Tayland'da turistlerin eğlencesinden kurtarılan kaplanlar virüs kaparak öldü

Kaplan Tapınağı ünlü bir turistik cazibe merkezi haline gelmişti (Reuters)
Kaplan Tapınağı ünlü bir turistik cazibe merkezi haline gelmişti (Reuters)
TT

Tayland'da turistlerin eğlencesinden kurtarılan kaplanlar virüs kaparak öldü

Kaplan Tapınağı ünlü bir turistik cazibe merkezi haline gelmişti (Reuters)
Kaplan Tapınağı ünlü bir turistik cazibe merkezi haline gelmişti (Reuters)

Tayland’daki bir turistik cazibe merkezinden kurtarılan yaklaşık 150 kaplanın yarısından fazlası üç yıl içinde esaret altında öldü.
Bangkok’un batısındaki The Wat Pha Luang Ta Bua Yanasampanno (Kaplan Tapınağı), kendini yaban hayat barınağı diye tanıtıyor. Tapınağa kaplanlarla fotoğraf çekilip yavru kaplanları biberonla beslemeye gelen ziyaretçilerden giriş ücreti alınıyor.
Kaplanların yasa dışı yetiştirildiğine dair iddiaların ardından Tayland hükümeti üç yıl önce 147 kaplanı tesisten çıkardı.
Independent Türkçe'nin haberine göre turistler hayvanların uyuşturulmuş göründüğünü de bildirmişti.
Kurtarılan kaplanların öldüğünün ortaya çıkmasının ardından Tayland Milli Parklar, Doğal Yaşam ve Bitkilerin Korunması Kurumu’ndan üst düzey bir yetkili, aynı soydan çiftleştirilme sonucu hayvanların bağışıklık sisteminin zayıfladığını belirtti.
Prakit Vongsrivattanakul, kaplanların özellikle Köpek Gençlik Hastalığı virüsüne karşı duyarlı olduğunu söyledi.
Devlete ait MCOT kanalına konuşan Vongsrivattanakul, “Kaplanları teslim aldığımızda aynı soydan çiftleştirilme nedeniyle bağışıklık sistemlerinin olmadığını belirttik. Semptomlar baş göstermeye başladığında onları tedavi altına aldık” dedi.
Kurumun Genel Müdür Yardımcısı Vongsrivattanakul, ellerindeki kaplanların sayısını belirtmedi.
Ancak yerel medyada yer alan haberlerde kurtarılan 147 kaplandan 87’sinin öldüğü ileri sürüldü.
Thai hükümet yetkilileri konuyla ilgili yorum yapmadı.
Taylandlı yetkililer kaplanları tapınaktan çıkarırken bir dondurucuda 40 ölü kaplan yavrusu bulunduğunu bildirdi.
Ayrıca tapınağa yapılan baskın sırasında bebek kaplanlar ve kaplan organları içeren 20 cam kavanoz bulundu.
Yanında bir bavul içine gizlenmiş, içinde kaplan derisi ve kaplan dişleri bulunan 700’den fazla küçük şişe taşıyan bir keşişin, bir kamyonla tapınağı terk etmeye çalıştığı iddia edildi.
Hükümete bağlı Doğal Yaşam Koruma Kurumu Müdürü Teunchai Noochdumrong, “Şoke oldum. Bu tapınakla ilgili endişelerden ve iddialardan haberdardık. Bu kadar utanmaz olabileceklerini hiç düşünmemiştim” dedi.



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience