Üniversite mezunlarının işsizlik oranı ilköğretim mezunlarından fazla

İHA
İHA
TT

Üniversite mezunlarının işsizlik oranı ilköğretim mezunlarından fazla

İHA
İHA

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre temmuzda yüzde 13,9 seviyesinde belirlenen işsizlik oranı ağustosta yüzde 14’e yükseldi. 
Böylece işsiz sayısı, Ağustos 2019’da geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bin kişiye ulaştı. 
15-24 yaş arası kabul edilen genç nüfusta işsizlik oranı 6,6 puanlık artış ile yüzde 27,4 oldu. 2018’in ağustosunda bu oran yüzde 20 seviyesindeydi. 
TÜİK, eğitim durumuna göre işgücünü beş başlıkta topluyor: Okur-yazar olmayanlar, ilkokul ve ortaokulu kapsayan “lise altı eğitimliler”, lise mezunları, meslek ya da teknik lise mezunları ile yükseköğretim mezunları. 
Buna göre her eğitim grubunda istihdam edilenlerin oranı düşmüş durumda. İşsizlik ise yükselişte. 
Lise altı eğitimliler arasında işsizlik 2018’in ağustos ayında yüzde 9,7’yken bu oran 2019’da yüzde 13’e çıktı. 
Yükseköğretim mezunlarının işsizliği ise bir yılda yüzde 14’ten yüzde 15,2’ye yükseldi. 

Ağustos dönemi eğitim durumuna göre işgücü durumu 
Eğitim durumuna göre en yüksek işsizlik oranı lise mezunlarına ait. 2019’un ağustos ayında yüzde 16,3 seviyesinde belirlenen bu oran, bir yıl önce yüzde 12,4’tü. 
İstihdamda 790 bin kişilik azalış 
İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 789 bin kişi azalarak 28 milyon 529 bin kişi, istihdam oranı ise 2 puanlık azalış ile yüzde 46,3 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 94 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 695 bin kişi azaldı. 
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, istihdam edilenlerin yüzde 19,6'sı tarım, yüzde 19,5'i sanayi, yüzde 5,5'i inşaat, yüzde 55,4'ü ise hizmet sektöründe yer aldı. 
İşgücüne katılan erkekler, kadınların iki katından fazla 
İşgücü 2019 yılı Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 191 bin kişi artarak 33 milyon 180 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 53,9 olarak gerçekleşti. 
Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,9 puanlık azalış ile yüzde 73,2, kadınlarda ise 0,1 puanlık artış ile yüzde 35 oldu. 



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal