Rusya'da tartışma büyüyor: Berlin Duvarı'nın yıkılışının yıldönümünde, 'Gorbaçov'un tarihi hatası'

Rusya'da tartışma büyüyor: Berlin Duvarı'nın yıkılışının yıldönümünde, 'Gorbaçov'un tarihi hatası'
TT

Rusya'da tartışma büyüyor: Berlin Duvarı'nın yıkılışının yıldönümünde, 'Gorbaçov'un tarihi hatası'

Rusya'da tartışma büyüyor: Berlin Duvarı'nın yıkılışının yıldönümünde, 'Gorbaçov'un tarihi hatası'

Rusya’nın başkenti Moskova’da son zamanlarda, Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov’un attığı adımların yansımaları hakkında geniş tartışmalar yaşanıyor. Gorbaçov’un otuz yıl önce attığı adımlar, Berlin Duvarı’nın yıkılmasına sebep oldu ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinin yolunu açtı. Aynı şekilde bu adımlar, Doğu-Batı Duvarının yıkılması, iki yıldan az bir süre sonra dünyanın iki kutuplu sisteminin ve Sovyetler Birliği’nin ortadan kalkmasına yol açtı.
Gorbaçov'un 30 yıl ince izlediği politika son haftalarda sert eleştirilerin odağındaydı. Bu eleştiriler Berlin Duvarı'nın yıkılmasının üzerinden otuz yıl geçmesi münasebetiyle yapılacak kutlamaların hazırlıkları sırasında geldi. Gorbaçov'un o zaman ortaya attığı sloganlar gurur ve kutlama kaynağıydı ve Doğu ile Batı arasında barış, açıklık ve işbirliği umutlarını güçlendirmişti. Rus siyasi çevreler eski defterleri açtı ve Sovyet liderliğinin o zamanlar Batı ile olan ilişkilerinde ciddi hatalar yaptığını gördü. Gorbaçov'un performansını daha önce hiç eleştirmeyen Vladimir Putin bile, Batı’nın vaatleri ele alınırken "naiflik" gösterildiğini söyledi.
Gorbaçov'a yönelik sert eleştiriler
Putin, “Eski Sovyet lider Gorbaçov'un, NATO’nun doğuya doğru genişleyerek Sovyetler Birliği’nin nüfuzu altındaki ülkeleri kendi bünyesine dâhil etmeyeceğine dair yazılı güvence talep etmemesi bir hataydı. Sovyetler Birliği’nin, Batı’nın parlayan vaatlerini ele alırken gösterdiği "naiflik" NATO’nun büyümesinin ve Rusya’nın askeri olarak kuşatılması çabalarının yolunu açtı” dedi.
Rusya'daki birçok kişi bu görüşe katılıyor. Bu tür eleştirileri son zamanlarda birçok Rus yetkili dillendirmeye başladı. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, haftalar önce gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya (Sovyetler Birliği) Avrupa'yı yeniden birleştirmek ve Berlin Duvarı’nı yıkmak konusunda kilit bir rol oynadı. Onlar (Batı) ise şimdi yeni duvarlar inşa ediyorlar" ifadelerini kullandı.
Rus Federasyon Konseyi (Senato) Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev, “Berlin Duvarı’nın yıkılmasının üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen Batı’da hala bir güvensizlik iklimi var. Berlin Duvarı’nın yıkılmasında Rusya’ya verilen zarar ise tazmin edilemez. Rus yorumcular, “Batı, Almanya'nın birleşmesi ile birlikte sürekli istediği şeyi elde etti; Sovyet ve Rus birlikleri Orta Avrupa'dan kovuldu" ifadelerini kullandı.
“Gorbaçov'a uzun süre güvenmiştik”
RIA Novosti’ye konuşan, Doğu Almanya'nın eski başkanı Egon Krenz, “Batı gerginliğin ortadan kaldırılmasını hiçbir zaman istemedi. Alman siyasetçi Egon Krenz, “Bu politikalar sonucunda NATO güçleri Rusya sınırına dayandı. Doğu Almanya ihanete uğradı, Gorbaçov'a uzun süre güvenmiştik” dedi.
Bazıları ise Berlin Duvarı'nın yıkılmasında önemli bir noktaya dikkat çekiyor. Gorbaçov, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Berlin Duvarı’nın yıkılması tüm sosyalist ülkelere kendi politikalarını belirleme özgürlüğü verilmesine katkıda bulundu” ifadelerini kullandı. Gorbaçov’a cevap olarak bazı yorumcular “Polonyalılar, Macarlar, Çekler, Bulgarlar ve Romenler böyle düşünebilir ancak Sovyetler Birliği'nin fikri ve kararıyla kurulan Doğu Almanya’da durum böyle değildi. Doğu Almanya’nın kurulması Sovyetler Birliği'nin, Alman faşizmine karşı kazandığı zaferin bir parçasıydı” dedi.
Bu güçlü eleştirilere, Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yıldönümü arifesinde BBC ile yaptığı röportajda cevap veren Gorbaçov, “Doğu Almanya'daki ve Sovyet bloğundaki diğer ülkelerde meydana gelen demokratik değişimi hala memnuniyetle karşılıyorum. Ancak Berlin Duvarı’nın bu kadar çabuk yıkılacağını varsaymadım” ifadelerini kullandı. NATO’nun daha sonra genişlememesini sağlamak için "yazılı bir anlaşma" talebini göz ardı ettiği iddiasını reddeden Sovyetlerin son lideri, bu talebin “o zaman saçma göründüğünü” belirtti. Gorbaçov, “Bu, Sovyet liderliğindeki askeri ittifakın (Varşova Paktı) 1991 yılının Temmuz ayında resmen iptal edilmeden önce, ölümünün erken bir duyurusuydu” dedi.
Moskova, Berlin Duvarı’nın yıkılışı karşısında ne yaptı?
Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonraki sabah, Gorbaçov, Sovyetler Birliği'nin olası tepkisini tartışmak için Komünist Parti Merkez Komitesi Siyasi Bürosu ile bir toplantı yaptı.
Siyasi Büro oybirliğiyle her tür şiddetli tepkinin reddedilmesine karar verdi. Uzmanlar, “Kesinlikle başlangıçta kararlı bir eylem ve durumun kontrol altına alınması gerekiyor” yorumunda bulundu.
Mihail Gorbaçov’un tercümanı Pavel Palazhchenko, “Başka herhangi bir karar, çok vahim ve çok ciddi sonuçlar doğurabilirdi. Aynı zamanda bu bir felaketin başlangıcı da olabilirdi” dedi. Rus uzmanlar, o zaman Doğu Almanya'da 300 binden fazla Sovyetler Birliği askerinin, 12 binden fazla tank ve diğer zırhlı araçların bulunduğunu belirtiyor. Bir uzman, "O sırada sınırı tamamen kapatmış olabilirler, ancak askerler kışlada kaldı" dedi.
Sovyet liderliği “bugün yeni bir çağın başladığını” fark ederken, genel olarak uzmanlar, Rusya’nın gelecekteki hayati çıkarlarını sağlamak için Gorbaçov’un o zaman atması gereken adımların etrafında pek çok tartışmanın dönebileceğini savundu. Özel olarak ise, Varşova Paktı'nın daha sonra çökmesi ve NATO'nun Rus sınırındaki etki alanını genişletmeye devam etmesi, şu anda Rusya ile Batı arasındaki en önemli gerilim unsurlarından biri oldu. Ancak, pek çoğu Rusya’nın o zamanda yaşananlardan ders çıkardığını belirtiyor. Şu anda Rusya’nın ısrarı Batı ile stratejik güvenlik konusunda yapılacak herhangi bir anlaşmanın "kapsamlı" olması, silah kontrolünü düzenlemesi, sınırın iki tarafına da teçhizat ve silah dağıtımı konusunda kısıtlamalar getirmesi ve yeni uluslararası oyuncuların silahlanma yarışına girmelerini göz önünde bulunduran entegre bir anlaşma paketi olması yönünde.
Rusya'nın mevcut pozisyonu Rus seçkinlerinin yaşadıkları hayal kırıklığının boyutunu yansıtıyor. Çünkü Sovyetler Birliği o zaman krizdeydi ve mevcut Rus siyasi arenası verilerinin aksine stratejik çıkarlarını korumak için zorlu görüşmelere katılama gücüne sahip değildi. Rusya, uluslararası arenada güçlü bir pozisyon elde etti. Herhangi bir meseleyi uluslararası veya bölgesel olarak ayrı ayrı ele almak artık mümkün değil.



İsrail güvenlik kabinesi Netanyahu'nun Gazze'yi işgal önerisini onayladı

Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de askerler ve tanklar- 5 Ağustos 2025 (AFP)
Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de askerler ve tanklar- 5 Ağustos 2025 (AFP)
TT

İsrail güvenlik kabinesi Netanyahu'nun Gazze'yi işgal önerisini onayladı

Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de askerler ve tanklar- 5 Ağustos 2025 (AFP)
Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de askerler ve tanklar- 5 Ağustos 2025 (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, bugün erken saatlerde, “Kabine, Başbakan'ın Gazze Şeridi'nin tamamını kontrol altına alma önerisini onayladı” açıklamasını yaptı.

Ofis açıklamasında, bu plana göre İsrail ordusunun “Gazze şehrini kontrol altına almaya ve savaş bölgeleri dışındaki sivil halka insani yardım dağıtmaya hazırlandığını” belirtti.

Açıklamada, “Güvenlik Konseyi, çoğunluk oyuyla savaşı sona erdirmek için beş ilke kabul etti: Hamas'ın silahsızlandırılması, tüm esirlerin- ölü ve diri- iadesi, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması, Gazze Şeridi'nin İsrail'in güvenlik kontrolü altına alınması; ne Hamas'a ne de Filistin Yönetimi'ne bağlı olmayan alternatif bir sivil yönetim kurulması” denildi.

Açıklamada, "hükümet bakanlarının büyük çoğunluğunun, kabineye sunulan alternatif planın ne Hamas'ı yeneceğine ne de tutukluları geri getireceğine inandığı" doğrulanırken, daha fazla ayrıntı verilmedi.

Bu karar, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının ardından başlayan 22 aylık İsrail saldırısının daha da tırmanmasını temsil ediyor.

Gazze'deki askeri operasyonların genişletilmesi, sayısız Filistinlinin ve kalan yaklaşık 20 İsrailli rehinenin hayatını tehlikeye atarken, İsrail'in uluslararası izolasyonunu da artıracaktır.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail, halihazırda harap olmuş Şeridin yaklaşık dörtte üçünü kontrol ediyor.

Gazze'de rehin tutulanların aileleri, gerilimin artmasının sevdiklerinin ölümüne yol açabileceğinden endişe ediyor. Bazıları Kudüs'teki güvenlik kabinesi toplantısının dışında protesto gösterisinde bulundu. Eski üst düzey İsrailli güvenlik yetkilileri de plana karşı çıkarak, askeri açıdan çok az fayda sağlayacak bir askeri çıkmaza girileceği uyarısında bulundu.