Tabloları, kitapları ve purolarıyla Winston Churchill’in kır evi

Churchill'in en ünlü siyasi konuşmalarından bazılarını hazırladığı çalışma odası
Churchill'in en ünlü siyasi konuşmalarından bazılarını hazırladığı çalışma odası
TT

Tabloları, kitapları ve purolarıyla Winston Churchill’in kır evi

Churchill'in en ünlü siyasi konuşmalarından bazılarını hazırladığı çalışma odası
Churchill'in en ünlü siyasi konuşmalarından bazılarını hazırladığı çalışma odası

İngiltere’nin Kent kontluğunda bulunan Westerham kasabası meydanındaki İngiltere’nin eski ve ünlü Başbakanı Winston Churchill'in dev bir heykeli, belki de bizi Westerham yakınlarındaki Chartwell'e yani Churchill ve ailesinin uzun yıllar yaşadığı kır evinde göreceklerimize hazırlıyor olabilir. Bu kırsal bölge, dar yolları, sık ağaçları, taş döşeli patika yolları ile farklı bir izlenim veriyor. Chartwell, etrafı geniş bir taş duvarla çevrili, ormandan kesilmiş bir parça gibi görünüyor.
Churchill, 1922'de burayı satın almadan önce, araziye adeta aşık olmuştu. Hatta bir kitabında ‘büyüleyici ve mükemmel bir güzellik’ olarak nitelendirdiği Kent kontluğunun çiftlikleri ve ormanlarının muhteşem manzarasından bahsediyor.
Ancak eşi Clementine, Churchill ile aynı fikirde değildi ve eşinin burayı satın almasına karşı çıktı. Churchill de bu itirazı isteksizce kabul etti. Fakat bir kez daha bu araziyi satın alma ve direnme fırsatı doğunca eşinin haberi olmadan satış anlaşmasını tamamladı. Rehberlerden biri bize Churchill'in ilk ve son kez karısının bilgisi olmadan böyle bir şey yaptığını söyledi. Evi gezdiren rehberler, Bayan Churchill'in, ev ve bahçeyi çekip çevirmek için 20 kişilik bir personele ihtiyaç duyan bu büyüklükteki bir evden rahatsızlık duyduğunu belirttiler.
Kır evi, Churchill’in bizzat başında durarak yaptırdığı geniş bahçeler ve göletlerle çevrili. Ayrıca kızları için bahçede bir de küçük bir kulübe yaptıran Churchill, araziyi çevreleyen taş duvarların inşasında da yer aldı.  Chartwell’e yaptığımız yolculuk yorucu değildi. Özellikle hava ılık ve yağmurlu değilse, gerçekten çok zevkli oluyor. Chartwell’in ardından en dikkat çekici olan ise çoluk çocuk büyük bir ziyaretçi kitlesinin olmasıydı.
Evin girişinde ziyaretçileri, İngiltere’nin koruma alanları yönetim birimi ‘National Trust’un büyük çoğunluğu gönüllülerden oluşan personeli karşılanıyorlar. Odalar hakkında tek tek bilgi veren ve ünlü ev sahibine dair hikayeleri anlatan gönüllüler de var. Evin her köşesine ilişkin anekdot ve hikayeleri ziyaretçilere aktarıyorlar. Ziyaretçilere evin ve ev sahiplerinin yaşamlarını en iyi şekilde yansıtabilmek amacıyla ne kadar çok araştırma ve okuma yaptıkları konuşmalarından anlaşılıyor.
Clementine Churchill'in favorisi olan karşılama salonu, tıpkı evin hanımının bıraktığı gibi duruyor.  Zerafet ve sadeliğin hakim olduğu oda, duvarlara asılmış yağlı boya tablolar ve heykellerle sanatsal bir havayı yansıtıyor. Burada çoğunlukla Churchill'in bir kısmı duvarlara asılı kendi çizdiği ve genellikle çizmeyi sevdiği manzara resimleri bulunuyor. Churchill’in isminin baş harflerinden oluşan üç harfle imzaladığı resimlerden biri de ressam arkadaşı John Singer Sargent’in tarzını taklit ettiği bir tabloydu. Ayrıca Sargent’in de Churchill ve eşi Clementine için yaptığı birkaç tablo da burada yer alıyor. Oda, cam bir kapıdan geniş ve sade bir balkona açılıyor. Rehberler bu balkonun, bir mimardan balkonu bu şekilde tasarlamasını isteyen Bayan Churchill’in evin en sevdiği köşesi olduğunu belirttiler.
Diğer odalarda da Churchill’in sivil hayatı ve savaş sırasında çizdiği pek çok resimle karşılaşıyoruz. Ardından çeşitli kitaplarla dolu kitaplıkların olduğu çalışma odasına giriyoruz. Odadaki masayı görünce akla buranın Churchill’in yazılarını yazdığı yer olduğu geliyor. Ancak odaya bakıldığında burayı daha çok araştırma yapmak, edebi ve siyasi kariyerini taçlandırılan birçok kitap yazmak için kullandığını anlamak zor olmuyor.
Bununla birlikte Churchill imzalı daha ünlü resimler ve Bayan Churchill tarafından kullanılan küçük bir ofis bulunan karşılama salonundaki şöminenin üzerinde Fransız ressam Claude Monet’in İngiltere parlamento binasının pastel renklerle tasvir edildiği "Charing Cross Bridge" adlı ünlü tablosu yer alıyor.
Tablo başta Churchill'in o dönem ön plana çıkan sanat akımı izlenimciliğe olan tutkusu olmak üzere birkaç nedenden ötürü, Churchill'in kitaplarının yayıncısı olan Amerikalı Emery Reeves'in hediyesiydi. Salondaki bir diğer hediye ise dönemin Fransa Başbakanı Charles de Gaulle tarafından Churchill’e hediye edilen kristal horozdu. İlginç olan ise De Gaulle ile Churchill arasında iyi bir ilişkinin olmayışıydı. Hatta Churchill, De Gaulle’ın cenazesine katılmamasını istemişti. De Gaulle da hediyeyi Churchill yerine eşi Clementine’e göndermişti.
17’inci yüzyıldan kalma çapraz ahşap tavanlarla karakterize bir başka oda ise Churchill'in en ünlü siyasi konuşmalarının bazılarını kaleme aldığı ofisiydi. Odada hala ailenin ve amansız bir hastalık sonucu 2 yaşında ölen Mary Gold'un resimleri bulunuyor. Ayrıca başka odalarda da benzerlerine rastladığımız kristal küllükler ve Churchill’in ünlü puroları yer alıyor.
Bayan Churchill'in eşinin yatak odasından ayrı olan yatak odası mimari olarak diğer odalardan farklıydı. Churchill, mimardan, eşinin yaşamak istemediği evin başını döndürmesi için odasının tavanını kemerli yapmasını istemişti. Ancak bu girişimi işe yaramadı. Tarih kaynaklarına göre Bayan Churchill kocasının ölümünden kısa bir süre sonra evden ayrıldı.
Rehber, Churchill'in gününü tuhaf bir programdan oluştuğunu söyledi. Bu programa göre Churchill, sabah 11:00’de yatakta kahvaltısını yemek için uyandırdı ve ardından çalışmaya başlardı. Gün içinde gerçekleştirdiği görüşmeler ertesi sabahın erken saatlerine kadar sürerdi.
Resmi kıyafetler ve hediyeler müzesi
Ziyaretimiz, Churchill'in bazı resmi kıyafetlerinin sergilendiği minyatür bir müzeye dönüştürülen Bayan Churchill'in odasına bitişik odalarda devam ediyor. Burada yine Churchill’e ait bir askeri üniforma ve çok sayıda fotoğraf ve mektup da bulunuyor. Bir başka odada ise yıllar boyu Churchill’e hediye edilen ve aralarında Suudi Arabistan hükümetinin hediyesi olan işlemeli altın hançerin de bulunduğu hediyeler yer alıyor.
Resmi odaların ardından sadece ziyafetler sırasında kullanılan ana mutfağın bulunduğu kata iniyoruz. Rehberin söylediğine göre günlük kullanım için en üst katta başka bir mutfak bulunuyor. Churchill'in hem kırsaldaki hem de şehirdeki evinde yemekler Şef Georgina Landemere’dan sorulurdu. 1930'lardan, 1954'teki emekliliğine kadar Churchill ailesinin yanında çalışan Georgina Landemare, lezzetli tarifleriyle o kadar ünlüydü ki daha sonraları “Churchill'in Tarifleri” adlı bir kitap çıkardı.
Bahçeler ve göletler
Evin içindeki turun ardından geriye sanat akımı izlenimciliği takip eden Fransız sanatçıları taklit etmek için renk ve ışıklarla denemeler yapan sanatçı Churchill'in hayatının önemli yönlerini yansıtan geniş bahçeleri gezmek kalıyor. Mutfak kapısının dışında, ünlü ev sahibinin adı kazınmış eski bir ahşap bank buluyoruz. Yakınındaki duvarda ise evin ailede kalması ve National Trust için bağış yapan insanların isimlerinin yer aldığı bir levha asılı.
Rehberlerden biri levhaya işaret ederek Churchill'in 1964’te Chartwell'i satmayı düşündüğünü söylüyor. National Trust o dönem Churchill'in ömür boyu kiracı olarak evde kalması şartıyla devlet adına evi satın almak için bir bağış kampanyası başlatmış. Eşinin 1965'teki ölümünden sonra Bayan Churchill, 1966'da yardım amacıyla evin halkın ziyaretine açılmasının ardından buradan ayrılmış.
Chartwell 2016’da National Trust tarafından yönetilen en çekici tarihi evlerden biri olarak kayıtlara geçti. Evin ziyarete açılışının 50’inci yıldönümünde 232 bin ziyaretçiyle rekor kırıldı.



Ryugu'dan gelen bulgular Güneş Sistemi'nin su tarihini baştan yazıyor

Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
TT

Ryugu'dan gelen bulgular Güneş Sistemi'nin su tarihini baştan yazıyor

Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)
Yaklaşık 900 metre çapa sahip Ryugu, Dünya'ya yakın nesne ve tehlikeli olabilecek cisim sınıfında yer alıyor (JAXA)

Asteroit Ryugu'nun koptuğu göktaşının, sanılandan çok daha uzun süre sıvı suya ev sahipliği yaptığı bulundu. Yeni çalışma, Dünya'daki suyun kökenine ışık tutuyor.

Ryugu gibi karbon zengini asteroitlerin, yaklaşık 4,6 milyar yıl önce Güneş ve çevresindeki gezegenler oluşurken, dış Güneş Sistemi'ndeki buz ve tozdan meydana geldiği uzun zamandır biliniyor. 

Diğer yandan bilim insanları, bu gökcisimlerindeki su aktivitesinin Güneş Sistemi'nin ilk dönemleriyle sınırlı olduğunu düşünüyordu.

Ancak Japonya Uzay Araştırma Ajansı'nın (JAXA) Hayabusa 2 aracının Ryugu'dan toplayarak 2020'de Dünya'ya getirdiği örnekler bu düşünceye meydan okudu. 

Tokyo Üniversitesi'nden Tsuyoshi Iizuka ve ekibi, Ryugu kaya örneklerindeki lutesyum (Lu) ve hafniyum (Hf) elementlerinin radyoaktif izotoplarını inceledi. Bu sayede radyoaktif bozunmaya bakarak örneklerin geçirdiği jeolojik süreçlere ışık tutabiliyorlar.

Bulguları hakemli dergi Nature'da 10 Eylül Çarşamba günü yayımlanan çalışmada incelenen örnekler, lutesyuma kıyasla çok daha yüksek oranda hafniyum içeriyordu. 

Araştırmacılar bu duruma, bazı sıvıların asteroitteki kayalardan lutesyumu alıp götürmesinin yol açtığını düşünüyor.

Iizuka, "Ryugu'nun kimyasal kayıtlarının, Dünya'da daha önce incelenen bazı meteoritlere benzeyeceğini düşünmüştük. Ancak sonuçlar tamamen farklıydı" ifadelerini kullanıyor. 

Dikkatli analizlerle diğer ihtimalleri eleyen ekip, gökcisminin oluşumundan 1 milyar yıl sonraya kadar sıvı su barındırdığını öne sürüyor.

Iizuka "En olası tetikleyici, Ryugu'nun ana asteroidine başka bir cismin çarpması. Bu çarpışma, kayayı kırarak içeride gömülü olan buzu eritti, böylece sıvı su yüzeye sızdı" diyerek ekliyor: 

Bu gerçekten sürpriz oldu! Bu çarpışma, ana cismin parçalanmasına ve ardından Ryugu'nun oluşmasına yol açmış olabilir.

Ryugu'nun bir zamanlar parçası olduğu asteroidin 1 milyar yıl boyunca sıvı su içermesi, karbon zengini diğer göktaşlarının da uzun süre sıvı suya ev sahipliği yapmış olma ihtimalini gündeme getiriyor.

 Dolayısıyla genç Dünya'ya çarpan asteroitler, sanılandan çok daha fazla su getirmiş olabilir. Araştırmacılar bunun, Dünya'nın ilk okyanusları ve atmosferi üzerinde önemli bir etki yaratmış olabileceğini söylüyor.

Dünya'daki suyun kökenine dair kesin bir fikir birliği sağlanmasa da genellikle göktaşları ve kuyrukluyıldızların gezegene çarpması sonucu geldiği tahmin ediliyor.

Iizuka, "Ryugu benzeri cisimlerin bu kadar uzun süre buz tuttuğu fikri dikkate değer" diyerek ekliyor: 

Bu, Dünya'nın yapıtaşlarının hayal ettiğimizden çok daha ıslak olduğunu gösteriyor. Bu da gezegenimizdeki suyun kökenine dair başlangıç koşullarını yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Araştırmacılar Ryugu örneklerini detaylıca inceleyerek ana cisimde akan suyun geçmişini daha iyi anlamayı umuyor. Ayrıca son verileri, NASA'nın OSIRIS-REx göreviyle Bennu asteroidinden alınan örneklerle kıyaslamayı planlıyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Cosmos Magazine, Nature


Bilim insanları yanıtladı: Egzersiz kanserin nüksetmesini önleyebilir mi?

Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)
Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)
TT

Bilim insanları yanıtladı: Egzersiz kanserin nüksetmesini önleyebilir mi?

Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)
Bilim insanları egzersizin kanser hücrelerinin biyolojisini etkilediğini gözlemledi (Unsplash)

Bilim insanları egzersizle kanser hücrelerinin büyümesinin yavaşlatılabileceğini tespit etti.

Avustralya'daki Edith Cowan Üniversitesi'nden araştırmacıların çalışmasına meme kanserinden kurtulan 32 kadın katıldı.

Bilim insanları egzersiz sonrasında kasların miyokin adı verilen çok sayıda hormon ve biyokimyasal madde salgıladığına, bunun kanser hücrelerine karşı etkili olduğuna dikkat çekiyor.

Deneye katılan kadınların yarısı 45 dakikalık yüksek yoğunluklu interval antrenman yaptı. Egzersiz 30 saniyelik yüksek tempo, 30 saniyelik dinlenme ve toplamda 7 tekrardan oluşuyordu.

Diğer yarısıysa 45 dakika boyunca ağırlık kaldırdı. Tüm seanslar yüksek yoğunlukta geçti; katılımcılar bu antrenmanların zorluk seviyesini 10 üzerinden en az 7–8 olarak değerlendirdi.

Araştırmacılar, egzersizin hemen ardından ve 30 dakika sonra olmak üzere iki kez katılımcılardan kan aldı. Bunlar laboratuvarda meme kanseri hücrelerine eklendi. Moleküllerin, meme kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlattığı gözlemlendi.

Araştırmanın yazarlarından Robert Newton, "Çalışmamız, egzersizin kanser biyolojisini doğrudan etkileyerek güçlü moleküler sinyaller yoluyla tümörlerin büyümesini baskılayabildiğini gösteriyor" diyor.

Çalışma, egzersizin sadece kansere yakalanma riskini azaltmakla kalmadığını, kanserden kurtulma ihtimalini de artırdığını gösteren araştırmalara bir yenisini ekledi.

Geçmişteki araştırmalarda egzersizin bazı kanserlerin nüksetmesini engellemekte rol oynadığı belirlenmişti. Yeni çalışma egzersizin kas ve hücrelerin iç işleyişini nasıl değiştirdiğini gösteriyor.

Newton, egzersizin sadece kondisyonu artırmakla kalmadığını, aynı zamanda "antikanser sinyallerini" çoğalttığını belirtiyor. Araştırmacılar, hafif yürüyüş gibi düşük tempolu aktivitelerin de önemli olabileceğini ancak yoğun antrenmanların çok daha etkili sonuç verdiğini söylüyor.

Bilim insanı, egzersizin artık kemoterapi veya radyoterapiye "ek bir unsur" olmanın ötesine geçtiğini belirtiyor:

Egzersiz kolay, ucuz ve ulaşılabilir bir yöntem. Kanserin tekrarlama riskini azaltmak için önemli. Bu sadece yardımcı bir unsur değil; giderek kendi başına bir tedavi olarak tanınıyor.

Independent Türkçe, Washington Post, Prevention 


The White Lotus yıldızları, 4. sezonun lokasyonunu doğruladı

The White Lotus'un yıldızları Parker Posey ve Jason Isaacs, dizinin 4. sezonunun Güney Fransa'da çekileceğini doğruladı (HBO)
The White Lotus'un yıldızları Parker Posey ve Jason Isaacs, dizinin 4. sezonunun Güney Fransa'da çekileceğini doğruladı (HBO)
TT

The White Lotus yıldızları, 4. sezonun lokasyonunu doğruladı

The White Lotus'un yıldızları Parker Posey ve Jason Isaacs, dizinin 4. sezonunun Güney Fransa'da çekileceğini doğruladı (HBO)
The White Lotus'un yıldızları Parker Posey ve Jason Isaacs, dizinin 4. sezonunun Güney Fransa'da çekileceğini doğruladı (HBO)

The White Lotus'un yıldızları Parker Posey ve Jason Issacs, Mike White'ın HBO'da yayımlanan popüler tatil dramasının 4. sezonunun Güney Fransa'da çekileceğini doğruladı.

56 yaşındaki Posey ve 62 yaşındaki Isaacs dizinin üçüncü sezonunda, ABD'nin güneyinden gelen zengin Tim ve Victoria Ratliff çiftini canlandırmıştı. Çift en son, Tim'in mali dolandırıcılıktan tutuklanmasıyla yüzleşmek üzere yelken açarken görülmüştü.

Posey, pazar gecesi (14 Eylül) Emmy Ödülleri'nin kırmızı halısında E!'ye verdiği röportajda, "Mike [White] şu anda Güney Fransa'da. 4. sezon da orada geçecek" dedi. 

İçinde olup olmayacağımı bilmiyorum.

Posey, Jennifer Coolidge'in ikinci sezonda ölen karakterinin, dizinin bir sonraki kısmında bir halüsinasyon sahnesinde geri dönebileceğini esprili bir şekilde söyledi.

Oyuncu "Dağın tepesindeyken ruhların halüsinasyonu görülebilir. Mekana bağlı olarak Coolidge'in geri dönebileceğini düşünüyorum. Mesela Alpler'de bir yerde olabilir" dedi.

Gerçek Four Seasons otellerinde çekilen The White Lotus'un önceki sezonları Maui, Hawaii, Sicilya, İtalya ve Tayland'da geçiyordu.

Isaacs, federal ajanların hesaplarını dondurması nedeniyle Tim'in beş parasız kaldığını göz önünde bulundurarak, karakterinin Four Seasons tatil köyüne geri döneceğine pek inanmadığını söyledi.

Aktör "Howard Johnson's otellerinde kalabilirlerse kendilerini şanslı saymalılar" diye espri yaptı.

The Independent, yorum için HBO temsilcileriyle temasa geçti.

The White Lotus'un 4. sezonu, Fransız Rivierası'ndaki ünlü Grand-Hôtel du Cap-Ferrat gibi, Güney Fransa'daki çeşitli tatil köylerinden birinde çekilebilir.  

4. sezonun yapımı ve çekimlerinin gelecek yıl başlaması beklenirken White, dizinin senaryosunu yazmaya ve David Bernad ve Mark Kamine'le birlikte yönetici yapımcılığını üstlenmeye geri dönecek.

Koh Samui'deki Four Seasons tesisinin müdürü Jasjit Assi, daha önce The Independent'a yaptığı açıklamda White'ın atmosferi özümsemek ve senaryolar üzerinde çalışmak için çekimlerin yapılacağı otelde kalmayı sevdiğini söylemişti.

Assi, White'ın üçüncü sezon için otelini seçtiği anı "Mekanı inceledi, durdu, nefes aldı ve karşısındaki manzaraya baktı. Sonra bana gelip 'İşte bu. Çok eğlenceli olacak, değil mi?' dedi" sözleriyle anlatmıştı.

Tüm ekibim gizlilik sözleşmesi imzaladı. İnsanlar 'Mike White orada oturuyor' diyordu ve ben de 'Üzgünüm, bilmiyorum. O sadece bir konuk' demek zorunda kalıyordum.

Independent Türkçe