ABD'den İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e yakın 9 kişiye yaptırım kararı

ABD’nin İran'a uyguladığı yeni yaptırımlar bu kez, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in yakın çevresindeki üst düzey yetkilileri kuşattı (AFP)
ABD’nin İran'a uyguladığı yeni yaptırımlar bu kez, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in yakın çevresindeki üst düzey yetkilileri kuşattı (AFP)
TT

ABD'den İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e yakın 9 kişiye yaptırım kararı

ABD’nin İran'a uyguladığı yeni yaptırımlar bu kez, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in yakın çevresindeki üst düzey yetkilileri kuşattı (AFP)
ABD’nin İran'a uyguladığı yeni yaptırımlar bu kez, İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in yakın çevresindeki üst düzey yetkilileri kuşattı (AFP)

ABD yönetimi, dün, İran hükümetindeki yetkililerin yanı sıra aralarında İran’ın dini lideri Ali Hamaney'in oğlu Mucteba Hamaney’in de bulunduğu rejime yakınlığıyla bilinen 9 kişiye yeni yaptırımlar uyguladı.
Yaptırımlar; teröre destek vermek, bölgede kaosu yaymak, dünyanın dört bir yanındaki terör oluşumlarına yardım etmek, ABD temsilcilikleri ve askerlerine karşı suç işlemek suçlamalarıyla uygulanırken, zamanlaması dikkat çekti.
Washington, bu yeni yaptırımları, 1979 yılında ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’nde 50'den fazla Amerikalının 444 gün boyunca rehin almasının 40’ıncı yıldönümünde duyurdu. Ayrıca ABD, 12 yıl önce 2007 yılında İran’ın Kiş adasında ortadan kaybolan FBI eski ajanı Robert Levinson hakkında verilecek bilgi karşılığında, 20 milyon dolarlık ödül verileceğini açıkladı. ABD, ortadan kaybolmasından bu yana kendisinden hiçbir haber alınamayan Levinson’ı ülkesine geri getirmek istiyor.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, yaptığı açıklamada, bu isimlerin, 1983 yılında Beyrut’taki ABD Deniz Kuvvetleri kışlalarının ve 1994’te Arjantin-İsrail Derneği'nin (AMIA) bombalanması olaylarının yanı sıra işkence, yargısız infazlar, sivillere baskı uygulanması gibi rejimin kötü niyetli davranışlarıyla bağlantıları olduğunu söyledi.
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), dün, İran Silahlı Kuvvetleri ve Hamaney’in yakın çevresinden 9 kişiye karşı harekete geçti. Hamaney’in yıllardır İran halkına zulmeden askeri ve dış ilişkiler danışmanlarından oluşan gölge ağına para akışına katkıda bulunmak, teröre kaynak sağlamak ve dünyanın dört bir yanında istikrarsızlaştırıcı politikalar geliştirmek suçlamalarıyla söz konusu 9 kişiye yaptırım uyguladı.
“Bu adım Hamaney’in baskı politikasını sınırlandırmak için atılmıştır”
Hazine Bakanı Mnuchin, açıklamasında, şu ifadeleri kullandı;

“Bu adım, İran’ın en üst düzey yetkilisi Hamaney’in terör ve baskı politikasını sürdürme kabiliyetini daha da sınırlandırmak için atılmıştır.”
Yaptırımların hedef aldığı isimler arasında 2009 yılında İran’da sokağa dökülen halkın bastırılmasında rolü olduğu düşünülen Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi’nin yanı sıra Hamaney’in Özel Kalem Müdürü Muhammed Golpayegani ve Hamaney'in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti yer alıyor. Velayeti, Dışişleri Bakanlığı döneminde İran rejiminin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine verdiği kredi limitleri süresini uzatmaya yardımcı olmak ve Arjantin'deki Yahudi merkezinde 85 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının arkasında olmakla suçlanıyor.
Bununla birlikte yaptırımlar, hükümette herhangi bir pozisyona seçilmemiş veya atanmamış olmasına rağmen resmi olarak babası Ali Hamaney’i temsil etmesi nedeniyle Mucteba Hamaney’i de hedef aldı. Yeni yaptırımların hedef aldığı isimler arasında Hamaney'in kültür danışmanı Gulam Ali Hadad Adil, Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakiri, Hamaney'in savunma sanayi danışmanı Tuğgeneral Hüseyin Deghan, Tahran’ı korumaktan sorumlu Hatem-ül-Enbiya Merkez Üssü Komutanı ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri’nin Savunma İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Gulam Ali Raşid yer alıyor.
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden kimliklerinin açıklanmasını istemeyen üç yetkili tarafından gazetecilere yapılan açıklamada, 2007 yılında ortadan kaybolan FBI eski ajanı Robert Levinson’ın ülkesine geri dönmesini sağlayacak bilgi karşılığında, 20 milyon dolarlık ödül verileceği belirtildi.
Bununla birlikte ABD’ye göre uygulanan yaptırımlar, İran’ın teröre destek vermesi nedeniyle uygulanan azami baskı politikasının bir parçası.
Telefonla gazetecilere açıklamalarda bulunan ABD’li yetkililer, Washington’ın Tahran’a yönelik politikasının, Ortadoğu’da olan bitenlerin sorumlusu olan davranışlarını değiştirinceye ve rejimin politikalarından şikayet eden İran halkının içinde bulunduğu kötü ekonomik şartlar düzelinceye kadar sürdüreceğini söyledi. Yetkililer, ABD yönetiminin İran’ın agresif davranışlarıyla mücadele etmek için bölgedeki ortaklarıyla birlikte Tahran’a baskı uygulamaya ve Suudi Arabistan ile bölgedeki diğer ülkelerin İran’ın desteklediği milislerle olan mücadelelerine yardımcı olmaya devam ettiğini belirtti. Başkan Trump’ın Suudi Arabistan’daki ABD askerlerini artırma kararına dikkati çeken yetkililer, aynı şekilde ABD’nin İran'ın kuzeyden ve güneyden olası bir saldırısına karşı Suudi Arabistan’ı savunma yetenekleriyle desteklediğinin altını çizdi.
Diğer yandan ABD’nin Irak hükümeti ve ülkede yaşanan halk protestolarına karşı tutumuyla ilgili olarak ise ABD’li yetkililerden biri, Irak'ın bugün İran tehdidi ve müdahalelerine karşı çıkan bir halk birliği ile karşı karşıya olduğunu ifade ederken, Irak’ın Kerbela şehrindeki İran konsolosluğu önünde İran bayrağının yakılmasını Tahran’ın Irak'a olan müdahalesinden kaynaklandığını söyledi. ABD yönetiminin Irak hükümetini desteklediğini belirten yetkili, yardımlarıyla Irak hükümetinin yanında olduklarını söyledi.
Irak hükümetinin, Irak ve Suriye'deki DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadelede ABD güçleriyle işbirliği yaptığının altını çizen yetkili, ABD yönetiminin Irak hükümetinin üstlendiği bu role değer verdiğini vurgulayarak, yardım ve destek sağlama konusundaki kararlılığını yineledi.



ABD yapımı ATACMS füzelerinin Rusya-Ukrayna savaşında ne kadar etkin?

Rusya'nın Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) sistemi RS-24 Yars’ın Plesetsk Kozmodromu’ndan fırlatılması, 25 Ekim 2023 (AFP)
Rusya'nın Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) sistemi RS-24 Yars’ın Plesetsk Kozmodromu’ndan fırlatılması, 25 Ekim 2023 (AFP)
TT

ABD yapımı ATACMS füzelerinin Rusya-Ukrayna savaşında ne kadar etkin?

Rusya'nın Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) sistemi RS-24 Yars’ın Plesetsk Kozmodromu’ndan fırlatılması, 25 Ekim 2023 (AFP)
Rusya'nın Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) sistemi RS-24 Yars’ın Plesetsk Kozmodromu’ndan fırlatılması, 25 Ekim 2023 (AFP)

Muhammed Rimal

Ukraynalı yetkililer, Rusya-Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden beri bu çatışmada kendi lehlerine bir gelişme kaydedebilmek için NATO üyesi müttefiklerine ve ABD'ye kendilerine balistik füze sağlamaları için baskı yapıyorlar.

ABD ancak savaşın üzerinden yaklaşık 18 ay geçtikten sonra Ukraynalı yetkililerin bu talebine karşılık verdi ve geçtiğimiz yıl eylül ayında Ukrayna ordusuna ABD yapımı Ordu Taktik Füze Sistemi (Army Tactical Missile System/ATACMS) füzeleri tedarik etti.

Füzeler teslim edildikten bir ay sonra Ukrayna'da test edildi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ATACMS füzelerinin Rusya topraklarındaki hedefleri isabetli bir şekilde vurmada etkili olduklarını kanıtladıklarını’ söyledi.

ATACMS füzelerinin Ukrayna'nın elinde olmasına rağmen, ABD'nin bu sistemin kullanımı için izin verdiği menzil, Rusya topraklarının derinliklerinde bulunan hedeflere kadar değil, Ukrayna topraklarında konuşlu Rus güçlerinin mevzilerine kadardı. Bu durum, mevcut savaşta ellerinin kollarının bağlandığını düşünen Ukraynalılar tarafından tepkiyle karşılandı. Ta ki ABD yönetimi, kısa bir süre önce ATACMS füzelerinin kullanım menzilinin genişletilmesine izin verene kadar.

ABD Ordusu ATACMS füzelerine ait bir dosya fotoğrafı (AFP)ABD Ordusu ATACMS füzelerine ait bir dosya fotoğrafı (AFP)

Bu iznin, Ukrayna'nın ATACMS füzeleri almasından bir yıl sonra, Joe Biden'ın görev süresinin bitmesine iki ay kala verilmesi zamanlaması bakımından dikkati çekiyor. ABD desteğinin düzeyi ve niteliği açısından önemli bir gelişme olarak görüldü. Ukrayna, ABD yönetiminden aldığı izni 19 Kasım'da Rusya topraklarına 6 füze fırlatarak hızlı bir şekilde pratiğe döktü.  Bunlardan beşi Rusya’nın hava savunma sistemi tarafından püskürtülürken, altıncısı Rusya'nın Bryansk bölgesine düştü. Peki, ATACMS füzelerinin özellikleri ne ve neden şimdi kullanılmasına izin verildi?

Füzelerin özellikleri ve etkinlikleri

ATACMS füzeleri, başlıklarında bulunan misket bombalarının miktarına ve ulaştıkları menzile göre farklılık gösteren ve bu isimle bilinen karadan karaya taktik füzeler ailesine ait bir silah. Amerikan Lockheed Martin şirketinin fabrikalarında 1983 yılında üretildi. ABD ordusunun envanterinde iki tip ATACMS füzesi bulunuyor. Bunlardan birincisi Irak Savaşı'nda kullanılan ve 300 bomba mermisi taşıyan ve 70 ile 300 kilometre arasında menzile sahip olan M39A1 (Block IA). İkincisi ise ilk kez 2004 yılında kullanılan M57 modeli.

Mevcut ABD yönetimi, görev süresinin sona ermesine yaklaşık iki ay kala Ukrayna'ya ATACMS füzeleriyle Rusya topraklarının derinliklerine saldırma izni verdi.

Ukrayna'da kullanılmasına izin verilen ATACMS füzeleri, 3,98 metre uzunluğunda ve 61 santimetre çapında. Ağırlığı 160 ile 560 kilogram arasında değişen, patlayıcılığı ve tahrip gücü yüksek bir WDU18 savaş başlığı taşıyor. Her biri 0,06 cm çapında ve 0,59 kg ağırlığında küre şeklinde yaklaşık 300 adet M74 bombacığından oluşuyor. Üretim maliyeti yaklaşık bir buçuk milyon ABD dolarını buluyor. ATACMS füzeleri, M270 MLRS fırlatıcısından, yani mobil platformlardan fırlatılır ve yüksek hassasiyetli navigasyon ve GPS teknolojisine dayanan otonom bir güdüm sistemi tarafından yönlendirilerek hassas vuruşlar yapmalarını sağlar.

Füze, 3 Mach üzerindeki (1 Mach saat başına bin 225 kilometredir) yüksek hızlara ulaşabilir ve nihai menzili olan 300 kilometreye 5 dakika içinde ulaşır. Yüksek hızı nedeniyle, kara savunma sistemleri tarafından yakalanması oldukça güçtür. Bu hız aynı zamanda kara kuvvetlerinin hareketliliğini de engeller ve sınırlar.

ATACMS füzeleri ilk kez 1990'lı yılların başlarında İkinci Körfez Savaşı'nda kullanıldı. Bu savaşta M270 füze rampasından 32 adet ATACMS füzesi fırlatıldı. Daha sonra 2003 yılında Irak’ın işgali sırasında 450'den fazla, 2015 yılından bu yana dünya genelinde 560'ın üzerinde ATACMS füzesi ateşlendi. Halihazırda başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Türkiye, Yunanistan, Güney Kore ve Romanya olmak üzere birçok ülkenin ordularının envanterinde yer alıyor. Ancak 1990'lardan bu yana sadece ABD ve Güney Kore, ATACMS füzelerini savaşta, eğitimde ve tatbikatlarda kullanıyor.

Saldırı amaçlı olarak menzil içindeki hedeflerine ulaşıp onları isabetli bir şekilde vurabilen ATACMS füzeleri, bu derinliğe ulaşarak Ukrayna'nın saldırı kabiliyetini arttırıyor. ATACMS füzeleri kamu binaları ve hava üsleri gibi Rusya’nın hayati öneme sahip tesislerini, cepheden uzaktaki ikmal hatlarını, bu füzelerin menzili içindeki altyapı, ulaşım ve iletişim ağlarını hedef alabilir ve bazı haberlere göre Kuzey Kore’den askerlerin konuşlandırıldığı Kursk bölgesine ulaşabilir. Rusya’nın savunma sistemini delemeyecek olsa da en azından Ukrayna içinde konuşlu Rus askerlerine destek sağlayan lojistik merkezlerinde işleri sekteye uğratacak olan ATACMS füzeleri, ayrıca ilerleyen güçlere de ateş desteği sağlayabilir.

ABD kararının nedenleri

Mevcut ABD yönetimi, görev süresinin sona ermesine yaklaşık iki ay kala Ukrayna'ya ATACMS füzeleriyle Rusya topraklarının derinliklerine saldırma izni verdi. Peki ama ATACMS füzelerinin neden şimdi kullanılmasına izin verildi?

Mevcut ABD yönetimi kararının Rusya-Ukrayna savaşının seyrinde niteliksel bir değişikliğe yol açacağını ve kendisini bu savaşın içinde doğrudan ve aktif bir taraf haline getireceğini, savaşın niteliğindeki herhangi bir değişikliğin uluslararası dengede ya da en azından bölgede bir değişikliğe yol açacağını düşünmüyor. Aksine ATACMS füzelerinin gönderilmesinin savaşın gidişatı üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını ve bu füzelerin bölgedeki oyunun kurallarını değiştirebilecek sihirli bir değnek olmadığını, ancak en azından Ukrayna'ya destek sağlayacağını düşünüyor. Bu desteği de Rus ordusunun arka üslerini bu füzelerin menziline dahil ederek veriyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukraynalıların ATACMS füzelerini kendi başlarına kullanamayacaklarını, ABD'li danışmanların uzmanlığına ve yardımına ihtiyaç duyduklarını, bunun da Ukrayna topraklarında ABD askerinin konuşlandırılmasını gerektirdiğini, bu durumun tıpkı NATO birliklerinin Ukrayna'da konuşlanması gibi Rusya için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

Emekli ABD Hava Kuvvetleri Albayı Cedric Leighton’a göre ABD bu kararı, Kuzey Kore askerlerinin Rusya ordusuyla birlikte savaşmak üzere bölgeye geldiğine ilişkin bilgilere misilleme olarak aldı.

Peki, siyaset sahnesinde Biden yönetimi Cumhuriyetçileri Rusya, NATO, Çin ve Kuzey Kore'nin dahil olduğu küresel bir krizin ortasına nükleer silahlar olmadan sokmak için topu Cumhuriyetçilerin sahasına mı atmaya çalışıyor?

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Kiev'de düzenlediği basın toplantısında, 19 Kasım 2024 (AFP)Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Kiev'de düzenlediği basın toplantısında, 19 Kasım 2024 (AFP)

Biden yönetimi tarafından alınan bu karar, sadece Washington'ın Ukraynalılara daha önce verdiği taahhütlerin yerine getirilmesi mi, yoksa ABD iç siyasetinde Biden döneminde uluslararası çatışmaların Trump dönemindekinden daha az olduğunu iddia etmek amacıyla kullanılacak küresel gerilimlere doğru bir ittirme hamlesi mi?

Rusya'nın Güney Lübnan'da durumu izleme misyonuna katılması henüz kararlaştırılmamış ve büyük olasılıkla gerçekleşmeyecek olsa da jeopolitik düzeyde Rusya üzerindeki baskının hafifletilmesi yönünde bir eğilim olduğu kesin

Trump'ın seçim kampanyası hem ABD içinde hem de dışında ekonomik boyuta öncelik vermek üzerine kuruluydu. Bu da ABD'nin küresel piyasalardaki en büyük rakibi olan Çin'e doğru yönelmek istediği, bunun için de Ortadoğu ve Rusya'daki savaş sahalarının sakinleştirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Trump'ın seçim kampanyası, Demokrat Partili yönetimin neden olduğu ve ABD Hazinesinin çatışma bölgelerindeki müttefiklerine sağladığı mali destek ya da ABD ekonomisinin çeşitli yerlerdeki savaşların gerekliliklerini karşılamak için silah üretimine yaptığı harcamalar nedeniyle daha da kötüleşen ekonomik sorunlar, göç, işsizlik, Amerikan vatandaşlarının yararlandığı sosyal hizmetler ve diğer konulara öncelik vermeye yönelikti.

Biden yönetimi, Cumhuriyetçiler arasında Rusya üzerindeki baskıyı hafifletme ve Ukrayna meselesinin arka planında onunla olan çatışmayı azaltma eğilimi olduğunun farkına vardı. Lübnan'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararının uygulanması için uluslararası izleme organına katılması önerilen ülke olarak Rusya'nın adı öne sürüldü. Bu durum, kararın Suriye üzerinden Hizbullah'a silah geçişinin engellenmesiyle ilgili kısmının uygulanmasının Rusya tarafından garanti edilmesi karşılığında, Rusya'nın bölgedeki rolünün kısmen de olsa yeniden canlandırılması olarak yorumlandı. Bu da Rusya'ya Suriye toprakları içerisinde, en azından Lübnan'a komşu bölgelerde daha geniş bir kontrol alanı vermek anlamına geliyor. Şarku’l Avsat’ın Majalla'dan aktardığı analize  göre bu bölge, ABD ve NATO tarafından çeşitli yaptırımlar uygulanan Rusya'nın ihtiyaç duyduğu ekonomik boyutlara sahip. Rusya'ya bu rolün verilmesi kaçınılmaz olarak İran ve Türkiye'nin Suriye'deki varlığı pahasına olacak bir hamle. ABD böylece İran'ın Suriye'deki varlığını ve nüfuzunu büyük ölçüde azaltmış olacak, bu da Lübnan'daki bu etkinin boyutuna ve Lübnan'a silah girişine yansıyacak.

Rusya'nın Güney Lübnan'da durumu izleme misyonuna katılması henüz kararlaştırılmamış ve büyük olasılıkla gerçekleşmeyecek olsa da jeopolitik düzeyde gerek Ukrayna ile arasındaki gerginliği yatıştırarak gerekse kendisine yönelik mali cezai tedbirleri hafifleterek ve Suriye'de daha fazla nüfuz alanı tanıyarak olsun, Rusya üzerindeki baskının hafifletilmesi yönünde bir eğilim olduğu kesin.

Tüm bu senaryolar, yeni ABD yönetiminin bölgedeki sıcak meselelere ilişkin yönelimlerinin ve yeni dönemde dünyanın geleceğine ilişkin görüşünün sonucunu beklemeye devam ediyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.