Avustralya'daki cehennem, 1,25 milyar hayvanı yok etti

Avustralya yangınları şuana kadar 25 milyon dönümlük araziyi yakıp yok etti (Getty)
Avustralya yangınları şuana kadar 25 milyon dönümlük araziyi yakıp yok etti (Getty)
TT

Avustralya'daki cehennem, 1,25 milyar hayvanı yok etti

Avustralya yangınları şuana kadar 25 milyon dönümlük araziyi yakıp yok etti (Getty)
Avustralya yangınları şuana kadar 25 milyon dönümlük araziyi yakıp yok etti (Getty)

Muhammed Tahir
Avustralya’da geçtiğimiz Kasım ayında başlayan bu yılki yangınlar hala sona ermedi.
Yangının yayıldığı geniş araziler, uydu görüntüleriyle çok net bir şekilde görüntülendi. Bölgedeki güvenlik kameraları ve vatandaşların cep telefonlarıyla çektikleri görüntüler ise devam eden orman yangınlarını ve burada yaşayan vahşi hayvanların iç burkan görüntülerini gözler önüne serdi. Diğer yandan onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan yangından etkilenen bölgelerdeki vatandaşların tahliye işlemleri sürüyor.
Her yıl belli dönemlerde yaşanan bu yangınlara Avustralya alışmış bir ülke. Ancak bu yıl yaşanan bu doğal afet, azami seviyelere çıkan şiddetli sıcaklık dalgası ve 2017’den beri süren kuraklık sebebiyle, öncekilerden çok farklı bir hal aldı. Bu sezonun ilk kıvılcımı, toz dalgasının Avustralya’nın güneydoğu kıyılarında rekor derecedeki ısı dalgasıyla çarpıştığı noktada patlak verdi. Uzmanlar, bu ilk kıvılcımların bu birleşimden oluşan rüzgarların ağaçlara sürtündüğü an çıktığını düşünüyor.
25 milyon dönüm
Tahminen 25 milyon dönümü yakıp yok eden yangınlar, bölgede kaydedilen en büyük ikinci orman yangını sayılıyor. İlk sırayı alan ‘Tayga yangınları’ ise Sibirya ormanlarında 2003 yılında patlak vermiş ve 47 milyon dönümlük bir araziye yayılmıştı. 2014 yılında 8,4 milyon dönümü yakıp yutan Kanada'daki Kuzeybatı Toprakları yangınları da bu listede üçüncü sırada bulunuyor. Yine Kanada’da bulunan Manibota’da çıkan yangınlar ise kapladığı 8,1 milyon dönümlük bir alanla dördüncü sırada yer alıyor. Beşinci sırada da 1939’da Avustralya’da meydana gelen ve 5 milyon dönümü içine alıp önüne çıkan tüm kasabaları yok eden ‘Kara Cuma’ yangınları bulunuyor.
Bilim adamları, kuraklığın körüklediği yangınların aynı zamanda küresel iklim değişikliğinden de etkilendiğini söylüyor. 2019’da Avustralya’da ülkenin geniş bölgelerine vuran kuraklık eşliğinde rekor sıcaklıklar kaydedildi. Öyle ki; Aralık ayının ortalarında, maksimum sıcaklık 41,9 dereceye ulaştı. Devam eden yangınlardan çıkan duman bulutlarının Avustralya'daki büyük şehirlerin gökyüzünü kaplaması ise insan sağlığına etkileri hususunda endişelere yol açtı. Brezilya ve Arjantin’in meteorolojilerine göre bu zehirli dumanlar başta bu iki ülke olmak üzere Güney Amerika'ya doğru 12 bin kilometreden fazla yol aldı.
Bu yılki yangınların bir diğer kötü özelliği de çok yüksek ağaçların bulunduğu ormanlarda çıkmış olmaları. Bu yüzden ateşlerin itfaiye araçlarıyla aşağıdan değil de helikopterlerle yukarıdan söndürülmesi gerekiyor. Bu da bu felaketle başa çıkılmasını yavaşlatıyor. Bir diğer özelliği ise yaklaşık bir buçuk milyar canlıyı da beraberinde götürüyor olması. Öyle ki; alevlerin kendilerini esir aldığı hayvanlar, bu alevleri yangınların çoktan söndürülmüş ya da hiç başlamamış olduğu bölgelere taşıyor. Dolayısıyla bu doğal afet, katlanarak artıyor.
Bugün bu yangınlar, yalnızca insan ve hayvanların hayatıyla güvenliğini tehdit etmekle kalmıyor; aynı zamanda bitkiler gibi tüm biyolojik çeşitlilik için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bitkilerin gördüğü zararın gücü; yangınların süresi ve tehlikesi, toprağın türü, maruz kalan alanın hacmi, yangınların ardından gelen sağanak yağışlar gibi birkaç farklı faktöre bağlı.
Nesli tükenen canlı türleri
Sidney Üniversitesi tarafından yayınlanan istatistiklere göre yangınlar; memelilerden, kuşlardan ve sürüngenlerden tahminen 1,25 milyar canlının, dört ayaklılardan 100 milyon hayvanın ve sayılamayacak kadar çok sayıda haşeratın ölümüne neden oldu. Üniversitenin istatistikleri, aynı zamanda Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) verilerine dayanıyor. Bilim adamları ise bu konuda ileriye giderek, en az iki ay daha sürebilecek olan bu yangınların tüm hayvan türlerini Avustralya'nın vahşi yaşam haritasından sileceği düşüncesinde.
Kangurular gibi Avustralya’ya özgü hayvanlardan biri olan koalalar, bu yangınlardan ciddi şekilde etkilenen önemli hayvan türlerinden biri. Avustralya Çevre Bakanı, 27 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Avustralya'daki koala nüfusunun yüzde 30'undan fazlasının yangınlarda öldüğünü bildirdi. Hayvanların gıda, barınma ve korunma gibi yaşam koşullarından yoksun yaşamaya çalıştığı göz önüne alındığında bu oranın artacağından korkuluyor.
Nesli tükenmekte olan türler listesine katılan kangurulardan yangınlardan etkilenen ya da ölen sayısıyla ilgili herhangi bir veri bulunmuyor. Yabani hayat uzmanları, yine milyonlarca kangurunun bu yangınlar sebebiyle doğrudan ya da açlık ve susuzluk sebebiyle dolaylı olarak yok olacağı konusunda uyarıyor.
Peki develerin suçu ne?
Diğer birçok keseli ve daha küçük hayvan türü de yok olma tehlikesi altında. Güney ve Doğu Avustralya’da bulunan vombatgiller, fareler gibi çeşitli hayvanlar da bu türlerden bazıları. Yalnızca yangınlar değil etçil ve yırtıcı kuşların bu türleri daha fazla avlamaya başlaması da bu tehlikeyi körüklüyor. Aynı şekilde vahşi batı papağanı, çeşitli doğu kuşları ve uçan tilki gibi türler de yok olma riski altında bulunuyor.
İronik olan ise yangınların etkisinin Avustralya’daki bu krizin çözümüyle ilgisi olmayan varlıklara kadar sıçramış olması. Öyle ki; Avustralya hükümeti, çok miktarda su ve ağaç yaprağı tükettiği, bunun da küresel ısınma ve yangın krizini körüklediği gerekçesiyle 10 bin deveyi kurşunla vurarak öldürmek gibi şok edici bir karar aldı. Hükümetin deve toplulukları üzerinden geçecek birkaç helikopterle ve keskin nişancılarla planını uygulamaya koyacağı biliniyor.
Avustralya yangınlarının atmosfere ciddi miktarlarda karbondioksit salgılaması, bölgesel ve küresel düzeyde iklimi etkiliyor. Bu durum, 2030 yılına kadar Paris İklim Anlaşması uyarınca karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabaların pek de sonuç vermeyeceğini gösteriyor. İnsanlığın bu yangın ve gelecekte meydana gelecek diğer afetlerden kaynaklanan büyük kayıpları telafi edemeyeceği doğru; ancak bugün tüm dünyanın bu afetlerle baş etmeyi sağlayacak stratejiler geliştirmesi ve geçmişteki hatalardan ders alması gerekiyor.



The Walking Dead'in yıldızından ikinci sezona dair büyük ipucu

The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)
The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)
TT

The Walking Dead'in yıldızından ikinci sezona dair büyük ipucu

The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)
The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)

The Walking Dead: Dead City'nin ikinci sezonunda Negan'ın yeni yönleri ortaya çıkacak. Yan dizi, Maggie ve Negan'ın zombilerin istila ettiği New York sokaklarında, hem dış tehditlerle hem de karmaşık geçmişleriyle mücadelesini konu alıyor. 

İlk sezon, birbirlerine düşman olan ikilinin Maggie'nin oğlu Hershel'ı Hırvat adlı yeni bir düşmandan kurtarma çabasını ve aralarındaki zoraki ittifakı ele almıştı. Aralarındaki kanlı geçmişe rağmen Dead City, Negan'ın insani yönlerini daha önce hiç olmadığı kadar öne çıkardı. İkinci sezondaysa bu dönüşüm daha da derinleşecek.

Jeffrey Dean Morgan, Jack Quaid'le başrolü paylaştığı yeni filmi Neighborhood Watch'u tanıtırken Screen Rant'e verdiği röportajda, Dead City'nin yeni sezonuyla ilgili ipuçları verdi. Morgan, karakterinin zamanla nasıl değiştiğini şöyle anlattı:

Onu ilk tanıdığımızda dünyanın en kötü adamıydı. Ama zaman geçtikçe başka bir yüzünü görmeye başladık.

59 yaşındaki Morgan kendi karakter yolculuğunu, yeni projesindeki rol arkadaşı Jack Quaid'in dönüşümleriyle kıyasladı ve şöyle devam etti:

Jack genellikle dışarıdan iyi görünen ama içinde karanlık bir taraf barındıran karakterleri oynuyor. Bense tam tersiyim. Her zaman İlk anda karanlık bir imajla çıkıyorum karşınıza ama sonra içimde başka bir taraf olduğunu keşfediyorsunuz. Bu yıl Negan'ın bir başka yönünü daha göreceğiz. Maggie’yle arasındaki ilişki ve bunun bu kıyamet sonrası New York'ta nasıl şekillendiği üzerine yeni şeyler izleyeceğiz. Hikaye devam ediyor. Eğlenceli bir yıl olacak.

Negan'ın bitmeyen kefaret arayışı

Dead City'nin ikinci sezonu Negan'ın, The Walking Dead'in son sezonlarında başlayan kefaret arayışını sürdürecek gibi görünüyor. Glenn ve Abraham gibi sevilen karakterleri acımasızca katleden zalim bir liderken; zamanla daha karmaşık, insani yönleriyle öne çıkan bir figüre dönüştü. Maggie ise yaşadığı kayıplar ve geçmişteki vahşet yüzünden hâlâ onu affedemeyen, acı ve öfke dolu bir karakter olmaya devam ediyor. İkili arasındaki bu kırılgan ateşkes ve yıllara yayılan travma, yan dizisinin duygusal merkezinde yer almayı sürdürecek.

The Walking Dead: Dead City'nin ikinci sezonu, ABD'de 4 Mayıs'ta yayına girecek. Birleşik Krallık'ta ise haziranda izleyiciyle buluşması planlanıyor. Türkiye içinse henüz resmi yayın tarihi duyurulmadı. 

Dead City'nin ilk sezonu, Türkiye'de TV+ üzerinden izlenebilir.

The Walking Dead evreni, 15 yıllık geçmişi ve pek çok yan dizisiyle bugün hâlâ genişlemeye devam ediyor. İlk dizi artık zombi türünü aşarak bir televizyon klasiği haline geldi. 

Independent Türkçe, Screen Rant, Collider