Afganistan'da bir polis 7 meslektaşını öldürdü

Başkent Kabil’de Khurshid TV kanalına personel taşıyan bir otobüsü hedef alan saldırının hasarı inceleniyor (AFP)
Başkent Kabil’de Khurshid TV kanalına personel taşıyan bir otobüsü hedef alan saldırının hasarı inceleniyor (AFP)
TT

Afganistan'da bir polis 7 meslektaşını öldürdü

Başkent Kabil’de Khurshid TV kanalına personel taşıyan bir otobüsü hedef alan saldırının hasarı inceleniyor (AFP)
Başkent Kabil’de Khurshid TV kanalına personel taşıyan bir otobüsü hedef alan saldırının hasarı inceleniyor (AFP)

Afganistan’ın güneyindeki Kandehar vilayetine bağlı Şah Vali Kot ilçesinde bir polisin meslektaşlarına ateş açması sonucu 7 polis hayatını kaybetti.
Hükümet yetkilileri, saldırgan polisin olay yerinden kaçtığını bildirirken Taliban, olayın sorumluluğunu üstlenerek polis memurunu, Afgan Polis Teşkilatı’na sızan üyelerinden biri olarak nitelendirdi.
Afganistan merkezli Tolo News’in haberine göre, Kandahar Emniyet Müdürlüğü Sözcüsü Cemal Nasır, saldırganın polis memurlarına ateş açtıktan sonra kaçtığını ve olaya dair soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Geçtiğimiz yıl da Kandahar’daki emniyet teşkilatına katılan bir Taliban militanının Afganistan'daki ABD kuvvetleri komutanı General Scott Miller’ın da katıldığı bir toplantıyı hedef alan saldırısında, Kandahar Emniyet Müdürü General Abdur Rezzak Kadiri hayatını kaybetmiş, Miller ise yaralanmıştı.
Afgan resmi haber ajansı Bahtar'da yer alan habere göre, Afganistan’ın güneydoğusunda yer alan Gazni Valiliği Sözcüsü Muhammed Arif Nuri, hava ve kara saldırıları neticesinde, son 24 saat içinde 46 militanın etkisiz hale getirildiğini ifade ederek ‘’Gazni vilayetine bağlı Andar, Deh Yak, Karabağ, Hogiyani ve Zana Han ilçelerindeki Taliban’ın kaleleri hedef alındı. Hava saldırı sonucu çok sayıda militan yaralanırken, içerisinde Afgan uyruklu militanların da bulunduğu Taliban’a ait ağır silahlar imha edildi’’ açıklamasında bulundu.
Taliban hareketi ise dün gece ülkenin güneydoğusundaki Zabul vilayetine bağlı Daykuban’ın yanı sıra polis merkezi ve bir dizi güvenlik noktasına ‘koordineli bir operasyon gerçekleştirdiğini’ duyurdu.
Afgan emniyet birimlerine yönelik saldırısında ağır silahlar da kullanan Taliban, 7 polisini kaybeden hükümet güçlerini çekilmeye zorladı, ardından ise aralarında modern keskin nişancı tüfeğinin de bulunduğu bir dizi silahı ele geçirdi. Hükümet güçleriyle çıkan çatışma sırasında bir Taliban militanı öldürülürken 3’ü de yaralandı.
Zabul vilayeti, Taliban’ın Karaband ve Kuchini Şara ilçelerini hedef alan ve 3 hükümet yetkisinin ölümüne, 3’ünün ise yaralanmasına neden olan başka bir saldırısına daha tanık olmuştu.
Afganistan’ın Herat vilayetinin Kala Dokhtar ilçesinde yine Taliban tarafından hükümet güçlerine bağlı bir tankın geçtiği yol üzerine döşenmiş uzaktan kumandalı bir mayının patlatılması sonucu ölen ve yaralananlar olmuştu.
Kabil hükümeti ve NATO güçleri, başta bazı bölgeleri Taliban’ın kontrolünde olan Tarin Kowt ilçesi olmak üzere Urazgan vilayetine hava saldırısı düzenlemeye devam etti. Taliban hareketi ise devam eden hava saldırılarında 13 sivilin hayatını kaybettiğini öne sürdü.
Pentagon’a yakın bir kaynağın aktardığına göre Taliban’ın ülkenin kuzeydoğusundaki Badahşan vilayetini kontrolü altına almasının ardından Afganistan hükümet güçleri, Badahşan’a yakın Pençşir vilayetinde savunma pozisyonu almak için acele etmeye başladı.
ABD ordusu ve diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere, Taliban, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisiyle devam eden müzakere sürecinde elini güçlü hale getirmek için maden ve değerli taş bakımından zengin bölgelerdeki kontrolünü genişletmeye çalışıyor. Taliban’ın Afganistan’da bir ‘İslam Emirliği’ kurma planlanın parçası olan stratejik Pençşir Vadisini ele geçirme fikrini gerçekleştirmek için uzun vadeli askeri planları olduğu da belirtiliyor.
Tolo News’den aktarılan haberde ise Afganistan hükümetine bağlı polis ve ordunun ve bölgedeki diğer grupların, Badahşan’ın değerli taş bakımından zengin olan iki ilçesi Kuran ve Muncan’ın Taliban kontrolüne geçmesinin ardından Pençşir’in Paryan ilçesini savunmak için birlikte hareket ettiği ifade edildi.
Pençşir Emniyet Müdürü General Muhammed İshak Temkin, kendi güçleriyle, ordu ve yerel grupların birlikte hareket ettiğini dile getirdi. Öte yandan Paryan’a komşu üç ilçeyi kısmi olarak ele geçiren Taliban, kontrolü altında bulunan Kuran ve Muncan’la, ülkenin kuzey eyaletlerindeki hükümet güçlerine takviye destek ulaştırmak için kullanılan stratejik bir öneme sahip Salang Tüneli’ni tehdit ederek konumunu güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca Taliban’ın Pençşir Vadisini dört bir yandan kuşattığı da söylenenler arasında.
Bir diğer Afgan Haber Ajansı The Khaama Press’in Faryab eyaletindeki Afganistan ordusuna bağlı 209. Şahin Kolordusundan aktardığı habere göre ise Bilçirag ilçesindeki hava saldırıları sonucunda 26 Taliban militanı öldürülürken, örgütün mühimmat deposu da havaya uçuruldu.
Ayrıca, hükümet güçlerinin Urazgan’da bir dizi Taliban üyesini etkisiz hale getirdiği aktarılırken 205. Atal Kolordusundan yapılan açıklamada Tran Kowt’a bağlı Serhab ve Kuckin beldelerinde halen daha devam eden operasyonlarda 7 Taliban militanın öldürüldüğü, örgüte ait 5 silahın ve 2 motosikletin imha edildiği bilgisi verildi.
Afganistan Hükümet Güçleri, Taliban’ın, Gazni’deki emniyet merkezilerine yönelik saldırılarının savuşturulduğunu duyururken, er-Rad Kolordusundan yapılan açıklamada Nanay beldesinde 6 Taliban militanın öldürüldüğü ifade edildi. Ayrıca Atal Kolordusu da Gazni’nin Mayvand ilçesindeki operasyonları sonucunda örgüte bağlı 1 militanın öldürüldüğü, 15 militanın ise yaralandığını açıkladı.



Taliban dünyaya açılıyor: Stratejik zafer

İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)
İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)
TT

Taliban dünyaya açılıyor: Stratejik zafer

İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)
İktidarda beşinci yılına giren Taliban'ın kadınlara yönelik sürekli yeni yasaklar getirmesi uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyor (AFP)

Taliban yönetimindeki Afganistan diğer ülkelerle diplomatik ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. 

Washington Post'un (WP) analizinde, iktidardaki dördüncü yılını doldurmasına rağmen Taliban'ın sadece Rusya tarafından tanındığına dikkat çekiliyor. 

Ancak Avrupa'daki göçmen karşıtlığı ve Orta Asya'daki militan gruplara ilişkin endişeler nedeniyle Batılı ülkelerin Taliban'la daha fazla iletişim kurmaya başladığı belirtiliyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen haftaki açıklamasında Bagram Hava Üssü'nü geri almak istediklerini duyurması tartışma yaratmıştı. Afganistan Genelkurmay Başkanı Fasihuddin Fıtrat ise "Tek karış toprak için bile pazarlık yapılmayacak" demişti.

Ancak CNN'in haberinde, Trump yönetiminin üssü geri almak için marttan bu yana Taliban'la gizli görüşmeler yürüttüğü belirtilmişti. WP, Taliban yönetiminin görüşmelere dair bilgi paylaşmayı reddettiğini aktarıyor. Öte yandan Washington'la müzakerelerin bile Taliban'ın "inkar edilemez bir aktöre" dönüştüğünü gösterdiği yorumu paylaşılıyor. 

Eski Pakistan Dışişleri Bakanı Aziz Ahmed Chaudhry, "Taliban, henüz resmi şekilde tanınmasa da Afganistan'ın yöneticisi olarak muamele görüyor" diyor. 

Avrupa'da göçmen karşıtı partilere desteğin artmasıyla Afgan göçmenlerin sınır dışı işlemleri için Taliban'la görüşmelerin sıklaştığı belirtiliyor. ABD dahil birçok ülkenin, Afganistan-Pakistan sınırında faaliyet gösteren IŞİD'in Horasan koluyla (IŞİD-H) mücadelede Taliban'la iletişime geçtiği de aktarılıyor. 

Görüşmelerin Taliban için "stratejik zafer" anlamına geldiğine dikkat çekilen analizde, dışarıya açılma hamlelerinin örgütte ihtilaf yarattığı da vurgulanıyor. Kandahar'daki muhafazakar kadronun Batı ülkeleriyle iletişimi sınırlı tutmak istediği belirtiliyor. 

Analizde, Çin'in de bölgede daha aktif hale gelmeye başladığına işaret ediliyor. Afganistan ve Pakistan yönetiminden temsilciler, Çin'in başkenti Pekin'de mayısta bir araya gelerek, karşılıklı ilişkileri maslahatgüzarlıktan büyükelçilik seviyesine çıkarma kararı almıştı. Pekin'in hem bölgedeki nüfuzunu hem de IŞİD-H bağlantılı militanlara karşı güvenliği artırmak için böyle bir hamle yaptığı yazılıyor.

Rusya'nın temmuzda duyurduğu Taliban'ı tanıma kararının da güvenlik endişeleriyle alındığı belirtiliyor. Moskova'daki konser salonuna geçen yıl martta düzenlenen saldırıda en az 139 kişi yaşamını yitirmiş, olayı IŞİD-H üstlenmişti. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN


AB-ABD ilişkileri raporu: Avrupa, Truman Show’a döndü

Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)
Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)
TT

AB-ABD ilişkileri raporu: Avrupa, Truman Show’a döndü

Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)
Trump, AB ülkelerine Ukrayna savaşına finansmanlarını artırma baskısı da yapmıştı (Reuters)

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (EFCR) ve Avrupa Kültür Vakfı'nın ortak raporunda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'ya karşı "kültür savaşı" yürüttüğü savunuldu.

Bugün yayımlanan raporda, Trump'ın popülist ve radikal sağcılarla ittifaklar kurarak Avrupa Birliği (AB) politikasının "ideolojik ağırlık merkezini değiştirmeyi" hedeflediği yorumu yapılıyor:

Trump ve yandaşları bunu ancak Avrupalılar müsaade ettiği için yapabiliyor. Birincisi, Trumpçılar toplumlardaki kutuplaşmayı ve Avrupa'da yükselen "yeni sağ"ı kullanıyor. İkincisi, Avrupalı liderler arasındaki bölünme ve tereddütlerden yararlanıyorlar.

Trump'ın Avrupalı müttefikleri arasında Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Slovakya lideri Robert Fico ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni gibi isimlerin yer aldığı belirtiliyor. Cumhuriyetçi liderin, sağ ittifaklarla gümrük vergisi tehditlerinden ifade özgürlüğü tartışmalarına, güvenlik harcamalarından göç meselesine kadar birçok konuda AB'deki krizleri körüklediği savunuluyor. 

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in, Avrupa'nın "temel ortak değerlerden uzaklaştığı" yorumunu şubatta yaptığı da hatırlatılıyor. ECFR'den Pawel Zerka, Vance'in açıklamasının kültür savaşının açıkça ilan edildiği an olduğunu söylüyor: 

Trump, Avrupa’ya karşı kültür savaşı yürütüyor.

Zerka, Trump'ın o zamandan bu yana AB liderlerini Ukrayna'nın geleceği hakkındaki görüşmelerden dışladığına, kıtadaki ana akım siyasi partilere saldırdığına ve gümrük vergisi görüşmelerinde Brüksel'i zorladığına dikkat çekiyor. 

Avrupa Komisyonu'na bağlı Avrobarometre (Eurobarometer) kuruluşunun anket verilerine göre vatandaşların AB'ye güveni 2007'den bu yana en yüksek seviyede. Neredeyse tüm AB ülkelerinde, blokun değerlerine bağlılık görüldüğü aktarılıyor. 

Romanya, Polonya ve Çekya hariç tüm ülkelerde çoğunluğun, AB'nin Avrupa vatandaşlarını küresel krizlerden ve güvenlik risklerinden korumakta daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini söylediği belirtiliyor. 

Raporda, AB'nin durumu Truman Show'a da benzetiliyor. Jim Carrey'nin canlandırdığı Truman Burbank'in, bir film setinin içinde sıkışıp kaldığı ve başkaları tarafından kurgulanmış bir gerçeklikte yaşadığını anladığı 1998 yapımı filme işaretle şöyle deniyor: 

Avrupa, Truman Show'da sıkışıp kalmış durumda, Trump'ın Amerikası da yönetmen koltuğunda oturuyor.

"Avrupa, Trump'ın Amerikası'yla bir kültür savaşı içindedir" ifadesine yer verilen çalışmada, AB liderlerine "kendi senaryosunu yazan bir Avrupa'yı savunmaları" için harekete geçme çağrısında bulunuluyor. 

Independent Türkçe, Guardian, BBC


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu'na hitabında Gazze'den fotoğraflar gösterdi (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda BM'nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. ABD Başkanı Donald Trump'ın ardından Birleşmiş BM Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan yaklaşık 40 dakika süren konuşmasının geniş bir bölümünü Gazze'ye ayırdı. Erdoğan, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Konuşmasının başında, "Filistin'i tanıyan devlet sayısının giderek arttığı bir dönemde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum" diyen Erdoğan, Trump yönetiminin Abbas ve heyetine vize vermeme kararını eleştirdi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları için "soykırım" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

Erdoğan, New York'taki BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İsrail'in 23 aydır Gazze'de her saat başı bir çocuğu öldürdüğünü söyledi.

Tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya çağıran Erdoğan, “Gazze'de 700 günü aşkın süredir soykırım devam ediyor. Gazze'de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti, enkaz altında kaç kişi olduğu bilinmiyor... (Dünyanın başka yerlerinde) Bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze'de çocuklar anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından, Gazze'de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor.  Bu insanlığın dip noktasıdır.” dedi.

“Gazze halkı açlık silahıyla öldürülüyor” diyen Erdoğan, “Gazze'de devam eden vahşetin hiçbir gerekçesi olamaz. Gazze'de devam eden soykırımla insanlık için en karanlık dönemi yaşıyoruz... Gazze'de her şey hedef alınıyor ve yok ediliyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in kontrolden çıktığını ve Netanyahu'nun rehineleri umursamadığını belirtti.

Avrupa'nın benimsediği değerlerin Gazze'de devam eden olaylar nedeniyle aşındığını ifade eden  Erdoğan, “Gazze'de soykırım yapanların hesap vermesi gerektiğini” vurguladı.

Suriye konusunda Erdoğan, Suriye'nin maruz kaldığı adaletsizliklerin Esad rejiminin düşüşüyle sona erdiğini değerlendirdi. “Terörizmden arındırılmış, birleşik bir Suriye için” çalışmaların yapılacağını teyit eden Erdoğan, “Suriye'nin istikrarının tüm komşu ülkelerin çıkarına olduğunu” vurguladı.