Nahda Hareketi, başbakanlık için Gannuşi’yi aday gösterdi

Raşid Gannuşi (Avsat arşiv)
Raşid Gannuşi (Avsat arşiv)
TT

Nahda Hareketi, başbakanlık için Gannuşi’yi aday gösterdi

Raşid Gannuşi (Avsat arşiv)
Raşid Gannuşi (Avsat arşiv)

Nahda Hareketi Sözcüsü İmad el-Hamiri, birkaç gün önce hareketin Şura Konseyi tarafından alınan karar doğrultusunda partisinin bir sonraki başbakanlık seçimleri için anayasal hakkına bağlı olduğunu vurguladı. Başkent Tunus'taki hareketin merkezinde düzenlediği basın toplantısında başbakanlık için belirlenen ismin Raşid Gannuşi olduğunu belirten Hamiri, halihazırda onun dışında bir ismin de önerilmediğini söyledi. Hamiri, basın açıklamasının devamında hareketin bir sonraki döneme ilişkin programlarına ve üst üste üç hafta boyunca yapılan istişarelerin sonuçlarına değindi.
Hamiri, Nahda Hareketi’nin henüz isimleri tartışmaya başlamadığını belirttiği açıklamasında ayrıca hareketin hükümet programı ve bir sonraki hükümetin yapısı konusunda tartışmayı tercih ettiğini söyledi. Bakanlıkların birleştirilmesi ve üyelerin yetkinlik ve dürüstlük şartlarını taşımasının gerekliliği gibi bazı konuların ele alındığı bilgisini verdi.
Hamiri, Nahda Hareketi'nin parlamentonun güvenini kazanmak için önereceği hükümetin şansı konusunda da şunları söyledi:
“Hareketin ulaştığı bilgilere göre mevcut göstergeler, güven oyu alınması ihtimalinin yüksek olduğuna işaret ediyor. Demokratik Akım, Yaşasın Tunus, Halk Hareketi ve Cumhuriyet Birliği Partisi’nin de aralarında bulunduğu bir dizi siyasi parti ile müzakereler devam ediyor.” .
Tunus'un yeni Cumhurbaşkanı Kays Said’in öncülüğünde Kartaca Sarayı’nda gerçekleştirilen müzakereler ve Nahda Hareketi’nin siyasi partilerle olan istişareleri de sürüyor. Cumhurbaşkanı Said, geçtiğimiz birkaç gün boyunca siyasi partilerin temsilcileriyle 16 toplantı yaptı. Nahda Hareketi de Halk Hareketi, Demokratik Akım, Yaşasın Tunus ve Cumhuriyet Birliği Partisi’nin de aralarında bulunduğu bir dizi siyasi parti ile istişarelerde bulundu.
Gözlemciler, Tunus'taki siyasi durum ile ilgili olarak Nahda Hareketi’nin gerek birtakım atılımların yapılması gerekse de katı tutumların çözülmesi hususunda cumhurbaşkanına güvendiğini ifade etti. Ayrıca hareketin bu güveninin arkasında yatan sebebin cumhurbaşkanının farklı görüşleri bir araya getirmeye çalışması ve tarafları iş birliği yapmaya teşvik etmesi olduğunu vurguladılar.
Ancak Nahda Hareketi'nin siyasi sahneyi yönetme konusunda bir dizi sorun ve güçlükle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Bunların başında devlet bütçesindeki dengesizlik, para biriminin değerinin düşüşü sosyal fonların ve kamu kurumlarının desteklenmesi ve yüksek hizmet maliyetleri var. 
Nahda Hareketi’nin koalisyona katılacak adaylarının bazılarına sunduğu hükümet programı, 50'si öncelik olarak belirlenen 120 maddeden oluşuyor. Bu esas noktalar, bütüncül bir program doğrultusunda ve ekonominin ana motorunu teşkil eden tarım sektörü ile teknoloji ve iletişim gibi yüksek katma değerli sektörlerin desteklenmesiyle devletin kalkınmasını hedefliyor. Ayrıca program dahilinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin özel girişimlerinin ve yenilenebilir enerjinin desteklenmesi ve insan kaynaklarının yetkinleştirilmesi de yer alıyor. Programın kapsamında ayrıca devlet aygıtlarının modernize edilmesi, ekonominin iyileştirilmesi, ülkeye yatırım çekilmesi, vatandaşlar için iş olanaklarının sunulması ve yüksek katma değerli sektörlere odaklanılması gibi kilit noktalar da mevcut.
Parlamento seçimlerini kazanan İslamcı Nahda Hareketi, adayların hükümete katılmak için çeşitli şartlar öne sürmeleri gibi bir dizi engel ve güçlükle karşı karşıya. Örnek olarak Demokratik Akım, İçişleri, Adalet ve İdari Reform olmak üzere üç bakanlığın kendilerine verilmesini istedi. Halk Hareketi ise Nahda'nın başbakanlık koltuğuna oturmasını kabul etmrdiğini açıkladı. Yeni cumhurbaşkanının hükümetin oluşumu sürecinden sorumlu olması önerisinde bulundu. Ayrıca hareket tarafından yapılan açıklamada oluşum sürecinin cumhurbaşkanının denetiminde olmasının gelecekteki çalışmaları kolaylaştıracağı kaydedildi. Fakat böyle bir süreç, Nahda Hareketi’nin hükümet kurmakta başarısız olduğunu ilan etmesini gerektiriyor. Bunun ise hareketin siyasi liderlerinin kabul edebileceği bir durum olmadığı belirtiliyor.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.