Ürdün’de çocuk işçi sorunu

Ürdün’de oto tamirinde çalışan bir çocuk (Tamkeen Center)
Ürdün’de oto tamirinde çalışan bir çocuk (Tamkeen Center)
TT

Ürdün’de çocuk işçi sorunu

Ürdün’de oto tamirinde çalışan bir çocuk (Tamkeen Center)
Ürdün’de oto tamirinde çalışan bir çocuk (Tamkeen Center)

Ürdün’deki Suriyeli mülteciler sorunu, resmi makamlar ve yerel sivil toplum kuruluşlarının yasaların ve katı önlemlerin alınması çağrılarında bulunduğu, çocukların eğitim almaları, oyun oynamaları ve sağlıklı bir şekilde büyümeleri gibi temel haklarının verilmesi de dahil her şekilde mücadele etmeye çalıştığı çocuk işçi olgusunu daha da şiddetlendirdi. Her yıl 12 Haziran, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü olarak kutlanıyor. Çocukların çalıştırılmasının engellenmesine ilişkin uluslararası anlaşmaları ilk kabul eden ülkelerden biri olan Ürdün’ün İş Kanunu’na göre 16 yaşın altında çocukların çalıştırılması yasak.


Araba lastiği tamircisinde çalışan bir çocuk (Tamkeen Center)

Çocuklara yönelik cinsel taciz
Çocuk işçiliğine karşı mücadelede aktif rol oynayan kurumlardan biri olan Tamkeen Center (Temkin Merkezi), insan hakları ilkelerini destekleme ve insan kaçakçılığıyla mücadelenin yanı sıra işçi ve mülteci haklarının korunması için çalışan Ürdünlü bir sivil toplum kuruluşu olarak ön plana çıkıyor.
Tamkeen Center’a göre çocuk işçiliğini yasaklayan yasalar mevcut ancak uygulanmıyor. Bununla birlikte merkez, çocuk çalıştıran işletmelere ve tacizci işverenlere yönelik cezaların artırılmasının, çocuk işçi olgusuyla mücadeleye yardımcı olabileceği görüşünde.
Independent Arabia'dan Tarık Dilvani'nin haberine göre Ürdün’de bu olguya ilişkin farklı veriler bulunurken, resmi istatistikler, ülkedeki Suriyeli mülteci çocukların toplam çocuk işçi sayısının yaklaşık yüzde 70'ine tekabül ettiğine işaret ediyor. Bununla birlikte bu çocukların eğitimlerinden mahrum kaldığı ve istismara uğrayarak çalıştırıldığı belirtiliyor.
Çocuk işçi sayısı son 10 yılda ikiye katlanırken resmi olmayan diğer tahminler, çalışan 60 bin 800 Ürdünlü çocuğun tüm çalışan çocuk sayısının yüzde 80’ini, Suriye ve diğer ülkelerden gelen 15 bin 200 mülteci çocuğun ise çalışan çocuk sayısının yüzde 20’sini oluşturduğuna işaret ediyor. Çalışan çocukların yüzde 11,7’sini kız çocukları oluşturuyor.
Doğru verilerin yokluğunda Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile 2015 yılında Ürdün Çalışma Bakanlığı ve Ürdün Stratejik Araştırmalar Merkezi işbirliğiyle yapılan bir araştırma, endişe verici sonuçlar ortaya koydu. Bu sonuçlara göre Ürdün’de 76 bin çocuğun çalıştırıldığı ve bunlardan 5-17 yaş arasındaki 45 bininin elektrikçilik, marangozluk, demircilik, tamircilik, inşaatçılık ve fayansçılığın yanı sıra pastaneler, kahve dükkanları ve sokaklarda geceleri bir satış yapmak gibi tehlikeli mesleklerde çalıştığı belirlendi.
500 Ürdün dinarını geçmeyen cezalar
Ürdün İş Kanunu’na göre çocuk çalıştıran işletmelere caydırıcı olmayan, 500 dinar (705 dolar) para cezası uygulanıyor. Ürdünlü çocuklar da Suriyeli mülteci çocuklarla birlikte dükkanlar, restoranlar, pastaneler, kahve dükkanları, şantiyeler, çiftlikler, fabrikalar ve evler gibi çeşitli alanlarda çalışıyor.
Çocuklar, sefalet içindeki bu yolda cinsel istismara da maruz kalıyor. Raporlar, 18 yaşın altındaki kızların başta başkent Amman olmak üzere Ürdün’ün birçok şehrinde fuhuşa zorlandıklarını gösteriyor. Ürdün Çalışma Bakanlığı, çalışan çocukların rehabilitasyonu ve topluma entegrasyonu yoluyla çocuk işçiliğini azaltan ve ücretsiz okul veya uygun bir eğitim sağlayan bir proje uyguluyor.
Proje, çocuk işçiliğine karşı toplumda farkındalık oluşturulmasının yanı sıra çocuklar ve aileleri için psikolojik ve sosyal bir danışma programı uygulanması ve Ulusal Yardım Fonu ile bağlantı kurmaları sağlanarak ihtiyaç sahibi ailelere ekonomik alternatifler bulmaya çalışılmasını amaçlıyor.
Ekonomik sebepler ve düşük ücretler
Ürdün, 1980'lerin sonlarında ve 1990'ların başında, özellikle yoksulluk ve işsizlik gibi büyük ekonomik sorunlarla boğuştu. Bazı aileler çocuklarını okuldan alarak geçimlerine katkıda bulunmaları için çalıştırmak zorunda kaldı.
Ürdün Çalışma Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklere göre hem Ürdünlü hem de Suriyeli çalışan çocuklar, asgari ücretin oldukça altında, aylık en fazla 80 dinar gibi bir ücret karşılığında çalışıyorlar.
Eğitim sistemi suçlanıyor
Çalışma Bakanlığı'na göre çocuk işçiliği olgusunun temel nedenlerinden biri, çocukların okulu terk etmeleri ve işgücü piyasasına katılmaları için önemli bir neden olduğu düşünülen mevcut eğitim sistemi. İstatistikler, çocuk işçilerin çoğunun ortaokulu bitirdikten sonra eğitimlerini sonlandırdıklarını gösteriyor. Aynı istatistikler, çalışan çocukların babalarının yaklaşık yüzde 64'ünün eğitim almadığı veya yalnızca ilkokulu bitirdiğine, çalışan çocukların annelerinin ise yaklaşık yüzde 43'ünün okula hiç gitmediğine işaret ediyor. Bu da eğitim sisteminin çocuk işçi olgusunun temel nedenlerinden biri olduğunu ortaya koyuyor.



Lübnan dünyaya 'güven mesajı' verdi

Avn, İçişleri ve Adalet Bakanları eşliğinde İçişleri Bakanlığı Merkezi Operasyon Odasını inceledikten sonra konuşuyor (AFP)
Avn, İçişleri ve Adalet Bakanları eşliğinde İçişleri Bakanlığı Merkezi Operasyon Odasını inceledikten sonra konuşuyor (AFP)
TT

Lübnan dünyaya 'güven mesajı' verdi

Avn, İçişleri ve Adalet Bakanları eşliğinde İçişleri Bakanlığı Merkezi Operasyon Odasını inceledikten sonra konuşuyor (AFP)
Avn, İçişleri ve Adalet Bakanları eşliğinde İçişleri Bakanlığı Merkezi Operasyon Odasını inceledikten sonra konuşuyor (AFP)

Lübnan, Cumhurbaşkanı Joseph Avn yönetiminde ülkedeki ilk oy verme sürecini başarılı kılmak için siyasi ve güvenlik eşliğinde düzenlediği belediye ve isteğe bağlı seçimlerin ilk aşamasını dün tamamlayarak dünyaya güven mesajı verdi.

Dört hafta sürecek belediye ve isteğe bağlı seçimlerin ilk aşaması, Lübnan'a yönelik son savaş sırasında İsrail'in hava saldırılarında ağır hasar gören Hizbullah'ın kalesi Beyrut'un güney banliyöleri de dahil olmak üzere farklı siyasi ve dini eğilimlere sahip bölgeleri içeren Lübnan Dağı vilayetini kapsıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı vatandaşlara “devletin, sandıkta görüşlerini ifade etme haklarını güvence altına alma konusunda ciddi olduğu” güvencesini verdi ve bütünlüğünün “Lübnan'ın yükseldiğine, kurumlarını inşa ettiğine ve doğru yolda olduğuna dair dünyaya bir güven mesajı” olmasını istedi.