Kerkük krizi, Erbil-Bağdat ilişkilerinde yeni bir gerilime neden olur mu?

2018 Parlamento seçimlerinde Kerkük’te asılan seçim afişleri
2018 Parlamento seçimlerinde Kerkük’te asılan seçim afişleri
TT

Kerkük krizi, Erbil-Bağdat ilişkilerinde yeni bir gerilime neden olur mu?

2018 Parlamento seçimlerinde Kerkük’te asılan seçim afişleri
2018 Parlamento seçimlerinde Kerkük’te asılan seçim afişleri

Kerkük kenti Irak’taki siyasi krizin kaynağı olmayı sürdürüyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) önde gelen iki partisi Kerkük Valiliğine bir Kürt isim olan Tayyib Cabbar’ın aday gösterilmesi üzerinde uzlaşıya vardı. Kararın, Irak siyasetinde mevcut krizlere Erbil-Bağdat krizini eklemesinden endişe ediliyor. İki taraf arasında son olarak Erbil’in taahhüt ettiği petrolü göndermemesi tansiyonu yükseltmişti.
Kerkük krizinin, Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi hükümetinin kurulmasından bu yana nispeten gelişme kaydeden Erbil-Bağdat ilişkilerinde yeni bir gerilim hattı olabileceği değerlendiriliyor. Bağdat’ın, yılsonu yapılması beklenen İl Meclis seçimlerini veya en azından Kerkük’te yapılacak seçimlerine zorluk çıkarması bekleniyor.
Kerkük’te, 2003'ten bu yana tek yerel seçim 31 Ocak 2005'te yapıldı. Bu tarihten günümüze dek ülke genelinde yerel seçimler belirlenen tarihlerde tüm illerde gerçekleşirken, Irak Meclisi sadece Kerkük’ü kapsayan özel fıkralar yayınladı. Bu durum, kentteki siyasi güçler arasında seçmen kütükleri hususunda yaşanan çatışmalardan kaynaklanıyordu. Zira siyasi gruplar karşı tarafı seçmen kütükleri üzerinde hile yaparak sonuçları etkilemekle suçluyordu.
Gerilim ortamı
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, IKBY’li partilerin Kerkük ile ilgili aldığı karar en sert çıkışı İran destekli Asaib Ehli Hak Genel Sekreteri Kays el-Hazeli’den geldi.
Hazeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Irak Kerkük’ü satırın başıdır” diye yazdı. Gözlemciler, bu ifadelerin aynı zamanda İran’ın krize yönelik resmi olmayan tutumu olduğunu belirttiler.
Hazali’nin açıklaması, IKBY eski başkanı Mesud Barzani’nin Kerkük’le ilgili yaptığı açıklamaların ardından geldi.
Mesud Barzani, Kerkük’ün durumu ile ilgili resmi hesabından yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Daha önce olduğu gibi bugün de Kerkük’ün Kürdistanilik kimliği üzerinde hiçbir pazarlık yapmıyoruz. Kerkük birlikte yaşam örneği olmalı, kentte yaşayan tüm ulus, inanış ve bileşenler barış, kardeşlik ve beraberlik temelinde birlikte yaşamalıdır.”
Irak’taki gelişmeleri takip edenler, Asaib Ehli Hak güçlerinin de bir parçası olduğu Haşdi Şabi’nin siyasi kanadı Bina Koalisyonu’nun krizle ilgili yapacağı açıklamaları merakla bekliyor. Irak’ın en büyük parlamento grubu olan koalisyonun bu noktada göstereceği tavrın Erbil-Bağdat siyasi krizinin yönünü tayin edecektir.
IKBY’nin Kerkük meselesinde aldığı karara en yüksek perdeden tepki gösteren Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’nin yönetimindeki Nasr Koalisyonunun açıklaması siyasi çevrelerde büyük şaşkınlığa yol açtı.
Açıklamada, “Kerkük meselesinde herkesin haklarının ve kentin güvenlik ile istikrarının sağlayacak diyalog dilinin üstün gelmesi gerekir” denildi.
Gözlemciler bu olumlu açıklamanın arkasında, Irak İslami Dava Partisi’nin Kerbela’da düzenlenen 17. Olağan Kongresi’nde Nuri el-Maliki’yi partinin Genel Sekreteri seçerek kendisine olan güveni tazelemesinin olduğunu belirttiler.
Iraklı Şiiler arasında Kürt kanada yakın duruşuyla bilinen Ammar el-Hakim’in liderliğindeki Ulusal Hikmet Koalisyonu iki Kürt partisinin aldığı kararı reddettiğini duyurdu.
Ulusal Hikmet Koalisyonu üyesi Fadi eş-Şamarri, koalisyon, Kerkük ve içerisindeki çeşitli etnik aidiyetlerin güvenliği için zararlı olan bu kararı reddettiğini ifade etti.
Şamarri, “IKBY’deki bazı Kürt kardeşlerimizin uzlaşması, Kerkük'ün diğer bileşenlerinin iradesi ve arzusu ile tutarlı olmadığı sürece kabul edilemez” dedi.
Ulusal Hikmet Koalisyonu geçtiğimiz günlerde daha güçlü bir muhalefet için koalisyona geçtiğini duyurmuştu. Gözlemciler koalisyonun bu kararının Abdulmehdi’nin etrafındaki çemberi iyice sıkılaştırdığını dile getiriyorlar.
Kürtlerin güvendiği iki taraf
Kürtler tüm bu tepkileri dikkate alıyor. Kürt bir siyasi kaynak, Irak’ta merkezi partilerin başta yolsuzluk olmak üzere koltuk kapma anlaşmazlıklarını gözden kaçırmak için Kerkük meselesinde popülist bir politika takip ettiğini söyledi.
Kaynak, bu tepkilerin önemli olduğunu ancak Kürtlerin Bağdat’taki iki tarafın duruşuna güvendiğini söyledi. Kaynağa göre birinci taraf, Kerkük valisinin seçilmesine imkan tanıyacak yasal ve güvenlik şemsiyesi sağlayabilecek olan Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi. Ancak Abdulmehdi kanadından bu konuda henüz bir açıklama gelmiş değil. Kaynağa göre, Abdulmehdi bu konuyu görüşeceği Kürt heyetiyle yapacağı toplantıyı bekliyor.
Kaynağa göre ikinci taraf ise siyasi ağırlığı bulunan Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr. Iraklı siyasi partilerden farklı bir konumu olan Sadr’ın Kürtlere manevra alanı tanıyabileceği ve üzerindeki yoğun baskıyı hafifletebileceği belirtiliyor. Gözlemciler, şu ana kadar Sadr’dan bu konuda herhangi bir açıklama yapılmamasını şu sıralar hükümetin Haşdi Şabi’yi denetim altına alma kararıyla meşgul olmasından kaynaklandığını söylüyorlar.
Üç teklif
Önümüzdeki günlerde Kürt müzakere heyetinin Kerkük meselesini ele almak üzere Bağdat’ı ziyaret etmesi bekleniyor. Bu noktada üç teklif ön plana çıkıyor.
Kürt partileri, merkezi hükümete ve Kerkük’teki Arap ile Türkmen bileşenlere, Kürtlerin diğer dosyalarda elinin rahatlatılması karşılığında Kerkük’te seçim yapılmasını teklif etmesi veya en azından ertelemesini ve Peşmerge güçlerinin yılsonu yapılacak İl Meclis seçimleri sonrası kente gitmesini teklif etmesi bekleniyor.
Türkmen ve Araplar, önümüzdeki yerel seçimlerde Kerkük valiliği için üzerinde uzlaşmaya varılan Kürt ismin seçilmesinin kabul edilmesi karşılığında kentteki güvenlik ve istikrar ortamının bozulmaması adına halihazırda Kerkük’te Valilik koltuğunda vekaleten oturan Rakan el-Cuburi’nin İl Meclis seçimlerine dek makamında kalmasını teklif ediyor.
Üçüncü teklif ise Irak merkezi hükümetine ait. Buna göre, hükümetin Kerkük İl Meclisi’ni feshederek, yerel seçimler yapılana kadar üzerinde uzlaşılan bağımsız bir ismi Kerkük Valisi olarak ataması öngörülüyor.



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times