuştu.

Çinli drone devi, kararın ardından yaptığı açıklamada öne sürülen güvenlik endişelerinin asılsız olduğunu iddia etti.

Diğer yandan yasak, sözkonusu İHA’ları ticari amaçlarla kullanan kişilerin tepkisini çekti. Wall Street Journal’ın aktardığına göre DJI üretimi drone’lar, ABD'deki ticari, hobi amaçlı ve yerel yönetimlerin kullandığı İHA’ların yaklaşık yüzde 70 ila 90’ını oluşturuyor.

Birçok drone kullanıcısının DJI parçalarını stoklamaya başladığı belirtiliyor. Ayrıca geçimlerini drone’lardan sağlayan kişilerin kararın iptali için Beyaz Saray ve ABD Kongresi’ne talepte bulunduğu aktarılıyor.

Drone ve uçak eğitimleri veren Pilot Institute'un kurucu ortağı Greg Reverdiau, DJI yasağıyla ilgili 8 bin kişinin katıldığı bir anket düzenlediklerini söylüyor.

Katılımcıların yüzde 43’ü yasağın şirketleri üzerinde "son derece olumsuz" veya "işlerini sona erdirebilecek bir etki" yaratacağını söylüyor. Yaklaşık yüzde 58’iyse DJI drone’ları olmadan sadece iki yıl veya daha kısa süre işlerini sürdürebileceklerini belirtiyor.

Reverdiau, Donald Trump yönetiminin yasağını eleştirerek şunları söylüyor:

İnsanlar DJI drone'larını Çin malı olduğu için satın almıyor. Bunları piyasada erişilebilir, yüksek kapasiteli ve uygun fiyatlı oldukları için tercih ediyorlar.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Newsweek


Japonya, vatandaşlık alma kurallarını zorlaştırıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Japonya, vatandaşlık alma kurallarını zorlaştırıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yabancılara yönelik daha sıkı denetim için kapsamlı bir siyasi hamlenin parçası olarak Japonya, vatandaşlık almak için gereken ikamet süresini 10 yıla çıkarıyor ve dil şartı ekliyor.

Gelecek yılın hemen başlarında yürürlüğe girebilecek olan göçmenlik kurallarındaki bu revizyon, iktidar koalisyonundaki Nippon Ishin partisinin mevcut standartları çok gevşek bulması ve Başbakan Sanae Takaiçi'nin resmi bir inceleme emri vermesi üzerine geliyor.

Japonya'nın Mainichi gazetesi'nin haberine göre, Takaiçi'nin Liberal Demokrat Parti'sinin 4 Aralık'taki toplantısında özetlenen öneride görüldüğü üzere, vatandaşlığın onaylanması sadece ikamet süresine değil, aynı zamanda "iyi hal" ve başvuranın kişisel veya eş geliri ya da becerileri yoluyla istikrarlı bir geçim sağlama kabiliyetine de bağlı olacak. Ayrıca yetkililere nihai kararı vermede geniş bir takdir yetkisi bırakılacak.

Nippon Ishin, 17 Eylül'de Adalet Bakanlığı'na, yabancı uyruklu sakinlerin sayısını sınırlayacak ve yurttaşlığa kabul edilmiş kişilerin vatandaşlıklarının iptal edilebileceği koşulları belirleyecek daha sert önlemler alınması yönünde bir öneri sunmuştu.

Radikal sağcı Sanseito partisiyse daha da ileri giderek, hükümeti yabancıları etnik Japon nüfusunun önüne koymakla suçlarken, kendi iktidarında Japon vatandaşlığına kabul edilmiş kişilerin (kikajin) yasama meclisi adaylığına engel olacağını açıklamıştı.

Hükümet, önerilen kurallara istisnalar getirmeyi planlıyor; bu sayede, Japonya'da birkaç yıldır müsabakalara çıkan sporcular gibi bazı başvuru sahipleri, 10 yıllık ikamet şartını karşılamasalar bile vatandaşlık alabilecek.

Adalet Bakanlığı verilerine göre Japon hükümeti 2024'te 12 bin 248 vatandaşlık başvurusu aldı ve bunların 8 bin 863'ü yıl içinde onaylandı.

Yerel medyaya göre hükümet ayrıca kalıcı ikamet başvurusunda bulunanlar için Japonca dil yeterliliğini ve yurttaşlık eğitimini zorunlu hale getirmeyi de düşünüyor.

Görsel kaldırıldı.
Sanae Takaiçi'nin koalisyon ortağı, Japonya'daki yabancı sakin sayısına sınırlama getirmek istiyor (Reuters)

Önerilen kuralların ülkede yoğun bir çevrimiçi tartışmaya yol açtığı bildiriliyor.

Destekçiler bunları uzun süreli ikamet edenler için makul bulurken, eleştirmenler Takaiçi'nin muhafazakar hükümetinin, Japonya'nın ciddi işgücü sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde göçmenliğe yeni engeller yarattığını savunuyor.

The Asahi Shimbun, hükümet kaynaklarına atıfta bulunarak, planın yabancı sakinleri "temel toplumsal bilgi, özellikle dil becerileri"yle donatmayı amaçladığını bildirdi.

Gazeteye göre önerilen ve şimdilik "sosyal içerme programı" diye adlandırılan plan, yabancılarla yerel topluluklar arasındaki yanlış anlamaları ve sürtüşmeleri azaltıp "artan yabancı düşmanlığını dizginlemeyi" amaçlıyor.

Girişim, yerel okullara kaydolmadan önce Japonca yeterliliği sınırlı olan çocuklar için destek önlemlerini içerecek.

2015'te Japonya'da yaklaşık 2,23 milyon yabancı sakin vardı. Haziran 2025 itibarıyla bu sayı yaklaşık 3,95 milyona ulaştı, yani yabancılar nüfusun yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyor. Bu yabancıların yaklaşık 930 bini ülkede kalıcı ikamet sahibi oldu.

Independent Türkçe 


Ukrayna savaşı, Finlandiya'nın rengeyiklerini nasıl etkiledi?

Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
TT

Ukrayna savaşı, Finlandiya'nın rengeyiklerini nasıl etkiledi?

Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)

Ukrayna savaşı, Avrupa'daki pek çok ülkeyi olası bir çatışma ihtimali nedeniyle tedirgin ederken kıtanın kuzeyinde bambaşka bir sorun yaşanıyor.

Finlandiya'daki rengeyiklerinin ölüm oranındaki artışta Rusya'nın açtığı savaşın etkili olduğu öne sürülüyor.

Ülkenin kuzeyindeki Kuusamo'da 400 yılı aşkın süredir bu boynuzlu hayvanları yetiştiren bir aileye mensup olan Juha Kujala, son zamanlarda neredeyse her gün bir rengeyiği ölüsü gördüğünü söylüyor. 

Rusya sınırlarına 40 kilometre mesafedeki çiftliğinde turistleri ağırlayan Kujala, bu durumdan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i sorumlu tutuyor:

Ukrayna savaşından sonra durum daha kötüleşti. Kurtlar Rus tarafından geliyor. Ukrayna'da insan avladıkları için orada kurt avlayacak kimse kalmadı. Gerçekten çok çok üzücü. Kurtlar durmaksızın öldürüyor. Sayıları o kadar fazla ki buradaki tüm sistemi tehdit ediyorlar. Bir şeyler yapmazsak birkaç yıla burada rengeyiği kalmaz. Bu çok üzücü çünkü rengeyiği yetiştiriciliği, Finlandiya tarihinin en eski geçim kaynaklarından biri.

Rusya'dan gelen kurtların rengeyiklerini öldürdüğünü öne süren tek kişi Kujala değil.

Bölgede şu teori yaygın şekilde dile getiriliyor: Finlandiya yakınlarındaki Rus topraklarında yaşayan avcılar Ukrayna savaşına katıldığı için kurtlarla birlikte ayılar, vaşaklar ve kutup porsuklarının da sayısı dizginlenmiyor ve bu hayvanlar Finlandiya'daki rengeyiklerini öldürüyor.

Rus medyasındaysa odunculuk endüstrisinin doğal dengeyi bozduğuna yönelik haberler var. 

Resmi rakamlara göre bir yıl içinde Finlandiya'daki kurt sayısı 295'ten 430'a çıktı. 

Bu yıl kurtlar tarafından öldürülen rengeyiği sayısında geçen seneye göre yüzde 70'lik bir artış yaşandığı ve 1950 civarında hayvanın yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. 

Ukrayna savaşının Moskova'ya yönelik tepkileri artırdığı ülkede ortaya çıkan "Rus kurtları" fikrini inceleyen bilim insanlarından Katja Holmala, "Bence bu gerçekçi bir teori olabilir" diyor.

Holmala, devlete bağlı Doğal Kaynaklar Enstitüsü'nde çalışan araştırma ekibinin, daha önce Finlandiya'daki kurtlarda görülmeyen DNA izlerini bulduğunu açıklıyor. 

Savaş öncesinde Rus devletinin avcılara kurt başına ödül verdiğini ancak son yıllarda komşu ülkede öldürülen kurt sayısının çok azaldığını sözlerine ekliyor. 

İstihbarat uzmanı John Helin de Finlandiya yakınlarındaki Rus topraklarındaki işsizliğin, o bölgelerdeki erkekleri orduya yazılmaya yönelttiğini söylüyor. 

Rengeyiklerini korumak isteyen Finlandiya devleti, nesli kritik tehlike altında görülen kurtların avlanmasına daha geniş çapta izin vermeye hazırlanıyor.

Doğal çevreyi koruma yanlılarıysa konuya dair endişelerini dile getiriyor. 

Kujala onlara tepkili:

Bu kişiler gelip burada bizim hayatımızı yaşasın da rengeyiklerini kaybettiğimizde çektiğimiz acıyı görsün.
 

Independent Türkçe, CNN, AFP