Aktör Kevin Spacey hakkında açılan taciz davası düştü

ABD’li aktör Kevin Spacey duruşma sırasında (Reuters)
ABD’li aktör Kevin Spacey duruşma sırasında (Reuters)
TT

Aktör Kevin Spacey hakkında açılan taciz davası düştü

ABD’li aktör Kevin Spacey duruşma sırasında (Reuters)
ABD’li aktör Kevin Spacey duruşma sırasında (Reuters)

ABD’nin Massachusetts eyalet savcılığından dün yapılan açıklamada, ABD’li aktör Kevin Spacey’in üç yıl önce Nantucket adasında bulunan bir barda 18 yaşındaki bir erkeğe tacizde bulunması suçlamasıyla yargılandığı davanın düşürüldüğü duyuruldu.
Savcılık tarafından yapılan açıklamada, iddia edilen mağdurun davadan feragat ettiği gerekçesi ile Oscar ödüllü aktörün davasının düşürüldüğü belirtildi.
ABD’li aktörün avukatları, daha önce genç adamı, aktörün savunmasını destekleyen mesajları silmekle suçlamıştı.
2000 yılında American Beauty (Amerikan Güzeli)  filminde oynadığı rol ile Oscar ödülüne layık görülen Kevin Spacey ise hakkındaki iddiaları reddetti. Spacey’in avukatları, aleyhte olan iddiaların açık bir şekilde yalan olduğunu söyledi.
Spacey’in avukatları soruşturmaya ilişkin yorum taleplerine cevap vermezken, savcılık geçtiğimiz Aralık ayında aktörü suçlu bulmuştu.
Oscar ödüllü aktör hakkında suçlamalar, Ekim 2017’de ilk kez ABD’li aktör Anthony Rapp'in 1986'da 14 yaşındayken, Spacey'nin evinde kendisini taciz ettiğini belirtmesi ile gündeme gelmişti. Bu gelişmelerin ardından Spacey, uygunsuz davranış sergilediği gerekçesiyle Rapp’ten özür diledi.
Tartışmalar sebebi ile Netflix, Kevin Spacey’in rol adlığı "House of Cards" dizisiyle olan ilişkisini keserken, aktör, All The Money In The World (Dünyanın Bütün Parası) filminden ise kovulmuştu.
Eğlence, iş dünyası ve siyasi alanda adı sıklıkla anılan 59 yaşındaki aktör, yapımcı Harvey Weinstein’in aleyhine açılan taciz davasından bu yana cinsel tacizde bulunmakla suçlanıyor. Aleyhte olan suçlamalar 2017 yılında başlatılan Ben de (#MeToo) hareketi ile ayyuka çıkmıştı.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.