Cezayir: Buteflika kadrolarına öfke büyüyor

Eylemciler, başkent Cezayir sokaklarında yarın yapılacak seçimleri boykot ettiklerini haykırdı (EPA)
Eylemciler, başkent Cezayir sokaklarında yarın yapılacak seçimleri boykot ettiklerini haykırdı (EPA)
TT

Cezayir: Buteflika kadrolarına öfke büyüyor

Eylemciler, başkent Cezayir sokaklarında yarın yapılacak seçimleri boykot ettiklerini haykırdı (EPA)
Eylemciler, başkent Cezayir sokaklarında yarın yapılacak seçimleri boykot ettiklerini haykırdı (EPA)

Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika döneminin sembolleri, 10 gündür devam eden yargı süreci sonrasında hakimin, haklarında katı hükümler vermesi nedeniyle şaşkınlık yaşadı.
Hakim, yurtdışında bulunması dolayısıyla gıyabında yargılanan eski Sanayi Bakanı Abdusselam Buşavarib (20 yıl hapis cezası), eski başbakanlar Ahmed Uyahya (15 yıl hapis cezası) ve Abdulmalik Sellal (12 yıl hapis cezası) hakkında sert kararlar yayınladı. 10 aydır devam eden halk hareketinin devirdiği Buteflika’nın beşinci dönem adaylığında seçim kampanyası sorumlusu eski bakan Abdulgani Zalan ise beraat etti.
Mahkeme ayrıca, eski bakan ve Cezayir’in Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisi olan Muhammed Yusufi hakkında 12, eski bakan Mahcub Bidde hakkında da 10 yıl hapis cezası verdi. Ayrıca Sellal'in oğlu Faris Sellal da dahil, Buteflika’ya yakın olan iş adamları ve hükümet çalışanları hakkında da 3 ila 7 yıl hapis cezası kararı verildi.
Sanıkların ailelerine, kararların ilanından sonra şaşkınlık ve öfke hakim olurken, cezaların sertliği de eleştirildi. Sanıkların avukatları ise kararlara itirazlarını dile getirdi. Aynı şekilde kararlardan sonra hayal kırıklığı yaşayan Sellal ve Uyahya, mahkeme salonundan ayrılarak, cezaevine yöneldi.
Mahkeme, sanıkları “araba montaj fabrikası ve Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın seçim kampanyasında gizli finansman” olarak bilinen dava kapsamında yargıladı. Ancak davayı farklı kılan durum, eski Cumhurbaşkanının kardeşi Saad Buteflika’nın askeri cezaevinden getirilmesi oldu. Saad Buteflika, birçok sanığın iş adamlarına anlaşma ve proje emirlerini verdiğini belirtmesi sonrasında 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Buteflika’nın ayrıca, erkek kardeşinin yönetim sürecini uzatmak amacıyla düzenlenecek olan seçim kampanyalarının lehine büyük fonların tahsil edilmesi faaliyetlerini denetlediği ifade edilmişti. Ancak Saad Buteflika, kendisine sorulan sorulara yanıt vermeyi reddetti.
Öte yandan binlerce üniversite öğrencisi, 10 Aralık’ta başkent Cezayir ve diğer büyük şehirlerdeki haftalık yürüyüşleri sırasında “çete kalıntılarının seçimlerini” protesto etti. Seçim yandaşları ve karşıtları arasında gerginlik ve sözlü çatışmalar yaşanırken eylemciler, yarın (12 Aralık) düzenlenecek seçimlere ve beş adaya karşı sloganlar attı. Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, birçok açıklamasında seçim tarihini ertelemeye çalışanlara müdahalelerin yapılacağı belirtilmişti.
Eylemcilerin liderleri, 10 Aralık’ta seçim saatine kadar gösterilerini yoğunlaştırma çağrısında bulundu. Çok sayıda Cezayirli, sayıları 55 bine ulaşan seçim merkezlerinde çatışma yaşanabileceğine dair endişelerini dile getirdi.
Diğer taraftan avukatlar, başkent Cezayir’de düzenledikleri basın toplantısında, halk hareketine mensup ve sayıları 100’ü aşan tutukluların, “siyasi görüşleri nedeniyle hapsedilmelerini” protesto etmek için 10 Aralık’ta açlık grevine başladığını duyurdu. Tutukluların bazıları, “ulusal birliği tehdit etmek” ve “Amazigh (Berberi) bayrağı kaldırmak” suçlamasıyla 1 ila 1 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Başta devrimci Lahdar Burkia, gazeteci Fadıl Bumala ve siyasi aktivist Samir Belarbi olmak üzere çok sayıda aktivist, “Genelkurmay Başkanına karşı medya organlarında sert eleştirilerde bulunmakla” suçlanıyor.
Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylarından Ali Benflis, 10 Aralık’ta yaptığı yazılı açıklamada, cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde halkın onurunu ve itibarını zedelemeyi amaçlayan dış müdahalelere karşı tepkisini dile getirdi. Benflis, “yabancı bir devlet lehine istihbarat görevi yürütme” suçlamasıyla geçen pazartesi günü gözaltına alınan kişinin, kendi seçim kampanyasıyla bir ilgisinin bulunmadığına da dikkati çekti.
Başkent Cezayir’deki Bi’r Murad Rays Mahkemesi başsavcısı, soruşturma hakiminin emriyle geçici olarak gözaltına alınan Ali Benflis’in seçim kampanyası üyesinin, “genel olarak Cezayir’deki durum, özel olarak da seçim hazırlıkları hakkında düzenli raporlar sunduğu yabancı bir ülke (Fransa kastediliyor) için istihbarat görevi yürüttüğünü” belirtmişti.
Aynı şekilde ulusal- siyasi isimler ve insan hakları aktivistleri, 10 Aralık’ta Cezayir yönetimini, ilerleyen günlerde çeşitli olaylara yol açabilecek bir kaymanın yaşanmasına karşı uyardı.
Eski Dışişleri Bakanı Ahmed Talib el-İbrahimi, eski Başbakan Ahmed Benbitur ve insan hakları aktivisti Yahya Abdunnur da dahil 19 isim, yayınladıkları bir basın bildirgesinde “provokatif konuşmalardan ve tehdit dilinden kaçınma” çağrısı yaptı. Bildirgede, halk hareketi devrimine inananlara da “faaliyetlerdeki farklılıklara ve bunun üzerine kurulu siyasi tutumlara rağmen, başkanlarının görüşlerini ifade etme haklarına saldırmama ve herhangi bir parti mensubunun kışkırtıcı eylemlerine yanıt vermekten kaçınma” çağrısında bulundu.
Şarku'l Avsat'ın haberine göre bildirgede, “Cezayir halkının büyük bir kısmı, bu gergin koşullar altında seçimlerin yapılmasını kabul etmiyor. Bu tutum, her hafta salı ve cuma günleri de onaylanıyor” ifadelerine yer verildi. Aynı şekilde Cezayir otoritesinin reddettiği siyasi bir çözüm vizyonlarının, ancak ciddi ve kapsamlı bir ulusal diyaloğun başlatılmasını sağlayan sakin önlemlerden geçtiği belirtildi.



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
TT

Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)

Suriye İçişleri Bakanlığına bağlı Genel Güvenlik Teşkilatı mensubu bir kişinin, Palmira’da (Tedmur) ABD-Suriye ortak devriyesini hedef alan saldırının faili olduğu açıklandı. Yetkililer, saldırının ardından aynı teşkilattan 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve soruşturma sürecinin başlatıldığını bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir güvenlik kaynağı, Tedmur saldırısını gerçekleştiren kişinin yaklaşık 10 aydır Genel Güvenlik Teşkilatında görev yaptığını, farklı şehirlerde çalıştıktan sonra Tedmur’a atandığını söyledi. Kaynak, olayın hemen ardından 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve haklarında soruşturma başlatıldığını ifade etti.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Babba da saldırganın Genel Güvenlik güçlerine mensup olduğunu ve daha önce yapılan bir güvenlik değerlendirmesi doğrultusunda görevden uzaklaştırılmasının planlandığını belirtti. Babba, resmi televizyona yaptığı açıklamada, saldırganın “tekfirci veya aşırı fikirler taşıyabileceğine” dair bir değerlendirme yapıldığını ve bu doğrultuda hakkında karar alınmasının gündemde olduğunu söyledi.

Sözcü, Badiye bölgesindeki iç güvenlik komutanlığının 5 binden fazla personelden oluştuğunu ve personelin haftalık değerlendirme mekanizmasına tabi tutulduğunu, gerekli görüldüğünde idari ve güvenlik tedbirleri alındığını kaydetti.

Önceki yönetimin devrilmesinin ardından iç güvenlik ve polis teşkilatlarında yaşanan çöküş nedeniyle yeni yönetimin güvenlik açığını kapatmak amacıyla geniş çaplı gönüllü alımına gittiği hatırlatıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada saldırıya karşılık verileceğini belirterek, olayın Suriye makamlarının tam kontrolünde olmayan ve “son derece tehlikeli” olarak nitelendirdiği bir bölgede meydana geldiğini söyledi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), saldırıyı gerçekleştiren kişinin öldürüldüğünü, üç ABD askerinin ise yaralandığını açıkladı. CENTCOM, askeri heyetin Tedmur’da DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlara destek kapsamında bulunduğunu bildirdi.

Suriye yönetimi, Tedmur’da meydana gelen saldırının bir terör saldırısı olduğunu belirterek, ABD hükümeti ve halkına başsağlığı mesajı gönderdi. Açıklamada, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın geçen ay Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Suriye’nin DEAŞ’la mücadele kapsamında uluslararası koalisyona resmen dahil olduğu kaydedildi.

Suriye çölünde 2015–2016 yıllarında etkisini artıran DEAŞ, bu dönemde Tedmur’u kontrol altına alarak tarihi mirasa büyük zarar verdi ve siviller ile askerleri hedef alan infazlar yaptı. Örgüt, Rusya destekli Suriye güçleri ile ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun operasyonları sonucunda bölgeden çıkarılırken, 2019’dan itibaren geniş alanlardaki varlığını kaybetti. Ancak çöl bölgelerinde faaliyet gösteren hücreleri hâlen saldırılar düzenliyor.

ABD güçleri Suriye’de ağırlıklı olarak ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde ve Ürdün sınırı yakınındaki Tanf Üssü’nde konuşlu bulunuyor. Washington, askeri varlığının temel amacının DEAŞ’la mücadele ve yerel müttefiklere destek olduğunu vurguluyor.