Trump'ın İran'a müdahale yetkisi Kongre'de tartışma konusu

Grumman C-2 Greyhound, Umman Körfezi’ndeki Abraham Lincoln uçak gemisine iniş yaptığı sırada (ABD Donanması)
Grumman C-2 Greyhound, Umman Körfezi’ndeki Abraham Lincoln uçak gemisine iniş yaptığı sırada (ABD Donanması)
TT

Trump'ın İran'a müdahale yetkisi Kongre'de tartışma konusu

Grumman C-2 Greyhound, Umman Körfezi’ndeki Abraham Lincoln uçak gemisine iniş yaptığı sırada (ABD Donanması)
Grumman C-2 Greyhound, Umman Körfezi’ndeki Abraham Lincoln uçak gemisine iniş yaptığı sırada (ABD Donanması)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Tahran’ın tehditlerine ve provokasyonlarına karşı uyguladığı yaptırım politikası Kongre'de tartışma konusu olmaya devam ediyor.
ABD Senatosu, geçtiğimiz hafta herhangi bir askeri müdahale olmadan önce Trump’ın Kongre'nin onayını almasını gerektiren yasa değişikliği için yapılan oylamada 60 oy alma konusunda başarısız oldu. Karar çoğunluk tarafından desteklenmesine rağmen, Başkanlık vetosunu kırmayı başaramadı.
ABD’de hakim olan görüşe göre, muhalefetteki Demokratlar, Trump’ın kararlarını ve politikalarını engellemenin yanı sıra Cumhuriyetçilerden de oy almak için çalışıyor. Demokrat Parti, Trump yönetiminin İran’a karşı askeri harekat başlatmayı planladığı ve saldırıyı haklı çıkarmak için tüm yasal güçlerin kullanımına başvuracağı yönündeki endişeleri nedeniyle birkaç Cumhuriyetçi üyeyi desteklemeye devam ediyor.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook Kongre'de, herhangi bir eylemin ABD yasaları ile tutarlı olacağına dair güvence veriyorlar. Ancak İran’a saldırmanın yasal gerekçeleri konusunda doğrudan eleştirilerin hedefindeler.
Burada konuşulacak şey 11 Eylül saldırılarından sonra El Kaide ve İran ile bağlantı kurma girişimi kapsamında 2001 yılında çıkarılan kanunun kullanılması ihtimali. Bu ihtimal kapsamında ise Trump, savaşın uzun sürmeyeceği ve ABD kara kuvvetlerinin konuşlandırılmayacağına dair güvenceler veriyor.
Trump’ın İran’ın ya da bölgedeki uzantılarının ABD güçlerine ya da çıkarlarına karşı saldırı hazırlığında olduğuna dair istihbarat alındığını bildirmesinin ardından ABD ile İran arasında askeri çatışmanın patlak verebileceğine dair endişeler arttı.
Ayrıca Washington, Hürmüz Boğazı yakınlarındaki petrol tankerine yapılan saldırılar ve ABD uçağının uluslararası hava sahasında düşürülmesinden Tahran’ı suçladı. Uçağın düşürülmesine karşılık verilen saldırı emri Trump tarafından iptal edilmesine rağmen ABD yönetimi hala saldırı için yasal dayanak oluşturma amacıyla suçlamalarına devam ediyor.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), El Kaide saldırılarına karşılık vermek için yürürlüğe giren 2001 yasasını kullanmak isteyen Trump yönetimini hedef alan Demokrat Parti'nin iddialarını reddetti.
Pentagon, El Kaide ve İran arasında bağların olduğunu reddetmiyor ancak bazı taraflar bu durumunun yetersiz ve askeri harekatın nedeni olarak kabul edilemeyeceğini düşünüyor.
Pentagon sözcüsü Albay Rebecca Rebarich yaptığı açıklamada, Bakanlığ'ın 2001 yasasının İran aleyhine kullanılabilme imkanının olduğuna inanmadığını söyledi.
Ancak bu güvenceler, Demokratların Trump yönetimine karşı kışkırtmalarına devam etmesini engellemedi. Irak işgaline izin veren 2002 yasasını kullanma olasılığı yakın zamanda artırıldı. Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Eliott Engel, Dışişleri Bakanlığı'ndan bu yasanın uygulanabilir olup olmadığını açıklamasını talep etti.
Dışişleri Bakanlığı’ndaki Yasama İşleri Bürosu, ABD yönetiminin şimdiye kadar istikrarlı ve demokratik bir Irak devletinin kurulması amacıyla terörle mücadele güçlerine katılan müttefik güçler ve ABD kuvvetlerinin savunması için hangi yasaların kullanılacağının henüz belirlenmediğini bildirdi. Bu yasalara, Trump yönetiminin gelecekte İran'a karşı askeri harekat için kullanması ihtimaline açık olduğunu belirtilerek tepki gösterildi.
Saldırı kararı, Trump’ın Silahlı Kuvvetler Başkanı ve anayasal olarak ABD çıkarlarını korumakla sorumlu olan kişi sıfatıyla alınabilir.  Yasal yetkiler Başkan'ı bu kararı alırken Kongre'ye bağlı kılmıyor.
Tansiyon düşebilir
Bu dönemde kimse ABD ile İran arasında hızlı bir gelişme beklemiyor. Uçurumun kenarında oynama politikası, İran rejiminin istediğini elde etmek için garanti sonuçlar vermiyor. Uyarılar, Tahran'ın tırmanışa doğru ilerleyerek Trump yönetimi tarafından kurulan gerçek bir tuzağa düşmesine neden olabilir.
Nükleer anlaşmayı imzalayan taraflar arasındaki uzaklaşma hızı arttı. Avrupalılar, Tahran'ın bölgede yarattığı krizi çözmeden önce kendileri ile finansal ve ticari değişim mekanizması aktivasyonunun dondurulduğunu açıkladı. Herhangi bir İran askeri saldırısı veya eylemi, ABD yaptırımlarının etkisi üzerindeki şikayetleri ile yüzleşmede, İran’a sempati duymak yerine onu kınamak için bir sebep sunabilir.
Öte yandan, Trump yönetimi siyasi olarak rahat ve İran aleyhindeki herhangi bir eylemi haklı göstermek için hazır görünüyor. İran’a karşı askeri harekatı kapsayacak hazır yasalara izin verilmesi, Clinton dönemindeki Bosna savaşına müdahale izninden, 2001’de El Kaide’ye ve 2002’de Irak’ın işgaline karşı savaşın yanı sıra 2011 yılında Başkan Obama döneminde Libya’da Hava Müdahale İzin Yasası’na kadar uzanıyor.
Bu yasa, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in kimyasal silahlarının kullanımından sonra 2017 ve 2018 yıllarında Suriye'ye yönelik füze saldırılarını haklı çıkarmak için Trump tarafından kabul edilen ile aynı yasa.



Mamdani'nin New York'taki zaferi İsrail'de paniğe yol açtı

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
TT

Mamdani'nin New York'taki zaferi İsrail'de paniğe yol açtı

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)

Zohran Mamdani'nin New York Belediye Başkanı seçilmesi, İsrail'de paniğe yol açtı. İsrail halkı, Amerikan siyasetinde nadir görülen bir biçimde Filistin yanlısı mesajla hareket eden bir politikacının zaferini kabullenmeye çalışıyor. Siyasi yelpazenin her kesiminden İsrailliler, dünyanın en büyük ikinci Yahudi nüfusuna sahip bu şehirde Mamdani'nin seçilmesinin, İsrail'in en önemli müttefiki olan ABD ile ilişkilerin daha da gerginleşmesine yol açacağından endişe ediyor. Öte yandan Yahudi seçmenlerin neredeyse üçte birinin Mamdani'yi desteklemiş olması acıyı daha da artırdı. Kudüs sakini Hana Yeger, seçimden sonraki gün AP'ye verdiği demeçte, “Bu çok kötü. Yahudiler, İsrail ve herkes için çok kötü. Başka ne diyebiliriz ki?” ifadelerini kullandı.

Mamdani'nin seçim kampanyası, çocuk bakımı ve uygun fiyatlı konut eksikliği gibi bir dizi yerel ekonomik konuya odaklandı. Ancak İsrail'de onun Filistin yanlısı gündemi tek önemli konu. Seçimler, Amerikan halkı, özellikle de genç Demokrat seçmenler arasında İsrail'e olan desteğin azaldığını gösteren tutum değişikliğinin en güçlü örneği oldu. Bu değişim, İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü acımasız savaşa duyulan öfkeyle hızlanmış görünüyor. İsrail hükümeti yetkilileri, Müslüman olan Mamdani'yi antisemitik ve İsrail düşmanı olarak nitelendirerek öfkelerini dile getirdiler.

Analistler, bu sert tepkilerin siyasi istikrarsızlık konusunda ne kadar endişeli olduklarını gösterdiğini söyledi. Yahudi Halkı Politika Enstitüsü analisti Shmuel Rosner şöyle yazdı: “Yahudilerin güç, para, kültürel ve siyasi etkisinin bu kadar yoğun olduğu bir yerde bile, açıkça İsrail karşıtı bir Amerikan politikacı seçilebiliyor… Mamdani'nin yaptığı şey, İsrail'e karşı çıkmanın siyasi açıdan kârlı olabileceğini, ya da en azından zararlı olmadığını kanıtlıyor.”

İsrailliler Mamdani'nin zaferine tepki gösteriyor

İsrail, New York şehriyle her zaman özel bir ilişki içinde oldu. İsrailli turistler ve politikacılar için popüler bir destinasyon olan şehir, koşer restoranlarla (Yahudi beslenme kurallarına uygun yemekler sunan) dolu ve Yahudi toplumu ile ilişkilere büyük önem veren bir İsrail konsolosluğuna ev sahipliği yapıyor. Şarku’l Avsat’ın AP'den aktardığına göre, sokaklarda ve metro istasyonlarında sık sık İbranice duyuluyor. Ancak 34 yaşındaki Mamdani, seçim kampanyası boyunca New York belediye başkan adaylarının genellikle benimsediği İsrail yanlısı tutumu açıkça reddederek İsraillileri endişelendirdi. İsrail'in var olma hakkını desteklediğini belirtse de, Yahudileri diğerlerine göre kayıran herhangi bir devlet veya sosyal hiyerarşiyi, evrensel insan haklarına olan inancına aykırı olarak tanımladı. Bu, birçok İsraillinin ‘hakaret’ olarak gördüğü bir açıklama. Bu görüş, İsrail'in demokratik ideallerini sınadı; zira İsrail'in Filistinli vatandaşları sürekli ayrımcılığa maruz kalıyor ve milyonlarca Filistinli Batı Şeria'da İsrail işgali altında yaşıyor.

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Mamdani ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki savaşı soykırım olarak nitelendirdi. İsrail hükümeti ise bu suçlamayı reddetti. Mamdani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun şehre ayak basması halinde onu gözaltına alacağına söz verdi ve Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı savaş nedeniyle İsrail sanayi ve akademi dünyasıyla ilişkilerini kesebileceğini ima etti. Bu görüşler, ana akım Yahudi gruplar ve İsrail destekçileri tarafından antisemitizm suçlamalarına yol açtı. Ancak Mamdani, antisemitizmle mücadeleye defalarca kendini adadı ve merkez sol Yahudi liderlerle güçlü ittifaklar kurdu. AP'nin yaptığı bir ankete göre Mamdani, Yahudi seçmenlerin yaklaşık yüzde 30'unun oyunu aldı.

Salı akşamı düzenlenen törende Mamdani, “New York'taki Yahudilerin yanında duran ve antisemitizm belasıyla mücadele etmekten çekinmeyen bir şehir yönetimi kuracağız” dedi. Çarşamba sabahı ülkenin popüler Ordu Radyosu’nu dinleyen İsrailliler, Mamdani'nin zaferiyle ilgili kınama ve endişe dolu yorumlar duydu. İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Danny Danon, Mamdani'nin belediye başkanlığı görevini üstlenmesinin, şehrin polis gücünü kontrol etmesi nedeniyle ‘New York'taki Yahudi topluluğunun güvenlik duygusunu’ zedeleyebileceğini belirtti.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında (EPA)New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında (EPA)

İsrail'in Diaspora ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amichai Chikli, sosyal medyada Mamdani'yi hedef alan bir dizi illüstrasyon paylaştı. Bunlar arasında, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında yanan Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin yeniden paylaşılan bir görüntüsü de vardı ve altında ‘New York çoktan unuttu’ yazıyordu. New Yorklu Yahudileri İsrail'e taşınmaya çağıran Chikli, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Küresel özgürlüğün sembolü olan şehir, anahtarlarını bir Hamas destekçisine teslim etti” dedi. Bu söylem, İsrail'de ABD politikasının yeni bir yöne kaydığına dair derin bir korkuyu yansıtıyor. Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) kıdemli analisti Mairav Zonszein konu hakkında yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Çok uzun bir süredir, İsrail yanlısı politikacılar ve İsrail yanlısı görüşler ABD iç politikasını domine ediyordu. Büyük ölçüde halen de öyle. Mamdani'nin zaferi, Amerikan Yahudilerinin, özellikle de genç neslin değiştiğini ve İsrail yanlısı politikaların artık ABD iç politikasında tekel konumunda olmadığını gösteriyor.”

Filistinliler Mamdani'nin zaferini kutluyor

Filistinli politikacı Mustafa el-Bergusi, “Mamdani'nin seçilmesi gerçekten ilham verici. Bu, genç Yahudiler de dahil olmak üzere, ABD'deki genç neslin siyasi ve sosyal adaletsizliğe karşı büyük bir ayaklanma içinde olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu, Filistin davasının, ABD de dahil olmak üzere, dünya çapında bir iç seçim meselesi haline geldiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.


İran, Washington'un anlaşmayı "eşitlikçi bir konumdan" sonuçlandırmak için "gerçek irade" göstermesi gerektiğini belirtiyor.

İran bayrağı (Arşiv- Reuters
İran bayrağı (Arşiv- Reuters
TT

İran, Washington'un anlaşmayı "eşitlikçi bir konumdan" sonuçlandırmak için "gerçek irade" göstermesi gerektiğini belirtiyor.

İran bayrağı (Arşiv- Reuters
İran bayrağı (Arşiv- Reuters

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Siyasi ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Başkanı Said Hatibzade, bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin eşit şartlarda bir anlaşmaya varmak için gerçek bir iradesi olması halinde bunun mümkün olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim haber ajansından aktardığına göre, Japonya'da düzenlenen bir konferansta konuşan Hatibzade, İran füzelerinin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü korumanın bir aracı olduğunu ve müzakere konusu olmadığını ifade etti.

Hasarlı nükleer tesislere erişimin son derece sınırlı olduğunu ve "iş birliği ve ortak faaliyetler için yeni mekanizmalar bulunması gerektiğini" belirten Hatibzade, Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile olumlu iş birliğine hazır olduğunu da belirtti.

Japonya'nın NHK gazetesiyle yaptığı görüşmenin ardından bir röportaj veren Hatibzade, ABD ile nükleer müzakerelerin yeniden başlamasının tamamen Washington'un yaklaşımına bağlı olduğunu belirterek, "Eğer Amerika eşitlikçi bir konumdan anlaşmaya varmak için gerçek bir iradeye sahipse, o zaman bu mümkündür" ifadelerini kullandı.


Rutte: NATO'nun nükleer tatbikatları, onun güçlü bir caydırıcılığa sahip olduğunu göstermiştir

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
TT

Rutte: NATO'nun nükleer tatbikatları, onun güçlü bir caydırıcılığa sahip olduğunu göstermiştir

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)

Reuters'a göre, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ittifakın bu ayın başlarında gerçekleştirdiği yıllık nükleer tatbikatların başarısının, kendisine Rus tehditlerine karşı "NATO'nun nükleer caydırıcılığının güvenilirliğine dair mutlak bir güven" verdiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın haftalık Alman gazetesi Welt am Sonntag’dan aktardığına göre Rutte, "Rusya tehlikeli ve pervasız bir nükleer söylem kullandığında, vatandaşlarımız paniğe gerek olmadığını bilmeli, çünkü NATO'nun güçlü bir nükleer caydırıcılığı var" ifadelerini kullandı.

Şöyle devam etti: "(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin şunu bilmeli ki, nükleer bir savaş asla kazanılamaz ve asla nükler savaş olmamalı."

Putin, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı tam kapsamlı işgalinden bu yana Batı'yı olası nükleer sonuçlar konusunda defalarca uyardı.

Geçtiğimiz ay, Rusya'nın konvansiyonel füzelerle saldırıya uğraması halinde nükleer silah kullanabileceğini ve Moskova'nın nükleer güçle desteklenen herhangi bir saldırıyı ortak bir saldırı olarak değerlendireceğini açıkladı.