Cezayir Cumhurbaşkanı adayı Abdulaziz Belaid Genelkurmay Başkanı'nı savundu

Abdulaziz Belaid, Cezayir’in güneyinde bir toplantıda
Abdulaziz Belaid, Cezayir’in güneyinde bir toplantıda
TT

Cezayir Cumhurbaşkanı adayı Abdulaziz Belaid Genelkurmay Başkanı'nı savundu

Abdulaziz Belaid, Cezayir’in güneyinde bir toplantıda
Abdulaziz Belaid, Cezayir’in güneyinde bir toplantıda

“Ordunun adayı var mı?” Şu anda Cezayir’de, ülkenin cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaştığı her bir gün daha bir merakla gündeme düşen bir soru.
Müstakbel Cephesi Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı Abdulaziz Belaid’e göre, Cezayirliler ülkede kimin cumhurbaşkanı seçileceğini ilk defa kestiremiyor. Belaid, 12 Aralık’ta yapılması planlanan seçim gününde ordunun Cezayirlilere, özgür şekilde cumhurbaşkanını seçme kapısını açık bırakacağına inanıyor.
Abdulaziz Belaid, başkent Cezayir’de parti merkezinde Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Halkın özellikle siyasetle ilgilenen kesimi kararsızlık yaşıypr. Çünkü bu kez onlara herhangi bir 'tavsiye' gelmedi” dedi.
Belaid, “tavsiye” ifadesiyle ordunun Cumhurbaşkanlığı için bir adayı desteklemek üzere parti veya kuruluşlara yaptığı talimatları kastediyor.
56 yaşındaki Belaid, “Her aday, ordunun kendisini desteklediğini iddia ediyor. Ancak ben, günlük olarak bir araya geldiğim halkın adayı olmayı tercih ediyorum. Gazetecilere ve adaylardan birinin gücüne yönelik bazılarının söyledikleri hakkında bir şey söyleyemiyorum” dedi.
Birçok gazeteci, siyasi aktörlere “eski Başbakan Abdulmecid Tebbun’un seçimlerde rejimin adayı olduğu iddiasıyla ilgili olarak bir fikir birliği olup olmadığını” soruyor.
Belaid: Ordu tarafsız
Söz konusu tartışmalara değinen Abdulaziz Belaid, “Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, herhangi bir adaydan yana taraf olmayacağına yemin etti. Her hâlükârda ordu, ülkenin bel kemiğini oluşturan ve iyi şekilde organize edilmiş tek kurumdur. Tabi ki eski demokrasiler de dahil diğer ülkelerde olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi kader konusu hakkında kendi görüşüne sahip. Ancak kesinlikle cumhurbaşkanlığı için aday göstermediğine inanıyorum. Söylenenlerin aksine Genelkurmay Başkanı, siyasi sürecin seyrine müdahale etmiyor. Taleplerini gerçekleştirmek için de halk hareketine eşlik etti. Bildiğiniz gibi ordu, bağımsızlık devrimi günlerinden bu yana bir politikacının görevinde başarısız olması halinde kendisini, yönetimin merkezinde buluyor. Ordu, halkın bağlılığını, ülkenin birliğini ve kazanımları korumak için bunu yapıyor. Bizim açımızdan ordunun korunması gerekiyor ve bazılarının yaptığı gibi onu yok etmekten yana olmamalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Pratisyen doktor olmasına rağmen hiç doktorluk yapmayan Belaid, orduyu da överek, “Genelkurmay Başkanının yaptıklarını başkası yapamadı (eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’ya, geçen Nisan ayında istifa etmesine yol açacak baskıya dikkati çekiyor). Aynı şekilde o, insanların paralarını manipüle edenleri de hapse tıktı. Bu, müthiş bir hareketti. Ancak Genel Kurmay Başkanına yönelik bazı eleştirileri de anlıyorum. Ama ordudan, bir politikacı gibi hareket etmesini beklememeliyiz” dedi.
Geçen cuma günü halk hareketi eylemcileri, 17 Kasım’da başlayacak seçim kampanyalarının düzenlenmesini engellemek üzere protesto gösterisi düzenlemişti. 2014 seçimlerine de aday olan Abdulaziz Belaid, “Bu, onların (eylemcilerin) yalnızca hedeflerine ulaştıklarında demokrasiye inandıkları anlamına geliyor. Adayları, seçimleri ve kampanyaların düzenlenmesini neye binaen engelliyorlar? Halk hareketinin on binlerce kişiyi içerdiğini var sayarsak, seçmenlerin sayısı da 23 milyon. Seçmenlere seçimleri boykot etme çağrısı yapma özgürlüğüne sahipler. Ama seçmenler, aynı zamanda ters istikamete doğru yürüme özgürlüğüne de sahip. Buna karşı şiddet eylemi düzenlememeliler. Bu tavır, benim halk hareketinin bir düşmanı olduğum anlamına gelmiyor. Benim hareketim, eylemcilerin haftalık sokak protestolarından önce yolsuzluğa karşı. Seçimlere destek veriyorum, çünkü tanık olduğumuz krizin tek çözümü bu” değerlendirmesinde bulundu.
Gözlemciler ise halkın reddi karşısında seçimlere katılım oranının düşük olmasını bekliyor. Bu çerçevede bu durumun gerçekleşmesi ve cumhurbaşkanlığı yarışını kazanması halinde Abdulaziz Belaid, “O halde bu pozisyonu kabul etmeyeceğim. Kimse, seçimleri boykot eden bir halkın cumhurbaşkanı olmayı kabul etmez” dedi. Belaid ayrıca, “Olayları önceden değerlendirmemeliyiz. Öncelikle insanların, seçim sandıkları aracılığıyla kendi kaderlerini belirlemesi gerekiyor. Eski demokrasilerde seçmenlerin sayısı yüzde 50’yi aşmıyordu. Bu şartlar altında oy oranının yüksek olması zaten beklenemez. Bu koşullar beni cumhurbaşkanı olmak ve durumu onarmak için aday olmaya motive ediyor, çünkü tek çözüm bu. Yönetimde, 2004’ten (Buteflika’nın ikinci dönemi) bu yana mücadele veriyorum. Yargı tarafından sorunlara maruz kaldım. Adaletsizliği ve despotizmi iyi bilirim. Mücadele ne anlama geliyor bunu da biliyorum” dedi.
Abdulaziz Belaid, eski Başbakan ve seçim yarışında rakibi Ali Benflis’in de sert savunucularından biriydi. Benflis, 2004 yılında Buteflika’ya karşı seçimlere aday olmuştu. Daha sonra iki isim birbirlerine zıt düşerek, her biri ayrı ayrı partilere yöneldi. Belaid ve Benflis, öncesinde Ulusal Kurtuluş Cephesi’nde (FLN) birlikteydi.
Belaid, kendisi hakkında “hareketin karşısında rejime bağılı” olduğunu iddia edenlere de yanıt verirken, “Gösteriler başlamadan önce ülkenin doğusundaki el-Eulma şehrindeki bir toplantıda Buteflika yönetiminin gitmesi gerektiğini söyledim. Ama ifadelerim tartışmaya yol açtı. Ben asla ahlaki değerlerin dışına çıkmadım. Siyaset, her şeyden önce ahlaktır. Herkes (geçici cumhurbaşkanı) Abdulkadir bin Salih’in diyalog çağrısına yanıt vermekten korkarken ben, onunla görüşmek üzere cumhurbaşkanlığına gittim. Birçok kişi, (Başbakan) Nureddin Bedevi  ve Bin Salih’in gitmesini istiyordu. Ben bunun için ve anayasal yollarla gitmeleri için savaştım. Bağımsız, tarafsız ve temiz bir kişiliğe sahip isimlerin ülkenin geçici cumhurbaşkanı olmayı gerektiği fikrinin yanındaydım. Onlara, isimlerini, seçmenleri ve ülkenin hangi temelde yönetildiğini sordum. Demokrasi isteyip de oy kullanmayacak olmaları karşısında şaşkınım! Sandıklara gitmeden iktidarı değiştirmekten bahsedebilir misiniz?” ifadelerini kullandı.
Abdulaziz Belaid tıp doktorluğu ve hukuk diplomasına sahip. 1986'da FLN'ye katıldı ve merkez komitenin en genç üyesi oldu. 1997'den 2007'ye kadar Parlamento Üyesi, Ulusal Cezayir Gençlik Birliği (UNJA) Genel Sekreteri seçildi. FLN liderliğindeki birçok anlaşmazlığın ardından, Şubat 2012'de Müstakbel (Gelecek) Cephesi'ni kurdu ve Genmel Başkanı oldu.
12 Aralık'ta düzenlenecek olan Cezayir Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şu 5 aday yarışıyor: Eski başbakanlardan Ali Benflis ve  Abdulmecid Tebbun, Müstakbel (Gelecek) Cephesi Partisi Genel Başkanı Abdulaziz Belaid,  Hükümete yakın İslamcı çizgideki Ulusal Oluşum Hareketi Genel Başkanı ve aynı zamanda eski bakan Abdulkadir bin Karine, Demokratik Ulusal Birlik Genel Sekreteri İzzeddin Meyhubi



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times