Kızıldeniz ve Aden Körfezi için ortak adım: Arap ve Afrika Devletleri Konseyi kuruldu

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, dün katılımcı ülkelerin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, dün katılımcı ülkelerin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
TT

Kızıldeniz ve Aden Körfezi için ortak adım: Arap ve Afrika Devletleri Konseyi kuruldu

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, dün katılımcı ülkelerin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, dün katılımcı ülkelerin dışişleri bakanlarını kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ne kıyısı olan sekiz ülkeyi temsilen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi’nin kurulmasından övgüyle bahsederek, konsey tüzüğünün imzalanmasının önemli bir adım olduğunu ifade etti. Kral Selman bin Abdulaziz’in bu açıklamaları, Kızıldeniz ve Aden Körfezi sınırındaki Arap ve Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları ile görüşmesi sırasında geldi. Toplantı sırasında bu ülkeler arasında ortak işbirliğini geliştirmenin yollarının yanı sıra bölgede güvenliği ve istikrarı sağlama gibi bir dizi konu ele alındı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, bu zor zamanlarda bölgedeki tansiyonun daha fazla yükselmemesi hususundaki umudunu dile getirerek, bölgenin karşı karşıya olduğu risk ve zorlukları aşmakla birlikte Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nin güvenliğini korumak için işbirliği içerisinde çalışılması gerektiğini vurguladı.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Aden Körfezi ve Kızıldeniz'i çevreleyen ülkelerin dışişleri bakanlarını Riyad’da kabul etti. Toplantıya, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen el-Safadi, Eritre Dışişleri Bakanı Osman Saleh, Yemen Dışişleri Bakanı Muhammed el-Hadrami, Sudan Dışişleri Bakanı Esma Muhammed Abdullah, Cibuti Dışişleri Bakanı Mahmud Yusuf ve Somali Dışişleri Bakanı Ahmed İsa Avad katıldı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, Arap ve Afrika Devletleri Konseyi’nin tüzüğünün imzalandığı dışişleri bakanları toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Tüzüğün imzalanması, sekiz ülke liderliğinin bu hayati su yolu hususunda koordinasyona ve istişareye verdiği önemi gösteriyor. Kızıldeniz, Doğu Asya ülkeleri ile Avrupa arasındaki dünya ticaretinin ana geçiş noktası olarak kabul edilen bu su yolu, küresel ekonominin bütünü için ekonomik, ticari ve yatırım bağlamında oldukça önemli bir konumu temsil ediyor. Bölgede artan sorunların ve tehditlerin ışığında, ülkelerimiz arasındaki çaba ve koordinasyonu iki katına çıkarmamız gerekiyor. Bu konseyi, güvenlikle istikrarı korumak ve refahı temin edecek şekilde kalkınmayı gerçekleştirmek amacıyla kurduk” dedi.
Suudi Dışişleri Bakanı Abdullah, bu konseyin siyasi yönelimi hususunda ve Körfez İşbirliği Konseyi'ne (KİK) paralel bir yapılanma olup olmadığına ilişkin ise, “Bu konsey, Körfez İşbirliği Konseyi'ne paralel bir yapılanma olmayacak. Arap ve Afrika Devletleri Konseyi, farklı olmakla birlikte ortak bir çalışma sistemini temsil etmektedir. Zirve toplantılarının yanı sıra bir sekreterya ve diğer birtakım toplantılar yapılacak. Konsey, tüm alanları kapsayacak bir koordinasyon ve işbirliği girişimidir. Bununla birlikte, Arap ve Afrika Devletleri Konseyi’nin amacı ülkeler arasında koordinasyon sağlama ve çabaları birleştirerek ortak hareket etmektir. Bu konsey, bölge ülkelerinin güvenliğini, kazanımlarını, işbirliklerini ve istişarelerini tüm halkların çıkarlarını gerçekleştirecek şekilde koruma çabalarını temsil eder. Bölge ülkeleri ortak çıkarlara sahip olmakla birlikte benzer tehlikeler ile karşı karşıyadır. Ayrıca bölge şu zamanlarda oldukça hassas bir dönemden geçmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni bir askeri güç inşası konusunda herhangi bir düşüncenin bulunmadığını ifade eden bakan, bütün ülkelerin savunma gücüne sahip olduğuna ve bunun kolektif koordinasyon olarak geliştirilebileceğine işaret ederek, bu ülkeler arasında ikili bir koordinasyonun bulunduğunu belirtti.
Suudi Dışişleri Bakanı Abdullah toplantının açılışı sırasında yaptığı konuşmada, Arap ve Afrika Devletleri Konseyi Tüzüğü’nün onaylanmasının, Kral Selman bin Abdulaziz’in çağrıda bulunacağı zirve toplantısında ülke liderlerine sunulmasına bir hazırlık olduğunu belirtti. Ayrıca bu toplantının, ülkeler arasındaki işbirliğine ve yeteneklerin güçlendirilmesine en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda yapıldığına vurgu yaptı.
Mısır ve Suudi Arabistan arasında önemli görüşme
Suudi Dışişleri Bakanı toplantının oturum arasında Mısır mevkidaşı ile görüştü. İki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve bu ilişkileri çeşitli alanlarda geliştirme yollarını gözden geçiren ikili, Libya krizinin tüm yönlerini ele alan kapsamlı bir çözüme ulaşmak için çaba göstermenin önemini vurguladı. İki bakan, ‘İran ve Türkiye'nin bölgedeki müdahaleleri ve Körfez bölgesindeki Arap devletlerinin maruz kaldığı tehditler de dahil olmak üzere, bölgesel sahnedeki gelişmelerin Arap Körfezi'nin güvenliğini ve istikrarını olumsuz etkilemesine izin vermemenin önemi üzerinde’ uzlaştı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız, toplantıda ayrıca bölgesel arenada meydana gelen son gelişmelerin ve özellikle Türkiye’nin Libya'ya askeri güç göndermesine ilişkin verilen yetki kapsamında Libya sahnesindeki artan gerilimlerin ele alındığını açıkladı. Ayrıca sözcü, tarafların iki ülke arasındaki mevcut krizler ve ortak koordinasyon yollarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.
Öte yandan Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’e selamlarını iletti. Amman'ın zorluklar ve tehditlere karşı dostlarının yanında olduğunu belirten es-Safadi, Kral Selman’ın Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ni çevreleyen Arap ve Afrika ülkelerinin dışişleri bakanları ile gerçekleştirdiği görüşmede, bölgedeki güvenlik ve istikrarı arttıracak şekilde ülkeler arasında ortak işbirliğini geliştirmenin yollarının ele alındığını söyledi.
Konsey 1 yıl sonra kuruldu
Arap ve Afrika Devletleri Konseyi, 8 ülkenin dışişleri bakanlarının Aralık 2018'de Riyad'da düzenledikleri toplantılarda bir anlaşmaya varmalarından bir yıl sonra kuruldu. Bu yeni oluşum, bu ülkeler arasındaki işbirliğini güçlendirmeyi ve bu hayati bölgede güvenliği, istikrarı, ticareti ve yatırımı artırmayı hedefliyor. Uluslararası ticaretin ana arterlerinden biri olarak kabul edilen bu konumun önemi, küresel ticaret hareketindeki yolu kısaltan Süveyş Kanalı'nın açılmasından sonra daha da arttı. Bu su yolu, Asya ve Afrika kıtalarını iki bin kilometreden daha fazla bir mesafeyle birbirinden ayırıyor ve Kızıldeniz'i, Babu’l Mendep Boğazı üzerinden Aden Körfezi'ne ve Arap Denizi'ne; Süveyş Kanalı üzerinden ise Akdeniz’e bağlıyor. Bununla birlikte bölge, korsanlardan veya terörist milislerden kaynaklanan bir dizi tehditle de karşı karşıya. Aynı zamanda ülkeler bu bölgeyi kontrol altına almak için birbiriyle yarışıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından yapılan açıklamada, Arap ve Afrika Devletleri Konseyi’nin kuruluşundan duyulan memnuniyet dile getirildi. BAE Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, bu konseyin Kızıldeniz’e kıyısı olan ülkelerin yanı sıra bir bütün olarak bölgedeki ülkeler arasındaki istikrar, işbirliği ve koordinasyon mekanizmalarını geliştireceği kaydedildi. Ayrıca Konsey’in, ülkeler arasındaki koordinasyon ve işbirliği için gerekli kurumsal bir boyutu temsil ettiğinin belirtildiği açıklamada, Suudi Arabistan'ın diplomatik çabalarına ve konseyin kurulması hususunda oynadığı role övgüde bulunuldu.



Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Hindistan ve Pakistanlı mevkidaşlarıyla gerginliğin azaltılmasını görüştü

 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Hindistan ve Pakistanlı mevkidaşlarıyla gerginliğin azaltılmasını görüştü

 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, bugün Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginliğin azaltılması, durumun yatıştırılması ve iki ülke arasındaki devam eden askeri çatışmaların sona erdirilmesi yönündeki çabaları görüştü.

Bu, bugün Hindistan Dışişleri Bakanı Dr. Subrahmanyam Jaishankar ve Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ishak Dar ile yapılan iki telefon görüşmesiyle gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Bin Ferhan, her iki görüşmede Suudi Arabistan'ın bölgenin güvenlik ve istikrarına olan bağlılığını ve her iki dost ülkeyle yakın ve dengeli ilişkilerini teyit etti.

Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cübeyr, Krallık yönetiminin talimatıyla 8 ve 9 Mayıs tarihlerinde Hindistan ve Pakistan'ı ziyaret etti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, perşembe akşamı yaptığı açıklamada, söz konusu adımın Krallığın gerginliği azaltma, devam eden askeri çatışmaları sonlandırma ve tüm anlaşmazlıkları diyalog ve diplomatik kanallar aracılığıyla çözme çabalarının bir parçası olduğunu belirtti.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, perşembe günü İslamabad'da Bakan Adil el-Cubeyr'i kabul etti ve ikili, Pakistan ile Hindistan arasında Güney Asya'daki güncel gelişmeleri görüştü.

Pakistan Hükümeti'nden yapılan açıklamada, Şahbaz Şerif'in, İki Kutsal Caminin Koruyucusu Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a takdirlerini ilettiği ve iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerinin olumlu seyrinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği belirtildi.

Hindistan'ın, 22 Nisan'da Hindistan kontrolündeki Keşmir'de gerçekleşen saldırıya yanıt olarak çarşamba günü Pakistan topraklarına düzenlediği hava saldırılarından bu yana iki ülke arasında füze saldırıları, topçu atışları ve insansız hava araçları (İHA) saldırıları devam ediyor. Hindistan, Pakistan'ı turistik kent Pahalgam'da 26 kişiyi öldürmekten şüphelenilen "terörist gruba" destek vermekle suçlarken, İslamabad olayla herhangi bir ilgisi olduğunu kesin bir dille reddediyor. Pakistan, iki ülke arasında son yirmi yılda yaşanan en şiddetli askeri çatışmada, Hindistan'ın füzelerine karşılık verdi. Uluslararası toplum ise Pakistan ve Hindistan'a itidal çağrısı yapmaya devam ediyor.