Ağustos boyunca gökyüzünde neler göreceğiz?

Yaz Üçgeni bu ay gökyüzünde baskın olacak ( A Fujii/ESA/Hubble )
Yaz Üçgeni bu ay gökyüzünde baskın olacak ( A Fujii/ESA/Hubble )
TT

Ağustos boyunca gökyüzünde neler göreceğiz?

Yaz Üçgeni bu ay gökyüzünde baskın olacak ( A Fujii/ESA/Hubble )
Yaz Üçgeni bu ay gökyüzünde baskın olacak ( A Fujii/ESA/Hubble )

Yazın baktığımız gökyüzü; kışın ortaya çıkan ve çok sayıda parlak, göz alıcı yıldızla dolu semayla asla yarışamaz. Ancak eğer iyice ararsanız, keşfedilecek pek çok şey bulabilirsiniz.
Şu an yazın ortası ve kafanızı kaldırıp gökyüzüne baktığınızda üçgen şeklinde dizilmiş üç parlak yıldızın egemen olduğunu görürsünüz. “Yaz Üçgeni” kendi başına bir takımyıldız değil ancak bu şekil, devasa üç takımyıldızındaki en parlak yıldızların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Bu takımyıldızları Kartal, Kuğu ve Lir olarak biliniyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, gördüğümüz üç yıldız ise hemen hemen eşit parlaklıkta gibi algılanıyor ama bu sadece uzaklığın yarattığı şaşırtıcı bir kozmik hile. Aralarında bize en yakını, Kartal takımyıldızından Altair yıldızı sadece 17 ışık yılı -bir ışık demetinin bir yılda katettiği mesafe- yani neredeyse 10 trilyon kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bu genç beyaz yıldız kendi etrafında şiddetli bir hızla dönüyor. Güneş’inki 25 günden fazlayken bu yıldızın bir “günü” 9 saat sürüyor. Bu yüksek dönüş hızı Altair’in parçalanma hızına yakın olduğu anlamına geliyor.
Lir takımyıldızının en parlağı Vega’ysa gökyüzünün en parlak 5. yıldızı ve 25 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Dünya’nın dönüş ekseni hafifçe “yalpaladığı” için (yörüngesel salınım ismi verilen bir etki), Vega MS 14.000 yılında yeni kutup yıldızımız olacak. Üstelik yıldız, gezegenler oluşturabilecek bir “toz” diskiyle çevrili.
Kuğu takımyıldızındaki Deneb ise, üçlünün aykırı üyesi. Kabaca Altair ve Vega'yla aynı parlaklıkta görünse de bu bir yanılsama. Bu kozmik fener Güneş’ten tahminen bin 500’le iki bin ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Bu Deneb’in bizim yıldızımızdan (Güneş) yaklaşık 50 bin ile 200 bin kat arasında daha parlak olduğu anlamına geliyor.
Bu yıldızların içinde bulundukları takımyıldızlar da en az kendileri kadar büyüleyici. Esasen Kartal takımyıldızı biraz sönük kalsa da uçan bir kartalı andırıyor. Takımyıldızının öne çıkan yıldızlarından Eta Aquilae bir atarca ve düzenli olarak titreşen bir parlaklığa sahip. Ayrıca bu yıldız diğer galaksilerin uzaklıklarını ölçmek için kullanılan Sefe değişkeni yıldızlarının en parlaklarından.
Gökyüzünün görkemli Kuğu’suysa, boynunu ve kanatlarını uzatmış Samanyolu boyunca uçuyor. Takımyıldızını dürbün veya küçük bir teleskopla tararsanız, hatları belirsiz şekilde parlayan benekleri keşfedebilirsiniz. Bunlar Samanyolu’nda bulunan yıldız kümeleri ve bulutsulardan birkaçı.
Kuğu’nun “kafasından” aşağıya doğru inerseniz (Kuğu’nun ters yönünde) büyük, karanlık bir bulut göreceksiniz. Arkasındaki Samanyolu’nu gölgeleyen bu oluşuma Büyük Yarık deniyor. Burası gelecekteki yıldızların doğum yeri olabilecek yıldızlararası tozun (kozmik toz) toplandığı yerlerden biri.
Kuğu’nun kafasına bakarsanız Albireo’yu görebilirsiniz. Küçük bir teleskobunuz varsa, bunun turuncu ve mavi renkteki iki yıldızdan oluşan ikili bir yıldız sistemi olduğunu anlayabilirsiniz. Albireo’yu gökyüzünün en güzel ikili yıldız sistemi ilan ediyoruz.
Lir bu üç takımyıldızının en küçüğü ve mükemmel şekliyle gerçekten minik bir lire benziyor ancak küçüklüğüne rağmen içi harikalarla dolup taşıyor. Vega’nın solunda bir yıldız farkedeceksiniz -eğer gözleriniz yeterince keskinse- bunun bir ikili olduğu gözünüzden kaçmayacak. Şimdi küçük bir teleskobun başına geçme zamanı… Evet, bileşenlerin ikisi de birer ikili yıldız sistemi. İsmi Epsilon Lyrae ama herkes ona “çift ikili” diyor.
Şimdi sıra Lir’in gizli hazinesine geldi ancak bunun için daha güçlü (orta boyutta) bir telekoba ihtiyacınız var. Takımyıldızın alttaki iki yıldızının arasında güzel -ama hayalete benzeyen- ölü bir yıldız yatıyor; bu bir gezegenimsi bulutsu (William Herschel’in kendi keşfettiği gezegen Uranüs’e benzedikleri için bu oluşumlara verdiği isim).

Halka Nebulası, gökkubbedeki hayalet (The Hubble Heritage Team)
Halka Nebulası kozmik bir duman halkasına benziyor. Nükleer yakıtı bittikten sonra istikrarsız hale gelen ve dış kısmı uzaya doğru şişen bir kızıl devin kalıntılarından oluşuyor. Halkanın merkezinde eski yıldızın çökmüş çekirdeği bulunuyor: Kaderi küçülerek soğuk bir karaltıya dönüşmek olacak.
Halka Nebulası, Güneş’imizin de kaderine dair bir andaç ancak önümüzde en az 7 milyar yıl daha var.
Yukarıda neler olup bitiyor?
Karanlık çöktüğünde güneybatının alt kısımlarındaki parlak Jüpiter’i kaçırmanız mümkün değil. Dev gezegen herhangi bir yıldızdan çok daha parlak biçimde ışıldıyor ve küçük bir teleskopla -hatta sabit tuttuğunuz bir dürbünle- onu 4 büyük uydusuyla beraber görebilirsiniz.
Jüpiter’in sağ altındaki rengi kızıla çalan yıldızın adı da Antares. Akrep takımyıldızının kalbinde yer alıyor. Aksi yönde Jüpiter’in sol tarafında parlayansa Satürn. Bir teleskop yardımıyla krem rengi gezegenin etrafını saran ünlü halkalarını görebilirsiniz.
Eğer zorlu bir gezegen gözlemi yapmak isterseniz, saatlerinizi sabahın erken saatlerine kurun. Sabah saat 5’le 6 arası doğu ufkunu gözlerinizle -veya dürbünle- tararsanız minik Merkür’ü kısa bir süre için görebilirsiniz. Güneş’in etrafında en yakın mesafede dönen gezegen bir “yılını” sadece 88 Dünya gününde tamamlıyor.

Bu ay gece yarısında gökyüzünün görünümü (Heather Couper/Nigel Henbest)
Ayrıca bu ay bizi iki özel olay bekliyor. 12 Ağustos’u 13 Ağustos’a bağlayan gece, Dünya Swift-Tuttle Kuyruklu Yıldızı’nın kuyruğunda bıraktığı kalıntıların içinden geçecek. Minik toz taneleri atmosfere girerken bir meteor yağmuru oluşturarak yanacak. Bu kayan yıldızlar Kahraman (Perseus) takımyıldızından akıyor gibi görünecek, bu nedenle Perseid meteor yağmuru olarak isimlendiriyoruz. Perseid düzenli meteor yağmurları arasında en istikrarlı ve en yoğunu olsa da, bu yıl parlak Ay ışığının yarattığı ışık kirliliğiyle yarışacak ve kayan yıldızlardan sadece en parlaklarını görebileceğiz.
23 Ağustos’u 24 Ağustos’a bağlayan gece yarısına doğru doğan Ay’ı da dikkatlice izleyin. Yakınlarındaki en parlak yıldızın ismi Aldebaran. Gökyüzündeki Boğa takımyıldızının kırmızı gözünü oluşturuyor. Ay ve Aldebaran arasındaysa Boğa kümesinin yıldızları uzanıyor. Tercihen dürbün ya da küçük bir teleskopla günün erken saatlerinde gözlemlerseniz, Ay’ın Boğa kümesinin büyük ölçüde önünden geçtiğini göreceksiniz. Bunlar gözden kaybolup, atmosfersiz Ay yüzeyinin kenarında bir anda yeniden ortaya çıkacak.
Takvim
5 Ağustos: Ay ve ikili yıldız sistemi Spica yakın görünümde
6 Ağustos: Ay ve ikili yıldız sistemi Spica yakın görünümde
7 Ağustos: Ay’ın ilk dördün evresi
9 Ağustos: Ay, Jüpiter ve Anteres yıldızı birbirlerine yakın görünümde
10 Ağustos: Merkür en büyük batı uzanımında
12 Ağustos: Ay ve Satürn yakın görünümde; Jüpiter ve Antares yakın görünümde; Perseid meteor yağmurunun en şiddetli olduğu tarih
13 Ağustos, gece: Perseid meteor yağmurunun en şiddetli olduğu tarihler
15 Ağustos, 15.29: Dolunay
23 Ağustos, 17.56: Ay’ın son dördün evresi; Ay, Boğa yıldız kümesinin önünden geçiyor
24 Ağustos, gece: Ay, Boğa yıldız kümesinin önünden geçiyor.



Çinli bilim insanlarından kendi kendini şarj eden akıllı saat atılımı

Huawei'nin bir akıllı saati (AFP)
Huawei'nin bir akıllı saati (AFP)
TT

Çinli bilim insanlarından kendi kendini şarj eden akıllı saat atılımı

Huawei'nin bir akıllı saati (AFP)
Huawei'nin bir akıllı saati (AFP)

Gerilme sonucu açığa çıkan ısıyı elektriğe dönüştüren polimer geliştiren Çinli bilim insanları, kendi kendini şarj eden akıllı saatlere ön ayak olabilecek bir ilerleme kaydetti.

Pekin Üniversitesi'nden araştırmacılar, lastik banda benzeyen çığır açan malzemenin, elastikliğini verimli bir şekilde elektriğe dönüştürdüğünü söylüyor.

Malzeme, sıcaklık farklılıklarının enerji ürettiği termoelektrik prensibiyle çalışıyor.

Nature adlı akademik dergide yayımlanan çalışmalarında araştırmacılar, "Şimdiye kadar, bildirilen tüm yüksek performanslı termoelektrik malzemeler elastiklikten ziyade sadece esnekliğe ulaştı" diye yazdı.

Akıllı saatler gibi giyilebilir cihazlar pil ya da sık sık şarj edilmeyi gerektiriyor.

Yeni malzeme, şarja ihtiyaç duymayan sürekli bir enerji kaynağı sağlayabilir.

Yeni malzeme, vücudun sıcaklığıyla çevrenin sıcaklığı arasındaki farktan yararlanıyor. İnsan vücudunun sıcaklığı 37 santigrat derece civarındayken, ortam sıcaklığı normalde 20 ila 30 santigrat derece arasında değişiyor.

Çinli araştırmacılar yeni malzemeyle bu sıcaklık farkından yararlanarak bunu elektriğe dönüştürmeyi denedi.

Pekin Üniversitesi'nden malzeme bilimcisi Lei Ting, South China Morning Post'a, "Termoelektrik kauçuk kavramını dünyada ilk kez biz ortaya koyduk" diye konuştu.

Bu yenilik, elektriği ileten ve mekanik zorlanma altında iletkenliğini koruyan yeni bir polimer sınıfının geliştirilmesindeki ilerlemeye işaret ediyor. İletkenliği korurken elastisite elde etmek bu buluşa kadar zor bir işti.

Bilim insanları polimerleri için polimerik bir malzemeye nanolif ağı ekleyerek hibrit bir yapı geliştirdi. Yapı, yarı iletken polimerleri elastik kauçukla harmanlayıp çapraz bağlıyor.

Araştırmacılar, malzemenin orijinal uzunluğunun yüzde 850'sinden fazlasına kadar esneyebildiğini gösterdi. Uzunluğu yaklaşık yüzde 150’ye kadar gerildiğinde, orijinal şeklinin yüzde 90’ına geri dönüyor.

Araştırmacılar, malzemeye özel maddeler eklenmesinin performansını daha da artırabileceğini belirtti.

Malzemenin bükülebildiğini, esneyebildiğini ve cilde yapışabildiğini gösterdiler. Dr. Ting, "Giyilmesi daha rahat olan bu tür termal cihazlar, vücudun ısı enerjisini daha az ısı kaybıyla verimli şekilde elektrik enerjisine dönüştürebiliyor" dedi.

Araştırmacılar çalışmalarında "Bu termoelektrik elastomerler, giyilebilir uygulamalardaki elastik termoelektrik jeneratörleri çok daha uyumlu ve verimli hale getirme potansiyeline sahip" diye yazdı.

Bu teknolojinin potansiyel uygulamaları, tüketiciye yönelik giyilebilir cihazların da ötesine uzanabilir. Örneğin yeni malzeme, harici piller gerektirmeyen vücuda yakın giyilebilir tıbbi sensörlerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Independent Türkçe


Elektrikli araç bataryalarında devrim: Hesaplı geri dönüşüm yöntemi bulundu

Uzmanlar lityum batarya geri dönüşümünde kullanılan mevcut yöntemlerin yüksek maliyetli olduğunu söylüyor (Reuters)
Uzmanlar lityum batarya geri dönüşümünde kullanılan mevcut yöntemlerin yüksek maliyetli olduğunu söylüyor (Reuters)
TT

Elektrikli araç bataryalarında devrim: Hesaplı geri dönüşüm yöntemi bulundu

Uzmanlar lityum batarya geri dönüşümünde kullanılan mevcut yöntemlerin yüksek maliyetli olduğunu söylüyor (Reuters)
Uzmanlar lityum batarya geri dönüşümünde kullanılan mevcut yöntemlerin yüksek maliyetli olduğunu söylüyor (Reuters)

Bilim insanları elektrikli araç bataryalarını hesaplı bir şekilde geri dönüştürmenin yolunu buldu. Yeni yöntemin muazzam miktarda çevresel atığın önüne geçmesi bekleniyor.

Elektrikli araçların hızla yaygınlaşmasıyla uzmanlar, bunlara güç veren bataryaların kullanım ömrü dolduğunda çöpe gitmemesi için çözüm arıyor.

Atıkların çevresel etkileri endişe yaratırken, içerdikleri lityum geri dönüştürülerek yeni bataryalarda kullanılma potansiyeli taşıyor.

Tesla ve BYD gibi büyük şirketlerin araçlarında kullandığı lityum demir fosfat (LFP) bataryalar, nikel ve kobalt bazlı olanlardan daha ucuz ve güvenli olmasıyla öne çıkıyor.

Ancak demir ve fosfat, nikel veya kobalt kadar değerli olmadığı için geri dönüşüm projeleri çoğunlukla LFP bataryaları göz ardı ediyor. Üstelik mevcut yöntemler yüksek enerji harcanmasına ve ciddi miktarda atık oluşmasına yol açıyor.

Öte yandan LFP bataryaların avantajları nedeniyle yaygınlaşması, atık sorununu daha da büyütüyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden Kyoung-Shin Choi, "Şu anda pazar bu bataryalara yönelse de kullanılmış LFP bataryalardan lityumu geri kazanmak için ekonomik açıdan uygun bir yöntem yok" diyor.

Choi ayrıca madenlerden ve tuzlu su yataklarından lityum elde etmek, geri dönüşümden daha ucuz olsa da birçok çevresel zararı olduğunu da söylüyor.

Bu nedenle Choi liderliğindeki bir ekip, hem daha hesaplı hem de çevreye daha az zararı olacak bir yöntem geliştirdi.

Elektrokimyasal bir süreç içeren bu teknikte ilk olarak bataryalardaki lityum iyonları, orta derecede asidik bir çözeltiyle süzülüyor. Ardından bir depolama elektrodu üzerine konan iyonlar ayrı bir çözelti içine bırakılıyor. Böylece yüksek saflıkta lityum bileşikleri elde ediliyor.

Oda sıcaklığında gerçekleştirilen bu işlemin düşük seviyede kimyasal gerektirmesi gibi avantajları var.

Bulguları hakemli dergi ACS Energy Letters'ta yayımlanan çalışmada ekip, yöntemi hem LFP bataryalarda hem de bataryaların parçalanmasıyla ortaya çıkan "kara kütle" üzerinde test ederek etkileyici sonuçlar elde etti.

Araştırmanın ardından patent başvurusu yapan ekip, yeni yöntemin sektörde yaygınlaşması için çalışmalar yürütüyor.

Choi, "Teknoloji işe yarıyor ancak en düşük maliyetli şekilde ölçeklendirilmesi önemli" diyor.

Independent Türkçe, ScienceBlog, Wisconsin-Madison Üniversitesi, ACS Energy Letters


Nvidia robot beynini tanıttı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Nvidia robot beynini tanıttı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Önde gelen yapay zeka çip üreticisi Nvidia, yeni nesil ultra güçlü insansı makineler için tasarlanmış bir "robot beyni" piyasaya sürdü.

Şirketin önceki nesline nazaran 7,5 kat daha hızlı Jetson AGX Thor çipi, Amazon ve Meta gibi şirketler tarafından inşa edilen üretime hazır robotlara takılabili

3 bin 499 dolara mal olan yeni çip, insanlarla etkileşim kurmak için ChatGPT gibi üretken yapay zeka modellerini çalıştırabilirken, aynı zamanda etraflarındaki dünyayı yorumlamak için görsel modelleri de destekliyor.

OpenAI'ın ChatGPT'sinin Kasım 2022'de piyasaya sürülmesinin ardından yaşanan yapay zeka patlaması, Nvidia'nın hisse fiyatını üç yıldan kısa sürede 10 kat artırdı.

Nvidia'nın patronu Jensen Huang, robot teknolojilerini ABD merkezli firmanın gelecek yıllardaki en iyi büyüme fırsatı olarak görüyor.

Huang, "Jetson Thor'u, fiziksel dünyayla etkileşime giren ve bu dünyayı giderek daha fazla şekillendiren robotik sistemler üzerinde çalışan milyonlarca geliştirici için tasarladık" dedi.

Eşsiz performans ve enerji verimliliğinin yanı sıra birden fazla üretken yapay zeka modeli en iyi şekilde çalıştırma becerisiyle Jetson Thor, fiziksel yapay zeka ve genel robotik çağını açacak nihai süper bilgisayar.

xscdfgr
Nvidia Jetson AGX Thor, üretken yapay zeka ve görsel modelleri çalıştıracak kadar güçlü (Nvidia)

Nvidia halihazırda önde gelen robot markaları Boston Dynamics, Figure ve Agility Robotics'e ürün satıyor ancak bu makinelere yönelik çipler şirketin gelirinin yalnızca yüzde 1'inden azını oluşturuyor.

İnsansı robotların ötesinde, Nvidia'nın Jetson çipleri için gelecekteki kullanım alanları arasında tam otonom sürücüsüz araçlar yer alabilir.

Yakın zamanda görülecek uygulamalar muhtemelen karmaşık ve yapılandırılmamış ortamlarda çalışabilen ev tipi ve endüstriyel robotlarda olacak.

Amazon Robotics'in baş teknoloji uzmanı Tye Brady, "Lojistikte robot teknolojisinin geleceği, giderek daha akıllı ve otonom sistemlerin kullanılabilmesine bağlı" dedi.

Dinamik gerçek dünya ortamlarında güvenle çalışabilen Nvidia Jetson Thor, malların küresel taşınması ve yönetimini dönüştürecek yeni nesil yapay zeka destekli robotları geliştirmek ve ölçeklendirmek için gereken hesaplama gücünü ve enerji verimliliğini sunuyor.

Independent Türkçe